Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/183 E. 2023/814 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2016/183 ESAS
KARAR NO:2023/814
DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:16.02.2016
KARAR TARİHİ:24.10.2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
dava konusu olayın, 15 yaşındaki sürücü —- yönetimindeki—- plakalı —- ile sürücü —– yönetimindeki —- plakalı —- taşıtlara yasaklanan yol üzerinde karıştıkları kazada davacı yaya —- yaralandığı; her iki sürücünün de kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu; Davalılar——yaşındaki sürücü ——anne ve babası olduğu; diğer davalıların kazaya karışan araçların sahibi ve trafik sigortacısı oldukları açıklanarak; fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, 500,00-TL sürekli sakatlık (beden gücü kaybı) tazminatı ile 500,00-TL geçici sakatlık (gelir kaybı) tazminatı olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın sigorta şirketleri yönünden poliçe limiti ile sınırlı olması kaydıyla, 200.000,00-TL manevi tazminatın sigorta şirketleri dışındaki tüm davalılardan kaza tarihi 24.05.2015 itibariyle yasal faizi ile müştereken ve müteselsilsen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.

Davalı —– cevap dilekçesinde özetle;
dava konusu —- plakalı——- kaza anında kendisi adına tescilli olduğunu, kazadan önce 01.03.2015 tarihinde——— dava dışı—— ile satıldığını, ancak —– üzerinde hak mahrumiyeti ve bedelinin de taksitler halinde ödenecek olması nedeniyle resmi devrin yapılmadığını; motosikletin fiziki olarak satış vaadi sözleşmesi ile birlikte —– tarihinde—- teslim edildiğini, —– tarihinden sonra — kendi kontrolünde olmadığını, kaza anındaki sürücü —– tanımadığını, motosikletin bedelinin tamamen ödenmesi üzerine kazadan sonra —- tarihinde ——– yevmiye numaralı satış sözleşmesi ile devredildiğini beyan ederek davanın reddini, yargılama giderleri ile ileride bir avukata vekalet verme durumu olması halinde vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı——- vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu —- plakalı —– sahibi olduğunu ve sürücüsü tarafından el ile park edilmeye çalışılırken —- plakalı —-çarpması sonucu kazanın meydana geldiğini, kaza anında —– üzerinde sürücü olmadığı için trafiğe kapalı yolda kullanılmasının ve kusurunun söz konusu olmadığını veyan ederek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesinde, 24.05.2015 tarihinde meydana gelen kaza nedeni ile malul kaldığı iddiasıyla oluşan maluliyet zararının tazmini amaçlı iş bu davayı ikame ettiğini, dava öncesinde davacının müvekkili şirkete başvurusunun bulunmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin temerrüde düşmediği gibi dava açılmasına sebebiyet vermediğini, maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi hususunun—– tarafından yerine getirilmesi gerektiğini, davacının söz konusu olaydan dolayı —— herhangi bir ödeme alıp almadığının tespitinin gerektiğini, olay tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini beyan ederek haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi ve tensip tutanağı; davalı—-, davalı — velayeten ——— usulüne uygun tebliğ edilmiş, bu davalılar davaya cevap vermemişlerdir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkilinin meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanması sebebiyle oluşan maddi ve manevi tazminat alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; davaya cevap veren davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, sigorta poliçesi, hasar dosyası celp edilmiş, davacının tedavi evrakları getirtilmiş, yasa değişikliği nedeniyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.—— tarihli raporuna göre; davacının —— tarihinde meydana gelen trafik kazasındaki yaralanması sonucunda, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği verilerine göre hesaplandığında; herhangi bir maluliyete (meslekte kazanma gücünde azalmaya) neden olmadığı, geçici iş göremezlik (tıbbi iyileşme) süresinin 3 (üç) ay olarak kabulünün gerektiği, iyileşme döneminde bakıcı ihtiyacının olmayacağı hususlarının belirtildiği, raporun —- tarihli —– raporu ile de uyumlu olduğu anlaşılmıştır.Bilirkişinin 07/05/2018 tarihli kusur raporunda özetle; “…15 yaşındaki Davalı sürücü —– ehliyeti olmadığı halde—– plakalı ——— kullandığı; ———- plakalı —- taşıt trafiğine kapalı yolda yüksek hızla seyrettiği sırada ——- plakalı – ile çarpışması sonucunda meydana gelen trafik kazasında; yaya —–yaşamını tehlikeye