Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1238 E. 2018/502 K. 15.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1238 Esas
KARAR NO : 2018/502

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/11/2016
KARAR TARİHİ : 15/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün 2016/3567 E. nolu dosyası ile başlatılan icra takibine borçlu davalının haksız yere itiraz ettiğini, takibin durduğunu belirtmiş ve davalının icra takibine konu faturada belirtilen ürünlerin kendilerine eksiksiz ve çalışır durumda teslim edilmediğini, bunun için, süre tanındığını, bu sürede ürünlerin çalışır duruma getirilemediğini, bu nedenle iş kaybına uğradıklarını, bu konuyla ilgili tutanak tutup tanıkların yazılı beyanlarını aldıklarını, söz konusu ürünlerin fatura ile iade edildiğini ve kargo ile de müvekkile teslim edildiğini belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline, icra takibinin devamına, %20’den az olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talep etmiş olduğu sübut delillerin ekte sunulduğunu, davacı ile davalı arasındaki e- posta yazışmaların bulunduğunu, davacının “ürünlerin çalışmadığı hususunda çalışanlarından almış olduğu objektif olmayan tanık beyanlarının geçerli olmadığı, müvekkile noterden ihtar çekilmediği ve mahkeme kanalı ile herhangi bir tespitin gerçekleştirilmediği’ ifadelerine karşılık neden bu şekilde davranıldığının yazışmalardan anlaşılacağını, davalının e-posta ortamında gelen yazışmalara inanarak ihtar veya tutanak tutulmasına/mahkeme nezdinde işlem yapmaya gerek duyulmadığını, 19 Ocak 2016 saat 10:25’te firmamıza gönderilen e-postanın, 19 Ocak 2016 saat 10:27’de davacıya iletildiğini, 19 Ocak 2016 saat 11:12’de de “Siz nasıl isterseniz o şekilde hareket ederiz cevabına müteakip standart iade işleminin davacı tarafından uygun görüldüğünü, proje sahibi kurumun sensör firmasından detayların istemediğini (yazılım detayları), tek İstediği sensörlerin çalışıp çalışmadığının ispat edilmesi olduğunu, davacı defaten sözlü olarak da birçok kez dile getirse de sensörlerin çalıştığının ispat edilemediğini, ayrıca dava konusu faturanın mali kayıtlara işlendiğini, bunun davacıya kargo teslim tutanağı ile teslim edildiğini, ürünün tutanak tarihinde davacıya kargo edildiğini, 4 Nisan 2016 saat 9:41 de …….. şahsi tarafından teslim alındığını, davacının teslim edildiğini teyit ettikten sonra herhangi bir işlem yapmadığını, kurulun işlerinden sorumlu olan firmanın tüm kurulumların gerçekleştirdiğini ve ödemelerini peşinen davalı taraftan tahsil ettiğini, bu nedenle projeden sensörlerin çalışıp çalışmadığının tespit edilememesi üzerine yapılan kurulumların boşa gittiğini, yapılan yatırım nezdinde aynı zamanda zaman ve projenin diğer ürünlerini de alma şansından davalının mahrum kaldığını, davalının iş kaybına uğradığını belirterek davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İstanbul Anadolu …… İcra Müdürlüğünün 2016/3567 E sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ,ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile , uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
İstanbul Anadolu….. İcra Müdürlüğünün 2016/3567 E sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine kaynaklı icra takibine giriştiği, davalı borçlunun borcunun bulunmadığından dolayı itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından alınan raporda ,” davacının ticari defterlerine ve kayıtlarına göre 31.12.2016 tarihi itibariyle davalıdan 4.075,28 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinin ve kayıtlarının kendisi lehine delil teşkil ettiği kanaati oluşan 2015 yılı 31.12.2015 tarihi itibariyle davacıya 4.075,28 TL borçlu olduğu, ticari defterlerinin ve kayıtlarının kendisi lehine delil teşkil etmediği kanaati oluşan 2016 yılı 31.12.2016 tarihi itibariyle davacıya borç bakiyesinin olmadığı, ancak 2016 yılı kayıtların delil olarak kabul edilemeyeceği durumda ise borç bakiyesinin davacının defterlerinde yer aldığı şekilde 4.075,28 TL olduğu, dosya kapsamında taraflar arasında mal alım ve satımına ilişkin yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı ve fakat geçerli olarak sözlü şekilde kurulmuş taşınır satış sözleşesinin bulunduğu, davalı tarafından davacıya yasal süresi içinde mal ayıbına ilişkin ayıp ihbarı yapıldığına dair herhangi bir belgenin sunulmadığı, tacirler arasında e-posta ile yapılan bildirimin ayıp bildirimi niteliğinde olmadığı, yukarıda belirtildiği üzere davalının gönderdiğini iddia ettiği satışa konu mal ile iade faturasının davacının malı teslim almaya yetkili çalışanı tarafından teslim alınmadığı, bu kapsamda davalının savunmalarının hukuken sonuç bağlanamayacak nitelikte olduğu değerlendirilerek davacının takip ile istediği 4.075,28TL.’lik alacak iddiasının yerinde olduğu, davacının ticari defterlerine göre alacak miktarının likit olduğu, davacı her ne kadar dava dilekçesinde aynen alıntıyla “kötü niyet tazminatı”’ talep etmişse de, bu husustaki takdir mahkemeye ait olmak üzere, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı talep edebileceği yönünde” görüş bildirilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına , tarafların iddia ve savunmaları , denetlenebilir bilirkişi raporu içeriğine göre, itirazın iptaline konu davada taraflar arasında taşınır satış sözleşmesi akdedildiği, davalı yanın takibe itirazda ürünün kendisine eksiksiz ve çalışır durumda teslim edilmediğini , çalışmayan ürünlerin fatura ile iade edilmiş olduğunu belirtmiştir. Tarafların her ikisi de tacir olup TTK 23.madde kapsamında aralarındaki satış sözleşmelerinde TBK uygulanacağı tabidir. Davalının ayıp iddiasını ispatlaması gerekmektedir. Tacirler arasında ayıp ihbarının yasal süre içerisinde ve TTK nun belirttiği yönde geçerli olarak yapılması gereklidir. Davacının ticari defterlerine ve kayıtlarına göre davalıdan 4.075,28 TL alacaklı olduğu belirlenmiştir. Davalı yanın davacıya yasal süresi içerisinde ayıp ihbarı yapıldığına dair bir belgenin sunulmadığı ve savunmasının bu çerçevede değerlendirildiği gözönüne alındığında ; davanın kabulü ile İstanbul Anadolu ……İcra Müdürlüğünün 2016/3567 sayılı takip dosyasında; davalının 4.075,28 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak 4.075,28 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık 10.50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 İcra inkar tazminatı tutarı 815,05 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
İAA ……İcra Müdürlüğünün 2016/3567 sayılı takip dosyasında;
Davalının 4.075,28 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
Asıl alacak 4.075,28 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık 10.50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 İcra inkar tazminatı tutarı 815,05 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Karar harcı 278,38 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 69,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 208,78 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 103,10 TL ilk masraf, 104,10 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.407,20 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli … deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi