Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1437 E. 2019/1237 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1437 Esas
KARAR NO : 2019/1237

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2016
KARAR TARİHİ : 26/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; — tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle, davalı … şirketine sigortalı aracın, park halinde bulunan — plaka sayılı araca çarpması sonucunda hasarın meydana geldiğini, — tarihinde sigortalıya —– hasar bedeli ödendiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, müvekkili şirketin ödediği hasar bedelini davalı sigortalısı %100 kusuru ile sebebiyet verdiğinden davalıdan hasarı sigorta teminatıyla sınırlı olmak üzere ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili zaruriyetinin doğduğunu, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen ve ihtilafa konu sözleşme’nin 6.Maddesinde yetkili mahkeme —— olarak belirtildiğini, sözleşme 2015 yılında akdedildiğini, o tarihte —- diye bir mahkeme bulunmadığını, taraflar arasında usulüne uygun olarak yapılmış bir yetki sözleşmesinin varlığından söz edilemeyeceğini, mahkemeniz huzurunda görülmekte olan dava bakımından geçerli bir yetki sözleşmesi bulunmadığını, mahkemenin yetkisizliğine, söz konusu davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin genel yetki kuralları da dikkate alınmak suretiyle “Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yetki itirazının kabulü ile süresi içerisinde başvurulması halinde davanın görevli ve yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne gönderilmesine karar verilmesini talep ettiğini, dava, icra takibinden tam iki yıl sonra açıldığını, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesine, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen trafik kazası nedeni ile kasko sigorta şirketinin hasara uğrayan araç sahibine yapmış oduğu ödemeye ilişkin hasara neden olan olduğu iddia edilen aracın trafik poliçesine düzenleyen davalı … şirketine rucüen tazminine ilişkin açılan tazminat davası olduğu görülmüştür.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi ve —- rapor alınmış, yargılama sırasında —- tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Davacı tarafça düzenlenen —– plaka sayılı araca ait kasko poliçesi dosya içine alınmış, dava konusu kaza tarihini içerdiği anlaşılmış,davacı tarafça dosyaya sunulan 06/02/2017 tarihli beyan dilekçesi ekinde hasar dosyası gönderilmiş, incelenerek mahkememiz dosyası içine alınmıştır.
Meydana gelen olay nedeniyle olaydaki kusur durumunun belirlenmesi ve davacının talebinin teminat kapsamında kalıp kalmadığı, teminat kapsamında ise talep edilen miktarın tespiti bakımından bilirkişilerden —- tarihli rapor alınmıştır. Alınan raporda özetle;
Davalı taraf sürücüsü —– sevk ve idaresindeki — plakalı kamyoneti ile seyiri sırasında dava dışı kimliği belirsiz sürücü idaresindeki aynı zamanda plakası da tespit edilemeyen siyah renkli otomobilin geriden hızlıca yaklaşarak oluşturduğunu fark ettiği tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla sol şeridi boşaltmak üzere derhal ancak maharetsizce sağ şeride geçmeye çalıştığı esnada bahse konu mevcut otomobilin sağ ön uç kısmı ile kamyonetin sol arka uç kısmına çarpmasının etkisiyle direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ve kamyonetin sağ ani doğrultu değiştirmesi suretiyle kaldırım tarafına yönelerek park yasağının bulunmadığı yerde sıralı park halinde bulunan araçlardan ilki olan—– plaka sayılı davacı tarafınca sigortalı olan otomobilin sol yan kısımlarına çarpmasıyla birlikte bu otomobili kaldırım üzerine sürükleyip orada mevcut bulunan araca çarptırmanın akabinde ilerlemesine devam ederek yine orada park halinde bulunan —- plaka sayılı aracada çarparak diğer park halindeki —— plaka sayılı otomobile bu aracı çarptırıp durması neticesinde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 46. Ve 52/b maddelerini ihlal etmiş olmakla %25 oranında kusurlu olduğu, dava dışı kimliği belirsiz sürücüsünün yine Karayolları Trafik Kanunun 52/b, 52/c ve 84/d maddelerini ihlal etmiş olmakla %75 oranında kusurlu olduğu, davacı şirkete sigortalı aracın ise olay yerinde kaldırımın yanında kurallara uygun şekilde park etmiş bulunduğu aracın hasarlanmasında her hangi bir kusurunun bulunmadığı, davaya konu araçta davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında 9.312,05-TL davalının davacıya karşı sorumluluğunun bulunduğu ” yönünde tespit edilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu, davaya konu trafik kazasının oluş şekli ile davalı … şirketinin 11/06/2018 tarihli rapora ilişkin itiraz dilekçesinde belirtmiş olduğu itirazlar göz önünde bulundurularak yeterli görülmemiş ve 28/06/2018 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı doğrultusunda dosya mevcut bilirkişi raporu ve davalı tarafın rapora ilişkin itirazları da değerlendirilerek ——- oranın tespit edilebilmesi için —gönderilmiş, kurumdan — tarihli rapor alınmıştır.
