Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/290 E. 2018/1277 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/290 Esas
KARAR NO : 2018/1277

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 10/03/2016
KARAR TARİHİ : 27/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirketin kurucu ortağı olup ———- tarihinde —– payını diğer ortak—– 41.500,00 TL payını ise —- isimli ortağa devrederek üç ortak olarak şirketin faaliyetine devam ettiğini, müvekkili ile ortak —- ———- şirketi temsile yetkili olduklarını, ——- ortaklıktan ayrılmak isteğini, akabinde ——–müvekkili ile ortak kalmak istemediğini bildirdiğini, yapılan görüşmeler sonucunda müvekkilinin payının 500.000,00 TL olarak ödenerek ortaklıktan ayrılması konusunda anlaşma sağlandığını, ancak diğer ortakların teklifi reddettiklerini, müvekkilinin temsil görevinin sona erdirilmesi amacıyla diğer ortakların genel kurul toplantısı kararı alarak ilan yaptıklarını, müvekkilinin ortaklıktan çıkmak amacıyla İstanbul Anadolu—. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1174 esas sayılı dosyasında açtığı davanın derdest olduğunu, toplantı günü toplantı yerine gitmelerine rağmen diğer ortakların gelmediğini, bunu müvekkilini toplantıya katılmasını engellemek amacıyla yaptıklarını, müvekkilinin o gün şirkete hiç gelmemiş gibi diğer iki ortağın toplantı yaparak müvekkilinin şirket müdürlüğünden alınmasına, sahte tutanakla karar verdiklerini, bu durumla ilgili olarak tutanak yaptıklarını, genel kurul kararının 447. maddesi hükmü uyarınca butlan hükmünde olduğunu, müvekkilinin temsil yetkisinin gasp edildiğini, oy kullanmasının görüş bildirmesinin ve muhafalet şerhi koymasının engellendiğini, söz konusu kararın alınmasını gerektirecek hiçbir haklı sebep bulunmadığını bildirmiş, davalı şirketin 10/12/2015 tarihli olağan genel kurul toplantısında alanın afaki iyi niyet kuralarına açıkça aykırı kararının butlan ile malül olduğunun tespitine, şirkete kayyım atanmasına ve kararın icrasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ortaklıktan çıkma ve şirketin feshi talepli dava açmasından sonra bu davanın açılmasının kötü niyetli olduğunu gösterdiği gibi davayı açmakta hukuki yararın bulunmadığını, davacının eylem ve işlemleri ile şirketin işleyişine zarar verip şirketi ciddi ölçüde zora soktuğunu, oğlunun ortağı olduğu ————- firmasına müvekkili şirketin çeklerini vermek suretiyle para aktardığını ve ——— firması tarafından çek karşılıklarının yatırılması konusunda gereğini yapmadığını, bu şartlar altında çağrı ve toplantının usulüne uygun olarak yapılarak davacının imza yetkisinin elinden alınmak zorunda kalındığından bu yönde karar alındığını, davacı dışındaki diğer iki ortağın gerek pay gerek çoğunluk bakımından davacıyı dışlamalarına gerek olmadığını, davacının şirket kasasından çektiği paralar nedeniyle 230.000,00 TL şirkete borçlu olduğunu, şirketin yüklü miktarda borçlu olup davacının payı için 500.000,00 TL teklif edilmesinin mümkün bulunmadığını bildirmiş, davanın dava şartı yokluğu ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, davalı limited şirketin 10/12/2015 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan kararlarının butlanla malül olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
TTK’nun 445(1) maddesi uyarınca dava üç aylık yasal süre içinde açılmıştır.
Somut davadaki iddia TTK’nun 622(1) maddesinin yollamasıyla TTK’nun 447 (1b) maddesinde tanımlanan pay sahibinin genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilmez nitelikteki haklarını sınırlandıran ve ortadan kaldırma haline ilişkin olup TTK’nun 446(1/b) maddesinde paydaşın genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmemesi hali iptal sebebi olarak kabul edilmiştir. Her iki halde de toplantıya katılmanın mümkün olmaması nedeniyle kararı karşı red oyu kullanılması ile muhalefet şerhi konulması koşulu aranmayacaktır.
