Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/298 E. 2020/606 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/298 Esas
KARAR NO : 2020/606
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/03/2016
KARAR TARİHİ : 20/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– plakalı aracın kaza yapması neticesinde araçta yolcu olarak bulunan müvekkili —— ağır bir şekilde yaralandığını, meydana gelen kazada davalı sigortalının sorumluluğunu üstlendiği araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, araçta yolcu olan davacının kusursuz olduğunu, davacının yaşamının tehlikeye sokulduğunu, basit bir müdahale ile giderilemeyecek zararlar olduğunu, vücudunda kemik kırıklarının olduğunu ve kalıcı şekilde yaralanmalar meydana geldiğini, müvekkilinin — doğumlu olduğunu, —– kararlarına göre, davacı çalışmasını sürdürmüş ve aynı kazancı elde etmiş olsa bile, sakatlığı oranında zorlanacak olması nedeniyle —— adı altında bir tazminat isteme hakkı bulunduğunu, kazaya neden olan aracın —– nolu poliçe ile trafik sigortalı olduğunu iddia ederek; davacı —- için, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, şimdilik — bakıcı giderleri, —- geçici İş göremezlik bedeli, —– kalıcı iş göremezlik tazminatının hesaplatılarak temerrüt tarihinden olmak üzere şimdilik —–maddi tazminatın ve işletilecek ticari faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen—- plakalı aracın —- vadeli — poliçe nolu——–sigortalandığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, —— sigortasının meblağ sigortası olmadığından, poliçede üst limit olarak belirlenen tutarın her olayda otomatik olarak ödenmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin ancak sigortaladığı araç işletenin sorumluluğu nispetinde zarardan sorumlu tutulabileceğini, bunun için öncelikle kazada tarafların kusur durumunun tespitinin gerektiğini, dava konusu olayla ilgili olarak açılan ceza dosyasındaki tüm delillerin ve belgelerin celbi gerektiğini, hukuk mahkemesinin ceza mahkemesince alınan bilirkişi raporu ile bağlı olmayacağından, kusura ilişkin incelemenin resen yapılması gerektiğini, ayrıca davacının —————- sevk edilerek yalnızca kaza ile illiyet bağı bulunan maluliyet durumu hakkında rapor alınması gerektiğini, maluliyet hesabında yalnız fiziki ve sürekli nitelik taşıyan arazların dikkate alınması, buna göre kaza ile illiyet bağı bulunan maluliyet oranının belirlenmesi gerektiğini, kişinin iş görmezlik durumu ile —— olmasının birbirinden farklı olduğunu, dava konusu olayda maluliyetin niteliğinin irdelenmesi gerektiğini, bakıcıya muhtaç olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davacı yanın dava konusu olayla ilgili bakıcı tutup tutmadığının ispatının gerektiğini, davacının gelir durumunun, —– kayıtlarının, vergi levhası gibi somut delillerle kanıtlanmasının gerektiğini, davacıların kaza tarihinde çalışıp çalışmadığının tespiti —– kayıtlarının celbini talep ettiklerini, eğer davacılar —– geçici iş göremezlik ödeneği, tedavi gideri ya da peşin sermaye değeri almış ise, ——kendi özel kanunlarına göre müvekkil şirket —– rücu imkanı doğacağını, bu nedenle —– davacıların dışında, ——- da aynı kazadan dolayı aynı rücu talepleriyle karşı karşıya kalmaması için bu konudaki araştırmaların re’sen yapılması gerektiğini, ——– gereği müvekkil şirket tarafından talep edilen ve ilgili genel şart hükmünde sayılan belgelerin sunulması, temerrüdün gerçekleşmesinin zorunlu olduğunu, müvekkilinin temerrüdünün gerçekleşmediğini, kaza tarihinden faiz taleplerinin reddi gerektiğini, müvekkil şirketin sigortalıya halef olduğundan haksız fiil kaynaklı dava nedeniyle ticari faiz taleplerinin de reddine karar verilmesini gerektiğini savunarak; kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur oranı ile davacının müterafik kusurunun tespitine, müterafik kusur nedeniyle, hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılmasına, yalnız kaza ile illiyeti bulunan fiziki ve sürekli maluliyet oranının tespiti için kazazede —– sevkedilmek suretiyle———- nezdinde bilirkişi incelemesi yapılmasına, geçici iş görmezlik ve bakıcı gideri taleplerinin reddine, temerrüt tarihinde sayılan hususlar dikkate alınarak, ticarifaiz taleplerinin reddine, kusur durumu ve maluliyet belirlendiğinde aktüerya hesabı için aktüer siciline kayıtlı uzman bilirkişiye verilmesine, herhalde haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile haksız fiilden doğan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacılardan—–diğer davacı küçük —- anne ve babası olup,—- tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde —– ağır şekilde yaralandığını belirterek kazaya karışan —– plaka sayılı aracın trafik sigorta poliçesini düzenleyen davalı —— karşı maddi tazminat adı altında daimi iş göremezlik, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatlarının tahsili istemiyle dava açmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Davacı küçüğe ait hastane dosyaları, davalı —- düzenlenen hasar dosyası, araca ait trafik tescil kayıtları, —— dosyası getirtilerek dosya içine alınmış, davacıya meydana gelen trafik kazası nedeniyle bir ödeme almadığı anlaşılmıştır.
