Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/42 E. 2018/1241 K. 25.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/42 Esas
KARAR NO : 2018/1241
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/01/2016
KARAR TARİHİ : 25/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı …’nin eşi ——— babası —— 23.11.2015 günü——- Köyündeki evine giderken …’a ait —– plakalı aracı kullanan ———– çarpması sonucu hayatını kaybettiğini——— çocukluk yaşlarından başlayarak çalışmış olduğunu, tam işi bırakıp rahat etmek üzere iken köye yerleşmesinden bir kaç ay sonra kazanın olduğunu kaza sonucu yaşanan beklenmedik kaybın tüm aileyi derinden sarstığını, ayrıca …’nin destekten yoksun kaldığını, sağ kalan eş … ile birlikte …nin de destekten yoksun kaldığını, …nin ayrıca sekiz aydır işsiz olduğunu, bununla ilgili sigortaya başvuru yapıldığını, sigortanın kusur, hesap yönetimi ve önerdiği tazminat miktarında anlaşılmanın sağlanamadığını beyan ederek belirlenecek maddi tazminat miktarına göre harcı tamamlayıp artırma talepleri saklı kalmak kaydı ile destekten yoksun kalan davacı … İçin üç koyun bedeli dahil olmak üzere 50.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile birlikte ortaklaşa ve zincirleme tahsilini, Davacılardan … için 100.000 TL manevi, … için 50.000 TL manevi, … için, 50.000 TL manevi … için 50.000 TL olmak üzere toplam 250.000 TL manevi tazminat tutarlarından davalılar … ve … dan olay tarihinden itibaren işletilecek faizi, yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile birlikte ortaklaşa tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; …’ın dava konusu kazaya karışan aracın sahibi olduğunu …’ın ( …’ın babası ) ise aracın sürücüsü olduğunu, davacı tarafça davalıların yavaşlamadığını fren izinin 23 metre olduğunu, vefat eden ———%20 kusurlu olduğu gösterilse de söz konusu asılsız ve hukuki dayanaktan yoksun iddiaları kabul etmediklerini kaza tespit tutanağında yolun iki yönlü olduğunu, yolda emniyet şeridi/banket olduğunu aydınlatmanın olmadığını, çarpma yerinin yol üzeri olduğunu aracın kamyonet olduğunu, aracın doğru istikamette gittiğini, davalının alkolsüz olduğunu, olay yerine ait foroğraflarda da zeminin ıslak olduğunu, davacının iddiasının aksine kaza tespit tutanağında herhangi bir kusur oranının belirtilmediğini, davacı araca ait fren izinin 23 metre olduğunu belirtmiş olsa da fren izinin yolun ve aracın niteliğine, hava durumuna, asfalt durumuna göre değişebildiğini, kaza esnasında hayatını kaybeden—– koyunları ile birlikte karanlık bir havada yol kenarında bulunan emniyet şeridi/banketten değil yol üzerinden ilerlemesinin müteveffanın kusurlu olduğunu gösterdiğini beyan ederek davacılar tarafından açılmış haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi istemiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin nezdindeki poliçe sebebi ile sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında devreye gireceğini, öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusurunun bulunup bulunmadığının ve kusur var ise oranının tespit edilmesi gerektiğini, olay yerinde mundar olan koyunların hemen boğazının kesildiğini, davacıların ölen koyunların etinden vs. Faydalandıklarını, sigortanın bir zenginleşme aracı olmadığını sigorta poliçesinin sadece gerçek zarar tutarını teminat altına aldığını, gelir durumunu gösterir hiç bir belgenin sunulmadığını, salt zabıta araştırması ile davacının gelirinin tespitinin hukuken mümkün olmadığını, gelir durumunun usulüne uygun bir şekilde araştırılmak sureti ile gerçek gelir durumunun tespitinin gerektiğini, davacının gelir durumunun belirlenirken—– kayıtlarının esas alınmasını gerektiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, trafik kazası nedeniyle davacıda oluşan ölüm ve cismani zarar nedeniyle davalı sigorta şirketinden istenilen maddi manevi tazminat istemine yönelik davadır.
Davacı vekili 07.11.2018 tarihli dilekçesinde taraflar arasında anlaşmaya varılmış olduğunu, maddi ve manevi tazminat alacaklarının ödendiğini, yapılan ödeme nedeni ile davanın konusuz kaldığını, dava kaynaklı vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin olmadığını, belirterek açılan davadan feragat ettiğine dair dilekçesini sunmuştur.
Davalı … Sigorta vekili 29.09.2018 tarihli dilekçesinde davacının feragat dilekçesi çerçevesinde her hangi bir vekalet ücreti ile yargılama gideri talebi bulunmadığını belirterek buna göre karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili davacının feragat dilekçesi çerçevesinde her hangi bir vekalet ücreti ile yargılama gideri talebi bulunmadığını belirterek buna göre karar verilmesini talep etmiştir.
HMK 307. vd maddeleri gereğince davadan feragatin, davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran taraf işlemlerinden olduğu, hüküm ifade edilmesi için karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine de bağlı olmadığı hükme bağlanmış olup davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat etmeye yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK nun 307.maddesi gereğince davacının davasının feragat sebebiyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL harçtan peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70-TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davalılar vekilleri lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının HMK 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yokluklarında gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Mahkemeleri İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi . 25/12/2018