30/11/2019 tarihli raporda özetle; tüm dosya kapsamı, tüm beyanlar, trafik kazası tespit tutanağı ve içeriğindeki tespitler dikkate alınarak olay mahallinde sol şeritte seyir halinde iken aynı şeritte gerisinden süratli yaklaşan bir başka otomobil nedeniyle sağdaki şeride yönelmek zorunda kalan —– plakalı araç sürücüsünün aracına gerisinden süratli yaklaşan meçhul otomobilin çarpmasıyla davalı taraf sürücüsünün direksiyon hakimiyetinden mahrum kaldığı ve kazanın meydana geldiği kabulüne rağmen davalı taraf sürücüsüne kusur izafesinde bulunan bilirkişi raporundaki kusur durumlarına iştirak edilmeyerek davalı araç sürücüsünün meydana gelen kazada meçhul aracın çarpmasıyla aracının kontrolünü kaybetmek durumunda kaldığı ve sağda park halinde bulunan araca çarpması neticesinde meydan gelen kazada atfı kabil bir kusurunun bulunmadığı, meçhul araç sürücüsünün olay mahallinde seyrin mahal şartlarına göre ayarlanmadığı, aynı istikamette seyretmekte olan kamyonet ile arasındaki gerekli ve yeterli mesafesini korumadığı, mevcut sürat ile kamyonete yaklaştığı, kendisine yol vermek üzere sağ şerit değiştirmek isteyen kamyonet sürücüsünün bu şeridi boşaltmasını beklemeksizin seyirine devam ederek kamyonet sol arka köşe kısımlarına çarptığı ve kamyonetin kontrolünün kaybolması ile kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği olayda hatalı ve kural dışı hareketleri ile kazanın oluşumunda asli ve %100 oranda kusurlu olduğu yönünde tespit yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan rapor ile — Dairesi’nin raporu birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün her hangi bir kusurunun bulunmadığı, dava dışı plakası belirsiz araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde asli ve tam etkili olduğu, davalıya sigortalı araç sürücüsünün plakası belirsiz araç sürücüsünün kural dışı hareketleri sonucunda aracının kontrolünü kaybetmek durumunda kaldığı anlaşıldığından her ne kadar davacı vekili tarafından raporlar arasında çelişki bulunduğu iddia edilmiş ise de, kusura ilişkin değerlendirmelerde nihai takdir mahkememizde olduğundan ve nitelik itibariyle 14/05/2018 tarihli raporun 2 bilirkişi tarafından düzenlendiği ve bu durumun HMK’nun 267.maddesine aykırılık teşkil ettiği, düzenlenen 30/01/2019 tarihli adli tıp kurumu raporunun mahkememizin denetimine açık ve hükme esas nitelikte olduğu, 2 rapor arasında nitelik itibariyle de çelişki bulunamayacağı anlaşıldığından davacı vekilinin itirazları yerinde görülmeyerek ve davalı … şirketine sigortalı aracın sürücüsünün davaya konu trafik kazasında bir kusuru da bulunmadığı, dolayısıyla davalı … şirketininde davacının talep etmiş olduğu tazminattan sorumluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 44,40-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 318,07-TL harcın mahsubu ile artan 273,67-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —-. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanunun 333.maddesi gereği ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı