Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/129 E. 2021/437 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/129 Esas
KARAR NO : 2021/437

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/02/2016
KARAR TARİHİ : 13/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —- eşi—tarihinde yaya yolundan geçmekte iken davalı —- —- plakalı araç sürücüsü davalı—– kendisine çarpması sonucu olay mahallinde hayatını kaybettiğini, davacıların maktulün yardım ve destekçi ile hayatlarını sürdürdüklerini ve yaşanan kaza sonucunda desteğinden yoksun kaldıklarını ve yaşanan olaydan maddi ve manevi etkilendiklerini, müteveffanın inşaat işçiliği yaparak emekli olmuş ise de inşaat duvarcı ustası olarak aylık 3.000,00 TL gelirinin bulunduğunu beyan ederek, desteğinden yoksun kalan ve çocukları için 100,00-TL tazminatı olmak üzere toplam 4.000.00 TL ve davacı eş———– 50.000.00 TL, her bir çocuk için 25.000.00 TL olmak üzere toplum 125.000,00 TL manevî tazminatın taleplerinin haksız tarihinde itibaren işleyecek faizi ile birlikte (sigorta şirketinin manevi tazminattan muaf olarak) davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya—- olduğunu, davaya konu trafik kazasında kusur durumunun tespitinin gerektiğini, kendilerinin aracın kazanın oluşumunda kusuru oranında sorumluluklarının bulunduğunu, davacıların maktulün desteğinden yoksun kaldıklarının ispatının gerektiğini, hesaplamanın teknik faille yapılmasını, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilebileceğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı —- usulüne uygun tensip zaptı ve dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak süresinde cevap dilekçesi sunmadığı görülmekle birlikte, yargılama sırasında kusur durumlarının tespitinin gerektiğini, ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasını, davacının bir kez davayı ıslah ettiği ve ikinci kez ıslah dilekçesi veremeyeceği yönünde beyan ve itirazlarda bulunulduğu görülmüştür.
Davalı——şirketine usulüne uygun tensip zaptı ve dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davaya cevap vermediği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, trafik kazası nedeniyle vefat eden yakınlarının desteğinden yoksun kalan davacıların destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacılar ——– tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde vefat eden ——- plaka sayılı aracın —— düzenleyen davalı sigorta şirketi, aracın işleteni ve kaza anındaki sürücüsünden maddi (destekten yoksun kalma tazminatı) ve manevi tazminatın tahsili istemiyle dava açmıştır.
Davanın açıldığı tarih itibariyle yazılı yargılama usulüne uygun tensip ile yargılamaya başlanmış, dilekçeler aşaması tamamlanmakla dava şartı ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış ve bu kapsamda hasar dosyası,—– celp edilerek mahkememiz dosyası içine alınmıştır.
Hasar dosyasının incelenmesinde, kaza tarihi——-adına kayıtlı olduğu, ——— davalı ——–tarafından düzenlendiği, poliçenin kaza tarihini kapsadığı, davalı sigorta şirketine dava tarihinden önce yapılan bir başvuru bulunmadığı, ( haksız fiil tarihi itibariyle sigorta şirketine başvuru —– temerrüt başlangıcı yönünden dava ——sorumluluğu bulunmamaktadır.) davalı sigorta şirketi tarafından dava öncesinde davacılara bir ödemede bulunulmadığı anlaşılmıştır.
