Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/176 E. 2018/722 K. 10.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/176 Esas
KARAR NO : 2018/722

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2016
KARAR TARİHİ : 10/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin ticaret yaptığı dava dışı …… ile 20.08.2015 tarihinde bayilik sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmeye binaen davacı müvekkilinin ……. dava dışı ….. adına davalı tarafın, 15.01.2016 tarihli 30.000 TL bedelli, 15.02.2016 tarihli 30.000 TL bedelli 15.03.2016 tarihli 40.000 TL bedelli, üç adet çek keşide ettiğini, sonrasında davalı tarafın sözleşmedeki edimleri ifa etmediği için çeklerin iadesini istediğini, çeklerin iade edilmediği ve 15.01.2016 vadeli çeki ödemek zorunda kaldığı davalının 8.000 TL’ sini müvekkiline gönderdiğini, kalsın bakiyenin ise henüz ödenmediğini, çekin 2 gün içinde iadesi için davalıya ihtar çekildiğini, müvekkilinin söz konusu çeklerin borçlu olmadığının tespitine, çeklerin icra takibine konulmaması için tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın her ne kadar müvekkili şirket aleyhine ikame edilmişse de müvekkili ile davacı şirket tarafından keşide edilmiş olmakla birlikte dava dışı başka bir şirket tarafından sözleşme koşulları çerçevesinde müvekkili şirkete verildiğini, dava dışı Yazar Kalem ile müvekkili şirketin 20.08.2015 tarihli ……imzaladığını, bu anlaşma ile ……adlı şirkete Avrupa Bölgesi Ana Bayiliği verildiğini, bu sözleşme kapsamında ……müvekkili şirket 3 adet toplam 100.000 TL çek verdiğini, (Keşidecisi davacının olduğu), müvekkilinin sözleşme edimlerini tam olarak yerine getirmesine rağmen dava dışı şirketin üstlendiği pazarlama faaliyeti ve satışı tam olarak yerine getiremediğini, 15.01.2016 vadeli 30.000 TL’ lık çeki davacı şirketin müvekkili şirketten 4.000 TL borç alarak ödediğini, davacının iddia ettiği gibi 8.000 TL’nin müvekkili şirket tarafından ödenmediğini, 15,02.2016 vadeli 30.000 TL miktarlı çekin ise, müvekkili şirket tarafından İstanbul Anadolu ……İcra Müd. 2016/4284 Esas sayılı icra takip dosyası ile takibe konu edildiğini, 15.03.2016 vadeli 40.000 TL tutarındaki çekin henüz takibe konu yapılmadığını, kendilerine noter kanalıyla gönderilen ihtarnamede sanki sözleşmenin müvekkili şirket ile davacı şirket arasında yapılmış gibi beyan edildiğini , oysa davacı şirket ile müvekkili arasında bir anlaşmanın akdedilmemiş olduğunu, netice itibariyle, davanın taraf ehliyeti bakımından usulden reddine, davanın kötü niyetle ikame edildiğinden davacı şirket aleyhine %20’ den az olmamak şartıyla kötü niyet tazminatına, ihtiyati tedbir talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında davacının ticaret yaptığı dava dışı ……. Yayıncılık ile davalı arasında 20.08.2015 tarihli bayilik sözleşmesi yaptıkları, bu sözleşme kapsamında davacının …… adına davalıya verdiği sıralı 3 adet çekten dolayı davalının edimini yerine getirmediğinden bahisle açılan menfi tespit davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ,ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile , uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından alınan 15/02/2017 tarihli raporda ,” davacı tarafından davalı emrine tanzim edilen, davalı tarafından alındığı inkar edilmeyen, usulüne uygun tuttuğu defterlerine kaydeden toplamı 100.000 TL olan 3 adet çek bedelinden davacının kendi beyanıyla “aldım” dediği 8.000 TL banka aracılığıyla yapmış olduğu ödemelerin mahsubu neticesinde, davacının davalıdan 92.000 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, diğer bir ifadeyle davacının kıymetli evraktan kaynaklı 92.000 TL menfi tespit edilecek zararının bulunduğu, davacı “…..”’ in kendi kayıtlarında alacaklı gözükmemesi, ihtilaf konusu çekin teminat çeki olduğu ve dava dışı ………firması adına verildiği beyanlarının değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu yönünde “görüş bildirilmiştir.
