Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/412 E. 2018/11 K. 09.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/412 Esas
KARAR NO : 2018/11

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/04/2016
KARAR TARİHİ : 09/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01.02.2013 tarihinde sürücüsü—-‘nin yönetimindeki davalı sigorta şirketi tarafından 20.01.2013/2014 arası geçerli — no.lu ZMSS (Trafik Sigortası) poliçesi ile sigortalanan —- plakalı araç ile —-Mahallesi yönünde gitmekte iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu karşı şeride geçerek, karşı yönden gelen sürücü —- yönetimindeki —- plakalı araç ile çarpışması sonucu meydana gelen kazada sürücü —- yaşamını yitirdiği, kazayla ilgili İstanbul Anadolu — Asliye Ceza Mahkemesinin — esas ve — karar sayılı dosyasıyla ceza davasının karara çıktığı, muristen geriye mirasçıları olarak kızı — ile eşi —-‘nin kaldığı, anılan mirasçıların ölüm neticesinde maddi ve manevi olarak desteklerini yitirdiği, müteveffa —‘ün vefat tarihi itibariyle ortalama 2.500,00 TL ücret aldığını belirterek hesaplanacak destekten yoksun kalma tazminatı için her bir davacı yönünden 500,00 TL olmak üzere toplam 1.00,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının ölüm tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte HMK 107. maddesi uyarınca hesaplanacak tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini talep ve dava etmiş cevaba cevap dilekçesinde ise davalı yanca verilen cevap dilekçesinde belirtilen poliçe bilgilerinin dava dilekçesinde sehven — palaka sayılı araca ilişkin verildiğini beyan ederek davanın —- plaka sayılı araca dair olduğunu belirtilmiştir.
SAVUMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen — plaklı araca ait müvekkili şirket bünyesinde dava konusu olay tarihini kapsayan herhangi bir ZMSS poliçesine rastlanılmadığı, yapılan TRAMER araştırmasında dava dava dilekçesinde kaza tarihi olarak belirtilen 01/02/2013 tarihini kapsayan Trafik Poliçesi’nen yine dava dilekçesinde — olarak belirtilen poliçe numarası ile — Sigorta A.Ş’ye ati olduğunun Tramer kayıtları aleni olduğu, herkese açık ve herkes tarafından incelenebilir olması bu durumda davacı tarafından davalı müvekkilli aleyhine hatalı dava açtığı, bu nedenlerle davanın husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmişir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; trafik kazasına bağlı yaşanan ölüm sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatının müteveffanın sevk ve idaresindeki aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Şirketinden tazmini isteminden ibarettir.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçelerin teatisi tamamlandıktan sonra HMK.140.maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı olarak yapılmış, uyuşmazlık noktaları tespit edildikten sonra tahkikata geçilerek, deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
İstanbul Anadolu —-Asliye Ceza Mahkemesinin —-esas ve — karar sayılı dosyası, mahkememizin —- esas ve —- karar sayılı dosyası ile hasar dosyası ve poliçe sureti celp edilmiş, veraset ilamı ve nüfus kayıt tablosu ve müteveffanın tazminat hesabına esas gelir durumuna ait bilgiler ilgili SGK Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Sigorta poliçesinin incelenmesinde; —-i adına kayıtlı — plakalı aracın, 20.01.2013/2014 tarihleri arasında— Sigorta A.Ş. tarafından — poliçe sayılı Kara Yolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı; kişi başına sakatlanma ve ölüm teminatının 250.000,00 TL olduğu; görülmüştür.
İstanbul Anadolu —- Asliye Ceza Mahkemesi’nin —- esas ve — karar sayılının incelenmesinde ise alınan adli tıp kurumu trafik ihtisas raporunda sanık sürücü —nun kusursuz olduğu, ölen müteveffa —‘nin kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğu, bu sebeple sanık hakkında açılan davada sanığın beraatine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizin — esas ve— karar sayılı ilamına konu dosyanın incelenmesinde ise davacıların işbu dava konusu ile aynı hususlarda olduğu, davanın, davalı — Sigorta A.Ş. Aleyhine sigortalısı — plaka araç sürücüsünün kazada kusurlu olduğu iddiasıyla destekten yoksunluk tazminatına ilişkin olduğu, ancak alınan raporlar kapsamında davalı sigorta şirketine trafik sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olmadığı ve dolayısıyla davalınında sorumluluğundan bahsedilemeyeceği değerlendirilerek pasif husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmezin kesinleştiği görülmüştür.
