Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/502 E. 2018/385 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/502 Esas
KARAR NO : 2018/385

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/04/2016
KARAR TARİHİ : 10/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının — Şube Müdürlüğü mesuliyet sahası içinde su kanal yapımı ve bakım ve rehabilitasyon işi kapsamında yaptığı çalışmadan ötürü hasar meydana geldiğini, bu hasar sebebiyle — İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyasında davacı müvekkili ile davalı adına icra takibi başlatıldığını, davacı müvekkili icra dosyasına 2.380,74-TL ödeme yaptığı, ihale edilen işlerde iş sahibi durumundaki idareler, yapılan işleri, müteahhit firmalara istisna akdi çerçevesinde anahtar teslimi şeklinde yapıldığını, dolayısıyla iş saha müvekkilinin bu tip sözleşmelerde eserin yapılması sırasında meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağını, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. Maddesi uyarınca söz konusu tutarın davalı tarafından müvekkiline ödenmesi gerektiğini belirterek müvekkili tarafından ödenen 2.380,74-TL’nin avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı şirket yetkilisine usulüne göre dava dilekçesinin tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermediği anlaşıldı.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle; zarar gören 3. şahsa ödenen bedelin taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden yüklenici davalıdan rücuen tahsili için açılan alacak davasıdır.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçelerin teatisi tamamlanmış, HMK.140.maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı olarak yapılmış, uyuşmazlık noktaları tespit edildikten sonra ve tahkikat aşamasından sonra deliller toplanmış, 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesiyle 6102 sayılı T.T.K. nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle usul hukuku hükümlerinin yürürlüğe girdiği andan itibaren uygulanacağına dair hükümler dolayısıyla huzurdaki davanın miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi olduğu anlaşıldığından tahkikat aşamasında HMK 316 vd. maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası ve taraflar arasındaki sözleşme celp edilmiş, davacı tarafça sunulan ödeme dekontu ve yazışmalar incelenmiştir.
Davaya konu — İcra Müdürlüğü’nün — esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; alacaklısının —, borçlularının davacı ve davalı şirket olduğu, takibin 29/03/2008- 17/06/2008 ve 12/07/2008 tarihli hasar tespit tutanaklarına istinaden başlatıldığı, takibe konu alacağın 752,65 TL asıl alacak, 71,70 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 824,35 TL olduğu, borçlu İski tarafından ödeme emrine yapılan itiraz sebebiyle alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davası neticesinde —Sulh Hukuk Mahkemesi’nin — esas ve — karar sayılı ilamı ile itirazın iptaline ve takibin devamına kesin olarak karar verildiği, bu kapsamda davacı — tarafından icra dosyasına 24/03/2016 tarihinde 2.380,74 TL yatırıldığı ve dosya borcunun kapatıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının—Şube Müdürlüğü mesuliyet sahası içerisinde su kanal yapım ve rehabilitasyon işiyle ilgili davalının üstlendiği edim sebebiyle dava dışı şirkette oluşan zarara ilişkin olarak davacı tarafından dava dışı firmaya ödenen 2.380,74 TL’nin sözleşme ve şartname kapsamında davalıdan istenip istenemeyeceği, davalının oluşan zarardan sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise miktarı hususlarında toplanmaktadır.
Yukarıda yazılı sebepler, tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller doğrultusunda, taraflar arasında davacının —Şube Müdürlüğü mesuliyet sahası içerisinde su ve kanal yapımı, bakım ve rehabilitasyon işini üstlenen davalının gerçekleştirdiği kazı çalışmaları sırasında dava dışı İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin elektrik tesisatı kablolarını koparmak suretiyle anılan şahsa zarar verdiği, bu kapsamda dava dışı Ayedaş tarafından davacı ve davalı aleyhine başlatılan takibe yapılan itiraz sebebiyle İski aleyhine açılan itirazın iptali davasında — Sulh Hukuk Mahkemesi’nin— esas ve — karar sayılı ilamıyla itirazın iptaline kesin olarak karar verildiği, davacı İski tarafından icra dosyasına 24/03/2016 tarihinde 2.380,74 TL ödeme yapıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. Maddesinde “Yüklenici firmaların imalat esnasında diğer alt yapı kuruluşların ve belediyelerin görev alanındaki alt ve üst yapıların zararları ile yüklenicinin kusurundan kaynaklanan su ve atık su baskınları veya imalat hatasından kaynaklanan bilimum parasal cezalar yüklenici firmadan tahsil edilir.” hükmüne yer verildiği, dolayısıyla yüklenici tarafından yapılan işler sebebiyle oluşan zararlardan yüklenici davalının sorumlu olduğunun sözleşme ile kararlaştırıldığı anlaşıldığından davacının ödeme yaptığı bedeli davalıdan talep edebileceği kanaatine varılarak davanın kabulü ile, 2.380,74 TL’nin 24/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, 2.380,74 TL’nin 24/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 162,63-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 155,00-TL ilk masraf, 106,00-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 261,00-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,

İlişkin olarak davalının yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı miktarı itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/04/2018