Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/349 Esas
KARAR NO: 2018/1041
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/03/2016
KARAR TARİHİ : 06/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine İstanbul Anadolu 2.İcra Müdürlüğünün—– Esas sayılı dosyasına istinaden cari hesap alacağına ilişkin olarak İcra takibi başlatıldığını, borçlunun vaki itirazı sebebiyle takibin durduğunu, davalının itirazının tamamen müvekkilinin alacağını akamete uğratmak için yapıldığını, haksız ve kötü niyetli bir itiraz olduğunu belirterek davanın kabulü ile, itirazın iptaline, davalı hakkında alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında geçerli bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, cari hesaba istinaden bir icra takibinin yapılmasının mümkün olmadığını, davacı şirketin 08/04/2015 tarihli sözleşmeye istinaden davacı şirkete ait fabrikanın güvenlik hizmetlerini sağlamayı üstlendiğini, davacı şirketin güvenlik personeli tarafından güvenliği sağlanan fabrika binasında 03/09/2015 tarihinde hırsızlık olayı gerçekleştiğini, davacı şirketin fabrikadaki güvenlik amiri olan …’un polise verdiği ifadede hırsızlık olayının nasıl gerçekleştiğini beyan ettiğini, hırsızlığı gerçekleştiren aracın fabrikanın arka giriş kapısına geçerek korna çaldığını, kendisinin bu aracı ön kapıdan giriş yapmak üzere yönlendirdiğini, aracın ana giriş kapısından giriş yaptığını gördüğünü, girişte kayıt yaptırdığını düşündüğünü, sonrasında bu aracın plastikhaneye gittiğini ve hırsızlık olayının gerçekleştiğini ifade ettiğini, poliste ifadesi alınan şirketin insan kaynakları müdürü——–ifadesinde güvenlik kamera görüntüleri incelediğinde —–plaka sayılı beyaz renkli Renault Master marka bir araç içerisinde bulunan 3 kişinin firmaya geldikleri ve güvenlik görevlisi olan kişilerin bir başka aracın kaydını yaptıkları sırada söz konusu aracın öncelikle firmanın arka tarafına gittiğini sonra da plastikhane tarafına giderek hammaddeleri yüklediğini beyan ettiğini, fabrikanın ana giriş kapısında 2 güvenlik görevlisi araç giriş-çıkışlarını kontrol etmek ve kayıt altına almakla görevli olduğunu, ayrıca fabrikanın arka tarafında da 2 güvenlik görevlisi ve bir de güvenlik amiri olduğu sırada fabrikanın ana giriş kapısından hiçbir kayıt alınmaksızın içeri alınan kamyonetin içinde bulunan şahısların hırsızlık olayını gerçekleştirdiğinin anlaşıldığını, tanıkların ifadelerinden ve kamera görüntülerinden anlaşılacağı üzere davacı şirketin istihdam ettiği güvenlik görevlilerinin hırsızlık olayının gerçekleşmesinde %100 kusurlu olduğunu, davacı şirketin istihdam ettiği güvenlik personelinin ihmali sonucunda gerçekleşen hırsızlık olayı sebebiyle müvekkili şirketin fabrikasından 12.472,26,TL değerinde plastik hammaddesi çalındığını, davalı şirketin söz konusu zarar için —— tarih ve —-sıra nolu faturayı tanzim ederek davacı şirkete gönderdiğini, davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek davanın reddine, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle alacağın % 20’si oranında tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; İ.İ.K. 67/1 maddesi uyarınca cari hesap alacağı dayanak edilerek başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporları alınmış, yargılama sırasında 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası celp edilmiş, taraflarca sunulan 04/08/2015 tarihli Gözetim Hizmet Sözleşmesi, hırsızlık olayına ilişkin ifade tutanakları, fatura sureti dosya içerisine alınmış ve incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu Anadolu 2. İcra Müdürlüğü’nün ——- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 14/01/2016 tarihli başlatılan takibin alacaklısının …, borçlusunun ————olduğu, cari hesap alacağı dayanak gösterilerek başlatılan takibin 12.472,26 TL asıl alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; örnek no:7 ödeme emrinin borçluya 16/02/2016 tarihinde tebliğ olduğu, borçlu tarafından 25/01/2016 tarihli dilekçe ile borca ve tüm fer’ilerine yönelik itiraz ettiği, icra müdürlüğünce 27/01/2016 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, yine dosyada itirazın davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür. Dava, 25/03/2016 tarihinde açılmış olup, İİK.’nın 67. Maddesindeki 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar tacir olduğundan ve delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, TTK.83-85 ve HMK.222.maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde ve belirlenen hukuki ihtilaf noktalarında rapor tanzimi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bu kapsamda dosya güvenlik uzmanı emekli polis memuru bilirkişi —–ile mali müşavir bilirkişi ——- oluşan heyete tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişilerden oluşan heyet tarafından sunulan 24/08/2018 tarihli rapora davacı vekilince yapılan itirazlar ve davacının ticari defterlerinin vergi incelemesi sebebiyle müfettiş denetiminde olması sebebiyle aynı heyetten 20/06/2018 tarihli ek rapor alınmış ve söz konusu rapor içerikleri HMK.m.282 hükmü kapsamında denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında hizmet alımına (vekalet sözleşmesi) dayalı kurulan ticari ilişki kapsamında, 08/04/2015 tarihli sözleşmeye istinaden davacının davalıya güvenlik hizmeti verip vermediği, 03/09/2015 