Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1098 E. 2019/1251 K. 04.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1098 Esas
KARAR NO : 2019/1251
DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ: 10/10/2016
KARAR TARİHİ: 04/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı yanın müvekkili şirketten ——– davalı tarafından, ———- kredi kullanılarak alındığını, söz konusu kredi şartının ise, müvekkili şirketin dava dışı bankaya ——— vermesi olduğunu, bu taahhüde göre, —- gün içinde kredi verilen kamyonların üzerine banka lehine rehin tesisi sağlanmadığı takdirde, müvekkili şirketin, davalının bankadan kullanmış olduğu kredi bedelini nakten ve defaten bankaya ödemekle yükümlü olduğunu, davalı yanca satın alınan kamyonların üzerlerine damper monte edilmek üzere davalı tarafından gelen talimatla, dava dışı ———– tarihinde teslim edildiğini, ancak damper montajının bir aylık süreyi geçmesi nedeniyle müvekkilinin dava dışı bankaya karşı sorumluluğunun doğduğunu, davalının kredi taksitlerini de ödememeye başladığını, bunun üzerine dava dışı bankanın müvekkili şirkete ihtarname keşide ettiğini, müvekkilinin banka icra ve haciz tehdidi altında kalmamak ve kredibilitesinin zedelenmemesi adına söz konusu tutarı bankaya ödemek zorunda kaldığını, bu nedenle müvekkili şirketin bu tutarın halefi haline geldiğini, davalının ise, bedelini ödemediği malları teslim etmediğini ve faturaların kendisine teslim edilmediği bahsiyle —.Noterliği’nin——- yevmiye numaralı ihtarnamesini müvekkili şirkete keşide ettiğini, işbu ihtarnameye karşı — Noterliği’nin — tarihli, ———yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap verildiğini, davalının hali hazırda malların bedelini ödemediğini ve bir ödeme planı sunmadığını, üstelik davalının kamyonların kendilerine ait olduğu bahsiyle——- Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- esas sayılı dosyası ile temeli olmayan ve kanuna aykırılık teşkil eden bir talepte bulunarak araçların ruhsatlarının çıkarılacağı iddiası ile araç faturalarını talep ettiğini, fakat davalının talebinin TBK 97. maddesine göre bir anlam ifade etmediğini, satış işleminin gerçekleştiği sırada davalı şirketin mali durumunun iflas erteleme talep edecek durumda olduğunu müvekkili şirketten gizlediğini ve böylelikle hile ile bu sözleşmenin kurulmasını sağlamış olduğunu, müvekkili şirkete gönderilen ihtarnameden anlaşıldığı kadarı ile, davalının —Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — esas sayılı dosyası ile iflâs erteleme talebinde bulunduğunu ve —— tarihinde ihtiyati tedbir kararı aldığını, müvekkili şirketin davalının mali kriz içerisinde olduğunu bilmesi halinde imzalamayacağı bir sözleşmeyi müvekkili şirkete imzalattığını, TBK’nın aldatmayı düzenleyen 36. maddesine göre; taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeye bağlı kalmayacağını, buna ilâveten TBK’nın 98. maddesine göre; karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmede taraflardan birinin borcunu ifada güçsüzlüğe düşmesi ya da hakkında haciz işleminin sonuçsuz kalması sebebi ile hakkı tehlikeye düşen tarafın uygun bir zaman içinde istediği güvence verilmez ise sözleşmeden dönebileceğinin düzenlendiğini, özetle müvekkili şirketin ——- satışından dolayı davalıdan —- alacaklı olduğunu, söz konusu kamyonların teslim edilmiş olmasına rağmen malların bedelinin ödenmediğini, malların bedeli ödenmediği için sözleşmenin—— Noterliği’nden gönderilen ihtar uyarınca feshedildiğini, buna rağmen davalı tarafın malları iade etmediğini ve faturaları talep ettiğini, ——– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin –esas sayılı dosyasına söz konusu kamyonları iade için talepte bulunulduğunu, davalı şirketin kayyumunun ——— esas sayılı dosyasında davalı olan —– müvekkili