Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1375 E. 2021/265 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1375 Esas
KARAR NO: 2021/265
DAVA: Alacak ( Ticari Satımdan Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 24/10/2014
KARAR TARİHİ: 09/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak ( Ticari Satımdan Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- satın aldığını, ayrıca — ödendiğini, toplam —- gerçekleştiğini, satışta teslimat şartları olarak ——— belirlendiğini, davacının mecbur olmadığı halde iyi niyetine binaen navlun bedelini ve deniz sigorta bedelini davalıya havale ettiğini, davalı yetkililerinin ise bedel ödendiği halde uluslararası nakliyat için taşıma sırasında malların kayıp ve hasarı için deniz sigortası yaptırmadıklarını, davalının satın alınan emtiayı—- tarihinde arya —- tarihinde —- intikal ettiğini, müvekkilinin emtianın gümrüklenmesi ve emtianın şirketine nakliyatı işlemi ile vazifelendirdiği —— tarihli yazılarında deniz nakliyatı esnasında emtianın hasar gördüğünü müvekkiline bildirdiklerini, —— tarihinde müvekkilinin davalıya emtianın hasarlı geldiğini bildirerek emtianın iadesi ve zararın karşılanmasını talep ettiğini, davalıdan herhangi bir olumlu yanıt gelmediğini, ——- tarihinde hasar tespiti yapıldığını, davacının nakliyat sigortasını davalıya havale ettiği halde davalının nakliyat sigortasını yaptırmadığından bütün zararları karşılamakla yükümlü olduğunu, belirtilen nedenlerle davalının ayıplı malları iade alarak uğranılan zararın tazmin edilmesini, ödenen — faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile her ay ödenen —— kirasının dava sonuçlanma aşamasında değerlendirilmesine karar verilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretini davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının davacıya gönderdiği banyo dolaplarının davacının siparişine uygun olarak— tarihinde gönderildiğini, malların ————ulaştığının davacı tarafından belirtildiğini, bu tarihte yürürlükte olan TTK m. 25/3 hükmünün uygulama alanı bulacağını, satıcı davalıya ayıp bildiriminin 8 gün içinde yapılmadığını, gerekli muayenenin yapılmadığını, konişmentoda malın ——- (malin yüklenici tarafından istif edilmiş, yüklenmiş sayılacağının kararlaştırıldığı, davanın taşıma şirketi olan —– ihbar edilmesini talep ettiklerini, depo masrafının talep edilmesinin hayatın olağan akışı gereğince haksız olduğunu, davacının hasarın hangi aşamada gerçeklettiğini ve malların gümrükte usulüne uygun olarak açılıp açılmadığını ispatla yükümlü olduğunu savunarak davanın reddini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile taraflar arasındaki satım sözleşmesine dayalı kurulan ticari ilişki neticesinde, ayıplı malın iadesi ile bedelin ve uğranılan zararların tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememizce ilk olarak davanın deniz hukukundan kaynaklı alacak davası olduğu gerekçesiyle, ———- uyuşmazlığın deniz hukukundan kaynaklı taşıma esnasında meydana gelen zarara ilişkin olmayıp satış sözleşmesinden kaynaklandığı ve Türk Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği ve ——görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, yargı yeri belirlenmesi için dosya —— gönderilmiş olup, anılan daire tarafından uyuşmazlığın ticari alım satım ilişkisinden kaynaklandığı ve görev yerinin —— olduğuna karar vermiş, dosya mahkememize gönderilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, usule ve yasal mevzuata uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında taraflarca talep edilen deliller toplanmış, yargılama sırasında ——- tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflarca bildirilen delillerin toplanmasından sonra uyuşmazlığın çözümü teknik inceleme ve değerlendirmeyi gerektirmekle dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından ——– tarihli bilirkişi raporu düzenlenmiş, düzenlenen raporda özetle, ———- yöntemi ile olacağının kararlaştırdığı bu yöntemin masraflar, sigorta