Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/400 E. 2022/455 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/400 Esas
KARAR NO: 2022/455
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/04/2016
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı —– tarihli sözleşmelere istinaden bir kısım—- kısmı ise çek teslimi yoluyla olmak üzere ödemler yapıldığını ancak müvekkilince akde istinaden yapılan iş bu ödemelerin teslim ettiğini ve bu suretle akit konusu borcu tümüyle ödediğini, akit konusu mal alacağının muaccel hale geldiğini, müvekkilinin —– üstünde ödemeler yaptığını, iş bu fazla ödemeler karşılığı mal teslimatı yapıldığı için dava konusu edildiğini, davalı firmaca ödeme gününde derhal teslim edileceği söylenen inşaat malzemelerinin hiçbir şekilde müvekkiline teslim edilmediğini, dahası davalı firmayla mal teslimine ilişkin olarak şifahen yapılan görüşmelerde ya iletişim kurulamadığını ya da çeşitli sebeplerle sürekli teslimatın ötelendiğinin görüldüğünü, nihayet —- tarihinde şirketin fiilen iflas aşamasına geldiğini ve firma bünyesindeki çalışmaların tümüyle durdurulduğunu gören müvekkilinin —–yevmiye mumaralı ihtarnameyi keşide ettiğini ve iş bu ihtara aynı gün firma çalışanına tebliğ edildiğini, ilgili çeklerden—– olması nedeniyle iş bu ihtarın noter marifetiyte aynı gün adres çalışanına bizzat teslim edildiğini, teslim alacağı mal karşılığı müvekkilinin teslim ettiği çeklerinin vadesi yaklaşmış olup, ilgili çeklerin tümü tahsil edilmek üzere bankaya ibraz edildiğini, iş bu çeklerin tahsili halinde müvekkitinin teslim almadığı mallar için tümüyle haksız ve dayanaksız bir ödemeyi yapmış olacağını beyanla, ——- keşide tarihli —– tutarlı çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senedine (çek) dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı, davalının çek karşılığı olan malları teslim etmediğini, dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığını, bedelsiz kalan çekler sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—– celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, mahkememizce tensip zaptı ile birlikte dava konusu çeklerin ödenmemesi konusunda tedbir kararı verilmiş, —- müzekkereler yazılmış, cevaplar alınmış, dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, —- tarihli bilirkişi ek raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
—- tarihli bilirkişi raporunda özetle,—- yıtlına ait incelenen resmi defter ve belgelerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, Davacının incelenen resmi defter ve belgelerinde davalıdan —-cari hesap alacağının olduğu, İnceleme gününde davalının resmi defter ve belgelerini ibraz etmediği, Dava korusu,—-tutarlı dört adet çek karşılığı hizmet/emtia teslimi yapılmadığından çekterin karşılıksız kaldığı…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
—tarihli bilirkişi ek raporunda özetle,——-Kök raporumuzda belirtilen, davacı yanın davalı yandan — olmak üzere toplam — cari hesap alacağından, mahkeme kararı ile ödenmeyen çek ile — feragat’ın düzeltilmesinden sonra —— alacaklı olacağı yönündeki kanaatimizi muhterem Mahkemenizin takdirlerine saygılarımızla arz ederiz…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ——-
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Ancak davalının alacağı kambiyo senedine dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. ——
Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, HMK’nin 201.maddesinde düzenlenen miktardan az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir.——-
Somut dosya bakımından değerlendirme yapıldığında; davacı/borçlu davalı/alacaklı ile arasında sözleşme olduğunu ve davalı tarafından malların teslim edilmemesi sebebiyle dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığını iddia etmektedir. O halde, bedelsizlik iddiasında bulunan davacı/borçluun bu hususu yöntemince ispat etmesi gerekmekte olup, ispat yükü davacı taraftadır.
