Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/536 E. 2022/268 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/536 Esas
KARAR NO : 2022/268

DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 02/05/2016
KARAR TARİHİ : 30/03/2022

Mahkememizde görülen İflas (İflasın Ertelenmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı —— kurulduğunu, şirketin başta — olmak üzere birçok— kullanarak üretim yaptığını, diğer davacı — faaliyete geçtiğini, şirketin, —üretimini gerçekleştirdiği ürünlerin tamamını — — yıllarında yeni iş ve —– neticesinde 25,000.000,00 TL gibi— yatırımlarının yapıldığını,—– vadeli — ettiğini ancak — almalarının peşin almalarına nispeten % 25 oranında ek maliyet oluşturduğunu, bunun yanında —- dalgalanmaların etkisi ile piyasada oluşan ekonomik şartların şirketi zor duruma soktuğunu; davacı—— yönünden ise, üretici davacı şirketin faiz oranlarından olumsuz etkilenmesinin kefalet yükümlülüğü olan diğer davacı şirketi de etkilediğini, davacı şitketlerin — tarihi itibariyle borca batık olduklarını, temel ve tali tedbirlerin uygulanması ile davacı şirketlerin borca batıklıktan çıkabileceklerini, yukarıda arz ve izah ettikleri sebeplerle, İİK 179.maddesi uyarınca gerekli tedbir kararının verilmesini, daha sonra da davacı şitketler — ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MÜDAHİL İSTEMLERİ :
Müdahillik talebinde bulunan vekilleri ayrı ayrı dilekçelerinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava, İİK nun 179 ve devamı maddeleri ile 6102 sayılı TTK nun 376. ve 377. maddelerinde düzenlenen— istemidir.
Davacı şirketlerin ekonomik sıkıntıda olmaları nedeniyle iflasın ertelenmesi talebinde bulunulmuştur.
İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından — çerçevesinde bu durumdan — bulunan –için öngörülmüş bir hukuki korunma yolu olup, alacaklıların durumunu zorlaştırma– değildir. İflasın ertelenmesi için; şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı— şirketin mali durumunu düzeltebileceğine ilişkin somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir.
Borca batıklık;– borçlarını karşılayamaması hali olup, TTK’nun 376. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nun 178(1) madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlenmelidir. Borca batıklığın tespitinde aktiflerin satış değeri dikkate alınmalıdır.– ciddi ve inandırıcı sayılabilmesi için —- unsurlarının şirketin borca batıklıktan kurtularak sürdürülebilir bir mali yapıya kavuşmasına imkan verecek nitelikte olması zorunludur. —sadece şirketin mevcut işleyişinin devamı ve tedbir kararlarıyla borca batıklıktan kurtulabileceğine ilişkin olmamalı, TTK’nun 376(2) maddesindeki nakit sermaye konulması—– sermaye artışı, yeni ortak alınması, şirketin mevcut işleyişi sonucu şayet mümkün — ve önlemleri içermeli, İİK’nun 179. maddesinde aranan ciddi ve inandırıcı özellikleri haiz olmalıdır.
İİK 179. maddesinde, “— düzenlenmiştir. Yasada, — vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan birinin, şirket veya kooperatifinin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebileceğine yer verilmiştir.Erteleme tedbirleri 179/a maddesinde düzenlenmiş, ilk fıkranın son cümlesinde, ayrıca şirketin ve kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemlerin alınacağı ifade edilmiştir. Uygulamada, İİK 179/b bendinde yer verilen, erteleme kararının etkilerine dair düzenlemede yer verilen konuların tamamı veya tamamına yakını, ihtiyati tedbir olarak kabul edilmiştir.Bir anlamda, İflas erteleme talebinde bulunan şirket, lehine oluşturulan İhtiyati tedbir kararı ile birlikte erteleme kararının bütün sonuçlarından yararlanmıştır. Bu şekilde oluşan uygulama — sonucunda, erteleme süresinin başlangıcının, şirketin ertelemenin sonuçlarından, tedbir kararı ile birlikte yararlanmaya başlaması nedeniyle, tedbir tarihi olarak kabul edilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir.İcra ve İflas Kanunun 179/4. fıkrasında, erteleme süresinin azami bir yıl olduğu, bu sürenin kayyımın verdiği raporlar dikkate alınarak mahkemece uygun görülecek sürelerle uzatılabileceği, ancak uzatma sürelerinin toplam 4 yılı geçemeyeceğine yer verilmiştir. Yasal düzenleme emredici niteliktedir.
Borca — olup olmadığının tespiti,–gerektirmekle bu konuda bilirkişi görüşüne başvurulması — ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve karlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tespit edilmelidir. İİK nun 179/a maddesinde iflasın ertelenmesi isteminde bulunulması üzerine, —-geçmesi ya da yönetim kurulu kararlarını onaması için derhal bir kayyım atayacağı, ayrıca şirketin ve kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemleri alacağı, son fıkrada ise, — olarak iyileştirme gösterip göstermediğini mahkemeye rapor edeceği düzenlenmiştir.
