Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1308 E. 2018/306 K. 20.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1308 Esas
KARAR NO : 2018/306

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 02/12/2016
KARAR TARİHİ : 20/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 25/04/2016 tarihli taşeronluk sözleşmesi adı altında sözleşme yapıldığını, müvekkili şirketin sözleşme gereği edimlerini yerine getirdiği ancak davalı şirketin üstlendiği edim karşılığında ödemesi gereken 18.290,00 TL’nin 6.000,00 TL kısmını ödediğini, kalan bakiye 17.690,00 TL’yi ödemediği, müvekkili şirketin yapılan iş karşılığında 01/07/2016 tarihli fatura ve 01/06/2016 tarihli sevk irsaliyesi düzenlendiği, davalı tarafından fatura ve irsaliyelere karşı itirazda bulunulmadığını, buna rağmen davalı tarafın ödemesi gereken borcu ödemediği bu nedenle İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafın icra takibine haksız bir şekilde itirazda bulunduğu ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile icra takibinin devamına, davalının % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; taraflar arasındaki taşeronluk sözleşmesi kapsamında düzenlenen fatura alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine itirazın İİK 67. Maddesi kapsamında iptali davasıdır.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçelerin teatisi tamamlandıktan sonra, usulüne uygun öninceleme duruşması yapılmış ve uyuşmazlık konuları tespit edilmiş ve deliller toplanmış, yargılamanın tüm aşamalarında re’sen dikkate alınması gereken dava şartlarından mahkememizin görevi öncelikle incelenmiştir.
İcra dosyası ile davacının faaliyetinin VUK 177. maddesindeki hadleri aşmadığı hususundaki Gelir İdaresi Başkanlığı kayıtları celp edilmiş ve İstanbul Ticaret odası kayıtları incelenmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 25/05/2015 tarih ve 2014/14664 esas 2015/9298 karar ile 06/02/2016 tarih 2015/9854 esas ve 2016/1152 karar sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere; bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nın 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 Sayılı yasanın 2. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. 6100 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun Görevin Belirlenmesi ve Niteliği başlıklı 1. maddesi gereğince görev kamu düzenindendir. Yine HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev, dava şartlarından olup, HMK.’nın 115/1 maddesi uyarınca yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Taşeronluk sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davaları TTK 4.maddesinde düzenlenmiş mutlak ticari davalardan değildir. Bunun yanında İstanbul Ticaret Odası kayıtlarında davacı adına kayda rastlanmadığı belirlenmiş, davacı vekili de 20/03’018 tarihli celse de müvekkilinin ticaret sicil kaydı olmadığını esnaf odasında kaydı olduğunu beyan etmiştir. Pendik Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 12/10/2017 tarih ve —- sayılı cevabi yazısında da, davacının faaliyetinin VUK 177. madde sınırları belirtilen hadleri aşmadığı ve işletme hesabına göre defter tuttuğu bildirilmiştir.
Davacı tacir olmadığından, ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari dava da yoktur.
Emsal nitelikteki Yargıtay 19 HD.nin 2016/1982-9765 E-K.sayılı kararında da; “Mahkemece, toplanan delillere göre, davalının basit usulde işletme hesabı defteri tuttuğu ve tacir olmadığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine, Ankara Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı. vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA” karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığından ve uyuşmazlık TTK’da düzenlenen veya TTK’da sayılan hususlara ilişkin olmadığından ticari dava niteliğinde değildir. Bu nedenlerle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2.maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
Yukarıda anlatılan nedenlerle, TTK’nun m.4. Hükmü kapsamında somut davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, görevin dava şartlarından olduğu ve HMK’nın 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, görevli Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-TTK 4, 5/3. ve HMK.114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın göreve ilişkin dava noksanlığından usulden reddine,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin olarak davalı tarafın yokluğunda, davacı vekili ile davacı asılın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/03/2018