Davacının iş göremezlik tazminatı taleplerinin değerlendirilmesi bakımından —– tarihli rapor alınmış, —– göre düzenlenen raporda davacı küçük ——-sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı ve olay tarihinden itibaren iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği belirlenmiştir.
Dosya, hesap raporu için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ——- tarihli hesap raporu düzenlenmiş, düzenlenen raporda özetle, kaza tarihi itibariyle —- yaşında olup herhangi bir işte çalışması söz konusu olmamakla beraber geçici iş göremezlik süresi itibariyle —–olarak hesaplanan geçici iş göremezlik tazminat tutarının ödenip ödenmeyeceği hususunda taktirin mahkemede olduğu, başkalarının bakım ve yardımına muhtaç olup olmadığına dair bin inceleme ve tespit raporu görülmediğinden bakıcı gideri hesabı yapılamayacağı belirtilmiştir.
Davacı vekili tarafından rapora bakıcı gideri hesaplaması yapılmaması yönünden itiraz edilmiş, itiraz doğrultusunda bilirkişiden —– tarihli ek rapor alınmış, düzenlenen ek raporda özetle, davacı geçici iş göremezlik süresi içinde % 100 malul sayılsa bile, iyileşme süresinin ve bakıcıya ihtiyacı olup olmadığının ihtiyacı var ise ihtiyaç süresinin belirlenmesi amacıyla rapor alınıp sonuca göre hesap yapılmasının esas olduğu, dosyada yer alan mevcut —– raporunda bakıcı ihtiyacı doğduğuna dair bir tespit yer almadığından bakıcı giderleri tazminat hesaplamasına mahal olmadığı, mahkeme aksi kanaatte ise — aylık bakıcı gideri hesabının —– olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizin —– tarihli celsesinde, gerek davacı vekilinin talebi gerekse o tarih itibariyle uygulanan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak, davaya konu kazanın —- tarihinde gerçekleştiği, kazaya sebebiyet veren —– plakalı aracın davalı —- trafik sigortası bulunduğu, —– tarihinde yürürlüğe giren —— girmesinden sonra düzenlenen tüm poliçelerde geçerli olacağından ve maluliyete ilişkin raporlarda ——– uyarınca rapor tanzim edilmesi gerektiği, ancak dosyada alınan raporun ———— göre düzenlendiği, yanlış yönetmelik hükümleri nazara alınarak düzenlenen raporun hükme esas alınması mümkün bulunmamakla aksi durumun bozma teşkil edeceği göz önünde bulundurularak, ———- hükümlerine göre, davacının kaza sebebiyle geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri tazminatına esas teşkil edecek maluliyet hesabının yapılması için rapor alınmak üzere —– gönderilmiş, anılan kurumdan —- tarihli rapor alınmış, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ———– düzenlenen raporda davacı küçük—— sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı ve olay tarihinden itibaren iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği, kişinin kalıcı ve geçici olarak başka birinin bakımına muhtaç durumda olmadığı belirlenmiştir.