primi ve navlun ödenmiş olarak teslimi ifade ettiği, satıcının sözleşmeye konu malları gemiye uygun paketleme ve işaretleme yaparak yüklemekle yükümlü olduğu, ancak ——- yaptığı delil inceleme/nakliyat zararı raporunda ambalajların sadece karton kutu oldukları, koruyucu ambalajın bulunmadığı, bütün paketlerde büyük hasarın olduğu tespit edildiğinden malın hasarının söz konusu olduğu, hasarın bildirimiyle ilgili olarak davacının delil olarak gösterdiği hasarın ihbar edildiğine yönelik—- tarihli cevabi ihtarnameye dosya kapsamında rastlanmadığı, davacı — tarihinde bilirkişi ——- yaptığı delil inceleme/nakliyat zararı raporunu aynı gün davalıya gönderildiğini iddia etse de bunun dosya kapsamından anlaşılmadığı, buna ilişkin olarak davacı tarafından ———- dosya kapsamında bulunmakla birlikte bunun ihbar verine geçip geçmediği hususundaki takdirin mahkemeye ait olduğu, satıcının taşıma sırasında malların kayıp ve hasar riskine karşı deniz sigortası sağlama yükümlülüğünün bulunduğu, dosya kapsamında satıcının taşıma. deniz sigortası yaptırdığına ilişkin belgeye rastlanamadığı, davalı satıcının —- aykırı davrandığı, TBK gereğince böyle bir durumda sözleşmenin iptali veya kesin hükümsüzlüğü (m. 27) söz konusu olamayacağı, sözleşmenin iptalinin irade sakatlığı hallerine özgülendiği, —– yöntemine göre satıcı, öngörülen süre içerisinde veya öngörülen tarihte sözleşmeye konu malları belirlenen gemiye uygun paketleme ve işaretleme yaparak yüklemekle yükümlü olduğu ve satıcının, bu borcundan kurtulmuş olması için mallan akılcı ve uygun bir yöntemle yüklemesi gerektiği, böyle durumlarda yükün boşaltılmasından sonra görülen hasarın yüklemeden önce veya sonra mı oluştuğunu tespit etmenin güç olduğu: ancak dosya kapsamından anlaşıldığı üzere ——– yaptığı delil inceleme/nakliyat zararı raporunda ambalajların sadece karton kutu oldukları, koruyucu ambalajın bulunmadığı, bütün paketlerde büyük hasarın olduğu tespit edildiğinden hasara davalının kusuru ile sebebiyet verdiği, malların depoda saklandığına ilişkin davacı tarafından iddia ileri sürülmüş ise de malların şu an itibariyle nerede olduğu mı ispatlar nitelikteki bir belgeye rastlanmadığı, dosyaya sunulu hasar tespit çizelgesi ve resimlerin incelenmesi sonucu banyo mobilyalarındaki hasarın deniz nakliyesi, indirme ve taşıma sırasında oluştuğu, resim detaylarında mobilya kolilerinin bulunduğu alanda palet üzerinde bağlanmadığı, sağa-sola yatık bir şekilde düzensiz durdukları, —- nolu resimlerden bunun açıkça anlaşıldığı,——— kolilerin sağa veya sola sürterek va da çarparak deforme oldukları, —- hazırladığı çizelgedeki hasar kayıtlarına bakılarak mobilyaların bir kısmının kurtulabileceği , alt dolaplarda ——- iskeletlerin sağlam olduğu, diğer hasarlı olan iskeletlerin de çekmece ve kulplarının sağlam olduğu, bunların birbirleri ile değişim yapılması sonucu —- adet alt iskeletin hasarsız bir şekilde kullanılabileceği; diğer kısımlarının da çoğunlukla hasarlı olduğu, banyo dolaplarında %35’inin kullanılabilir, %65’inin ise kullanılamayacağı veya ciddi tamir gerektirdiği, satış sözleşmesi tutarının ——— olduğu belirlenen kusur oranı ile kullanılabilir malların oranı dikkate alındığında toplam zarar miktarı olarak tespit edilen —— tutarınca davacının davalıdan alarak talepte bulunabileceği, tarafların tacir olması sebebiyle davacı tarafından———– tarihli e-mailin temerrüt ihtarı yerine geçip geçmeyeceği hususu mahkeme taktirinde olmakla birlikte taraflar arasında bu hususta bir sözleşme bulunmadığı ve e-mail yazışmalarının TTK m. 18(3) hükmünce tacirler arasındaki usulüne uygun ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmesine yönelik şekil şartına uygun olmadığı” yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Bilirkişi raporuna karşı taraf vekillerinin beyan ve itirazı üzerine dosya ek rapor alınmak üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —— tarihli ek raporda kök rapordaki görüşlerin korunduğu hususu beyan edilmiştir.
