Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/547 E. 2020/288 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/547 Esas
KARAR NO: 2020/288
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/05/2016
KARAR TARİHİ: 16/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı —- elindeki bonoya dayanarak müvekkil hakkında ————– sayılı dosyasıyla takip başlattığını, müvekkil davacının takip dayanağı bonoların bedellerini ödemiş olduğunu, ödemeye rağmen davalının bonoları müvekkiline teslim etmediğini, davalının işbu bonoları bedelsiz kullanmasından dolayı –Asliye Ceza mahkemesi ————-dosyasından 6 ay hapis cezası aldığını ve kararın kesinleştiğini, bahse konu senede dayalı olarak önce müvekkilin evine hacze gelindiğini ve malların haczedileceğinin söylendiğini, çocuklarının önünde haciz yapılmaması için müvekkili davacının olmayan borcu ödeme taahhüdünde bulunduğunu ve taahhüdü ihlal suçuna muhatap olmamak içinde icra takibine konu tutarı borcu olmamasına rağmen ikinci kez ödemek zorunda kaldığını iddia ederek, müvekkili davacının davalıya –İcra Md. ——- sayılı dosyasından borcu olmadığının tespitine, takibin durdurulmasına, takibin durdurulması hususunda teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkili davacının —–İcra Md.——— dosyasıyla ve haricen fazla ödediği ———-faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ——-İcra Md. —— sayılı icra takibinin konusunun — bononun ———- kısmına ilişkin olup, bu bedel müvekkili tarafından tahsil edilemediği gerekçesiyle takibe konulduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı tarafça senet bedelinin tamamının ödendiği iddia edilse de dava dilekçesinde elden ödendiği iddia edilen——- kısma ilişkin bir ödeme belgesinin sunulmamış olduğunu, bu durumda ispat olunamayan bu savın soyut bir iddiadan öteye geçemeyeceğinin aşikar olduğunu, elden ödemeyi bizzat yaptığı iddia olunan kişi ———— duyumdan ileri gitmeyen ifadesinin dava dilekçesine kopyalanıp, yapıştırılmasının nedenini anlayamadıklarını, davalı tarafın her ne kadar ——- Asliye Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanmış dosyayı kendisine dayanak kabul edip hukuki hamlesini bu dosya üzerinden şekillendirmişse de söz konusu dosyada ihtilaf konusunun ——– ödenmemiş olduğu gerçeğinin lehlerine olacak şekilde ilgili mahkeme hakimi tarafından ortaya konduğunu, —– Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş olan haksız karara karşın Kanun Yollarına başvurmayışlarının temel nedeninin hali hazırda devam eden icra takibiyle alakalı hiç bir duraksamaya dahi neden olmayacak olması olduğunu, ancak davacı tarafın mezkur takip başlangıcından beri ilk etapta menfi tespit davası açması gerekirken dosyaya bir kısım ödemeler yapması ve aslı astarı olmayan ceza davalarıyla yargıyı oyalamış olmasının kötü niyetten başka bir izahı bulunmadığını, davacının borcu olmadığını iddia ettiği bir para için —-İcra Ceza Mahkemesi —- sayılı dosyası ——tarihli celsesinde alınan savunmasında, “Ödeyemedim, ödemek istedim, ancak ödeyemedim..” ifadesini kullanmasının borcunu zımnen kabul ettiği, fakat ödeme konusunda güçlük yaşadığının bir göstergesi olduğunu savunarak, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, davacının icra takibine dayanak bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ödenen bedelin iadesine ilişkin istirdat davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında ——– tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası ve ceza dosyası celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
—– İcra Müdürlüğü’nün ——- Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine —- tanzim, —– vade tarihli bono dayanak gösterilerek ——–bono bedeli, —- işlemiş faiz, —komisyon olmak üzere toplam—— alacağın tahsili için ————- tarihinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması ve davacı tarafça delil olarak bilirkişi deliline dayanılmış olması sebebiyle dosya alanında uzman Mali müşavir tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişi tarafından sunulan —- tarihli bilirkişi raporunda; davacının dava tarihi itibariyle —- asıl alacak, —- işlemiş faiz borçlusu olduğunun hesaplandığı, davacının menfi tespit ve buna dayalı olarak talep ettiği ———— istirdatlı taleplerinin yerinde olmadığının sonucuna varıldığının rapor edildiği, iş bu rapora yapılan itirazları karşılar ve tartışır ek rapor tanzimi için dosya anılan bilirkişi tekrar tevdi edilmiş,—— tarihli ek rapor içeriğine göre; takibe dayanak bononun bedelsiz kaldığı, diğer bir ifadeyle davacının takip borçlusunun işbu bono nedeniyle borçlu bulunmadığı, ——— istirtadına ilişkin talebin de davacının takip nedeniyle ödediğini iddia ettiği tutara ilişkin herhangi bir kanıtlayıcı belgeyi dosyaya sunmadığından, takip alacaklısı davalı vekilinin kabul beyanı doğrultusunda davacının istirdat talebinin ———– yönünden yerinde olduğu rapor edilmiş, söz konusu ek raporun tahsil harcına ilişkin talebin kabul edilmesi gerektiği yönündeki kanaat hariç olmak üzere diğer kısımlar denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında — İcra müdürlüğünün ———esas sayılı takip dosyasına konu senedin bedelsizliği iddiasına dayalı olarak açıldığı, davacının söz konusu senet bedelinden sorumlu olup olmadığı, senedin bedelsiz olup olmadığı, icra takip dosyasında konu borçtan davacının borçlu olmadığının tespiti ile davacının ödemiş olduğu ———istirdadının mümkün olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve hükme kısmen esas alınan ek bilirkişi raporundaki tespitler kapsamında, davacı tarafından gayrimenkul satış bedelinin bir kısmının tediyesi amacıyla —- düzenleme,—- vade tarihli —- bedelli bononun düzenlenerek davalıya verildiği, davalının söz konusu bonunun —- tutarındaki kısmının ödenmediği iddiasıyla davacı aleyhine —- İcra Müdürlüğü’nün —– sayılı dosyasından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, anılan icra dosyasında —- tarihli haciz tutanağında haciz esnasında davacı borçlunun borcu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulunduğu daha sonra —– tarihinde davalı alacaklının davacı aleyhine taahhüdü ihlal şikayeti üzerine yapılan yargılamada ise —- İcra Ceza Mahkemesi’nin—– sayılı dosyasından şikayetin reddine karar verildiği, icra ceza şikayet tarihi ile aynı gün davalı vekilince icra dosyasına açılan —- tarihli talepte davacının dosya borcuna mahsuben ——– haricen ödediğini beyan ederek tahsil harcını ödemek istediğini talep ettiği, bunun üzerine icra müdürlüğünce davalı alacaklıdan aynı tarihte —– tahsil edildiği, davacının şikayeti üzerine yapılan ceza yargılamasında ———–Asliye Ceza Mahkemesi’nin —– sayılı dosyasında davalının dava konusu edilen senedi tahsil etmesine rağmen icra takibine konu etmesi sebebiyle bedelsiz kalan senedi kullanmak suçundan dolayı ceza aldığı, kararın kesinleştiği, ceza yargılamasında dinlenen tanık anlatımları kapsamında senet bedelinin ——- olarak elden; bakiye — ise banka havalesi ile ödendiğinin sabit olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi uyarınca, hukuk hakimi, ceza mahkemesince verilen karar ile bağlı değil ise de, hem ilmi, hem de kökleşmiş yargı kararları gereğince ceza mahkemesince uyuşmazlık konusu bir olayın tesbitine, başka bir deyişle, olayın varlığı ve bu olayın sanık tarafından işlendiğine ilişkin maddi nedensellik ilgisini tesbit eden kesinleşmiş hükmün hukuk mahkemesini bağlayacağı, somut olaydaki maddi olgunun ise senet bedelinin davalı tarafından tahsil edilmiş olması olduğu, davacı taraf her ne kadar ——- ödediğini beyan etmiş ve bu tutarın iadesini talep etmiş ise de icra dosyasının incelenmesinde veya dosya kapsamı itibari ile bu tutarda bir ödemenin yapıldığına ilişkin bir delil sunamadığı ancak davalının icra dosyasına davacıdan ——- haricen tahsil ettiğini beyan ettiği, davalının bedelsiz kalan senedi bilerek kullanmış olması sebebiyle bu miktarda sebepsiz zenginleştiği ve davacının davalıdan bu tutarı talep edebileceği, her ne kadar bilirkişi ek raporunda davacının icra dosyasına ödenen tahsil harcını da talep edebileceği belirtilmiş ve gerçekten de tahsil harcı İİK ve Harçlar yasası uyarınca borçludan tahsil edilmesi gereken bir bedel ise de dosya kapsamı itibari ile icra dosyasına harcın davalı tarafından yatırıldığının sabit olması sebebiyle bilirkişi raporunda yazılanın aksine davacının bu tutarı talep edemeyeceği, davacı ödediği bedeli faizi ile iadesini talep etmiş olmakla, davalının dava konusu senedi tahsil etmiş olmasına rağmen yeniden kısmi bir bedel tahsil etmiş olmasının sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında değerlendirilmesi (TBK m.77/2) gerektiği ve TBK 117/2 madde madde hükmü kapsamında yapılan değerlendirmede davalının iyiniyetli olduğundan bahsedilemeyeceği için zenginleşme tarihinden itibaren faiz talep edebileceği, ancak ek raporda işlemiş faiz hesabının hatalı yapıldığı ancak yapılacak hesabın basit nitelikte olması dolayısı ile yeniden ek rapora gönderilmesinin usul ekonomisine uygun olmayacağı ve mahkememizce yapılabileceği, mahkememizce yapılan hesaplamada icra dosyasına ödeme tarihi olarak bildirilen —-tarihinden —- dava tarihine kadar geçen —- için % 9 yasal faiz üzerinden yapılan hesaplamada davacının davalıdan —- yasal faiz talep edebileceği bu istemin üzerine kalan talebin reddi gerektiği değerlendirilerek ——- davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bu tutarın ——— dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile —- davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bu tutarın ——dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar harcı 1.200,97 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 307,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 893,57 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından tarafından yapılan 336,60 -TL ilk masraf, 128,20 TL tebligat ve müzekkere gideri, 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.164,80 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.137,70 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——- esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——-esaslara göre belirlenen 418,76 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/06/2020