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayında davacının sorumlu olup olmadığı, yaşanan hırsızlık sebebiyle çalınan mallara ilişkin olarak davalı tarafından düzenlenen —– tarih —- nolu mahsuba ilişkin faturanın düzenlenmesinin sözleşmeye uygun olup olmadığı, bu kapsamda takibe yapılan itirazın iptali ile tazminat hüküm şartlarının doğup doğmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İncelenen tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı arasında 08/04/2015 tarihinde imza edilen —— ile davacının, davalıya ait alanlarında—— tarihleri gündüz ve gece gözetim faaliyetini üstlendiği, bunun karşılığında davalı tarafından davacıya ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 2.b maddesinde açıkça davacının, söz konusu alanlardaki tüm varlıkların güvenliğini tehdit edecek ve bu varlıklara zarar verebilecek önleyici tedbirleri alacağının ve olay meydana gelmesi halinde kolluk kuvvetlerine haber vereceğinin düzenlendiği, uyuşmazlığa konu 03/09/2015 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayında davalıya ait fabrika alanında hırsızlık olayı yaşandığı ve yapılan tespitlerde 3 ton plastik malzemenin çalındığının tespit edildiği, davalı tarafından söz konusu zararın —- tarih ve —– sıra nolu fatura ile davacı alacağına mahsup edildiği, tarafların incelenen —– yılları ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfını haiz olduğu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibari ile davalıdan 12.472,26 TL alacağının bulunduğu, davalı yan ticari defterlerine göre ise davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, ticari defterler arasındaki farkın davalı tarafından zarar sebebiyle yapılan mahsuba ilişkin faturadan kaynaklandığı, ihbar olunanın huzurda alınan beyanları ile hırsızlık vakası ile ilgili olarak davacı çalışanlarının karakol ifadelerinde de benzer olduğu ve davacının davalının fabrika alalında güvenlik işi yaptığı yönünde anlatımlardan ibaret olduğu, taraflar arasındaki sözleşme her ne kadar gözetim hizmet sözleşmesi olarak düzenlenmişse de davacı şirket tarafından davalının işyerini koruma ve güvenlik hizmetinin yasal olmayan bir şekilde üstlenildiği, bilirkişi raporunda da davacı tarafından yapılan işin tamamen özel güvenlik hizmetlerine ilişkin olduğunun belirtildiği, bu hususlar ve sözleşmenin ilgili maddeleri TBK m. 19/1 hükmünce yorumlandığında davacının özel güvenlik faaliyet izin belgesi olmaksızın davalıya bu hizmeti verdiğinin kabulü gerektiği ve davacının sözleşme ile üstlendiği işin sadece gözetim işi olduğu yönündeki iddiasına itibar edilemeyeceği, bilirkişi raporunda davacının kusurlu eylemleri ile (yetkin olmayan personel, faaliyet izin belgesi alınmadan yasal olmayan şekilde güvenlik işinin üstlenilmesi vs.) bir kısım malların çalınması olayından % 70 oranında asli kusurlu olduğu, davalının ise 5188 sayılı kanuna uygun kurulmuş bir güvenlik şirketinden faaliyet izin belgesi ile güvenlik hizmeti alması gerekirken bunu yapmadığı ve mallarının korunmasında basiretli davranmadığı için tali ve % 30 oranındaki kusurlu olduğu yönündeki kanaatin somut olaya ve dosya kapsamına uygun olduğu, kabul edilen kusur oranları üzerinden takip konusu edilen alacağın aynı oranına tekabül eden 3.741,68 TL’yi davacının davalıdan talep edebileceği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu 2. İcra Müdürlüğü’nün——- esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın 3.741,68-TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen miktar yönünden itirazın haksız ve alacağın likit olduğu değerlendirilerek kabul edilen miktarın takdiren %20’si oranında hesaplanan 748,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, dosya kapsamında davacının takip başlatırken kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden şartları bulunmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı yanın itirazının iptali isteminin İ.İ.K. 67 maddesinde değerlendirilmesiyle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile İstanbul Anadolu 2. İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın 3.741,68-TL yönünden İPTALİNE, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Kabul edilen miktar yönünden itirazın haksız ve alacağın likit olduğu değerlendirilerek kabul edilen miktarın takdiren %20’si oranında hesaplanan 748,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Şartları bulunmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gerekli 255,59 TL harçtan başlangıçta yatırılan 213,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 42,59 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 213,00 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine
6-Davacı tarafından yapılan 34,25 TL ilk dava masrafı, 73,50 TL tebligat ve müzekkere gideri ve 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.307,75TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre(%30 kabul) 392,332 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan 915,42 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yapılan 150,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 105,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, geri kalan 45,00 TL yargılama giderinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
ilişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/11/2018