şirkete borçlu olduğunu, kamyonların bedelini ödemediğini ve haksız olarak zenginleşmiş olduğu hususunu tespit ettiğini, bu tespitten sonra dahi, davalı şirketin müvekkili şirkete başvurmadığını ve ödeme planı sunmadığını, protokol yapılması için teklifte bulunmadığını, teminat da önermediğini, davalı şirketin iyi niyetinin olmadığını ve kötü niyet taşıdığını böylelikle ispat etmiş olduğunu, davalı yanın iflas erteleme talebi ile mahkemeye başvurup almış olduğu ihtiyati tedbir uyarınca, müvekkili şirketin alacak hakkının tehlikeye düşmüş olduğunu, diğer bir deyişle, yapılacak protokolün dahi müvekkili şirketin alacağını garanti edecek bir vasfa sahip olmadığını, davalının kamyonları haksız olarak elinde bulundurduğu süre içinde ise, kamyonların davalı tarafından kullanılacağını ve daha da değer kaybına uğrayacağını, müvekkili şirketin zararının katlanarak artacağını, dava konusu kamyonların davalı tarafından 3. kişilere devredilmesi riskinin bulunduğunu, kamyonlara hasar ve zarar verme ve dolayısı ile müvekkili şirketin zararının büyüme riskinin olduğunu, böyle bir durumun meydana gelmesi halinde müvekkillerinin alacaklarını tahsil edebilme ihtimalinin ortadan kalkacağını ve müvekkilinin açıkça zarar göreceğini beyan ederek, dava konusu kamyonların 3. kişilere devrinin engellenmesi için teminatsız olarak tedbir konulmasına ve yed-i emin olarak müvekkili şirkete teslimine, bu olmaz ise müvekkili şirket tarafından ödenmiş olan —— faizi ile birlikte tahsiline, kamyonlardaki hasar ve zararların tespit ve tahsiline, kamyonların 2. el vasfına dönüşmüş olduğundan dolayı değer kaybının tespit ve tahsiline, müvekkilinin ticari itibarının zedelenmesinden dolayı ———- manevi tazminatın tahsiline, dava dışı bankaya ödenen miktarın müvekkilinin uhdesinden haksız olarak çıkmasından kaynaklanan zarar ve ziyanların tespit ve tahsiline, talep edilen miktarların —– tarihinden itibaren işleyecek ———faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, bila tarihli cevap dilekçesinde; davacı iddialarının tamamen çelişkilerle dolu olduğunu, davacı yanın davaya konu taşınır satış sözleşmesini dosyaya sunmadığını, buna ilişkin beyanlarını saklı tuttuklarını, davacı şirket ile ——- kamyonun alımı konusunda anlaştıklarını, söz konusu taşınır satış sözleşmesi ile davacı tarafın müvekkiline karşı dava konusu kamyonları devir borcu altına girerken, müvekkilinin de işbu kamyonların bedellerini ödeme borcu altına girdiğini, müvekkili şirketin ———- çekmiş olduğu kredi ile davacıya ait olan – adet kamyonun bedelini ödeme borcunu ifa ettiğini, davacı şirketin — tarihli faturaları müvekkiline gönderdiğini, söz konusu faturaların ticari defterlere kaydedildiğini, ancak bu faturaların davacı yanca hileli bir şekilde ruhsat çıkarma bahanesiyle muhasebeciden alındığını, ancak ruhsatların çıkarılmadığını, davacı yanın müvekkili şirketten talep edebileceği bir alacağının olmadığını, satış bedelinin —— kullanılan kredi ile davacıya ödendiğini, yani davacının satış bedelini tam ve eksiksiz olarak aldığını, müvekkili şirketin kullandığı kredi borcuna karşılık olarak ——– ayında iki taksiti ödediğini, müvekkili şirketin iflas erteleme talebinde bulunmasının mali sıkıntılardan kaynakladığını, müvekkilinin her ticari ilişki içerinde olduğu tüm firmalara mali durumu hakkında bilgi vermek zorunda olmadığını, bu nedenle müvekkilinin davacı yanı aldatmasının söz konusu olmadığını beyan ederek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, davacının davalıya satmış olduğu kamyonların satış bedelinin ödenmesine ilişkin olarak davalının çektiği krediye vermiş olduğu kredi garanti taahhüdüne istinaden, davalının kredi borcunun ödenmesinde temerrüdü nedeniyle davacının kredi garanti taahüdü kapsamında dava dışı bankaya yapmak zorunda kaldığı ödeme nedeniyle; kamyonların davalıdan alınarak davacıya teslimi, bu olmaz ise davacının yapmak zorunda kaldığı ödemenin kredi borçlusu davalıdan tahsili, kamyonlarda var olan zararların tespit ve tahsili, oluşan değer kaybının tahsili, vaki ödeme nedeniyle oluşan zararın tespit ve tahsili ile ticari itibar zedelenmesi nedeniyle manevi tazminat istemlerinden ibarettir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
