Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/457 E. 2021/325 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/457 Esas
KARAR NO: 2021/325
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/04/2016
KARAR TARİHİ : 16/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, davalı taraf müşteri temsilcisi ile —– tarihinde yapıldığı iddia edilen telefon görüşmelerinde müşteri temsilcisince davacı şirkete hat sağlanacağı ve kampanya dâhilinde cihaz verileceği, kampanyaya sınırsız internet paketinin de dâhil olacağının taraflar arasında onaylandığını, onay işleminin müşteri temsilcisince davacı şirkete gönderilen mail ile de teyit edildiğini, — tarihinde Davacı ——arasında taahhütname imzalandığını, ayrıca, taraflar evvelinde sözlü olarak daha sonrada Taahhütname ile yazılı olarak aylık fatura bedelinin —- olacağı hususunda mutabık kaldıklarını, —— tarafından ödenecek tutarın — olduğu not edildiğini, — tarafından temin edilen hizmet karşılığında —– üzerinden anlaşmaya varılmış olduğunu, davacı tarafa gönderilmiş herhangi bir faturanın olmadığını, davalılar tarafından ilk ay için —– fatura tutarı olduğunun bildirildiğini ve bu tutarın ödenmesinin gerektiği söylendiğini, bunun üzerine Davacı Şirket tarafından, fatura tutarında hata olduğu, ödenmesi talep edilen tutarın mutabık kalınan tutar olmadığı konusunda —- düzeltme talep edildiğini, ancak —– tarafından bu hususta yetkilerinin bulunmadığını, fatura tutarının —olması gerektiğini ancak konuyla ilgili —–şikâyet oluşturulacağını davacı tarafa ilettiklerini, bir süre sonra — tarafından; kendilerinin yaptığı düzeltme talebi neticesinde — kendilerine düzenlenen fatura bedelinin doğru olduğu, — bedeli ve — cihaz bedeli olmak üzere toplamda —- fatura bedeli olduğu yönünde açıklamada bulunulduğunu, davacı tarafa mail ortamında iletildiğini, İnternet üzerinden oluşturulan şikâyetlere verilen cevaplarda ve yapılan telefon görüşmelerinde de davacı şirket’e o tarihte — kampanya olmadığı, kampanya tutarının —– olduğu yönünde açıklamalar yapıldığını, davacı şirket’in itirazlarının neticelenmesi beklenmeden … tarafından Taahhütname kapsamında sağlanan hizmetler ikinci aydan itibaren durdurulduğunu, davacı şirket tarafından —-… tarafından verilen — tarihli cevaplarda davacıya ait hatta ilişkin sistem kaydı oluşturulurken bayi —- tarafından hata yapılmış olduğunun kabul edildiğini, ilerleyen dönemlerde Davacı şirket’in fatura tutarlarının her bir ay için sırasıyla—– olduğunu, davacı şirket’e, davalı ——– aylık ve peşin olarak —- gönderilecek faturalar uyarınca ödeyebileceğimizi ya da bu işbu bedelleri kredi kartı ile ödeyebileceğimizi…” belirtildiğini, Davacı Şirket’e bugüne kadar hiçbir fatura ibraz edilmediğini, davalı— davacı şirket aleyhine —– tutarında icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibinde ödeme emri Davacı—- usulsüz olarak tebliğ edildiğini, Davacı —- borçlu olmadığı bir borcu faizi ve icra takip giderleri ile birlikte —- olarak ödemek zorunda kaldığını belirterek; tahsil edilen —– kendilerine iadesine, kusurlu davalının taahhütnameyi ihlali ve haksız feshi nedeni ile davacı şirket’in maruz kaldığı —-zararın davalı tarafından tazmin edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı —-tarafından vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın ——- imzaladığını, bu taahhütname ile ilgili süresi içerisinde dava açılmadığını, bu nedenle iş bu dava yönünden zaman aşımı itirazında bulunduklarını, davacının, hukuka aykırı tahsil edildiği iddia edilen —- taahhütnamenin ihlali ve haksız fesih nedeniyle ödendiği iddia edilen —- ödenmesini talep ettiklerini, —- —-olduğunu, —– tarafından sunulan hizmet ve ürünlerin satılması ve pazarlaması işini —– işlem yaptığını, buna göre —– kendi adına davacı tarafa bir taahhütte bulunmasının mümkün olmadığını, kendi adına hizmet ve ürün satması ve pazarlamasının da mümkün olmadığını, —–tarafından sunulan hizmet ve ürünleri davacı firmaya götürmüş olduklarını, davacı firma tarafından bu hizmetlerin kabul edildiğini, imzalanan sözleşmenin, tarafları olan —– ve davacı arasında taahhütname şartları hüküm ifade etmeye başladığını, davacının davaya konu ettiği faturalar ile ilgili olarak —–muhatap olmasının mümkün olmadığını bundan dolayı davacı tarafa bir borcunun olmasının mümkün olmadığını, ——– gerek taahhütname, gerek diğer davalının bayisi olması nedeniyle diğer davalıya karşı tüm edimlerini yerine getirmiş ve taahhütname gereği olan —- davacı yana teslim ettiğini, taahhütnamede davacı yana aylık – internet kullanım hakkı karşılığında aylık – davacı yanın almış olduğu cihaz bedelinin aylık taksiti olan —olmakla toplamda—- fatura toplam bedeli yansıtılacağının göründüğünü, davacı yanın dava dilekçesinde ifade ettiği gibi toplam fatura bedelinin —- ile sınırlı olmadığı gibi sınırsız data hakkı verilmesinin de söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı —Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, —- ile yapılan takip neticesinde—- ödediği paranın istirdadını talep ettiğini, ancak faturalandırmanın, sözleşme ve taahhütnameye uygun yapıldığını, davacı tarafın takibe konu olan hattın kendisine ait olduğunu ve yüksek fatura tahakkuku yapıldığını iddia ettiğini, davacı tarafın, kendilerine herhangi bir fatura gelmediğini ifade etmiş olsa da bu hususun doğru olmadığını, taraflar arasında yapılan sözleşme gereği her ayın aynı tarihlerinde tahakkuku edilen faturaları takip etmekle yükümlü olduğunu, takip etmemekle kendi edim yükümlülüğüne aykırı olduğunu, davacı tarafın aylık borcun —– olarak ödenmesi gerektiğini iddia etmesine rağmen bu tutarı bile ödemediğini, kabul ettiği kısmı bile ödememek suretiyle temerrütte olduğunun aşikâr olduğunu, istirdat davalarının ödeme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiğini, borçlu tarafın ——– dosyasından usulsüz tebligat sebebi ile dava açıldığını, mahkeme tarafından verilen kararın tebligat usulüne uygun olduğunun hükmedildiğini, huzurdaki davada bu hususun tekraren aksinin ileri sürülmesinin doğru olmadığını yapılan itirazın borç yönünden değil, sadece tebligat usulsüzlüğüne ilişkin olduğunu, borçlu şirketin yapmış olduğu üç adet ihtarname masrafı olan ——talep ettiğini, bir an için davanın kabul edilmesi halinde dahi ihtar makbuzların yargılama giderleri kapsamında olmadığından bahisle davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle icra dosyası kapsamında davacı tarafından ödenen bedelin istirdatı ve ihtar masraflarının tazminine ilişkin açılan tazminat davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporları alınarak yargılama sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyaları, —— sayılı dosyası celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
—- dosyasının incelenmesinde; davalı — —tarafından davacı borçlu aleyhine — asıl alacak, — evrak masrafı olmak üzere toplam—–tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin süresinde itiraz edilmemesi sebebiyle kesinleştiği anlaşılmıştır.
——–dosyasının incelenmesinde; davalı ——- tarafından davacı borçlu aleyhine—- tahsili için —– tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin süresinde itiraz edilmemesi sebebiyle kesinleştiği anlaşılmıştır.
