Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/610 E. 2019/317 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/610 Esas
KARAR NO : 2019/317

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/05/2016
KARAR TARİHİ : 19/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasındaki hizmet ilişkisi kapsamında davalı şirketin almış olduğu hizmetlerin karşılığı olan bedelleri uzun bir süre ödememesi sebebiyle davacı müvekkili şirket tarafından davalı şirketteki alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu —— İcra Müdürlüğünün 2016/6076 esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalı borçlu şirket tarafından işbu takibe haksız surette kötü niyetli olarak itirazda bulunduğunu, takibin durdurulduğunu, borçlu ile müvekkili şirket arasında hizmet alımından kaynaklı ve icra takibine dayanak faturalarda detaylandırılmış ticari hizmetler sebebiyle ve bu ticari ilişki gereğince davacı müvekkili şirketin davalı şirketten dava konusu takibe konu alacağı olduğunu, davalı şirket tarafından her ne kadar bu faturaların hizmet alımına dayanmadığını, gerçek bir ticari ilişki mevcut olmadığı halde fatura düzenlendiğini iddia edilmekte ise de, davalının bu iddialarının tamamen yersiz ve mesnetsiz olduğunu, söz konusu faturaların mevcut ticari ilişki kapsamında usulünce düzenlenmiş ve davalı borçlu şirkete gönderilerek yasal süresinde itiraz edilmemesi sonucunda kesinleştiğini, 6102 sayılı kanun gereğince tacir olmanın sonucu olarak tacirler faturaların kendisine ulaşmasından itibaren 8 gün içinde fatura içeriğine itiraz etmemesi halinde fatura içeriğini kabul etmiş sayılmakta olduğunu, bu durumda huzurdaki davada davalının faturanın kendisine ulaşmasından İtibaren 8 gün içinde faturaya itiraz etmediğini ve işbu faturaları da ticari kayıtlarına işlemek suretiyle, fatura borcun ve içeriğini kabul ettiğini, bu halde davacı müvekkilinin ticari kayıtlar ile alacağını ispat etmiş durumda olduğunu, davalı borçlu şirketin faturaların gerçeği yansıtmadığına ve borcun bulunmadığına ilişkin iddialarının gerçek dışı olduğunu, ispatı mümkün olmayan bir iddiadan ibaret olduğunu, faturaların kesilmesinde ve kendisine tesliminde hiçbir itirazda bulunmayan davalı borçlunun, davacı müvekkilinin icra takibine giriştikten sonra takibe itiraz etmesinin tamamen kötü niyetli olduğunu, faturaya itiraz etmeyen davalı borçlunun icra takibine girişilmesinin ardından takibe itiraz etmesinin hukuken ve usulen mümkün olmadığını, itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen ve icra konusu yapılan alacağa kanıt olarak gösterilen, ——– tarihli —– sayılı ——- faturalarının, içerik açısından gerçeği yansıtmadığını, bu faturaların davalı —–. yöneticilerinin bilgisine sunulmadığını, kabul ve onayı yapılmadığını ve varlığından ilk defa, düzenlendikten 7 yıl sonra icra dosyası ekinde —— iletiğinde haberdar olunduğunu, bu faturaların açıklama bölümünde yer alan işlerin hiçbirisinin adı geçen müşteri projesi ile ilgili işyerlerinde —– tarafından gerçekleştirilmediğini, davacı ile davalı şirketlerin aynı adreste muhkim olduğunu, diğer şirketler ile de birlikte birbirleri ile hem ortaklık, hem yönetim, insan kaynakları, finansman açılarından aleni veya örtülü olarak grup şirketlerini oluşturmakta olduğunu, dava konusu faturaları davacı adına düzenleyen ve davalı adına kabul edip kayda almakla birlikte 7 yıl boyunca kötü niyetle gizleyen muhasebe yöneticisinin aynı kişi ——- olduğunu, diğer taraftan davacı ile davalı şirketlerin yönetim kurulu başkanın da aynı kişi olmasına rağmen, bu faturanın varlığının kendisinden gizlendiğini, onayının alınmadığını,—— aynı muhasebe yönetmeliğini uygulamakta olduğunu, bu prosedürler —- yönetim sistemine göre yazılı olarak