Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1133 E. 2019/664 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1133 Esas
KARAR NO : 2019/664
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/10/2016
KARAR TARİHİ: 23/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili esasa ilişkin olarak özetle davacının tarım ve hayvancılık sanayi sektöründe 04.12.2015 tarihinde ticari hayatına başladığını, topraksız marul üretimi için 03.03.2016 tarihinde davalı ile ———akdettiklerini, davalının su kültüründe marul yetiştirilecek sistemlerin imalatı ve kurulumunu yüklendiğini, sistemlerin imalatı ve kurulumunun ——– adet file saksının teminini, işbu fide dikim gözlerinin imalatında kullanılacak plastik boruları, boruların montajı için bağlantı elemanları, kelepçeler, üçgen sehpalar ve sistemin otomatik çalışması için 10 adet çelik muhafazalı 1 tonluk besin tankı ile besin solüsyonu ve PH dengesini ayarlamak için 10 adet otomasyon sistemini içerdiğini, davalının işbu projenin inşası ve montajının bitimi sonrasındaki 1 yıllık süreçte ise sözleşmenin 4.2 ve 4.3 maddeleri gereğince davacı şirkete ücretsiz olarak besin solüsyonu sağlamayı ve danışmanlık hizmeti vermeyi, 1 yıllık sürenin bitiminde de maliyeti ile besin solüsyonu karşılığında ücretsiz danışmanlık hizmeti sağlamayı devam etmeyi kabul ettiğini, sözleşme bedelinin 5. madde uyarınca 282.278TL. olduğunu, bedelin %60’lık kısmının sözleşme imza tarihi olan 03.03.2016 tarihinde, %22’lik kısmının malzemenin tam olarak teslimi sırasında, geri kalan %18’lik kısmının ise işin müvekkili şirket tarafından kabulüne dair tutanağın tanzim ve imza tarihinde ödeneceğini, ancak davalının edimini eksiksiz, ayıplı ve kusurlu olarak ifa ettiğini, işbu eksik, ayıplı ve kusurlu ifa nedeniyle doğan alacağın tahsili için işbu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu, davalının edimini ifa tarihi olarak en geç 25.04.2016 tarihinin belirlendiğini, ancak davalının inşa edip teslim etmeyi taahhüt ettiği işi yetiştiremeyeceğini, malzemelerin tedarik edilmesinde ve tesliminde aksaklık çıktığını, aksaklığın ellerinde olmayan sebeplerden ötürü meydana geldiğini, bu nedenle kendilerine süre verilmesi gerektiğini belirttiğini, davacının davalıya 2 haftalık ek süre verdiğini, her ne kadar dava konusu sözleşmenin 7. maddesinde “…% 22’lik kısmı malzemenin tam olarak teslimi sırasında, geri kalan % 18’lik kısmının ise, işin —— tarafından kabulüne dair tutanağın tanzim ve imza tarihinde ödenir.” şeklindeki ifadeye yer verilmiş olsa da davacının sözleşmeden doğan ödeme yükümlülüğünü, malzemeler tam olarak teslim alınmadan ve işin, davalı tarafça tamamen ifa edilmeden yerine getirdiğini, ancak tanınan 2 haftalık ek süre sonunda da davalı tarafın ifasıyla yükümlü olduğu topraksız tarım sistemleri inşasını tamamlayamadığını, ivedilikle ayıbın giderilmesini, aksi takdirde hasar ve masrafları kendisine ait olmak üzere işe devamın bir üçüncü kişiye verileceği hususunda davalı tarafa ihtarda bulunduklarını, karşı tarafın bu ihtara uyacağını, eksik malzemeleri bir an önce tedarik edeceğini ve sistemi en kısa zamanda tamamlayacaklarını, şimdilik mevcut malzemelerle üretime başlanabileceğini beyan ettiğini, davacının vakit kaybetmeksizin mevcut malzemelerle deneme üretimine geçtiğini, bu kez otomasyon sistemlerinin ayıplı olduğunu, aynı anda farklı değerler gösterdiğini ve PH ölçümlerinin doğru olmadığını, besin tanklarını besleyen damacanaların içindeki aparatların eksik olması nedeniyle hortumların besinlerin üzerine çıktığını ve hava çektiğini dolayısıyla üretimin imkansız olduğunu davacı şirket bünyesinde çalışmakta olan ziraat mühendisi aracılığıyla fark ettiklerini, davalının sözleşmeden doğan edimini eksik ve ayıplı olarak ifa ettiğini 27.05.2016 tarihli tutanak ve taahhütname ile kayıt altına aldıklarını, davalının eksik teslim edilen 31.400 adet file saksının ve sonradan tespit edilecek eksik malzemelerin en geç 07.06.2016 tarihine kadar teslim edileceğini, sera aralarında kullanılmak üzere, müvekkili şirkete en geç 25.06.2016 tarihinde 1 adet hasat arabası temin edeceğini ve başkaca imalat hataları ile tespit edilecek her türlü eksik, aksaklık ve ayıbı kendisine sözlü olarak iletilmesinin ardından en geç 3 