Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/240 E. 2022/988 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/240 Esas
KARAR NO: 2022/988
DAVA: İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ: 29/02/2016
KARAR TARİHİ: 30/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Ertelenmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket hakkında, ——— karar verilmiş olup, iş bu kararın müdahillerce temyiz edildiğini; iflasın ertelenmesine karar verilen dosyanın, —-Sayılı dosyasında inceleme aşmasında olduğunu;—— sunulan iyileştirme projesi çerçevesinde müvekkili şirketin faaliyetine devam ettiğini, projeye sadık kalındığını, öncelikli olarak işçi borçları, banka ve piyasa borçlarının bir kısmının ödendiğini; açıklandığı üzere, ——– rağmen şirketin kar ettiğini, toplamda —- borç ödediğini, önümüzdeki yıllarda durumun daha da iyi olacağını; şirketi sermaye artışlarını yaptığını; İflas erteleme süresinin —— tarihinden itibaren bir yıl süreyle uzatılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK nun 179 ve devamı maddeleri ile 6102 sayılı TTK nun 376. ve 377. maddelerinde düzenlenen iflasın ertelenmesi istemidir.Davacı şirketlerin ekonomik sıkıntıda olmaları nedeniyle iflasın ertelenmesi talebinde bulunulmuştur. İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yolu olup, alacaklıların durumunu zorlaştırma ve bir şirket tasfiyesi yolu değildir. İflasın ertelenmesi için; şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsımında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine ilişkin somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir.
Borca batıklık; şirketin aktifinin şirketin borçlarını karşılayamaması hali olup, TTK’nun 376. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nun 178(1) madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlenmelidir. Borca batıklığın tespitinde aktiflerin satış değeri dikkate alınmalıdır. İflasın ertelenmesi projesinin ciddi ve inandırıcı sayılabilmesi için proje unsurlarının şirketin borca batıklıktan kurtularak sürdürülebilir bir mali yapıya kavuşmasına imkan verecek nitelikte olması zorunludur. İyileştirme projesi sadece şirketin mevcut işleyişinin devamı ve tedbir kararlarıyla borca batıklıktan kurtulabileceğine ilişkin olmamalı, TTK’nun 376(2) maddesindeki nakit sermaye konulması, dış kaynaktan nakit girişi, sermaye artışı, —–ortak alınması, şirketin mevcut işleyişi sonucu şayet mümkün ise kar ve nakit akışı gibi nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri içermeli, İİK’nun 179. maddesinde aranan ciddi ve inandırıcı özellikleri haiz olmalıdır.
İİK 179. maddesinde, “Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iflası” düzenlenmiştir. Yasada, İdare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan birinin, şirket veya kooperatifinin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebileceğine yer verilmiştir.Erteleme tedbirleri 179/a maddesinde düzenlenmiş, ilk fıkranın son cümlesinde, ayrıca şirketin ve kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemlerin alınacağı ifade edilmiştir. Uygulamada, İİK 179/b bendinde yer verilen, erteleme kararının etkilerine dair düzenlemede yer verilen konuların tamamı veya tamamına yakını, ihtiyati tedbir olarak kabul edilmiştir.Bir anlamda, İflas erteleme talebinde bulunan şirket, lehine oluşturulan İhtiyati tedbir kararı ile birlikte erteleme kararının bütün sonuçlarından yararlanmıştır. Bu şekilde oluşan uygulama ve ——-kararları sonucunda, erteleme süresinin başlangıcının, şirketin ertelemenin sonuçlarından, tedbir kararı ile birlikte yararlanmaya başlaması nedeniyle, tedbir tarihi olarak kabul edilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir.İcra ve İflas Kanunun 179/4. fıkrasında, erteleme süresinin azami bir yıl olduğu, bu sürenin kayyımın verdiği raporlar dikkate alınarak mahkemece uygun görülecek sürelerle uzatılabileceği, ancak uzatma sürelerinin toplam 4 yılı geçemeyeceğine yer verilmiştir. Yasal düzenleme emredici niteliktedir.
Borca batıklığın ve iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tespiti, özel ve teknik bilgiyi gerektirmekle bu konuda bilirkişi görüşüne başvurulması zorunlu olduğu gibi projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve karlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tespit edilmelidir. İİK nun 179/a maddesinde iflasın ertelenmesi isteminde bulunulması üzerine, envanter düzenlenmesi ve yönetim kurulunun yerine geçmesi ya da yönetim kurulu kararlarını onaması için derhal bir kayyım atayacağı, ayrıca şirketin ve kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemleri alacağı, son fıkrada ise, kayyımın her üç ayda bir şirketin projeye uygun olarak iyileştirme gösterip göstermediğini mahkemeye rapor edeceği düzenlenmiştir.
Erteleme isteyen davacı şirketin mali durumu yargılama sonuna kadar her aşamada mahkemece incelenmesi ve iyileştirme projesinin uygulanabilir olup olmadığı denetlenmeli gerektiği ————–belirtilmektedir.
——— uyarınca; “İİK’nun 179/b-4 maddesi uyarınca iflas erteleme süresi 4 yılı geçemez ilk iflas erteleme süresi nazara alınırsa bu süre toplam 5 yıldır. Şirketin tedbir kararından yararlandığı süre ve halen borca batıklık halinin varlığı göz önüne alınarak iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı gerekçesiyle iflasın ertelenmesi talebinin reddi ile iflasa karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması nedeniyle hükmün tesisi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
Yapılan yargılama sonucu; dosya içerisine —– tarihli teknik bilirkişi heyeti tarafından————bulunan davacının fabrikasında yerinde yapılan inceleme sonucu makine ve ekipmanların değer tespiti yapılmış olup keşif tarihi itibari ile bütün malzemelerin ikinci el rayiç değerinin ——- olduğu tespit edilmiştir. Teknik bilirkişi heyetinin raporundan sonra dosya davacı firmanın borca batık olup olmadığının tespiti için mali bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. Mali bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucu şirketin — tarihli mali verileri esas alınarak yapılan inceleme sonucu davacı şirketin durağan varlık değerinin —–olduğu, rayiç değere göre öz varlık tutarının—-olduğu tespit edilmiştir. Şirketin —- tarihli rayiç bilanço hesabına göre şirketin borçtan kurtularak rayiç öz kaynak toplamının ———- olduğu, bu haliyle de borca batıklığında olmadığı tespit edilmiş olup açılan iflasın ertelenmesi talebinin reddi ile mahkememiz tarafından verilen ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına ve kayyumların görevinin sona ermesine dair aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
Açılan İflasın Ertelemesi davasının REDDİNE,
Mahkememiz tarafından verilen 28.01.2014 tarihinde verilen ihtiyati tedbir taleplerinin 5 yıllık yasal sürelerin dolması sebebiyle kaldırılmasına,
Kayyumların görevlerine son verilmesine,
Karar harcı 80,70- TL’ den davacı tarafça peşin yatırılan 29,20- TL harcın mahsubu ile eksik kalan 51,50-TL harcı davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
İlişkin olarak davacı vekillerinin yüzüne, asli müdahillerin yokluğuna karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/11/2022