tanımlandığını, muhasebe yönetmeliğine göref — tarafından fatura düzenlenmesi açısından müşterinin siparişi ve—- yetkilisinin sipariş onayı aranacağını, daha sonra sipariş konusu edilen işin tamamlandığı ile ilgili proje yöneticisi ve müşteri yetkilisinden onayı alınmadan fatura düzenlenemeyeceğini, muhasebe kayıtları kıymetli evrak niteliğinde olduğu için orijinali müşteriye gönderilen tüm evrak fotokopi ve tarama yoluyla bilgisayar ortamda saklanacağını, grup şirketleri muhasebe yöneticileri, kendi dönemlerine ait kıymetli evraktan sorumlu olacağını, bu faturaların düzenlendiği yıl itibariyle ——-şirketleri merkezi muhasebe sorumluluğunda ve arşivinde olması gerekmekte olduğunu, —-. arşivinde bulunmadığını, dava dosyası ekine de faturaların sipariş, kabul, onayları içeren imzalarla ilgili hiçbir belge bulunmadığını, fiyat teklifi, teklif onayı ve sipariş mektubu, sipariş teyidi, işin tamamlandığı ile ilgili teslim tesellüm belgeleri ile faturaların her iki şirket açısından onay imzaları ortaya konulmadan alacak konusu yapılan faturaların gerçekliğinin kabul edilemeyeceğini, bahsi geçen faturalarda,— üstlendiği müşteri projeleri,——-olduğunu, —-, bahsi geçen projelere saat ücreti ve süresi tanımlı mühendislik hizmetleri ile montaj işçiliği hizmetleri verdiğini iddia ederek bu faturaları tanzim ettiğini, her üç faturada da hizmet tanımlarının, kopyala yapıştır yöntemi ile çoğaldığının anlaşıldığını, her bir proje dosyası ve detayları uzman kişi tarafından, incelenen faturalarda tanımlanan işler ile yapıldığı iddia edilen işlerin uyuşmazlık konusu hemen tespit edilmesinin mümkün olacağını belirterek davanın reddine, icranın kaldırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, cari hesap alacağı dayanak gösterilmek suretiyle başlatılan takibe itirazın iptali davasıdır.
Dava, yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçelerin teatisi tamamlanmış, yöntemine uygun duruşma açılıp tarafların tüm delilleri toplanılmış, uyuşmazlık noktaları resen belirlenerek bilirkişi raporu alınmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası celp edilmiş taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —– sayılı dosyasının incelenmesinde;— tarihinde başlatılan takibin alacaklısının …, borçlusunun——olduğu; takibin 2 adet fatura ile banka havalesi ile yapılan ödeme ve nihayetinde cari hesap alacağı dayanak gösterilmek suretiyle 193.122,09 TL alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; —- ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği; borçlu şirket yetkilisince 04/04/2016 tarihli itiraz dilekçesinde borca ve ferilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce 04/04/2016 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, huzurdaki davanın 18/05/2016 tarihinde ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu edilen hususlar teknik incelemeyi gerektirdiğinden ve delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, ön inceleme duruşmasında tarafların ticari defterlerinin incelenmesi ve belirlenen hukuki ihtilaf noktalarında taraf iddia ve savunmalarını tartışır ve karşılar rapor tanzimi için dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, dosya, defter incelemesi için mali müşavir bilirkişi —— nitelikli hesaplamalar ve sözleşme denetim uzmanı bilirkişi —- — mühendisi bilirkişi ——— oluşan heyete tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişilerden oluşan heyet tarafından sunulan tarihsiz rapor içeriğinde seçenekli sunulan kanaatlerden, alacağın ispatı hususunun davacı tarafça ispat edilmesi gerektiği ancak buna ilişkin delil sunulmaması sebebiyle davanın reddine ilişkin olanına dair rapor içeriği HMK.m.282 kapsamında denetime elverişli görülmüş ve hükme esas alınmıştır.
