Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/447 E. 2018/387 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/447 Esas
KARAR NO : 2018/387

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/04/2016
KARAR TARİHİ : 10/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalıdan alacağı ile ilgili olarak İstanbul Anadolu—. İcra Müdürlüğünün— esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını, davalının icra dosyasına yaptığı itirazında böyle bir borçlarının olmadığından bahsettiğini, müvekkili şirketin, davalı firmadan cari hesap ilişkisinden kaynaklanan 5.699,29.-TL alacağı bulunduğunu, bununla ilgili olarak icra takibinden önce davalı tarafa müvekkili şirket tarafından Cari Mutabakat Mektubu gönderildiğini ve davalı firmanın da 23.09.2015 tarihli Cari Mutabakat Mektubundan anlaşılacağı üzere 5.699,29 TL cari hesap borçlarının bulunduğunu ve rakamda mutabık olduklarını belirttiğini, bu mutabakat neticesinde borç ödenmediği için bu defa davalı aleyhinde icra takibi yapıldığını ve davalının önce ikrar ettiği borcunu icra takibi aşamasında inkar etmesi neticesinde takibin durdurulduğunu, müvekkili şirketin alacaklı olduğunu, davalı tarafın da kabulünde olduğunu ve itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, alacaklarının likit olduğunu, itirazın haksız, kötü niyetli, alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik bir itiraz olduğunu ve icra inkar tazminatının yasal koşullarının oluştuğunu belirterek davanın kabulü ile, davalının İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün —Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın konusunun taraflar arasında akdedilen sözleşmeye bağlı ticari ilişkiye dayandırıldığını, davacı firma ile müvekkili firma ürünlerinin uygun teknik koşullarda, dayanıklı şekilde kaplanması işi için anlaşma akdedildiğini, ancak davacı firmanın akdedilen sözleşme koşullarına aykırı hareket ettiğini, müvekkili firmaya ayıplı imalat gerçekleştirdiğini ve davacı firma ürünlerinin müşteriler tarafından geri gönderildiğini, bu sebeple de müvekkili firmanın başta yurtdışı müşterileri olmak üzere ilişkileri ve itibarının fevkalade zedelendiğini, ayıplı ürünlerin iade alınması ve ayıbın giderimi için davacı tarafla görüşüldüğünü, ancak davacı tarafın ticari ahlaka uymayan, sorumsuz ve gayrı ciddi beyanlar ile ürünleri iade almaktan ve ayıpları gidermekten imtina ettiğini, müvekkilinin kendi imalatı olan ürünlerin kaplanması için mecburen 3. Firmalara ayrıca bedel ödediğini ve ayıpların bedeli mukabilinde 3. Kişi firmalarca giderilmesi akabinde, ayıbı giderilen ürünlerin müşterilere nakli için de yeniden nakliye masrafı ödenmek zorunda kaldığını, özellikle yurtdışı müşterilerin mağdur edilmemesi için bedeli yine müvekkilince ödenmek sureti ile ürünlerin hava kargo yoluyla ilgili müşteriye nakledildiğini, davacı tarafın tüm yaşananlara rağmen, hala daha ayıplı ürünlerin bedelini isteyebiliyor olması kabul edilebilir olmadığı gibi, ticari ahlak açısından da son derece düşündürücü ve üzücü olduğunu, konuyla ilgili, davacı tarafın ayıbı gidermeyeceği beyanlarının üzerine gerek ayıbın giderilmesi, gerek müvekkilinin zararının tazmini yönündeki taleplerinin yerine getirmemesi üzerine, Üsküdar —-Noterliği 26.12.2014 tarih ve — yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiğini, karşılığında ise 06.01.2015 tarihli Kartal —. Noterliği— nolu ihtarname keşide edildiğini ve yine kendilerince işbu cevaba karşı 02.02.2015 tarihli — nolu karşı ihtarname keşide edildiğini, ürünlere ait ayıplara ait görseller ve ürünlerdeki ayıpların davalı tarafa bildirildiğine dair bazı mail kayıtları yer aldığını, davacı tarafça yapılan işlere ait ayıplı ürün görselleri bu mail içeriklerinde fotoğraflar ile belirtildiğini, ayrıca davacı tarafça yapılan kaplamaların gönderildiği müşterilerden gelen şikayet mailleri ile ekindeki görselde ayıplı ürünlere ait bilgilerin yer aldığını, davacı tarafın müvekkilinin ayıp ihbarlarına cevabının ise sadece sözleşmede teknik şartname ve tuz