Davacı tarafından —— tarihli talep açıklanma dilekçesinin sunulduğu görülmüş, davacı taleplerinin bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, doya bilirkişiye tevdi edilmiş, kök ve ek bilirkişi raporu alınmıştır. Davalı tarafından usulüne uygun davetiyeye rağmen defter ibrazından kaçınıldığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu çeklerden sadece—– adına ve —- emrine düzenlenen ——– davacı tarafından bizzat davalıya ödendiği, davalının defter ibrazından kaçınması ve alınan bilirkişi raporları dikkate alındığında anılan çekin bedelsiz kaldığı, çekin ödenmesi sebebiyle anılan çek yönünden menfi tespit talebinin istirdada dönüştüğü anlaşılmış, dava konusu —–emrine düzenlenen —- çek yönünden davacının istirdat talebinin kabulü ile —– davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dava konusu —- adına ve —- tutarlı çek yönünden ise; — seri nolu —- tutarlı çek bankamıza ibraz edilmiş olup,—- sayılı ödeme yasağı kararı gereği ödeme işlemi yapılmamıştır. Söz konusu —- tarihinde iptal edilmesi için keşidecisi tarafından teslim edilmiş olup, bankamız sisteminde iptal edilmiştir. Çek aslı bankamızdadır” şeklinde açıklama mevcut olup, çekin ödenmediği anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı yan, beyanında —- adet çek toplamı —- olarak ödendiğini iddia etmiş ise de; bu çeklerin davalı firma adına düzenlenmediği —-nakit ödendiğine dair bir evrakın dosyaya sunulmadığı tespit edilmiştir. Her ne kadar —- tarihli cevabi yazısında bu çekin keşideci —- tarafından bankaya teslim edildiği belirtilmiş ise de; davacı tarafından dava konusu çekin —– adına düzenlendiği ve ödemenin——- yapıldığı, yapılan ödemenin davalı adına yapıldığının dosya kapsamından anlaşılamaması sebebiyle davacının anılan çek yönünden sübut bulmayan istirdat talebinin reddine karar verilmiştir.
Dava konusu — keşide tarihli —- bedelli çek yönünden; —- tarihinde gelen cevabi yazıda; —seri nolu —–şubesi aracılığı ile bankamıza elektronik ortamda —- tarihinde ibraz edilmiş olup, mahkeme —–işlem görmüştür. Çek bedeli ödenmemiştir.” şeklinde açıklama mevcut olup, bu çekin davalıya ödenmediği anlaşıldığından, davalının alınan bilirkişi raporlarına itiraz etmemesi ve defter ibrazından kaçınması sebebiyle davacının bu çek yönünden menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu —- adına ve—- tutarlı çekin —– tarafından icra takibinden feragat edildiğini ve çek aslının davacının —– tarihli beyan dilekçesi dikkate alındığında anılan çekin davacı tarafından teslim alındığı anlaşıldığı, her ne kadar davacı tarafından anılan çek bedelinin icra dosyasına ödeme yapılarak icra dosyasının kapatıldığı ve çek aslının geri alındığı beyan edilmiş ise de; — üzerinden yapılan kontrollerde davacının anılan icra dosyasına bir ödemesinin bulunmadığı, davacı tarafından ——– tutarlı çekin ödendiğine ilişkin herhangi bir belgenin sunulamadığı anlaşılmakla anılan çek yönünden davacının istirdat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davacının, davalıya —-çek yönünden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Dava konusu —- keşide tarihli —– çek yönünden davacının istirdat talebinin KABULÜ ile —– davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
4-Karar harcı 4.180,57-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.783,64-TL harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 36,00-TL harç olmak üzere toplam 2.819,64-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.360,93-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 2.783,64-TL harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 36,00-TL harç olmak üzere toplam 2.819,64-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından tarafından yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 4,30-TL vekalet harcı, 323,25-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.056,75-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 772,23-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 8.756,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/3 maddesindeki esaslara göre belirlenen 8.756,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, tarafların yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——-Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/05/2022