Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/277 E. 2021/289 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/277 Esas
KARAR NO: 2021/289
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2016
KARAR TARİHİ : 11/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil sigorta şirketi tarafından —– sigortalı olduğunu, davalı — arasında akdedilen özel ————– adresinde yer alan —– hükmü ile alan güvenliğini sağlayacağını taahhüt ettiğini, —- tarihinde akşam saatlerinde müvekkilin sigortalısına ait olan —— katında kilitli halde bulunan zayıf akım kablo ve el aletlerinin kilitli kapı kırılmak suretiyle çalındığını, eksper raporu ve tutanaklardan anlaşıldığı üzere hırsızların, davalı tarafından güvenlik hizmeti verilen şantiyeye, güvenlik kulübesinin önüne parkeden kamyonunun güvenlikçilerin görüş alanını kapamasını fırsat bilerek girdiklerini, ekspertiz raporu ve tutanaklarla sabit olan hırsızlık neticesinde müvekkili sigortalısının —- zarara uğradığı tespit edildiğini, davalıya —–sayılı dosyası ile —– alacağın fazlaya ilişkin dava ve talep haklan saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla toplam —– alacağın tahsili talebiyle icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından —– tarihli dilekçe ile itiraz edildiğini, takibin durdurulduğunu, davalının bu dosyadan da — konu borca ve fer’ilerîne itiraz” etmesi üzerine huzurdaki itirazın iptali davasını açma zarureti hasıl olduğunu, davalının ——- dosyasına yaptığı hukuki mesnetten yoksun itirazının yerinde olmadığını, davalının kötü niyetli olarak yaptığı itirazdan dolayı davalı aleyhine %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davanın kabulü ile ———— sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile, %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin her ne kadar ——— şirket olsa da, dava konusu hırsızlık olayının yaşandığı yerde yukarıda anılan yasa kapsamında bir güvenlik hizmeti sağlamamakta olduğunu, o bakımdan davacı şirket tarafından, müvekkili şirketin güvenlik hizmeti sağladığı ve bu sebeple yaşanan hırsızlıkta sorumlu olduğu iddiası ile ikame olunan ve huzurda görülmekte olan dava, yasaya ve usule aykın bir biçimde açıldığını, müvekkili şirketin her ne kadar ——— kapsamında kurulmuş bir özel güvenlik şirketi olsa da, dava konusu hırsızlık olayının yaşandığı yerde herhangi bir güvenlik hizmetinde bulunmadığını, müvekkili şirket ile dava dışı ——-tarihinde özel güvenlik hizmet sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin ———— sözleşmenin ekinde yer alan kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyetteki tüm koruma, gözetim, danışma, refakat ve özel güvenlik hizmetlerinin sağlanması…” amacıyla imzalandığını, müvekkilinin şirketin söz konusu hırsızlık olayının yaşandığı şantiyede, ——— verebilmesi için, her sorumluluk alanında olduğu gibi o bölgeye de ilişkin ——— ihtiyacı bulunduğunu, müvekkili şirketin tarafından da dava dışı ——– belgesinin çıkartılabilmesi amacıyla, kendileri ile ilgili evrakların temin edilmesi istendiğini, bu yönde gerekli belgelerin dava dışı——– tarafından sağlanmadığından, güvenlik hizmeti için gerekli faaliyet izin belgesi çıkartılamadığını, müvekkili şirket ile dava dışı ———— her ne kadar özel güvenlik hizmetinin sağlanması yönünde bir sözleşme imzalanmış olsa da, faaliyet izin belgesi bulunmadığından ———- kapsamında özel güvenlik hizmeti sağlanamadığını, müvekkili şirket tarafından bunun yerine sözleşmenin —— yalnızca —- hizmeti verildiğini, o bakımdan söz konusu yerde —— yasa kapsamında; resmi kimlikli, emniyete bildirimi ve hatta mali mesuliyet sigortaları yapılmış ——– kapsamında görevlendirilmesi ve müvekkili şirketin faaliyet izin belgesi olmadığı için söz konusu projede güvenlik hizmeti sağlaması mümkün dahi olamadığını, aksi halde bu durumun ciddi ceza-i müeyyideleri bulunduğu bilinen bir gerçek olduğunu, bu sebeple de yalnızca danışma ve refakat ——- personeli olan, güvenlik personeli özelliklerine haiz olmayan kişiler dava konusu hırsızlık olayının yaşandığı projede görevlendirilmiş olup, hiçbir surette güvenlik faaliyetinde bulunmadığını, söz konusu görevlendirilen danışma personelleri ise, şantiyeye gelen kişilerin gidecekleri yere yönlendirilmesi, gidecekleri yönün tarifi, yine şantiyeye iş için gelen araç ve şahısların karşılanması hizmeti sağladıklarını, bu bağlamda ve yasal düzenlemeler uyarınca; özel güvenlik hizmeti verilmediğinden, huzurda görülmekte olan davada müvekkili şirket açısından atfı kabil bir kusur ve yaşanan hırsızlık olayında sorumluluğu bulunmadığını, dava konusu hırsızlık olayının yaşandığı şantiyede iki ayrı giriş bulunmakta olup, söz konusu girişlerde müvekkilimiz şirket tarafından iki ayn danışma ve refakat———- personeli görevlendirildiğini, her ne kadar müvekkili şirket tarafından güvenlik hizmeti verilmese de, yaşanan olayda orada bulunmaları halinde, —– vermiş olduğu yetkiler hariç olmak özere, sorumluluk bilinciyle her bir birey gibi müdahale edecekleri ve hatta bu yönde dava dışı ——– çalışanlarına ve/veya kolluk birimlerine bilgi verecekleri tartışmasız bir gerçek olduğunu, bir çok kez dava dışı ——— faaliyet izin belgesi alınamamış olması nedeniyle verilemediği, bunun tehlike arz ettiğinin belirtildiğini, ayrıca mevcut danışma personellerine ek olarak, yemek ve ihtiyaç molaları için üçüncü bir personelin daha en azından girişlerin boş kalmaması adına görevlendirilmesi gerektiği belirtilmişse de kat-i surette uyarılara itibar edilmediğini, yaşanan hırsızlama olayı ise söz konusu danışma personellerinin, yemek molası için ayrıldıklarında, değişim için üçüncü bir personelin bulunmaması sebebiyle gerçekleştiğini, müvekkili şirket tarafından güvenlik hizmeti sağlanmadığından, dava dışı şirket ve/veya elektrik firmasınca şantiyeye getirilen ve hırsızlanan malların içeriği, koyulduğu depo, sigortasının bulunduğu, müvekkilimiz şirket sorumluluğunda olduğu yönünde, hırsızlık olayından önce en ufak bir bilgi dahi verilmediğini, hatta bu yönde müvekkili şirketin sorumluluğunda olduğuna ve/veya olacağına dair müvekkilimiz şirkete iletilen herhangi bir sevk irsaliyesi, kayıt., vb belge dahi mevcut olmadığını, müvekkili şirketin faaliyet izin belgesi olmaması dolayısıyla bu yönde sağladığı bir hizmet söz konusu dahi olmadığını, müvekkili şirketin yaşanan hırsızlık olayında sorumluluğunun bulunmadığının açıkça ortada olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun olduğu varsayılsa dahi, hırsızlama olayına maruz kalan mallar, dosyada mübrez ———— dışında olduğunu, söz konusu sigorta poliçesinin —— bedelini oluşturan işçilik ve malzeme kalemleri için geçerlidir. Müteahhit ile işveren arasındaki sözleşmede olmayan malzeme ve işçilik kalemleri ile sözleşmede olup da sigorta bedeli içinde olmayan malzeme ve işçilik teminat kapsamı dışındadır——– belirtildiğini, aynı zamanda yine sigorta poliçesinin ——– sigortalı olarak gösterilmiş olup, sigorta kapsamı içerisine alındığını, müvekkili şirketin de yukarıda yaptığımız açıklamalar doğrultusunda taşeron ve/veya danışman olduğu vermiş olduğu hizmet doğrultusunda tartışmasız olduğunu, müvekkili şirket aleyhinde haksız ve hukuka aykırı bir şekilde ikame olunan ve huzurda görülmekte olan davanın reddi ile, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, —— kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 ve devamı maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, dava dışı/sigortalı ——— arasında — bulunduğunu, dava dışı/sigortalı ———— şantiyede oluşan hırsızlık olayı sebebiyle sigortalısına tazminat ödemesi yaptığını, davalının oluşan zarardan sorumlu olduğunu, davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, dava dışı/sigortalı ———— sağlanmadığını, yönlendirme hizmeti yapıldığını, hırsızlık olayında sorumlu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, bu hususta deliller toplanmış, ———– olup olmadığı hususunda müzekkere cevabı gelmiş, sigorta poliçesi celp edilmiş, taraf iddia ve savunmalarını tartışır ve karşılar bilirkişi heyeti raporu alınmış, taraf vekillerinin bilirkişi raporuna itirazlarını karşılamak üzere bilirkişi heyeti ek raporu alınmış, yargılama sırasında ———tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek ve davacı tarafın yemin teklifi sebebiyle HMK 225 vd. maddelerindeki usul izlenmek suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —-tarihli raporunda özetle; —- yönünden; konu hırsızlık olayının ve tarihini kapsayan —— olduğu, uluslararası sigorta piyasalannda en geniş kapsamlı poliçe türü olan bu sözleşmenin——— hırsızlık olayını ve bu hırsızlıkta çalman —- ait malları da kapsayan teminatlar içerdiğini, hırsızlık neticesi oluşan kayıp tutarı, ilgili —— olarak hesaplandığını, —yönünden; ——–alanında, Şantiyenin varlıklanın korunması ve çalışanlarının can ve mal güvenliklerinin sağlanması amacıyla, ———– almadığı, şantiye alanında bulunan emtiaların korunması yönünde yetkisiz, eğitimsiz, yetersiz sayıda personel ile sözde koruma hizmeti verilmesi yönünde hizmet satın aldığı, Şantiyenin çevre üziki yapısı ile İlgili alınması gereken tedbirler ————— ilgili risk teşkil eden ve alınması gereken tedbirleri almadığı, şantiyenin güvenliğini yeterli sayıda personel ile sağlamadığı, şantiye alanında risk teşkil eden faktörleri ve alınmış olan tedbirler ile ilgili denetim yapmadığı, mallarının korunmasında basiretli bir tüccar gibi davranmadığı yönü ile şantiye alanında meydana gelen hırsızlık olayında taktiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere %50 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı ———– Yönünden; sözleşmeye dayalı olarak işverene alt şantiye alanının korunması amacıyla işveren ile şantiyenin giriş çıkışının kontrol edilmesi yönü ile sözde özel güvenlik hizmeti içeriği taşıyan ———— yaptığı, şantiye alanı ile ilgili eksik personel ile yapılan görevin risk teşkil ettiği yönü ile hırsızlık olayı öncesinde personel sayısının artırılması ile ilgili talebinin olmadığı, şantiye dışındaki kamera görüntülerinin incelenmesi neticesinde şantiye alanına giriş yapan şüpheli aracı kayıt altına almadığı, şantiyenin çevre fiziki yapısı ile ilgili alınması gereken tedbirler ile ilgili —-düzenleyerek işverene sunmadığı, bünyesinde —- olmasına rağmen güvenlik hizmeti vermeyerek ——— yasa kapsamında yetkisiz personeller ile sözde güvenlik hizmeti vermeyi taahhüt ettiği, yapılan sözleşmedeki görevi ile ilgili olarak personellerinin kusuruyla dava dışı işverenin bir kısım mallarının çalınmasına sebebiyet verdiği kanaatine varılması neticesinde taktiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere % 50 oranında kusurlu olduğu; Davacı ——– oluştuğu ancak gerçekleşen hırsızlık olayında dava dışı sigortalı —– kusurlu bulunması sebebiyle, Davalı ———— rücuen talepte bulunabileceği, Sorumluluk yönünden: Taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesi konusu güvenlik hizmetinin valilik izninin bulunmadığı gerekçesiyle verilmediği yönündeki davalı iddiasının kabule şayan olmadığı; somut olayda davalı yanın hırsızlık sebebiyle ortaya çıkan zararın tamamında sorumlu tutulması gerektiği; davacının talep edebileceği tutarın ———- yönünde tespit yapılmıştır.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ———-
Eldeki dosya bakımından, davacı sigorta şirketinin dosyaya konu hırsızlık olayı sebebiyle dava dışı/sigortalı———– alınanındaki malların çalınması sonucu oluşan zarardan davalının kusurlu ve sorumlu olduğunu ispat etmesi gerekmektedir. Dosyaya konu olay sebebiyle halefiyete dayalı rücu hakkı bulunduğunun, oluşan zarardan davalının kusurlu ve sorumlu olduğunun ispat yükü davacı taraftadır.——-
—- tarihli sözleşme ile dava dışı/sigortalı ——- arasında —— sözleşmesi bulunduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu dava dışı/sigortalı ——– sözleşmeye konu şantiyende gerekli özel güvenlik hizmetinin verilebilmesi için gerekli olan ————– sebebiyle dosyaya konu hırsızlık sonucu oluşan zarardan davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise miktarının tespiti noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi heyet rapor, bilirkişi heyeti ek raporu ———— hükümleri dikkate alındığında dava konusu şantiye alınına ilişkin —- dava dışı/sigortalı———- tarafından alınmasının zorunlu olduğu ve davalının bu belgeyi almak hakkının bulunmadığı sabittir.