Yargılamanın bu aşamasında davacı tarafça bir kısım belgeler ibraz edilmiş olup, davalı taraf süresinde sunulmayan delile muvafakatlarının olmadığını beyan etmiş, mahkememizce davacı tarafa davalı tarafa dava öncesi ve ayıp ihbarına ilişkin belirtmiş olduğu ihtarnameleri sunması ve yine — bulunmayan bir kısım evrakların — tercüme örneklerini sunması için kesin süre verilmiş olup, davacı taraf —- tarihli duruşmada sözlü beyanlarında ihtarların noter aracılığıyla değil mail ile yapıldığı yine istenen belgelerin—- tercümelerinin dosyada bulunduğu beyan edilmiş, yine mahkememizce — tarihli celsede taraflara dava dışı —- şirketlerin çalışanı olup olmadığı hususu sorulmuş, davacı vekili yazılı beyanında—-çalışanı, ———– isimli şirket çalışanı olduğu bildirilmiş, davalı vekili ise anılan kişilerin davalı şirket çalışanı olmadığı kendilerine süresinde ve usulüne uygun bir ayıp ihbarının yapılmadığını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ile toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında mal alım satımına ilişkin ticari ilişkinin bulunduğu, davacının alıcı davalının ise satıcı olduğu ve —- bedel üzerinden anlaşıldığı yine davalı satıcı tarafından —tarihinde malların gönderildiği ve ——— ulaştığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık gümrükte yapılan kontroller sırasında malların hasarlı olduğunun tespit edilmesi üzerine davacının malların iade edilerek ödenen bedelin ve uğranılan zararın davalıdan talep edilmesinden kaynaklanmaktadır. Davalı taraf gerek yazılı beyanlarında gerekse duruşmalarda sözlü beyanlarında öncelikle süresinde ve usulüne uygun olarak kendilerine ayıp ihbarında bulunulmadığı yönünde itiraz etmiştir. Mahkememizce taraf iddia ve savunmaları değerlendirilerek, rapor hazırlanması için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ise de alınan bilirkişi kök ve ek raporuna teknik yönden yapılan hesaplamalar ve değerlendirmeler dosya kapsamına uygun olmayıp uyuşmazlığı çözmeye elverişli de değildir. Öncelikli olarak davacının ayıptan kaynaklı seçimlik haklarını kullanması için maddi ve şekli şartların mevcut olması gerekir. Türk Borçlar Kanununda taşınır satışına ilişkin ayıptan sorumluluğa ilişkin hükümler mevcut olup, anılan yasanın gözden geçirme ve satıcıya bildirme başlıklı 223. Maddesinde alıcının devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır, ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz ve bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır hükmüne yer vermiştir. Yine Türk Ticaret Kanunu’nun 23/1-c maddesinde, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmeli açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olup, diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır düzenlemesi mevcuttur.—— Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 20. maddesinde de tacir olmanın bağlandığı genel hükümler düzenlenmiş olup, tacirler arasındaki ihbar veya ihtarların ne şekilde yapılacağı bu genel hükümler arasında yer almaktadır. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 20/3. fıkrasında diğer tarafı temerrüde düşürmek veya sözleşmeyi fesih yahut ondan rücu amacıyla yapılacak ihbar veya ihtarların muteber olması için bu işlemlerin noter marifetiyle veya iadeli taahhütlü bir mektupla yahut telgrafla yapılmasının şart olduğu hüküm altına alınmıştır. Öte yandan, ———- tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda tacirler arasındaki ihbar ve ihtarların ne şekilde yapılacağı 18/3. maddesinde düzenlenmiş ve tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır, denilmek suretiyle önceki hükümde bir kısım değişiklikler yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta, taraflar Türk Ticaret Kanunu 16. madde hükmünce tacir olduğundan ——– sayılı içtihadı ve bir çok içtihadında da belirtildiği üzere ayıp ihbarının Türk Ticaret Kanunu’nun 18/3. maddesinde hükme bağlanan usullerle ve Türk Ticaret Kanunu’nun 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde ve satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak gizli ayıp olması halinde Türk Borçlar Kanunu’nun 223. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında belirtildiği üzere öğrenildiğinde derhal yapılması gerektiği gözetildiğinde, davacının ayıp iddiasını ispatlaması gerekmektedir. Tacirler arasında ayıp ihbarının yasal süre içerisinde ve Türk Ticaret Kanunu’nun belirttiği yönde geçerli olarak yapılması gereklidir. Somut olaya bakıldığında, davacı tarafın beyanları ve dosyada toplanan deliller nazara alındığında ayıbın — tarihinde öğrenildiği ve —— tarihinde tespit raporu düzenletildiği anlaşılmaktadır. Davacı taraf her ne kadar bu raporun davalı taraf gönderildiğini iddia etmiş ise de bu hususu ispata elverişli bir delil sunamamıştır. Yine davacı tarafça sunulan mail yazışmaları incelendiğinde ise mail trafiğinin —— gönderildiği görülmüş olup mailde ———- fotoğrafların gönderildiği ve zararın karşılanması gerektiği belirtilmiş olup, ———— davalı şirketin çalışanı olmadığı nitekim bu hususun da davacı tarafça iddia ve ispat edilmediği sunulan ———- adlı şirketin çalışanı olduğu davacı tarafça beyan edilmiş, —-davalı arasındaki davaya konu etki edebilecek nitelikte bir iddia ileri sürülmemiştir. Diğer maillerin incelenmesinde ise —— ilişkin olup, maillerde mağduriyetin bulunduğu önceden eksper raporunun gönderildiğine ilişkin davacı tarafça ve dava dışı ——– gönderilen maillerdir. Davalı şirket tarafından gönderilen bir maile rastlanılmamış olup, davalı tarafça delil olarak gösterilen mailler kabul edilmemiş ve kayıtlı elektronik adresinin bulunmadığı belirtilmiştir. Tarafların tacir olduğu ve yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler göz önüne alındığında maillerin usulüne uygun ihbar şeklini sağlamamakla birlikte aksinin kabulü durumunda dahi ilk gönderilen —- davalı şirkete yahut çalışanına gönderilmediği sonraki maillerin de yine gerek içerik yönünden gerekse davacının ayıbı —– tarihinde sonradan öğrendiği kabul edilse bile yasal süre içinde ayıp ihbarında bulunmadığı kanaatine mahkememizce varılmıştır. —- Davacı tarafça süresinden sonra dosyaya sunulan ve davalı tarafa gönderilen —— tarihli cevabı yazısı incelendiğinde ise yine davacı tarafça ayıp ihbarının yasal süre içinde yapılmadığı kanaatine ulaşılmış olup, açıklanan hukuki gerekçeler ve emsal —— kararları ışığında davanın reddine dair karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 59,30-TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 410,30-TL’den mahsubu ile artan 351-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/03/2021