Ceza dosyasında alınan İstanbul Adli Tıp Kurumunun 18/03/2014 tarihl— sayılı kusur raporu yeterli görülmüş yeniden kusur yönünden rapor alınmamıştır. Dosyada toplanan deliller sonrasında konunun uzmanlık gerektiren alanları olması sebebiyle dosya aktüer hesabı için tazminat hesap bilirkişisi —‘a tevdi edilmiş, anılan bilirkişi tarafından sunulan 22/08/2017 tarihli rapor içeriğinde eş —‘in destekten yoksun kaldığı tazminat limitinin sigorta limitindeki pay oranıyla 194.050,00 TL kız —‘in ise aynı şekilde yapılan hesaplama doğrultusunda 55.950,00 TL destekten yoksun kalma tazminatını talep edebileceği dosya kapsamında davalı sigortaya yapılan başvuruya ilişkin bilgi ve belgenin yer almadığı bu sebeple dava tarihi itibariyle davalının sorumluluğunun söz konusu olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporlarındaki tespitler Mahkememizce HMK.282. maddesi uyarınca serbestçe değerlendirilmiştir. Bilirkişi raporu Mahkememizce denetlenerek savcılık soruşturmasında tespit edilen hususlarda dikkate alınarak araç sürücüsünün kimliği dışındaki tespitler kabul edilmiş ve hükme esas alınmıştır.
Davacılar vekili, her bir davacı yönünden bilirkişi raporunda belirtilen tutarlar oranınca 14/09/2017 tarihli dilekçesiyle bedel arttırım talebinde bulunmuş ve ilgili harcı yatırmıştır. Davacının bedel arttırımına ilişkin dilekçesi davalı sigorta şirketine ıslah dilekçesi şeklinde tebliğ edilmiştir.
Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, davacıların murisinin içerisinde yer aldığı araçta trafik kazasına bağlı olarak vefat etmesi sebebiyle yoksun kaldıkları destek zararının miktarı, davalının söz konusu zarardan sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise miktarı noktalarında toplanmaktadır.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve yanıtlarına ve bilirkişi raporları içeriğine göre; dava konusu 01/02/2013 tarihli kazada — plakalı aracın davacıların murisi — tarafından kullanıldığı, kazanın oluşumunda müteveffanın tam ve asli kusurlu olduğu, bu hususun kesinleşen ceza dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu Raporu Trafik İhtisas raporu ile sabit olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, davacıların murisi tarafından kullanılan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketinin 3. kişilere verdiği zararların teminat altına alındığı, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan K.T.K. Hükümleri, genel şartlar ve yerleşik içtihatlar doğrultusunda ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının kazanın oluşumundaki kusurun müteveffaya ait olmasının davacılara yansıtılamayacağı, bu hususun desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği dolayısıyla araç sürücüsü olan davacılar murisinin kusurlu olduğu hususunun huzurdaki davaya konu talebi etkilemediği ve olayda sürücü tam kusurlu olsa bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu, (HGK’nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 esas, 2013/74 karar sayılı, HGK’nun 18.11.2015 gün ve 2014/17-691 Esas- 2015/2626 Karar sayılı ilamları uyarınca) —‘nin sevk ve idaresindeki aracın yapmış olduğu kaza nedeniyle davacı eş —-‘nin 194.050,00 TL, kız —nin ise 55.950,00 TL destekten yoksun kaldıkları dava dilekçesinde her ne kadar kaza tarihinden itibaren yasal faiz talep edildiği belirtilmişse de dosya kapsamında davacıların dava açmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yaptıkları ancak tarihinin belli olmadığı başvuru yapıldığına ilişkin ispat yükünün davacı tarafta olduğu, ancak bu hususta bir delil sunulmadığından dava tarihinden itibaren arttırılan bedeller yönünden yasal faize hükmedilmesi gerektiği değerlendirilerek davanın kabulü ile davacı —- için 55.950,00-TL, davacı — için 194.050,00-TL olmak üzere 250.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının 06/04/2016 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava ve talep arttırım dilekçeleri birlikte değerlendirilerek; davanın kabulü ile davacı — için 55.950,00-TL, davacı —- için 194.050,00-TL olmak üzere 250.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının 06/04/2016 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
2-Karar harcı 17.077,50-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 879,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 16.197,85-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 913,15-TL ilk masraf, 124,70-TL tebligat ve müzekkere gideri, 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.737,85-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 20.950,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak davalı vekilinin yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/01/2018