test özellikleri yok djbmekten ibaret olduğunu, oysa ürünlerin kalite standartlarının belirlenmiş oldurttu, dpvacı firmaya bu formun sipariş ile birlikte geçildiğini, yine sözleşmenin 5.1 maddesinde ISO 2001 veya ISO 2000 standartlarının geçerli olacağının ayrıca belirtildiğini, kalite standardı belirlenmese bile, basiretli tacir olan ve uzun süredir kaplama işi yaptığı iddia eden davacının, ürünlerdeki ayıplı imalata yol açmayacak ortalama kalitede bir ürün yapması bile yeterli olacakken, hiçbir kalite standardı ve ortalama ürün kalitesi gerekliliğine uyulmadığını, davacı firmanın standardın kalite şartlarına bile uymadığını, kaplamalarda daha ürün kullanıma girmeden sarardığını ve renk değişikliği olduğunu, ortalama kalite standartlarında bile kabulü mümkün olamayan davacı imalatı sebebiyle, davacının hem sözleşme hem de Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde yerine getirmesi gereken edimleri yerine getirmemesi sebebiyle, müvekkili firmanın haklı olarak davacı tarafa ödeme yapmaktan imtina ettiğini belirterek davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; eser sözleşmesine ilişkin ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağına dayalı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup, dilekçeler teatisi tamamlandıktan sonra usulüne uygun olarak ön inceleme duruşması yapılarak uyuşmazlık noktaları tespit edilmiş, deliller toplanmış, icra dosyası celp edilmiş ve bilirkişi raporu alınmış, 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesiyle 6102 sayılı T.T.K. nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle usul hukuku hükümlerinin yürürlüğe girdiği andan itibaren uygulanacağına dair hükümler dolayısıyla huzurdaki davanın miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi olduğu değerlendirilerek tahkikat aşamasında HMK 316 vd. maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulünün uygulanmasına geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan sözleşme, e posta yazışmaları ve ihtarname suretleri incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu, İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün — esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 27/10/2015 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının dosyamız davacısı, borçlusunun dosyamız davalısı olduğu; takibin cari hesap alacağı ve 23/09/2015 tarihli hesap mutabakatı dayanak gösterilmek suretiyle 5.699,29 TL alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; örnek no:7 ödeme emrinin borçluya 28/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekilince verilen 30/10/2015 tarihli itiraz dilekçesinde borca ve ferilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce 17/11/2015 takibin durdurulmasına karar verildiği, huzurdaki davanın 13/04/2016 tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK.83-85 ve HMK.222.maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde ve iddia ve savunmaları tartışır ve karşılar şekilde hukuki ihtilaf noktalarında bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş dosya bu kapsamda bilirkişiler Mali Müşavir —ile kalite kontrol ve metalürji mühendisi —l’den oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor alınmış bilirkişi heyetince düzenlenen 05/07/2017 tarihli raporda her iki taraf ticari defterlerine göre davacı yanın davalıdan takip tarihi itibariyle 5.699,29 TL alacağının bulunduğu, ancak sözleşmeye konu malların ayıplı olduğu, dolayısıyla itirazın iptali istemine ilişkin takdirin mahkememize ait olduğu bildirilmiş söz konusu rapor söz konusu rapora yapılan itirazlar kapsamında davalı vekiline dava konusu mallara ilişkin yapılan harcama ve 3. Kişiye yaptırıldığı belirtilen tadilat ve ayıp giderimlerine ilişkin yapılan harcamalara yönelik delillerini sunması için 2 haftalık kesin süre verilmiş ve ihtarat yapılmış ancak verilen süre içerisinde davalı vekilince herhangi belge sunulmadığı ve eksiklik giderilmediği için bu yönde yeniden rapor alınmasına gerek görülmemiş mübrez rapor HMK 282 maddesi uyarınca