sokmayan, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde hafif olmayan, kemik kırıkları yaşam fonksiyonlarını hafif (1/6) derecede etkileyecek nitelikte yaralanmasına neden olduğu için Karayolları Trafik Kanununun 36, 52/b, 66/a, 84/b ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 101/b, 136/a ve 157/a/2 maddelerinde açıklanan kusurları işlemiş olup, kazanın meydana gelmesinde asli ve % 75 oranında kusurlu olduğu; davalı sürücü ——— Karayolları Trafik Kanununun 66/a, 67/a-b, 84/b ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 136/a, 137/2, 137/b/1 ve 157/a/2 maddelerinde açıklanan kusurları işlemiş olup, kazanın meydana gelmesinde tali ve %25 kusurlu olduğu…” şeklinde kanaat belirttiği görülmüştür.Davacı vekili 07/09/2019 tarihli dilekçesi ile davadan maddi tazminat talepleri yönünden feragat ettiklerini, vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri bulunmadığını beyan etmiş, vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.HMK 307. vd maddeleri gereğince davadan feragatin, davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran taraf işlemlerinden olduğu, hüküm ifade edilmesi için karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine de bağlı olmadığı hükme bağlanmış olup davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat etmeye yetkisinin bulunduğu, her ne kadar feragat sadece ——-ve sigortalısı yönünden yapılmış ise de;———- sayıl ilamında belirttiği üzere, “…Türk Borçlar Kanunun 168/2. maddesi gereğince alacaklı, diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse bunun sonuçlarına katlanır. Müteselsil sorumlulardan biri hakkındaki davadan feragat edilmesi diğer müteselsil sorumlu yönünden de teselsülden feragat niteliğini taşır ve böylece müteselsil sorumlu olan diğer davalı da bu çerçeve kapsamında sorumluluktan kurtulmuş olur…” içtihadı bulunduğu anlaşılmakla, davacının feragati tüm davalılara sirayet ettirilerek açılan davanın maddi tazminat yönünden feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.Manevi tazminat davası yönünden ise; bilindiği üzere manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Olayın oluş şekli yanında, davacının yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olmaması, meydana gelen kemik kırığının 1.derece (hafif) olması, davalıların kazanın meydana gelmesinde kusurlu olmaları, davalıların sosyal ve ekonomik durum araştırması sonuçlarına göre, davalı —- öğrenci olması, diğer davalı —– ise asgari ücretle çalışması karşısında, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının maddi tazminat yönünden FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
a-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 269,85-TL karar harcının davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
B—— tarihli sulh ve feragate dair protokol gereğince, ret olunan dava yönünden davalılar——–lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
2-Davacının davasının manevi tazminat yönünden KISMEN KABULÜ İLE,
—- manevi tazminatın kaza tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —-velayeten ————- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
a-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 1.366,20-TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 686,52-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 679,68-TL’nin davalılar———-müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
b-Davacı tarafından yatırılan 686,52-TL harcın davalılar —– velayeten——müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
c-Davacı tarafından bilirkişi ücreti, ——– fatura gideri, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 2.878,2‬0-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre; 287,82-TL’sinin davalılar ——– müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 2.590,38-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
d-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalılar ———— müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
e-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalılar —–lehine takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak müştereken ve müteselsilen davalılar ———verilmesine,
f-Davalılar ———- kendilerini vekil ile temsil ettirmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
g-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
3-Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı ———- vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——-Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 24.10.2023