Davacı vekili tarafından —-tarihli talep arttırım dilekçesi sunularak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla — geçici iş göremezlik zararı —–bakıcı gideri olmak üzere toplam —– tazminatın temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsilini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiş, —- tarihli dilekçe ile de davacının bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik talebinde bulanabileceğine dair emsal olduğunu iddia ettiği —– dosyaya sunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu kazanın davacı küçüğün yolcu konumunda olduğu ve babası—— sürücüsü olduğu —— plakalı aracı park etmek istediği sırada tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu sürücünün öz kızı ——- araçtan düşmesi sonucu yaralandığı ve kazanın bu şekilde meydana geldiği, soruşturma dosyasında da da hem şikayet yokluğu hem de şahsi cezasızlık sebebi ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosyada maluliyet durumuna ilişkin iki farklı yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş rapor bulunmakla birlikte her ne kadar —- tarihli celsede ———— hükümlerinin dikkate alınması gerektiği belirtilmiş ise de —– tarihli resmi gazetede yayınlanan — tarihli —– sayılı iptal kararı ile——- tarihli ve 6704 sayılı kanunun 3. maddesi ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinin 1. Cümlesinde yer alan “..ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda..” ibaresinin anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptal edildiği, eldeki davada ——- hükümlerinin artık uygulanma imkanı kalmadığı ancak öncesinde uygulanması gereken —– esas alınarak dosyamızda rapor düzenlendiği de görüldüğünden, karar tarihi itibariyle bu yönetmeliğe göre düzenlenen —– tarihli rapor esas alınmış olup, her iki raporda da esasen davacının daimi iş göremezliğinin bulunmadığı belirtildiğinden davacının bu talebine ilişkin davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Yine aynı şekilde iyileşme süresinin her iki raporda da 3 ay olabileceği belirtildiği görülmekle, her ne kadar davacı vekili tarafından davacı küçüğün 3 aylık geçici iş göremeyeceği zaman diliminde geçici iş göremezlik tazminatı talep edebileceği belirtilmiş ve —–sunulmuş ise de——— sayılı kararı ve daha bir çok kararında da vurgulandığı üzere sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 sayılı TBK m. 54’te özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda davacı küçüğün yaralanıp geçici iş göremediğinden bahisle de maddi tazminat isteminde bulunulmuştur. Davacı küçük —— kaza tarihinde—- yaşında olup hükme esas alınan maluliyet raporuna göre davacı küçüğün sürekli maluliyet oranının da bulunmadığı, iyileşme süresinin —– aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Küçük kaza tarihinde henüz —- yaşında olup, gelir getiren bir işte çalıştığının iddia ve ispat edilemediği, dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından, davacının itirazları mahkememizce yerinde görülmeyerek geçici işgöremezlik zararının bulunmadığı anlaşılarak bu husustaki talebin reddi yönünde karar verilmiştir. Davacı vekilinin emsal olarak gösterdiği ——kararına konu kazada ise küçüğün kaza sebebi ile —– oranında daimi maluliyeti oluşmuş olup kaza neticesinde yine —– aylık bir iyileşme süresi olduğu belirlenmiştir. Dolayısıyla emsal olarak gösterilen kararda gerek maluliyetin niteliği gerek küçüğün ———– gibi yüksek bir oranda daimi iş göremezliğinin bulunuyor olması göz önüne alındığında, mahkememiz dosyası açısından emsal nitelikte olamayacağı kanaatine varılmıştır. Yine davacı vekili tarafından bakıcı gideri tazminatı talep edilmiş ise de alınan —–raporunda davacının daimi veya geçici olarak başkasının yardımına ihtiyaç duymayacağı —– tarihli raporda belirlenmiş olup, her ne kadar bu rapor yönetmelik olarak karar tarihi itibariyle hükme esas alınamayacağı belirtilmiş ise de dosyada hükme esas alınan diğer raporda da maluliyet oranlarının aynı olduğu ve neticede bakıcı yardımına ihtiyaç duyup duymayacağı hususunun değişiklik arz etmeyeceği anlaşılmakla davacının bakıcı gideri tazminat talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın açmış olduğu maddi tazminata ilişkin taleplerinin her bir zarar kalemi yönünden ayrı ayrı reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 54,40-TL karar harcının davacı tarafça davanın açılışında peşin olarak yatırılan 29,20-TL harç ve 22,00-TL tamamlama harcı toplamı 51,2 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 3,20 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen(mad.13/4) 3.400-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; davalı tarafın yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde—— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/10/2020