denetime elverişli görülmüş ve ilgili kısımları hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık; taraflar arasında karşılıklı cari hesap mutabakatına istinaden davacının davalıdan takip tarihi itibariyle muaccel bir alacağının bulunup bulunmadığı, davacının ayıplı imalat yapıp yapmadığı, ayıbın niteliği, sözleşme konusu ve davalıya satılan malın ayıplı ve buna bağlı olarak davalının itirazında haklı olup olmadığı, davalı tarafça ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa süresinde olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı taraf iddia ve savunmaları toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu içeriğinde göre, taraflar arasında eser sözleşmesi nedeniyle kurulan ticari ilişki bulunduğu, dava konusu faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu davacı defterlerinin sahibi lehine kesin delil vasfına haiz olduğu, davalı defterlerinin ise eksik defter sunulması sebebiyle bilirkişi raporunda bu husustaki takdirin sayın mahkemeye bırakıldığının belirtildiği, ancak her iki taraf ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 5.699,29 TL alacaklı olduğunun belirtildiği, davacı yan takip talebinde cari hesap alacağına dayandığı ve taraflar arasındaki 23/09/2015 tarihli hesap mutabakatına dayandığı, davalı yan ise her ne kadar sözleşmeye konu malların ayıplı olarak imalat edildiğini belirttiği, bu kapsamda ayıplı olduğunu iddia etmekte ise de ayıp ihbarını yaptığını belirtmiş olduğu 26/12/2014 tarihindin çok sonra 23/09/2015 tarihinde hesap mutabakatını imza ederek davacı yana mutabakatta belirtilen tutarda borçlu olduğunu kabul ettiği, bunun yanında malın ayıplı olduğu savunması üzerinde imalat ve yapılan harcama ile ilgili hususları ispat yükünün davalı üzerinde olduğu, davalının ayıplı malı iade etmediği, yalnızca keşide etmiş olduğu ihtarnameyle ayıplı mallar sebebiyle oluşan zararını ve 3. kişiye yaptırılan onarım bedellerini talep ettiğini bildirdiğini anlaşılmakla davalı vekiline yapılmış olduğu masraflara ilişkin delillerini sunması için kesin süre verildiği ve ihtarat yapıldığı ancak verilen süre içerisinde her hangi bir delil sunulmadığı, Borçlar Kanunu 113. Maddesi kapsamında yapma borcu, borçlu tarafından ifa edilmediği takdirde alacaklı masrafının borçluya ait olmak üzere edimin kendisi veya başkası tarafından yapılmasına izin verilmesini isteyebilir hükmü kapsamında davacının ayıbın giderimiyle ilgili usule de uymadığı, alınan bilirkişi raporunda her ne kadar malların ayıplı olduğu yönünde bir değerlendirme yapılmışsa da söz konusu değerlendirmenin malların incelemede hazır edilmemiş olması sebebiyle ancak davalı tarafından sunulan fotoğraflar üzerinden yapıldığı, dolayısıyla fotoğraflara dayalı ayıp tespitinin de taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için yeterli olmadığı kanaatine varılarak imzaladığı hesap mutabakatına aykırı şekilde ayıp savunması yaparak ispat yükünü üzerine alan davalının savını ispatlayamadığı kanaatine varılmakla davanın kabulü ile davanın kabulü ile, İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün— esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, takıp konusu alacak likit, itiraz haksız göründüğünden takip ile istenen alacak tutarının takdiren % 20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı yanın itirazın iptali istemi İ.İ.K. 67/1 maddesi çerçevesinde değerlendirilerek;
1-Davanın kabulü ile, İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın iptaline, takibin devamına,
2-Takıp konusu alacak likit, itiraz haksız göründüğünden takip ile istenen alacak tutarının takdiren % 20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 389,32-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 97,83-TL harcın mahsubu ile bakiye 291,49-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 130,83-TL ilk masraf, 105,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.435,83-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,

İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/04/2018