Mahkememizin — tarihli ara kararı ile; 6100 sayılı kanunun 120/1 maddesi uyarınca, dava değeri —— üzerinden hesaplanan —- yatırılan —harcın mahsubu ile bakiye ——- peşin harcı yatırması için davacı tarafa ara kararın tebliğinden itibaren -haftalık kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içerisinde harcın tamamlanmış ve dava değerinin——– yükseltilmesi nedeniyle heyetçe bakılması gerektiği anlaşılmakla, 6545 Sayılı Yasanın 45. Maddesi ile değişik 5235 Sayılı Yasanın 5. Maddesi gereğince bazı davalara heyet halinde bakılması gerektiği, iş bu davanın da bu madde kapsamı itibari ile heyet halinde bakılması gereken bir dava olduğundan dosya mahkeme heyetine tevdi edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış,—–yazılar yazılarak tescillere ilişkin dökümler celp edilmiş, ——- şirketlerin sicil evrakları celp edilmiş, ——– davaya konu kamyonların satışı için kullanılan kredinin dökümleri celp edilmiş ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektirmekle bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bu bağlamda bir mali müşavir, bir işletmeci, bir makine mühendisi ve bir trafik bilirkişisinden oluşturulan heyete dosya tevdi edilerek iddia edilen uyuşmazlık konusu alacağın var olup olmadığı hususlarında bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti mahkememize sunduğu ayrıntılı raporunda; davacı yanın ticari defterlerine göre; davacının davalıdan —- tarihi itibariyle —–TL alacaklı göründüğü, davalı yanın ticari defterlerine göre; davalının davacıya —TL borçlu göründüğü, – adet dava konusu kamyonun değer kaybı bedelinin —- TL olduğu, davalı şirketin kaydi olarak borca batıklık içinde olmadığı, ancak davalı şirketin —yılında rayicen borca batık olduğu, davaya konu araç alımlarını da borca batık halde yaptığı sonuç ve kanaat beyanı ile mütalaada bulunmuşlardır.
Taraflar arasında davacı şirketin davalı şirkete —adet ———sattığı konusunda ihtilafın bulunmadığı,
Uyuşmazlığın ön incelemede;
1-Sözleşmeye göre satılan bu araçların bedelinin davalı tarafından ödenip ödenmediği,
2-Ödenmiş ise sözleşmeye ve taraflar arasındaki ihtilaf konularına göre tahsili koşullarının oluşup oluşmadığı,
3-Davaya konu kamyonların davalı yana satılması ve tesliminden sonra davalıdan iadesinin istenip istenemeyeceği, gerek varsa hasar durumları, gerekse ikinci el vasıtaya dönüşmüş olmaları nedeniyle değer kaybının tespit ve tahsili koşullarının oluşup oluşmadığı,
4-Davacı yanın araç bedellerini bankaya geri ödeyip ödemediği, ödemişse ticari itibarinın zedelenip zedelenmediği , buna bağlı olarak manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığının ,
5-Ayrıca davacı yanca araç bedelleri bankaya ödenmiş ise davacı şirketin bu ödemelerine bağlı zarar ve ziyanlarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarı, davalıdan tahsilinin talep edilip edilemeyeceği noktalarından oluştuğu belirlendiği,
Yapılan yargılama sonucu toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinden; Davacı tarafça davalıya ———-tarihinde satışının yapıldığı, toplam bedelin — olduğu, bu satış bedelinin davalı tarafça ———– çekilen kredi ile ödendiği, ancak bu krediye davacının Satıcı ——– verdiği, bu garanti taahhüdü kapsamında davalının kredi borcunu ödememesi nedeniyle davacı tarafından dava dışı bankaya —— tarihinde ——- ödemede bulunduğu görülmektedir.
