Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1179 E. 2018/80 K. 30.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1179 Esas
KARAR NO : 2018/80

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/11/2016
KARAR TARİHİ : 30/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 10.07.2015 tarihli mutabakat yapılmış olduğunu, davalının tebliğ almış olduğu faturaya 8 iş günü içerisinde itiraz etmediğini, mutabakat metininde yazılı borcun 3.000,00 TL sinin ödendiğini davalı şirketin 1.638,85 TL. borcu kalmış olduğunu, davalı şirketin borcunu ödememekte direndiğini, davalı şirketin yapılan takibe itiraz ederek durdurmuş olduğunu, takibin para alacağına ilişkin olduğunu bu nedenle davalı borçlu vekilinin yetkiye yapmış olduğu itirazın müvekkili adresinin İstanbul Anadolu olması sebebiyle reddi gerektiği; tüm bu kapsamda borçlunun takibe itirazının iptaline, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen süresi içerisinde davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; cari hesap alacağına dayalı başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK 67. maddesi kapsamında iptali davasıdır.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçelerin teatisi tamamlandıktan sonra HMK.140.maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı olarak yapılıp uyuşmazlık noktaları tespit edilmiştir. Tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, icra dosyası sureti celp edilmiş, ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
İstanbul Anadolu —-İcra Müdürlüğü’nün—- E. sayılı icra takip dosyasının yapılan incelemesinde; davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu aleyhine 1.638,85 TL asıl alacağın ferileri ile birlikte tahsili için cari hesaba dayanılarak 29/02/2016 tarihinde ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin 02.03.2016 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlunun vekili aracılığı ile yasal süresi içerisinde 08.03.2016 tarihli itiraz dilekçesinde borca ve faiz ile birlikte yetkiye itiraz ettiği ve takibin icra müdürlüğünün 09.03.2016 tarihli kararı ile durduğu, davacı alacaklı vekiline itiraza dair dosyadan herhangi bir tebligatın yapılmadığı, davanın 01.11.2016 tarihinde açıldığı dolayısı ile davanın İİK.67.maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı belirlenmiştir.
Davalı yan, davaya yanıt vermemesi sebebiyle HMK’nın 128. maddesi uyarınca münkir sayılmış, verilen ek sürede de herhangi bir delil ileri sürmemiştir.
İtirazın iptali davasının görülebilmesi için geçerli bir icra takibinin yapılmış olması dava şartları arasındadır. Geçerli bir icra takibinden söz edilebilmesi için ise diğer usulü şartların yanında yetkili icra dairelerinde başlatılmış bir icra takibinin olması gerekmektedir. İİK’ nin 50. maddesinde yetki ve itirazları düzenlenmiş olup bu yasal düzenlemede hukuk usulü muhakemeleri kanununun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanacağı belirtilmiştir. 6100 sayılı yasanın 5 nci ve devamı maddelerinde yetki hususu düzenlenmiş 6 ncı madde de ise genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olacağı, 10. Maddede ise sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemelerinin yetkili olacağı düzenlenmiştir. Somut olayda Davacı alacaklının takip ve dava tarihindeki adresi Pendik/İstanbul; Davalı vekili itiraz dilekçesinde ise müvekkili şirketin adresinin Kocaeli olduğundan bahisle Kocaeli İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirttiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı tarafından taraflar arasındaki cari hesap alacağına istinaden başlatılan takibin ya davalı şirket merkezinin bulunduğu yerde ya da BK. m. 89 ve HMK. 10. maddesi uyarınca davacı şirket merkezinin bulunduğu yer icra dairelerinde başlatılması gerekmektedir. Davacı, davalı aleyhine giriştiği icra takibini kendi şirket merkezinin bulunduğu yer olan İstanbul Anadolu —-İcra Müdürlüğü’nün — E sayılı dosyası ile başlatmış olduğundan anılan yasa maddeleri gereğince somut olayda geçerli bir icra takibinin varlığı söz konusu olup, davalı yanın bu husustaki itirazı ön inceleme aşamasında reddedilmiştir.
Her iki tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için taraflara tebligat çıkarılmış ve dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, davalı tarafa usulüne uygun ihtar yapılmış olmasına rağmen incelemede defterlerini hazır etmedğinden sadece davacı yan ticari defterleri incelenebilmiş, dosyada mübrez 23/10/2017 tarihli bilirkişi raporu HMK 282. maddesi kapsamında denetlenmiş, dosya kapsamına uygun ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Ön inceleme aşamasında tespit edildiği üzere, dava konusu uyuşmazlık; taraflar arasında imza edilen mutabakata istinaden oluşan cari hesaba dayalı alacak sebebiyle başlatılan icra takip tarihinde davacının muaccel bir alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı, icra takibine itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Yukarıda açıklanan sebepler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, taraflar arasında makine tamir hizmetine ilişkin kurulan ticari ilişki kapsamında 10.07.2015 tarihli mutabakat mektubunun kaşelenerek imza edildiği, anılan mutabakat metnine göre 30.06.2015 tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 4.638,85 TL alacaklı olduğu hususunda tarafların mutabık oldukları, davacının 2015-2016 yılları ticari defterlerinin HMK.222 maddesi kapsamında kendi lehine delil teşkil ettiği, davacı şirket kayıtlarına göre 30.06.2015 tarihinden sonra davalı şirket tarafından davacıya 07.07.2015 tarihinde 1.500,00 TL ve 01.09.2015 tarihinde de 1.500,00 TL olmak üzere toplam 3.000,00 TL ödeme yapıldığı ve ödemelerden sonra hesabın 1.638,85 TL bakiye verdiği bu kapsamda davacının bu miktarda alacağının olduğu, fatura ekindeki sevk irsaliyeleri ile müşteri formlarının dava konusu faturalar ile uyumlu olduğu, defter ibrazı kendisinden istenen davalının ticari defterlerini hazır etmediği ve davacı yanın usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların aksini ifade eden herhangi bir vesikayı dosyaya sunmamış olduğu, ibraz etmeme hususunda kabul edilebilir bir mazeret de ileri sürmemiş olması nazara alınarak; “bir tarafın diğer tarafın o belgelerle iddiasını ispat etmesini engellemek için belgeyi ibraz etmemiş olduğundan” yola çıkarak bu davranışı yaptırıma bağlayan HMK m. 220/3 hükmü doğrultusunda davacının alacak iddiasını ispat ettiği değerlendirilerek; davanın kabulüyle, İstanbul —- İcra Müdürlüğünün —-E. sayılı icra dosyasındaki takibe yapılan itirazın iptaline takibin devamına, asıl alacak likit olduğundan ve itiraz haksız bulunduğundan davacı yararına takdiren alt sınırdan icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı yanın itirazın iptali istemi İ.İ.K. 67 maddesince değerlendirilerek;
1-Davanın kabulü ile, davalının İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına,
2-Davalının itirazı haksız bulunduğundan takdiren asıl alacağın %20 ‘si oranında belirlenen 327,77-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 111,95-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 82,75-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 62,70-TL ilk masraf, 93,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 855,70-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.638,85-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak davalı vekilinin yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/01/2018