Her ne kadar davalı, dava dışı/sigortalı ————— almaması sebebiyle —– verilmediğini, bu sebeple oluşan hırsızlık olayından ve zarardan sorumlu olmadığını beyan etmiş ise de; dosya kapsamında alınan bilirkişi heyet rapor, bilirkişi heyeti ek raporu ve—— tarihli sözleşmenin —–ilişkin maddesinde davalı tarafından dava dışı/sigortalı ———- bir şekilde güvenlik hizmetlerinin verilebilmesi için gerekli bildirimlerde bulunmayı ve gerekli izinleri almayı üstlendiği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda davalı tarafından sözleşme gereği şantiye de güvenlik hizmetlerinin verilebilmesi için ————- hususunda herhangi bir bildirimde bulunmadığı, bu kapsamda dava dışı/sigortalı ———- uyarı mahiyetinde bir ihtar göndermediği anlaşıldığından hırsızlık olayı sebebiyle oluşan zarardan kusur oranında sorumlu olduğu anlaşılmış, davalının bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiştir.
Davalı, sözleşme ile özel güvenlik hizmeti vermeyi taahüt etmesi, bu kapsamda ücretleri alması, dava dışı/sigortalı——- bildirim ve uyarılarda bulunmaması sebebiyle davalının oluşan zarar sebebiyle %50 oranında kusurlu olduğu, dava dışı/sigortalı —- ise dava konusu şantiye de ————— almaması, şantiye için yeterli sayıda güvenlik elemanı hususunda anlaşma yapılmaması, şantiye için gerekli fiziki ve teknolojik önlemlerin alınmaması sebebiyle %50 oranında kusurlu olduğuna mahkememizce kanaat getirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; dosyaya konu zarardan davalının kusuru oranında —– sorumlu olduğu anlaşılmış, anılan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, davalının —– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, —- takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin ——– talebinin reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından davacı tarafça talep edilen işlemiş faiz talebi yönünden hesaplama yapılmamış ise de; bu hususun yeniden rapor aldırmayı gerektirmemesi, mahkememizce hesap edilebileceği değerlendirilmiş olup;
“İşlemiş faiz hesabı; ———
Faiz İşletilen Süre: —
Faiz İşletilen Tutar: —
Faiz Oranı: —-
Faiz Tutarı:—-
Ödenecek Toplam Tutar: —-
Bilgi: —– arasındaki —–
olmak üzere toplam ———– uygulanmıştır.” şeklinde davacının işlemiş faiz talebi hesaplanmış, fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. ————- Dosyaya konu alacağın yargılamayı gerektirmesi sebebiyle alacağın likit olmadığı anlaşıldığından, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının —— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, —— işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin DEVAMINA, davacının fazlaya ilişkin ———- talebinin reddine,
2-Davacı tarafça talep edilen tazminat şartlarının oluşmaması ——- sebebiyle REDDİNE,
3-Karar harcı 1.163,35-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 435,45-TL harcın mahsubu ile bakiye 729,90-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 435,45-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından tarafından yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 4,30-TL vekalet harcı, 134,80-TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.750,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.918,30-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.850,84-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 5,10-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 2,69-TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/03/2021