Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/215 E. 2018/185 K. 20.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/215 Esas
KARAR NO : 2018/185

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 23/02/2016
KARAR TARİHİ : 20/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- Bankası A.Ş. ile dava dışı — Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. arasında 22.11.2011 tarihinde düzenlenen 100.000TL. tutarında “Genel Ticari Kredi Sözleşmesine müvekkili ile davalının “müteselsil kefir olarak imza attıklarını, borçlu— Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin borcunu ödememesi üzerine müvekkilinin kefil sıfatıyla bankaya 68.483TL.lik ödeme yaptığını; müvekkilinin hali hazırda ödeme yapmaya devam ettiğini; müvekkilinin müteselsil kefillik kapsamında yaptığı ödemelerden dolayı başlatılan İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kefilin talep edebileceğinden fazlasını talep ettiğini; sözleşmede üç müşterek borçlu ve müteselsil kefilin ve bir asıl borçlunun bulunduğundan bahisle dört borçlunun bulunduğunu; dolayısıyla rücu söz konusu olacak ise bu borcun dörde bölünerek 1/4 oranında davalıdan talep edilmesi gerektiğini, davacının iddialarının delillendiremediğini; davacının bankanın koşullarının kayıtsız şartsız kabul etmemesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün — E sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ,ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile , uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün — E sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine kaynaklı icra takibine giriştiği, davalı borçlunun borcunun bulunmadığından dolayı itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından alınan 17/10/2017 tarihli raporda ,”Kefalet sözleşmesinde davacı ve davalının birlikte müteselsil kefil oldukları, sözleşmede imzası bulunan üç müteselsil birlikte kefilin, kredi sözleşmesinde taahhüt edilen miktardan {115.000TL.) eşit oranda sorumlu oldukları, davalının “üç tane müşterek borçlu /müteselsil kefil ve bir tane asıl borçlu bulunduğu, rücu söz konusu olacaksa borcun dörde bölünerek davalıya en fazla 1/4 oranında rücu edilmesi gerektiği” savunmasının isabetsiz olduğu; şöyle ki, borcu ödeyen kefilin, asıl borçluya ödediği miktarın tamamı için, diğer müteselsil kefile ise payına düşen miktar kadar rücu hakkına sahip olduğu, davacının alacaklıya 127.996,32TL. ödeme yaptığı, TBK m. 589/1 hükmü gereğince aynı hükmün 2. fıkrasında belirtilen kalemlerin tümünden doğan sorumluluk, kefalet sözleşmesinde belirtilen azami sının aşamayacağından davacı kefilin kefalet sözleşmesinde belirtilen 115.000TL.lik azami miktarı aşarak alacaklıya 127.996,32 TL ödeme yapması karşısında davacının ödemiş olduğu tüm tutar için diğer kefillere yönelmesi mümkün olmadığından takip tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan 38.333,33 TL nin kendisine ödenmesini talep edebileceği yönünde ” görüş bildirilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına , tarafların iddia ve savunmaları , denetlenebilir bilirkişi raporu içeriğine göre, 29/12/2011 tarihinde —- Bankası ile — San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 12/a maddesine göre “kefillerin ,bankaya müşterinin bu kredi sözleşmesinden dolayı veya her ne sebeple olursa olsun gerek yalnız olarak gerekse diğer kişilerle birlikte borçlandığı / borçlanacağı tutarları imza bölümünde belirtilen miktara kadar müşterek borçlu ve müşterek kefil olarak tekeffül ederler” denilmiş , sözleşmenin imza kısmında ise 3 müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak —- , davacı … ve davalı …— ‘in imzasının bulunduğu ve her birinin 115.000,00 TL için kefil olduğu görülmüştür. Davacıya —Bankası — şubesi tarafından Üsküdar —-.Noterliğine gönderilen 30/03/2015 tarihli muacceliyet ihtarnameleri bulunmaktadır. — müteselsil kefil olduğu kredi sözleşmesine istinaden — San. ve Tic. Ltd. Şti. ‘nin —Bankası — şube hesabına 13/09/2013 ve 09/08/2016 tarihleri arasında 127.966,32 TL ödeme yaptığı tespit edilmiştir. TBK 587/2 hükmü gereğince borçlu ile birlikte veya kendi aralarında müteselsil kefil olarak yükümlülük altına giren kefillerden her biri borcun tamamından sorumlu olur. Borcu ödeyen kefil kendi paylarını daha önce ödememiş olmaları kaydıyla diğer kefillere karşı rücu hakkına sahiptir. Buna göre her ne kadar davacının alacaklıya yapmış olduğu toplam ödeme 127.966,32 TL ise de ; kefalet sözleşmesinde kararlaştırılan ve davalının imza attığı miktar 115.000,00 TL olduğundan davalının sorumlu olduğu bu miktar üzerinden her üç kefilin bağımsız olarak sorumlu olduğu miktar belirlenmiş , bu miktarda her kefile rücu edilecek tutar olarak 38.333,33 TL olarak belirlenmiştir. Bu değerlendirmeye göre ; davanın kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün — sayılı takip dosyasında; davalının 38.333,33 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak 38.333,33 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık 10.50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 İcra inkar tazminatı tutarı 7.666,66 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
İAA —- İcra Müdürlüğünün — sayılı takip dosyasında;
Davalının 38.333,33 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
Asıl alacak 38.333,33 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık 10.50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 İcra inkar tazminatı tutarı 7.666,66 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Karar harcı 2.618,55 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.272,84 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.345,71 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 1.306,14 TL ilk masraf, 132,60 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.738,74 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.408,57 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.566,67 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.331,96 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,

Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/02/2018