Sulunan rapor içeriği ile toplanan deliller birlikte değerlendirilerek davacı vekiline delil listesinde dayanmış olması sebebiyle yargılamanın 4 nolu celsesinde yemin deliline başvurup başvurmayacağı hatırlatılmış, davacı vekilli tarafından yemin metnini hazırlamak ve karşı tarafa tebliği için süre verilmesinin talep edilmesi üzerine bu hususta gerekli ihtaratı içerir şekilde davacı vekiline süre verilmiş; celse arasında davacı vekili tarafından ara karardan rücu edilmesi talebine dair sunulan dilekçe sebebiyle mahkememizce 09/11/2018 tarihli ara karar ile takibe dayanak faturaların davalı ticari defter ve kayıtlarında yer alıp almadığının belli olmaması sebebiyle alacağın varlığını ispat yükünün davacı tarafta olduğu gerekçesiyle ara karardan rücu isteminin reddine karar verilmiş ve davacı vekilince sonraki duruşmada yemin deliline dayanmaktan vazgeçtiği belirtilerek toplanan deliller kapsamında davanın kabulüne karar verilmesi istenmiş olması sebebiyle toplanan deliller ve davalı vekilinin yemini eda etmeye hazır olduğunu bildirmesi hususu da dikkate alınarak yargılamaya devam olunmuştur.
Dava konusu uyuşmazlık; takibe konu edilen 3 adet faturaya konu hizmetin davacı tarafından davalıya verilip verilmediği, davacı şirketin dava konusu edilen faturalara konu hizmeti verip vermeye kabil olup olmadığı ve her iki şirketin temsil ve ortaklık yapılarının aynı olup olmadığı, faturayı düzenleyen ve onaylayan (teslim alan kişinin) aynı kişi olup olmadığı, fatura içeriğinin gerçek olup olmadığı, davacı şirket alacağının tarafların ticari kayıtlarında var olup olmadığı bu kapsamda yapılan itirazlar doğrultusunda takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten muaccel bir alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı ile takibe itirazın iptali ile icra inkar tazminatı hüküm koşullarının bulunup bulunmadığı hususlarında ihtilaf bulunduğu tespit edildi.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ile alınan bilirkişi raporları doğrultusunda; taraflar arasında mühendislik ve montaj işine dair yazılı olmayan hizmet alım satımına ilişkin ticari ilişki kurulduğu, davalı tarafından takibe dayanak fatura konusu işlerin davacı tarafından yapılmadığı, taraflar arasında organik bağın var olduğu ve şirket ortağının muhasebe çalışanlarını kullanmak suretiyle usulsüz kayıtların kurulmasına ilişkin talimat verdiği hususlarının iddia edildiği, sunulan deliller kapsamında davalı organik bağ/grup şirket olgusunu ispat edemediği, alınan bilirkişi heyet raporunda her iki taraf ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğu, davacının defterlerine göre davalı şirketten takip tarihi itibari ile 193.122,09 TL alacaklı olduğu, davalının cari hesap ekstrelerini inceleme sırasında hazır etmediği dolayısı ile sadece 2008-2009 yılları ticari defter ve kayıtları incelendiği ve davacıya herhangi bir borcunun olmadığının tespit edildiği, bu halde alacağının varlığını ispat yükünün davacıda olduğu, davacının alacağının varlığını ticari defter ve kayıtları ile birlikte hizmetin verildiğini de ispat ederek yerine getirmesi gerektiği, ancak davacı tarafça hizmetin verildiğini ispat eder bir delilin dosyaya sunulmadığı gibi yerleşik içtihatlar kapsamında usulüne uygun olarak yapılan hatırlatmaya rağmen başvurduğu yemin deliline dayanmaktan vazgeçmesi ve davalının yemini eda etmeye hazır olduğunu bildirmesi hususu da dikkate alınarak davacının davasını ispat edemediği ve itirazın iptali isteminin reddi gerektiği kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Karar harcı 44,40-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.332,44-TL harcın mahsubu ile artan 2.288,04-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — deki esaslara göre belirlenen 17.537,33-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.