——–sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından dosyamız davalısı —- aleyhine —– dosyasından yapılan tebligatın usulsüz olduğu iddiasıyla şikayet yoluna başvurulduğu, mahkemece —– tarihinde davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması ve taraflarca delil olarak bilirkişi deliline dayanılmış olması sebebiyle dosya ilk olarak alanında uzman bilirkişi —- tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişi tarafından sunulan —-tarihli bilirkişi raporunda; davacının iddialarını ispatlayamadığı bu bakımdan davacının talebinin yerinde olmadığı yönünde görüş bildirilmiş, iş bu rapora yapılan itirazlar ve mahkememizce kurulan ara karar kapsamında dosya ek rapor tanzimi için aynı bilirkişiye tevdi edilmiş, söz konusu bilirkişi tarafından sunulan —– tarihli ek raporda; kök rapordaki görüşünde bir değişiklik olmadığının bildirildiği görülmüş, bu rapora da yapılan itirazlar dolasıyla tekrar dosya anılan bilirkişiye tevdi edilmiş bu kez sunulan ——– tarihli ekin eki raporda; bir takım eksikler olması sebebiyle teknik değerlendirmenin yapılamadığı yönünde görüş bildirilmiş, bu rapora da yapılan itirazlar ve mahkemece oluşan kanaat kapsamında dosya bu kez —— tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişi tarafından sunulan — tarihli raporda; davalı ——- ayıplı hizmet sunduğu yönünde görüş bildirilmiş, söz konusu bilirkişi raporunun ilgili kısımları HMK 282. Maddesi kapsamında denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında — tarihli yapılan sözleşme ile aylık hat bedeli ile cihaz ve internet sağlanmasına ilişkin sözleşmeye aykırı olarak davalı tarafın belirlenen miktar — farklı olarak sözleşmeye aykırı olarak —– dosyasında asıl alacağın faiziyle birilkte —- tahsil edildiğini, ayrıca hattın kullanıma kapandıktan sonra davalılara gönderdiği —htardan dolayı toplam masrafın —- olduğundan bahisle ödediği bedelin istirdatı ile zarar tazminatının istemine ilişkin olduğu hususlarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında ————-imzalandığı, davacının müşteri davalıların sağlayıcı ve bayi olduğu, dosyaya sunulan belgelerden söz konusu taahhütname kapsamında davalı sağlayıcı tarafından davacıya hat ve cihaz temini saplanacağı, cihaz taksit bedelinin — olarak belirlendiği, taahhüt süresinin —ay olduğu, davalı vekili tarafından sunulan yanıt dilekçelerinde davacıya hat kullanım bedeli olarak —- toplamı —- fatura bedeli yansıtılacağının beyan edildiği, ancak toplanan deliller arasında yer alan form id belgesinde ise cihaz ücreti olarak —– alınacağının belirtildiği, dolayısı ile davalıların basiretli tacir gibi davranmadıkları, müşteriye yanlış bilgi verildiği ve sözleşmeye aykırı hareket edildiğinin açık olduğu, davacının şikayeti üzerine davalı operatör firmanın müşteri hizmetleri tarafından verilen yanıtlarda da bayi tarafından hata yapıldığının kabul edildiği, buna rağmen davalı operatör tarafından davacıya verilen hizmetin sözleşmenin 2. Ayında durdurulduğu ve davacı yan aleyhine 4 adette toplam —-tutarında fatura tanzim edildiği, faturaların davacıya tebliğ edilmediği, ödeme yapılmaması sonrasında ise davacı aleyhine—- dosyasından icra takibi başlatıldığı, davacı tarafından söz konusu dosya borcuna istinaden —- ödeme yapıldığı, davanın —–yönünden istirdat istemi ile açıldığı ve İİK 72/7 maddesi uyarınca davacının bu bedeli 1 yıllık süre içerisinde talep ettiği anlaşılmakla davalı operatör şirketin sözleşmeyi haksız sona erdirdiğinin tespiti ile dönmeye ilişkin olarak davacının ödediği bedeli davalı operatörden geri isteyebileceği, yine taahhüde konu cihazın da davacıya verildiğine ilişkin bir delil sunulmadığından cihaz bedelinin tenziline ilişkin olarak ek inceleme yapılmasına da gerek görülmediği, yine davacının davalının kusurlu davranışlarını sona erdirmesine yönelik toplam —- masraf yaptığı, borç ilişkisinin ifa dışında sona ermesi halinde ortaya çıkan zararların tazminin gerektiği ve bu zararın olumlu zarar niteliğinde olduğu —– tarafından yapılan noter masraflarının da bu kapsamda olduğu davacının söz konusu zararı her iki davalıdan talep edebileceği kanaati varılmakla davanın kabulü ile; davacının —-sayılı icra takibine konu borçtan sorumlu olmadığının tespiti ile davacı tarafından yapılan—-alınarak davacıya verilmesine,—- davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıda şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istirdat istemine ilişkin davasının kabulü ile davacının —- icra takibine konu borçtan sorumlu olmadığının tespiti ile davacı tarafından ödenen —- alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının tazminat istemine ilişkin davasının kabulü ile 425,61 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 88,68-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 59,48 -TL harcın davalılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 62,70-TL ilk masraf, 327,90-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.590,60-TL yargılama giderinin davalı—– sorumluluğu yalnızca 509,00 TL ile sınırlı kalmak üzere davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.298,27-TL nispi vekalet ücretinin davalı —– sorumluluğu yalnızca 425,61 TL ile sınırlı kalmak üzere davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak davalı ——— vekilinin yokluğunda davacı vekili ile diğer davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibari ile KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/03/2021