Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1394 E. 2018/279 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1394 Esas
KARAR NO : 2018/279

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2016
KARAR TARİHİ : 14/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İSTEM:
Davacı dava dilekçesinde; davaya konu senedin düzmece bir senet olup icraya konularak tahsile yeltenildiğini, senet altındaki hiçbir imza ve hiçbir yazının tarafına ait bulunmadığını, bugüne kadar yaptığı başvuruların sonuçsuz kaldığını, davalılardan davaya konu senet karşılı hiçbir para veya mal alındığına dair ortada geçerli bir evrak, banka dekontu, fatura, irsaliye, nakliyat makbuzu, teslim ve tesellüm makbuzu ve benzeri belge olmadığını, senedin ne karşılı düzenlendiğinin davalı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, olayda teşekkül halinde ve nitelikli dolandırıcılık bulunduğunu, davaya konu senet nedeniyle davalılara hiçbir borca bulunmadığını, senedin bedelsiz ve hükümsüz olup, davalıların alacaklı sıfatının bulunmadığını bildirmiş, davaya konu senet nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti ile iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar cevap dilekçesi sunmamışlar, davalı … ile davalı — duruşmalara katılmamıştır.
Davalı … 23/02/2017 tarihli dilekçesinde; davacının İstanbul Anadolu —-Asliye Ticaret Mahkemesinin —esas sayılı dosyada da aynı taleplerde derdestlik bulunduğunu bildirmiş, davalı … vekili 28/01/2017 tarihli dilekçesinde ise; müvekkilinin davalı —- ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklanan 1.200.000,00 TL alacağı olup taraflar arasında imzalanan 12/07/2016 tarihli sözleşme ve iddianame başlıklı sözleşme nedeniyle davaya konu senedin borca karşılık müvekkiline verildiğini, vadesi geçtiği için takip yapıldığını, senedin sahte olup olmadığının müvekkili tarafından bilinemeyeceğini, davacının —-‘ye karşı süreceği defilerin iyi niyetli hamil olarak müvekkiline karşı sürülemeyeceğini, İstanbul Anadolu — İcra Hukuk Mahkemesinde alınan adli tıp raporunda imzaya ilişkin itirazın incelenmeye devam edildiğini, Adlı Tıp’ın kesin karar veremediğini bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Davaya konu İstanbul Anadolu —-İcra Müdürlüğü’nün — sayılı dosyasında davalılardan … davacı ile davalı —-‘ye karşı 15/04/2014 keşide, 15/06/2014 vade tarihli 2.314.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak 14/10/2016 tarihinde kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapmıştır. Davacı İstanbul Anadolu—. İcra Mahkemesi’nin — esas sayılı dosyasında bonodaki imza ve yazıların kendisine ait olmadığı iddiası ile itirazda bulunmuş olup yargılama sürmektedir.
Davacı aynı bonoya ve icra dosyasına yönelik olarak borçlu olmadığının tespiti istemi ile ilk kez İstanbul Anadolu —Asliye Ticaret Mahkemesinde — esas sayılı dosyada 15/11/2016 tarihinde dava açmış, 21/03/2017 tarihli karar ile davacının adli yardım talebinin reddedilmesiden sonra verilen kesin süre içinde gider avansını yatırmadığı gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş olup, bu karar gerek mahkememizdeki davanın açıldığı tarihte gerekse sonrasında kesinleşmemiştir. Buna göre mahkememizdeki bu davanın açıldığı tarihte İstanbul Anadolu — Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — esas sayılı dosyası derdest olmakla ve bu davada yalnız …’ın davalı olması nedeniyle bu davalı yönünden davaya konu senet ve icra takibi ile dava konu ve sebeplerin ve sonuç talebin aynı olması nedeniyle derdestlik söz konusu olduğundan davalı … hakkındaki davanın derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğuna bağlı olarak usulden reddine karar verilmiştir.
Dava dilekçesinde davalı … davalı olarak gösterilmiş ise de; somut olayda icra takibinin yetkili hamil sıfatıyla davalı … tarafından yapıldığı bonoda lehdarın davalı — olup bu davalıya ve takibi yapan davalı …’a ilişkin cirodan başka bir ciro bulunmadığı, davanın icra takibine ve bu takibe konu edilen bonoya dayalı olarak açılmış olması nedeniyle gerek bonoda davalı …’in lehtar ve ciranta olarak bonoda yer almadığı gibi adının hiçbir sıfatla bonoda yer almamasının yanında bu davalının icra takibi ve takibe konu bonoyla bağını kuracak bir yazılı sözleşme bulunmaması, bu nitelikte ve yazılı bir hukuki ilişkiye davacı tarafça dayanılmaması ve belge sunulmaması, gerekse davaya konu icra dosyasında davalı …’in alacaklı ya da borçlular arasında bulunmaması karşısında bu davalının taraf ve pasif husumet sıfatının bulunmadığı bu davalıya davanın yöneltilmesinin mümkün bulunmadığı göz önünde tutularak davalı … hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının İstanbul Anadolu — Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- esas sayılı (—) dosyasında davalılar … ve — hakkında aynı konu ve sebeplere dayalı olarak aynı bono ve aynı icra takibi nedeniyle aynı sonuç talepli olarak mahkememizdeki davadan sonra üçüncü kez 21/12/2016 tarihinde açtığı menfi tespit davasında, davanın açılmamamış sayılmasına karar verilmiş ve karar kesinleşmemiş olsada mahkememiz dosyası açısından derdestliğin söz konusu olmadığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen … ve … için husumet ve dava şartı yokluğu nedeniyle bu davalılar yönünden esasa girilmesinin ve taraf delillerinin tartışılmasının mümkün bulunmadığı, esas yönünden yalnız davalı — yönünden davaya devam edilebileceği, özellikle yetkili hamil sıfatıyla takibi yapan davalının … olduğu, davanın niteliği, davacı tarafın iddiaları, davanın ceza hukuku yönünden de bağlantılı olduğu göz önünde tutulduğunda davanın esasına ilişkin yargılamanın uzunca bir zaman alabileceği ihtimali dikkate alınarak tarafların ve özellikle davacının mağduriyetinin doğmaması açısından davalı — hakkındaki yargılamanın dosyanın tefrik edilerek devamına, diğer davalılar hakkındaki davanın husumet ve dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … hakkındaki davanın HMK.nun 114 (1) maddesinin yollaması ile derdestlik nedeni ile HMK.nun 115 (2) maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Davalı … hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
3-Davalı — hakkındaki davanın bu dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydının yapılmasına ve davalı — hakkındaki yargılamaya devam edilmesine, duruşma gününün yeni esas numarası üzerinden taraflara tebliğine,
4-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 35,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davalı … yararına AAÜT’nin 7(2) maddesi uyarınca takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
6-Davacı tarafça davalılar … ve —hakkında yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafça bu dosyada yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 39.517,34 TL nispi harç ile yatırılan gider avansından artan gider avansının tefrik edilecek dosyaya nakline,
8-Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından harcanan ve harcanacak yargılama giderinden geriye kalan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı ve davacı vekili ile ile davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/03/2018