Kazaya ilişkin ——– ceza dosyasının incelenmesi neticesinde, dosyada mahkemece —– tarihli bilirkişi raporunun bulunduğu, raporda kazanın meydana gelmesinde, —- ise atfı kabil kusurunun bulunmadığının raporlandığı, mahkeme tarafından ——-rapor talebinde bulunduğu, —– raporda, — görüntüleri incelendiğinde, kazaya karışan——– yaya geçidinden geçmekte olan ———- ilk geçiş hakkını vermediği, hızını yol ve mahal şartlarına göre ayarlamadığı, karşıdan karşıya geçmekte olan yayaya karşı zamanında etkili —— gerekirken başvurmadığı, kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğu; müteveffa —— ise geçiş hakkı kendisinde olmakla birlikte geçiş yaparken gerekli kontrolleri yapmadığı anlaşıldığından alt düzeyde tali kusurlu olduğu belirtilmiş, mahkemenin —– kararında”.. olay tarihinde sanığın sevk ve idaresindeki ——– yönüne seyir halinde iken kaza mahalli olan kavşaktan geçiş yaptığı esnada sol ön kısmıyla seyir istikametine göre sol taraftan kaplamaya girip yaya geçidi üzerinden karşıya geçiş yapan maktule çarpması neticesinde genel ——-bağlı kafatası ve ——— ile birlikte beyin kanaması ve beyin doku——-nedeniyle vefat ettiği, sanığın alınan savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği anlaşılmış ise de, ——- tanzim edilen ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, yola gereken dikkat ve özeni gösterip müteyakkız seyreden, bahse konu kavşak mahalline yaklaşırken hızını her an tedbir alabileceği asgari seviyeye düşürmesi, ilk geçiş hakkını yaya geçidi üzerinden karşıdan karşıya geçiş yapan müteveffa yayaya vermesi, karşından karşıya geçiş yapan müteveffa yayaya karşı zamanında etkili —— tedbirine başvurması gerekirken tüm bu hususlara riayet etmeyen ve böylelikle kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği anlaşılan sanığın asli kusurlu olduğu ve bu suretle üzerine atılı suçu işlediği, taksirle ölüme neden olma suçundan eylemine uyan TCK’nın 85/1 maddesi uyarınca cezalandırılması ve kazanın oluşumunda asli kusurlu olması dolayısıyla taksire dayalı kusurunun ağırlığı hususu göz önünde bulundurularak temel cezanın tayininde alt sınırdan uzaklaşılmış, bahsi geçen eylemi yaya geçidi üzerinde gerçekleştirdiği anlaşılan sanık hakkında bilinçli taksire ilişkin hükümler uygulanarak cezasından TCK 22/3 maddesi uyarınca artırım yapılmış, TCK 53/6. maddesi uyarınca takdiren ve —–süre ile geri alınmasına karar verilmiş, sonuç ceza miktarına göre cezanın ertelenmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri uygulanmamış, TCK’nın 50/4 maddesinin son cümlesi nazara alınarak sanığa verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın adli para cezasına çevrilmesine de yer olmadığına” dair karar verilmiş , verilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulmakla,——-
Karar sayılı kararı ile mahkemenin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen—- uyduğu, cezanın kanuni bağlamda uygulandığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine dair kesin olmak üzere karar verdiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılamada, toplanan tüm deliller ile birlikte kusur durumunun tespiti için dosya —— kusur durumuna ilişkin bilirkişi tarafından düzenlenen 25/12/2018 tarihli raporda özetle, ”sürücünün ——– edilmiş mevcut işaretlemelerden de tembihlenerek,—önem arz eden bir —- yaklaşmakta olduğunu nazara alması, böyle bir mahallin yaya ve taşıt hareketliliği bakımından son dereccde kritik özellikler taşıdığını, vaktin gece olup, aydınlatma olsa bile görüşün gündüze oranla sınırlı olacağını, kavşak mahallinde yaya geçitleri olduğunu nazara alarak toplu dikkat halinde bulunması,—– mevcut şartlar itibariyle, görüşüne açık en kısa mesafede durabilmesini mümkün kılacak kontrollü seviyede bir hızla taşıt yönetmesi, geçitlerde geçiş yapmakta olan yayalar olabileceği ihtimalini nazara alması, bu gibi durumlarda derhal frenleme ile geçit öncesinde taşıtını durdurarak nizami geçişte bulunan yayalara yol vermesi, adı geçen sürücünün, belirtilen hususlara uygun davranmadığı, kendisinin, çarpma şiddeti, buna bağlı olarak hasar durumu, taşıtının aldığı son pozisyon ve görsellerden elde edilen görüntülerden de pek açıkbiçimde anlaşıldığı üzere, olay yeri yol ve mahal şartlarına göre aşın sayılacak —– bir hızla seyrettiği; bu hızın, seyrettiği —— yayayı gördüğünde bu uygunsuz hıza bağlı olarak alabileceği tedbirlerin, yarar sağlama imkanının ortadan kalktığı, nitekim fren ve direksiyon tedbirlerine rağmen olayı önleyebilmesinin mümkün olamadığı, sahip olduğu görüş imkanına göre aşırı yüksek olan taşıt hızının, tedbirleri zamanında uygulamasına mani olduğunun aşikar olarak göründüğü, sürücünün olayın meydana gelmesinde tamamen etkili olduğu , yayanın ise —– alanına kadar geldiği, burada durup, yolun müsait olduğu bir anı beklediği ve içinde bulunduğu —— sahip olduğu — mesafe ve alanı dahilinde taşıt bulunmadığını gördüğü ve yola girdiği, yoldan geçmekte iken. —— gerisinden kendisi için aniden ve beklenmedik bir hızla çıkarak, yine beklenmedik biçimde ve hızla üzerine yönelen —– maruz kaldığı, belirtilen bu durumun kazanın —- dışında geliştiğini, kendisinin, karşıya geçmekle ilgili her türlü kuralı uygulayıp, özeni göstermesine rağmen, girdiği anda boş olan yoldaki kavisi olay yeri şartlarına göre aşırı hızla dönerek, birden beliren ve üzerine yönelen —— imkanının bulunmadığı, kendisi bakımından aniden gelişip, etkin tedbir alma fırsatı bulunmadığı bir an ve konumda iken tamamen—-dışında darbeye maruz kaldığı ve olayın meydana gelmesinde her hangi bir hatalı davranışının sabit bulunmadığı, dava dosyasında yer alan bilgilerin, olayın farklı — ile değerlendirilmesini gerektirmeyecek ölçüde —olması, değerlendirmelerde esas alınan hesap kabullerinin olayın cereyan tarzı ile tam olarak örtüşmememesi, değerlendirmelerde— bulunması nedeniyle —– Görüşü” raporunda belirtilen kanaatlerin isabetsiz olduğu, sürücünün % 100 oranında kusurlu olduğu, yayanın ise kusuru bulunmadığı ” yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır. Her ne kadar ceza yargılamasında aldırılan 15/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda müteveffanın alt derece tali kusurlu olduğu belirtilmiş, mahkememiz yargılamasında da davalı vekili tarafından anılan rapor gerekçe gösterilerek yeniden rapor alınması talep edilmiş ise de , ceza mahkemesinde verilen kusur derecesine ilişkin kararların hukuk mahkemesi yönünden bağlayıcılığının olmadığı, kesinleşen maddi olgular ile mahkememizin bağlı olduğu, nitekim kazanın yaya geçidinde gerçekleştiği hususunun ceza yargılamasında da kabul edilmesi ve kesinleşmesi ile mahkememiz yönünden de bağlayıcı olduğu, kusur hususunda nihai taktirin mahkememizde olduğu ve kazanın oluş şekli , kaza anında müteveffa yaya ve davalı araç sürücüsünün konumu, mahallin yaya ve taşıt hareketliliği, kazanın gece vakti meydana gelmesi dikkate alındığında, mahkememizce de yaya geçidinden geçmekte olan davacılar desteğinin ölümü ile sonuçlanan davaya konu trafik kazasında, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere çarpma şiddeti, buna bağlı olarak hasar durumu, taşıtının aldığı son pozisyon ve görsellerden elde edilen görüntüler dikkate alınarak, olay yeri yol ve mahal şartlarına göre aşırı sayılacak mertebede bir hızla seyreden davalı araç sürücüsü —- tamamen %100 oranında kusurlu olduğu, müteveffa yayanın alabileceği bir önlemin bulunmadığı kanaatine varılmakla davalı vekilinin itirazları ve yeniden rapor alınması talebi yerinde görülmemiştir.
Kusur raporunun alınmasının ardından, dosya hesap yapılması için aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle, ” Davacı eş —– — destekten yoksun kalma zararının müteveffanın kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığının kabulü ile —– babasının ——– yaşında oldukları, destek sürelerinin üzerinde bulunduklarının tespiti ile maddi tazminat yönünden hesaplamaya dahil edilmeyeceği, dava öncesinde davalı sigorta şirketinden maddi tazminat yönünde talepte bulunulmadığının tespiti ile 01.02.2016 dava tarihinin temerrüt tarihi olarak kabulünün ve yasal faiz talep edilebileceğinin takdir ve hukuki münakaşasının Sayın Mahkemeye ait olduğu” yönünde tespit ve değerlendirmede bulunulmuştur.
Hesap raporunun alınmasından sonra, davalı sigorta vekili tarafından mahkememize ibraz edilen dilekçe ile davacı tarafa —- ödeme yapıldığı, dekontun dilekçeye ek olarak sunulduğu belirtilmiş ise de dilekçe ekinde ödeme dekontuna rastlanılmamış, davacılar vekili ——— sisteminden gönderilen dilekçe ile davalı sigorta ile ibraname yahut sulh durumunun bulunmadığını, bilirkişi raporunda belirlenen 108.846,70 TL’nin banka hesabına yapıldığı, taleplerinin dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden dava miktarı üzerinden yargılama gideri ile dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine yönelik olduğunu beyan etmiş, 18/12/2019 tarihli dilekçesi ile dava değerinin 108.846,70 TL olduğu ve bu miktar üzerinden harç tamamlanacağını beyan etmiş ve aynı tarihte 2.135,00 TL tamamlama harcı adı altında harç yatırılmıştır. Davalı———— vekili birden fazla kez ıslah yapıldığına ilişkin beyan ve itirazda bulunulmuş olup, bu hususların incelenmesinde ise, davacılar vekilinin dava açılışında 3000 TL dava değeri üzerinden harç yatırdığı ancak dava dilekçesinde maddi olarak toplam 4000 TL, manevi olarak toplam 1.600.000 TL talep ettiği görülmüş, mahkememizin —-tarihli celsesinde bu husus Hukuk Muhakemeleri 31. Maddesi gereği davacılar vekilinden sorulmuş, talebinin dava dilekçesindeki gibi olduğu beyan edilmiş, mahkememizce de Harçlar Yasası gereği eksik harcı tamamlaması için süre verilmiş davacılar vekili —– manevi tazminat olmak üzere toplam 129.000 TL tazminat talebi olduklarını beyan etmiş ve harç yatırmıştır. Dolayısıyla davacılar vekilinin 31/07/2017 tarihli dilekçesi niteliği itibariyle ıslah dilekçesi olmayıp, taleplerinin somutlaştırılması ve varsa eksik harcın yatırılması yönünde mahkeme ara kararına istinaden sunulan dilekçedir. Dolasıyla davalı vekilinin bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, taraf iddia ve savunmaları göz önüne alındığında, meydana gelen trafik kazası neticesinde davacılar desteğinin vefat ettiği, kazanın meydana gelmesinde yukarıda açıklandığı üzere davalı sigorta şirketine —- %100 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücünün kusuru oranında haksız fiil hükümleri gereği meydana gelen kaza sonucu uğranılan zarardan sorumlu olduğu, yine davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçenin kaza tarihini kapsadığı ve davalı sigorta şirketinin de poliçe limitleri dahilinde ve kusur nispetinde sorumlu olduğu, diğer davalı şirketin ise kazaya — işleteni olup, diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumluğunun bulunduğu anlaşılmıştır. Tazminat miktarı yönünden yapılan incelemede ise hesap raporunun hükme ve denetime elverişli olduğu görülmüş, bu doğrultuda kaza tarihinde davacılar—- alınarak, destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyecekleri anlaşıldığından bu davacılar yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir. Diğer davacı —– yönünden ise raporda tazminat miktarı 108.846,70 TL olarak hesaplanmakla birlikte , sigorta şirketi tarafından 02/09/2019 tarihinde bu miktarın davacıya ödendiği anlaşılmıştır. Ödemeye ilişkin dekont sunulmamakla birlikte ödeme hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili ödemeyi kabul etmekle birlikte faiz ve yargılama gideri talebinde bulunmuş olup, yargılamanın geldiği aşama itibariyle de davacı vekilinin —- yönünden raporda hesaplanan ve davalı sigorta tarafından ödenen miktara bir itirazı olmadığı görülmüştür. Dolasıyla asıl alacak yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır. Ancak davacılar vekili tarafından dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi talep edilmiş olmakla, taraflar arasında ibra, sulh sözleşmesi vb. bir sözleşmenin imzalanmadığı, dava açıldıktan ve bilirkişi raporu alındıktan sonra 02/09/2019 tarihinde bilirkişi raporu ile belirlenen bedelin — tarafından davacı hesabına yatırıldığı anlaşılmakla, davacı ——— ödeme tarihine kadar işleyecek yasal faizinden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kanaatine varılmış ve bu doğrultuda karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan incelemede ise, tarafların sosyo ekonomik durumları, kaza tarihi ve olayın oluş şekli, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün kusur durumu, kaza neticesinde davacıların eşi ve babaları olan —- vefatı sebebi ile davacıların duymuş oldukları acı ve üzüntü birlikte değerlendirildiğinde, talep etmiş oldukları manevi tazminat isteminin kısmen kabulü davacı eş —- manevi tazminatın 05/12/2015 olay tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar—- müştereken ve müteselsilen alınarak anılan davacıya verilmesine , fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-Davacılar—– açmış olduğu maddi tazminat davasında talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatının reddine,
2-Davacı — açmış olduğu maddi tazminat davasında hesap edilen 108.846,70-TL destekten yoksun kalma tazminatının yargılama sırasında 02/09/2019 tarihinde davalı —— tarafından ödendiği görülmekle, asıl alacak 108.846,70-TL yönünden dava konusuz kalmakla esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 108.846,70-TL’nin taleple bağlı kalınarak dava tarihinden (01/02/2016) ödeme tarihi olan 02/09/2019 tarihine kadar işleyecek yasal faizinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı —- verilmesine,
B-MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-Davacı —- manevi tazminat istemine yönelik davasının kısmen kabulü ile;
-Taktiren 40.000 TL manevi tazminatın 05/12/2015 olay tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar—– müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı — verilmesine, fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-Davacı —– manevi tazminat istemine yönelik davasının kısmen kabulü ile;
Taktiren 15.000,00 TL manevi tazminatın 05/12/2015 olay tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar—– verilmesine,fazlaya ilişkin isteminin reddine,
3-Davacı —-manevi tazminat istemine yönelik davasının kısmen kabulü ile;
Taktiren 15.000,00 TL manevi tazminatın 05/12/2015 olay tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı —- verilmesine,fazlaya ilişkin isteminin reddine,
4-Davacı —— manevi tazminat istemine yönelik davasının kısmen kabulü ile;
Taktiren 15.000,00 TL manevi tazminatın 05/12/2015 olay tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı —-verilmesine,fazlaya ilişkin isteminin reddine,
C-1-a-Harçlar yasası uyarınca davacı ——açmış olduğu maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 59.30-TL karar ve ilam harcından( konusuz kalması sebebi ile ) davacı—–alınması gereken —karar ve ilam harcından (red edilmesi sebebi ile), davacı — alınması gereken 59.30-TL karar ve ilam harcından, (red edilmesi sebebi ile) davacı— yönünden alınması gereken 59.30-TL karar ve ilam harcından, (red edilmesi sebebi ile) maddi tazminat davası yönünden yatırılan toplam 2.178,26-TL harcın mahsubu ile artan 1.941,06 -TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine, ( Hükmün bu maddesi ve manevi tazminata yönelik diğer maddelerindeki harç hesaplamaları maddi ve manevi tazminat davası yönünden taleplerin oranlaması suretiyle bulunmuş ve hesaplamaya o şekilde dahil edilmiştir.)