Ticaret sicil kayıt örneğinden davacının davalı şirketin ortak——— ile birlikte kurucu ortağı olduğu ortakların paylarının bir bölümünü diğer ortak —— devrettiği, şirketin üç ortaklı hale geldiği, davacı ile ortaklardan —— şirketi münferiden temsile yetkili oldukları 21/12/2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan 10/12/2015 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında davacının şirket müdürlüğünden alınarak müdürlüğünün sona erdirilmesine oy çokluğu ile karar verildiği görülmüştür.
Davacı taraf katılımının engellenmesi ve yokluğunda karar alınması amacıyla belirlenen saatte toplantı için toplantı yerinde hazır bulunmalarına rağmen toplantının açılmadığını, sonrasında davacı tarafın toplantıya katılmamış gibi görüşlerini açıklamasına muhalefet şerhi koymasına imkan verilmeden yokluğunda belirlenen saatte toplantı yapılmış gibi toplantı tutanağının tanzim edilerek karar alındığını iddia etmiştir.
Uyuşmazlık davacı tarafın iddiası gibi belirlenen yerde ve günde ve saatte davacı tarafın hazır bulunmasına rağmen dava dışı diğer iki ortağın toplantıyı gerçekleştirmeyerek toplantı saatini erteleyip ertelemediği ve dava dışı iki ortağın karar almak için yeterli oya sahip olduğu bildirilerek davacının ve vekillerinin toplantıya alınmadan karar alınıp alınmadığı, oluşan bu durumun TTK’nun 446 ve 447. maddeleri kapsamında gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
Cumhuriyet Başsavcığılı’nca davaya konu toplantı ile ilgili olarak yapılan soruşturma sonucunda sahte evrak düzenlendiğine ilişkin bir delil olmaması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, bu karara yapılan itirazın reddedilmesi ile karar kesinleşmiştir.
Taraflarca bildirilen ve sunulan tüm deliller toplanmış, bildirilen taraf tanıkları dinlenmiş, Cumhuriyet Başsavcığılı’nca yapılan soruşturma dosyası örneği getirtilerek tüm deliller değerlendirilerek hüküm kurulmuştur.
Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar sahte evrak düzenlendiği iddiasına ilişkin delil yokluğu nedenine dayalı olup davanın reddini gerektirecek nitelikte değildir. Davalı tanıkların dava konusuna ilişkin olarak davacının iddialarını çürütecek nitelikte beyanda bulunmadıkları gibi davacı tanığı … talimatla alınan ayrıntılı beyanında dava dışı diğer iki ortağın toplantı yerinde ve saatinde kendilerinin hazır bulunmasına rağmen toplantıyı açmadıklarını, saat 12’ye kadar şirketin dışında sokakta kendilerini beklediklerini, ardından kendilerinin yetkili ve yeterli sayıda olduklarını belirterek kendilerini toplantıya almayacaklarını, toplantıya katılmak istediklerini bildirmelerine rağmen kabul etmediklerini açık bir biçimde bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı, dinlenen tanık beyanları, toplantı tutanağı alınan kararın içeriği ve niteliği, iddia ve savunmalar birlikte değerlendirildiğinde dava dışı ortakların davaya konu toplantı için karar aldıkları, belirlenen günde davacı ve vekilinin hazır bulunmasına rağmen toplantı saatinde toplantıyı yapmadıkları ya da aynı saatte toplantıya başlamalarına ve ısrarlı taleplerine rağmen davacı ve vekillerinin kendilerinin yeter sayı ve oylarının bulunduğunu bildirerek toplantıya almadıkları ve dava dışı diğer iki ortağın davaya konu kararı birlikte aldıkları, bu durumun TTK’nun 446(1/b) maddesinde tanımlanan paydaşın genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmeme haline ilişkin olup alınan kararın usul, yasa ve iyi niyet kuralları gereği iptalinin gerektiği anlaşılmış olmakla davanın kabulü ile davaya konu kararın iptaline, tüm dosya kapsamı, iptale konu kararın niteliği, davacı ve diğer ortakların pay oranları, şirketin temsil durumu dikkate alınarak davalı şirkete kayyım atanmasına gerek görülmemekle bu yöndeki istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kabülü ile davalı şirketin davaya konu 10/12/2015 tarihli genel kurulunda alınan kararların iptaline,
2- Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin yatırılan 29,20 TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 6,70 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf yararına takdir edilen 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 29,90 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç, 145,00 TL on iki adet tebligat gideri, 54,00 TL üç adet posta ve müzekkere ücreti ve 85,50 TL talimat ücreti olmak üzere toplam 342,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.