Davalı, davacıdan altı adet ————satın almış, satış bedelini ———– davacı satıcının bayi garanti taahhüdü kapsamında kullandığı kredi ile ödemiş, ancak bu kredi taksitlerini ise ödememiş olduğundan dolayı, kamyonların satış bedeli için davalının davadışı banka ile yaptığı kredi sözleşmesine davacı satıcı, satıcı bayi garanti taahhüdü verdiği ve bu taahhüt ile “satışı yapılan kamyonlar üzerine otuz gün içerisinde dava dışı banka lehine rehin hakkı tesisi gerçekleştirilmediği taktirde davalının kullandığı kredi, davacı tarafından ödenecektir” hükmüne istinaden davacı tarafından ödenmiş bulunmaktadır.
Yukarıda özetlenen bilirkişi raporu ile de belirlendiği üzere davacı tarafça satıcı bayii garanti taahhüdü kapsamında dava dışı bankaya ———– olarak davalının kredi borcunu ödediği, garanti taahhüdü kapsamında bu bedeli davalıdan, davalının yapılan bu ödeme tutarınca davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiğinden davacının ödediği bu bedeli sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca talep hakkı bulunduğu, ancak davalının —— bedeli talep ettiği görüldüğünden bu bedelin karşılığı olan ve davacı defterlerinde davalıdan alacağı olarak görülen ———– yönünden davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı her ne kadar öncelikle davalıya sattığı kamyonların kendisine iadesini talep etmiş ise de; davalı satın aldığı kamyonların bedelini davacıya, davadışı bankadan almış olduğu kredi ile nakten ve peşin olarak ödemiş olup, kamyonları teslim alarak zilyetliğini ele geçirdiği, taşınır mülkiyeti zilyetliğin devir ve teslimi ile elde edildiği, tarafların kamyonların satışı üzerine yaptıkları sözleşme uyarınca davalının dava dışı bankadan aldığı kredi ile bedelini ödediği, davacının da kamyonları bu satım sözleşmesi karşılığında davalıya devir ve teslim ederek mülkiyetini davalı uhdesine geçirdiği, kamyonların iadesinin ancak bu sözleşmenin bozulması nedeniyle söz konusu olabileceği, davacının garanti taahhüdü kapsamında bu durum söz konusu olmadığından kamyonların iadesi, var ise hasar ve değer kaybı hallerinden kaynaklı aynen iade ve tazmin taleplerinin yerinde olmadığı, yine davacının yapmış olduğu ödemesinin garanti yükümlülüğünden kaynaklanıp, bankaya karşı kredi geri ödeme yükümlülüğünün davalıya ait olması, davacının ise ödenmeme halini teminat altına aldığından davacının gerçekleşen bu durum nedeniyle manevi zarara uğradığını ileri sürmesinin mümkün olmadığından tüm bu taleplerin reddine karar verilmiştir.
Davacı yine bankaya ——— kapsamında davalının kredi borcunu ifada temerrüdü nedeniyle yapmak zorunda kaldığı bu ödeme nedeniyle zarara uğradığını iddia ederek tazminini talep etmiş ise de; davacının yaptığı bu ödemenin davacıya iadesine talebi üzerine faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiş olup, davacının bu kez vaki bu ödeme nedeniyle uğradığını iddia ettiği zarar kalemi ise munzam zarar mahiyetinde olup, faizi aşan şekilde ne tür zarara uğradığını açıkça iddia ve ispat edemediğinden bu yöndeki talebinin de reddine karar verilmiş olup, tüm bu değerlendirmeler sonucu aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Açılan davanın kısmen kabulü ile;
—- TL alacağın ——— tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Dava konusu satışa konu ——- davacıya iadesi, ——– meydana gelen zararlar ile değer kaybına ilişen talepler yönünden davanın reddine,
3-Manevi tazminat davasının reddine,
4-Bankaya yapılan ödemeler nedeniyle uğranılan zarara ilişkin talebin uğranıldığı iddia olunan zararların faiz talebi içinde olduğundan bu talep konusunda ayrıca karar verilmesine yer olmadığına,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 101.653,00 TL harcın, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.378,16 TL ile tamamlama harcı 27.234,67 TL’den mahsubu ile bakiye 72.041,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafça bu dava sebebiyle yapılan, 4.000,00 TL bilirkişi ücreti, 299,70 TL tebligat-müzekkere gideri toplamı 4.299,70 TL masrafın, davanın kabul ve ret oranına göre hesap edilen 4.281,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümlerine göre hesap edilen 68.593,39 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesap edilen 9.972,95 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden; manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/12/2019