b-Davacı —— yönünden peşin olarak yatırılan 59.30-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak anılan davacıya verilmesine,
2-a)Harçlar yasası uyarınca davacı——– açmış olduğu manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 2.732,4-TL karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 170,77-TL harcın mahsubu ile 2.561,63-TL harcın —– müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına
b)Davacı —– manevi tazminat istemi yönünden peşin olarak yatırılan 170,77-TL harcın davalılar ——- — müştereken ve müteselsilen alınarak anılan davacıya verilmesine,
c)Harçlar yasası uyarınca davacı—– açmış olduğu manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 1.024,7-TL karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 85,39-TL harcın mahsubu ile 939,26-TL harcın davalılar—- müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına
d)Davacı —- manevi tazminat istemi yönünden peşin olarak yatırılan 85,39-TL harcın davalıla—– — müştereken ve müteselsilen alınarak anılan davacıya verilmesine,
e)Harçlar yasası uyarınca davacı —- açmış olduğu manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 1.024,7-TL karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 85,39-TL harcın mahsubu ile 939,26-TL harcın davalılar ——- müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına
f)Davacı —— manevi tazminat istemi yönünden peşin olarak yatırılan 85,39-TL harcın davalılar —- — müştereken ve müteselsilen alınarak anılan davacıya verilmesine,
g)Harçlar yasası uyarınca davacı — açmış olduğu manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 1.024,7-TL karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 85,39-TL harcın mahsubu ile 939,26-TL harcın davalılar—- müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına
h)Davacı —- manevi tazminat istemi yönünden peşin olarak yatırılan 85,39-TL harcın davalılar — Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak anılan davacıya verilmesine,
D-1-a)Davacı — 6. ve 13. maddeleri uyarınca hükmedilen maddi tazminat için takdir edilen 14.290,44 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak anılan davacıya verilmesine
b)Davacı– açmış olduğu manevi tazminat davasında kabul edilen kısım yönünden davacı yararına —-maddesi uyarınca manevi tazminat için takdir edilen 6.000 TL vekalet ücretinin davalılar— müştereken ve müteselsilen alınarak anılan davacıya verilmesine
c)Davacı — açmış olduğu manevi tazminat davasında reddedilen kısım yönünden davalı — maddesi uyarınca reddedilen manevi tazminat için takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı —— alınarak davalı —verilmesine
2-a)Davacı —- maddi tazminat davasının reddine karar verilmesi sebebi ile davalı — maddeleri uyarınca takdir edilen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı —- alınarak anılan davalılara verilmesine,
b)Davacı —- açmış olduğu manevi tazminat davasında kabul edilen kısım yönünden davacı yararına— uyarınca manevi tazminat için takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar ——-davacıya verilmesine
c)Davacı —- açmış olduğu manevi tazminat davasında reddedilen kısım yönünden davalı —– maddesi uyarınca reddedilen manevi tazminat için takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı —- verilmesine
3-a)Davacı —-maddi tazminat davasının reddine karar verilmesi sebebi ile davalı —– maddeleri uyarınca takdir edilen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı —- alınarak anılan davalılara verilmesine,
b)Davacı —–açmış olduğu manevi tazminat davasında kabul edilen kısım yönünden davacı yararına— uyarınca manevi tazminat için takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak anılan davacıya verilmesine
c)Davacı —-açmış olduğu manevi tazminat davasında reddedilen kısım yönünden davalı — maddesi uyarınca reddedilen manevi tazminat için takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı —–verilmesine
4-a)Davacı——- maddi tazminat davasının reddine karar verilmesi sebebi ile davalı——– 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı —- alınarak anılan davalılara verilmesine,
b)Davacı ———– açmış olduğu manevi tazminat davasında kabul edilen kısım yönünden davacı yararına—– uyarınca manevi tazminat için takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar —— müştereken ve müteselsilen alınarak anılan davacıya verilmesine
c)Davacı —– açmış olduğu manevi tazminat davasında reddedilen kısım yönünden davalı —- maddesi uyarınca reddedilen manevi tazminat için takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı —- verilmesine
E-Davacılar tarafından yargılama sırasında yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 378,35-TL müzekkere gideri ve tebligat ücreti ve 1.400,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.807,55‬-TL’nin davanın haklılık oranına göre 1.479,39-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, kalan tutarın davacılar üzerinde bırakılmasına,
F-Davalı taraflarca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına
G-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. Maddesi gereği ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; diğer davalıların yokluğunda, davacılar vekili ile davalı —- vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.