iş günü içinde eksiksiz tamamlayacağını veya onaracağını kabul ettiğini, ancak davalının eksik teslim edilen malzemelerin hiçbirini tutanakla taahhüt edilen tarihlerde tamamlanmadığını, davalıya gönderilen noter ihtarnamesi ile ayıptan dolayı değil, davalının edimini eksik ifası ve temerrüdü sebebiyle sözleşmenin 11. madde gereğince feshedildiğini (ifasına başlanmış olduğundan bahisle TBK m. 126 hükmünce) ve ileriye etkili olduğu için geçmişe etkili olarak tarafların iade borcunun bulunmadığını, cezai şartın TBK m. 179/II hükmünce istendiğini belirterek, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutmak kaydıyla şimdilik 28.228TL.’nin dava tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek en yüksek reeskont faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili esasa ilişkin olarak özetle davacının tüm bedeli ödediğine ilişkin beyanı ile davalının edimini gereği gibi yerine getirmediği yönündeki iddiasının çelişkili, gereceğe aykırı olduğunu, bunun aksini ispat külfetinin davacıda olduğunu, iddianın aksine davalının kararlaştırılan vadede edimini tam olarak ifa ettiğini, davacının 31.400 adet file saksısının kendisine teslim edilmediği yönündeki iddiasından başka davalının işbu tutanakla varlığını kabul ettiği herhangi bir başka eksik ya da ayıp olmadığını, nitekim diğer sera için kullanılacak hasat arabasının taraflar arasındaki sözleşmede yer almayan ancak davalı tarafça davacıya verilmesinin kabul edildiğini, bu nedenle de davalının sözleşmeyi eksik ifa ettiği iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, davalının file saksıları ve diğer malzemelerin tamamının davacıya teslim edildiğini, davalının sözleşme imzaladıktan hemen sonra üçünü şahıs ——— de sözleşmeye konu 57.400 adet saksının temini noktasında file saksı satış ve tedarik sözleşmesi imzaladığını ve bu sözleşmeye göre de file saksıların———-tarafından üretilerek———- firması ile davacı tarafa peyderpey teslim edildiğini, davacı tutanak ve taahhütnamede yer alan hususların gereğinin yerine getirilmediğini iddia etmekteyse de yasada belirlenen ayıp ihbar sürelerine uygun olarak ayıp ihbarında bulunmadığını, bu nedenle de sözleşmenin feshini talep etme hakkı olmadığını, sözleşmenin eser sözleşmesi olması sebebiyle sürekli edimli sözleşmelere özgü feshin söz konusu olamayacağını ve sözleşmenin tasfiyesinin gerekeceğini, hukuki yarar yokluğundan cezai şartın istenemeyeceğini belirtmiş ve davacı tarafın 27.05.2016 tarihli taahhütnamede yazılı teminat senetlerini icra takibine koyarak cezai şart ve tazminat taleplerini tahsil ettiğini belirterek öncelikle usule ilişkin nedenlerle davanın açılmamış sayılmasına, eksik harcın tamamlatılmasına karar verilmesine, aksi takdirde davanın usulden reddine, davanın yetkisizlik ve görevsizlik nedeniyle reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında kurulan eser sözleşmesine ilişkin ticari ilişki kapsamında eserin ayıplı imal edildiği iddiasıyla sözleşmenin feshedildiği belirtilerek cezai şart bedelinin tahsili için açılan alacak davasıdır.
Davacı vekili 10/05/2019 tarihli dilekçesinde dava konusu yapılmayan sözleşmeden kaynaklı diğer hak ve zararları için dava açma hakkını saklı tutarak davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
HMK 307. vd maddeleri gereğince davadan feragatin, davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran taraf işlemlerinden olduğu, hüküm ifade edilmesi için karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine de bağlı olmadığı hükme bağlanmış olup davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat etmeye yetkisinin bulunduğu ve dilekçesinde dava konusu edilen cezai şart talepli iş bu davasından feragat ettiği anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Alınması gereken 44.40-TL harcın peşin alınan 482,07.-TL harçtan mahsubu ile ile hazine adına irad kaydına, artan 437,67-TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep edilmesi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.T.Ü. tarifesine göre belirlenen 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5- Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine;
İlişkin olarak taraf vekillerinin yokluklarında kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/05/2019