Erteleme isteyen davacı şirketin mali durumu yargılama sonuna kadar her aşamada mahkemece incelenmesi ve iyileştirme projesinin uygulanabilir olup olmadığı denetlenmeli gerektiği yerleşik Yargıtay Kararlarında belirtilmektedir.
— ilamı uyarınca; “İİK’nun 179/b-4 maddesi uyarınca iflas erteleme süresi 4 yılı geçemez ilk iflas erteleme süresi nazara alınırsa bu süre toplam 5 yıldır. Şirketin tedbir kararından yararlandığı süre ve halen borca batıklık halinin varlığı göz önüne—olmadığı gerekçesiyle iflasın ertelenmesi talebinin reddi ile iflasa karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması nedeniyle hükmün tesisi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
Somut olayda;— dosya içerisine 14/02/2022 tarihli bilirkişi heyeti esas alınarak yapılan inceleme sonucu davacılardan —– verileri karşılaştırıldığı, 2016 yılına nazaran piyasa borçlarının %51 banka borçlarının ise %98 azaldığı, fakat buna karşılık kamu borçlarının —-yükseldiği, bu verilerin şirketin– ödemeyerek sağladığı, kaynağı ise piyasa ve kredi borçlarına ödemede kullandığı tespit edilmiştir. Davacılardan — hesaplarına göre net —-olduğu, kaydi değere göre — artışın ağırlıklı olarak maddi duran varlıklardan özellikle de —– kaynaklandığı, şirketin toplam— olduğu, yapılandırma — olan ilk yıl ödemesi dışında kalan — borçlar içerisinde ye aldığı ve sonuç olarak ——– rayiç bilançoya — varlığına karşılık -bulunduğu ve — hesap edildiği ve şirketin — tedbir kararının alındığı — yükseldiği, borçlu şirketin piyasaya ve bankaya olan borçların kaynağını — ödeyemeyerek— ettiği yani şirketin piyasalara ve bankalara olan borçlarının ödendiği ancak kamu borcu niteliğindeki — ödenmeyerek — sağladığı tespit edilmiştir.
Davacılardan — yapılan incelemede — tarihli rayiç bilançoya göre —borca batık durumunda olmadığı, şirketin borcunun—-yükseldiği, — genellikle — davacı– ürettiğ– şirket olduğu, piyasa borcu olan —- alınan sipariş avanslarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Her iki şirket yönünden yapılan incelemeler sonucu 31/10/2021 tarihili itibariyle şirketlerin borca batık durumunda olmadıkları, davacı şirketlerden —- banka borçlarının hatta faaliyetlerini yürütebilmesi için gerekli olan finansın — borçların mahkememiz tarafından — ihtiyati tedbir niteliğinde verilen karar ile sağlandığı ve — borca batık olmadığı tespit edilmiştir. Davacılardan —— tarihli rayiç bilançoya göre — ve borca batık durumda olmadığı tespit edilmiştir.
İflas erteleme kararı verilmesi için her şeyden önce davacı şirketin borca batık durumunda olması gerekir. Her iki davacı şirketin de yapılan teknik inceleme ile borca batık durumunda olmadığı tespit edilmiştir. İflas erteleme şartları hem davacı şirketlerin borca batık durumunda olmamaları, hem de mahkememiz tarafından —- tedbir yolu ile iflas erteleme şartlarından yararlanmaya başladıkları, ancak bu sürenin — ilamı uyarınca toplam sürenin 5 yılı geçemeyeceği, erteleme tedbirlerinden faydalanabilmek için üst sınırındın — dolduğu, daha fazla erteleme tedbiri verilmesinin hem kanunen mümkün olmadığı, hem de şirketler borca batık olmadığından usulen mümkün olmadığı anlaşılmakla her iki davacı şirket yönünden şirketler borca batık olmadığından ve iflas erteleme tedbirlerine ilişkin kanunen verilen üst sınır olan 5 yıllık sürenin dolmuş olması nedeniyle verilen tedbir kararlarının kaldırılmasına ve akabinde davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenerle;
1-Davacı şirketlerin iflasın erteleme taleplerinin REDDİNE
2-Mahkememiz— verilen bütün ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmasına
3-Atanan kayyumların görevlerinin derhal sonlandırılmasına
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE İRAD KAYDINA
5-Davacı tarafça yapılan masrafların uhdesinde bırakılmasına
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansının bakiye kısmının, karar kesinleştiğinde 6100 sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafa iadesine
İlişkin olarak, davacılar vekili ile hazır bulunan asli müdahil vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.