Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/629 E. 2018/203 K. 22.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/629 Esas
KARAR NO : 2018/203

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2016
KARAR TARİHİ : 22/02/2018

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,

İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında elektrik enerjisinin temini amacıyla abonelik sözleşmesi imzalandığını, davacı şirketin davalıdan elektrik satın aldığını, davalı tarafın davacıdan her ay elektrik bedelinin yanı sıra kayıp-kaçak bedeli adı altında para tahsil ettiğini, başka kişilerin kullandığı kaçak elektrik bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gidilmesinin hukuk devleti ve adalet düşüncesi ile bağdaşmadığını, hırsızlıkları engelleme, takip edip bedelini tahsil etme ve kayıpları önleme görevinin davalı şirkete ait olduğunu, davalı tarafça tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin tespit edilerek şimdilik 5.000,00 TL’sini ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın idari yargı yolu çerçevesinde görülebileceğini, davalı şirketin ticari ilişkide elektrik tedarikçisi olup karar verilme yetkisinin EPDK olduğunu, EPDK kararları gereği kayıp-kaçak bedelinin faturalara yansıtıldığını, bedeli tahsil edip AYEDAŞ’a aktardıklarını, tahsilatın AYEDAŞ adına yapılması nedeniyle davada taraf sıfatının bulunmadığı, davalıya husumet düşmeyeceğini, davaya konu bedelin yasal düzenlemeler çerçevesi içinde tahsil edildiğini, alınan bedelin EPDK tarafından ilan edilmesi sonucu uygulandığını, bu bedelin elektrik enerjisinin maliyet unsurları içinde bulunduğunu, dava konusu bedelin tahsil edilmemesi gibi bir inisiyatifin bulunmadığını, davacının sözleşmeyi imzalarken her türlü tutar ve oranları kabul ve taahhüt ettiği gibi faturaları itiraz olmaksızın ödemesi karşısında fatura içeriklerini kabul etmiş sayılacağını bildirmiş, davanın husumet ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak, iletim, perakende satış hizmeti ve sayaç okuma bedellerinin istirdatı istemine ilişkindir.
Davalı vekili yargı yolu itirazında bulunmuş ise de davanın abonelik sözleşmesine dayalı ödenen bedelin iadesi istemli nitelikte bulunması nedeniyle uyuşmazlığın çözümünün Adlı Yargı yerinde yapılması gerektiği göz önünde tutularak bu istem haklı görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı ve özellikle davalı vekilince sunulan tahsilata ilişkin belge ve fatura örneklerinden taraflar arasında elektrik hizmeti sunumu ve alımı konusunda abonelik sözleşmesinin bulunduğu, davalı şirket tarafından davacı taraftan dosyaya sunulan faturalar uyarınca içinde dava konusu edilen ücretlerin de bulunduğu elektrik ücretlerinin tahsil edildiği görülmüştür.
Davalı vekili, tahsilatların AYEDAŞ adına yapıldığı, davalı şirkete husumet düşmeyeceğini iddia etmiş ise de davaya konu faturaların ve elektrik kullanımından kaynaklanan ücretin davalı tarafından tahsil edildiği, elektrik şirketleri arasındaki üretim tahsilat gibi ilişkilerin iç ilişkiyi ilgilendirdiği, davacının abonelikten doğan hak ve alacaklarının hangi şirkette kaldığını takip etme gibi bir yükümlülüğü olmayacağı gibi davalı şirketin davacı abone bakımından tahsilatçı sıfatı ile sorumluluğunun devam edip dava tarihi itibariyle taraf sıfatının bulunduğu, iade yükümlülüğünün de davalı şirkete ait olduğu dikkate alınarak husumet itirazı haklı görülmemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 Karar Sayılı ilamıyla; 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesi ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna, tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verildiği, adı geçen kurumun bu yetkiye dayalı olarak 11.08.2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliği” yayımladığı, lisans sahibi şirketlerin bu tebliğ gereği tüketiciden kayıp-kaçak bedeli adı altında bedel tahsil ettikleri, dördüncü madde ile EPDK’ya sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisinin verilmediği, özellikle kaçak bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, faturalarda gösterilen bedelin şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesinin hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedelin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiş, bu sonuca ilişkin olarak yasal değişiklik yapılıncaya kadar mahkemelerce tüketicilerin lehine hüküm kurulmuştur.
Ancak 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK’nun kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Bunun yanında 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen geçici 19. madde ile “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.”, geçici 20. madde ile “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
Somut olayda dava tarihi itibariyle davacı taraf haklı olsa da açıklanan yasa değişiklikleri nedeniyle davacı tarafın davalı taraftan EPDK kararları gereği davalı tarafça tahsil edilen ve dava konusu bedellerin iadesini talep etme hakkının kalmaması nedeniyle yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte dava konusuz kalmış, bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yargılama giderleri yönünden ise; dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olan lehine hüküm verilmesi gerekli olup, somut olayda davacı tarafın dava tarihinde haklı olduğu, yargılama sırasında yürürlüğe giren yeni kanun hükmünün uygulanmaması durumunda davanın kabul edilmesinin gerektiği, davalı tarafın, dava tarihinde davacı tarafın dava açarak yargılama gideri yapmasına haksız olarak sebebiyet vermiş olduğu göz önünde tutularak davacı taraf lehine maktu vekalet ücreti ile yargılama giderlerine hükmedilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kalması nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 85,39 TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 49,49 TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı taraf yararına takdir edilen 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç, 80,00 TL yedi adet tebligat gideri ve 5,10 TL bir adet posta ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 150,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve harcanmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,

Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
22/02/2018