Sözleşme Uzmanı bilirkişi tarafından alınan 18/12/2017 tarihli raporda, ” dava konusu edilen çekler incelendiğinde çeklerin davacı yanca davalı lehine keşide edildiği, dava dışı şahsın herhangi bir cirosunun bulunmadığı, çekin hatır/avans çeki olduğu yönündeki bir açıklamanın da çek üzerine İşlenmediği görüldüğünden üçüncü kişi fiilini üstlenme veya üçüncü kişi lehine ifa hükümlerinin uygulama alanı bulmayacağı, davacının TTK m. 18 hükmünce basiretli bir tacir olarak çek keşide etmesinin neticelerini bilerek hareket etmesi gerekeceğinden, taraf olmadığı bir sözleşmeye istinaden üçüncü kişi lehine çek keşide etmiş ise olsa bile, bunun ancak davacı ile dava dışı şahıs arasında hukuki uyuşmazlık konusu edilebileceği, bu noktada davacının iddiasının da hukuken dinlenebilir bir sav olmadığı yönünde “görüş bildirilmiştir.
Davalı ……. ile dava dışı ……. arasında 20/08/2015 tarihli bayilik sözleşmesinin imzalandığı , bu bayilik sözleşmesi dahilinde davacı……….’nin keşide ederek 15/01/2016 ,15/02/2016 ve 15/03/2016 tarihli 3 adet sırasıyla 30.000,00 TL, 30.000,00 TL ve 40.000,00 TL bedelli 3 adet çeki davalıya verdiği bu hususta taraflar arasında bir uyuşmazlık olmadığı belirlenmiştir. Söz konusu çeklerin karşılığında davalının edimini yerine getirmediği 8.000,00 TL miktarı ödeme yaparak iade ettiği ,diğer iki çekin iade edilmediğinden bahisle menfi tespit davası açılmıştır. Mali bilirkişi vasıtasıyla yapılan incelemede davacı yanın defterlerinde söz konusu çeklerin kaydedilmemiş olduğu , davalı ticari defterlerinde ise davacı adına düzenlenmiş yevmiye kaydında davacı hesabına alacak verilmiş ve hesaba virman edilmiş olduğu bu haliyle davalı kayıtlarında davacının davalıya çeklerden dolayı 100.000,00 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Örnekleri sunulan her üç çekin incelendiğinde dava dışı…. ‘in cirosunun bulunmadığı , her üç çekin davacı tarafından davalı adına keşide edilerek verildiği , keza tahsilat makbuzlarında da dava dışı şahısla ilgili ödemenin yapıldığına dair bir açıklamanın bulunmadığı bu çerçevede davalının menfi tespit davasında söz konusu çekleri teminat için yada hatır çeki olarak verildiğine dair delil sunmadığı ve bu iddiasını yazılı olarak ispatlayamadığı , bahsi geçen çeklerin 3.kişinin fiilini üstlenme niteliğinde verildiği , keza ayrı bir sözleşme ile ispatlanamadığı gibi çekler üzerinde de bu konuda bir şerh bulunmadığı , 3.kişinin çeklerde cirosunun olmadığı , bu haliyle davacının davasını ispatlayamadığı anlaşıldığından açılan davanın reddine, kötü niyet tazminatına yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
2-Karar harcı 35,90-TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.571,14 TL harçtan mahsubu ile artan 1.535,24 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 650,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …… deki esaslara göre belirlenen 10.110,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Mahkemeleri istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. .
.