Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1078 E. 2020/431 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1078 Esas
KARAR NO: 2020/431
DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 04/10/2016
KARAR TARİHİ: 08/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin — ortaklı bir aile şirketi olduğunu, davalı şirketin kurucu———– aktif olduğu dönemlerde kuruluş senedinde yer alan ağırlıklı tekstil işi olan icrai faaliyetlerini sürdürmüş olduğunu, ancak ———– yaşının ilerlemesinden sonra son —- yıldan beri ana sözleşmede yer alan amaç ve faaliyetlerin hiç birini yapmadan şirkete ait olan oldukça değerli gayrı menkullerin kiraya verilerek gelir elde edilmekte olduğunu, ——– yaşının ilerlemesinin ardından şirket yönetiminden uzaklaştığını, yönetimde söz sahi olan ———–usulüne uygun olmayan kararlar almaya ve şirketi keyfi bir şekilde yönetmeye başlamış olduğunu, alınan kararların iptali ve şirketin tasfiyesi için davalar açılmış ve şirkete özel denetçi tayin ettirilerek denetçi raporu alınmış olduğunu, müvekkilinin yasal haklarını korumak için iş bu davaları açınca dava dosyasına sunulan bilirkişi raporu ve denetçi raporunda da belirtildiği üzere şirket ——– kar payı dağıtımına karar verildiği halde müvekkiline kar paylarının ya eksik ödenmiş ya da hiç ödenmemiş olduğunu belirterek; TTK 507 ve devamı maddeleri hükmü gereğince şirketin ——— tarihinde yaptığı olağan genel kurulda aldığı karar gereğince dağıtılmasına karar verilen kar payı tutarı ——eksik ödenen —- muaccel olduğu ———— tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, şirketin ——tarihinde yapılan ———— aldığı kararla dağıtılmasına karar verilen kar payı hakkı tutarı —— muaccel olduğu ———- tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davlıdan tahsiline bilirkişi incelemesi neticesinde belirlenecek tutarlar yönünden, iptal davası devam eden dönemler ve henüz ———— bağlanmadığı için muaccel olmayan dönemler yönünden fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin uzun yıllardır var olan, kurucu baba ve kızlarından oluşan köklü bir aile, ————olduğunu, şirket gelirlerinin büyük bir kısmını şirkete ait olan sayısız gayrimenkullerinin kira gelirleri oluşturmaktaysa da davacının belirttiği gibi şirket ——— beri şirket ana sözleşmesinde belirtilen faaliyetlerini hiç yerine getirmemiş olduğunu, kısmen de olsa tekstil faaliyeti yapmakta olduğunu, nitekim————–içerisinde davalı firma yurt dışından iplik ithal edip, yurt içinde satmaya başlamış olduğunu, kayıtların tetkikinden de işbu durumun belli olacağını dava dilekçesinde de belirttiği üzere zaman zaman ortak kardeşler arasında tatsız olaylar yaşanmış olduğunu, ortaklar arasındaki çatışmaların şirketin amacının gerçekleşmesinde imkansızlığa yol açmayacağının ortada olduğunu, kaldı ki bu davaların hemen hemen hepsi davacı kardeş ve ortağın, diğer kardeşlerine ve ortaklara yaptığı hakaretlerden kaynaklanan ve kendisinin sanık olduğu savcılık şikayetleri ve davaları olduğunu, yine kendi oğlu olan —————şirketi temsile yetkisi olmadığı halde şirket yetkilisiymiş gibi davranarak, şirkete dava açılmasına sebebiyet vermiş ve bu sebeple —————- davada şirketleri hakkında dava devam etmekte ve tazminat ödeme risklerinin bulunduğunu, bu eyleme neden olan davacının oğluna şikayetin en doğal hakları olduğunu, bu davaların hiçbiri mevcut şirketin feshi sebebi olamayacağını, yine davacının taraflar arasında ihtilaf diye bahsettiği diğer davalar ise “denetçi tayini”, ————-gibi davalar olduğunu ve şirketin feshi sebebi olamayacaklarını, davacının şirket yönetimi hakkındaki usulsüzlük ve bilgi alma hakkının engellendiği iddiasının doğru olmadığını, davacının çekmiş olduğu tüm ihtarnamelere cevap verilmiş olduğunu, şirket kayıtlarının TTK hükümlerine uygun şekilde tüm ortakların incelemesine açık olduğunu, ki buna ilişkin özel denetçi atanması için davacı tarafından bir dava açılmış olup şirketin incelemeden geçmiş olduğunu, inceleme sonucunda da herhangi bir usulsüzlüğün belirlenemediğini, davacının açmış olduğu genel kurul kararının iptali davasına ilişkin olarak; —————davacının iptalini istediği ———— tarihli ————- haberi olduğu, kaldı ki usulsüz çağrının tek başına iptal sebebi de olmadığı..” buna rağmen müvekkillerinin, davacının genel kurul kararının iptali davasını kabulü üzerine kararın iptal edilmesi müvekkillerinin amacının davacının menfaatini ihlal etmek olmadığını gösterdiğini, kar payı ödenmemesi veya azalması iddialarının da doğru olmadığını ve hem de haklı fesih ya da çıkma sebebi olamayacağını, şirketin———- kadar kar payı ödemiş olduğunu, bu konuda taraflar arasında ————— sayılı dosyasının derdest olduğu, zira şirketin davacının kar payını vekalete istinaden davacının babasına ödemiş olduğunu, davacının da babasından fazlasıyla almış olduğunu, şimdi ise babasına ———- yılında verdiği sonradan azlettiği vekaletin geçersizliğinden bahisle mükerrer olarak kar payı alma niyetinde olduğunu, bu ihtilaf davacı ile babası ve şirket arasında süren bir ihtilaf olduğunu, şirket kayıtlarına göre kar payı ödenmiş ya da adı geçen dava sonucuna göre mükerrer olarak tekrar ödeneceğini, bunun bir fesih sebebi olmadığını, Kar payının azalması meselesi ise yine fesih ya da çıkma sebebi olamayacağını ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle; davacının sunduğu sebeplerin herhangi bir haklı neden oluşturmadığından tasfiye isteminin ve çıkarılma talebinin reddine; kayyum atanmasını gerektirecek hiçbir sebep olmaması hasebiyle kayyum atanma talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, kar payı alacağının tahsili amacıyla açılan alacak davasıdır
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri kapsamında yazılı yargılama usulüne tabi olarak hazırlanan tensibe istinaden yargılamaya yazılı yargılama usul hükümleri uygulanmak suretiyle başlanıldığı ve tahkikatın bu şekilde devam ettirildiği, ———— tarihinde kabul edilen 7101 sayılı yasanın 61. Maddesi ile 6102 sayılı TTK’nın 4. Maddesi ile değişik hükmü gereğince miktar itibariyle davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu ancak celseler aşamasında bu usule geçilmediği, yine 7251 sayılı yasanın 58. Maddesi ile değişen 6102 sayılı yasanın 4. Maddesi ile huzurdaki davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu değerlendirilerek yargılamaya basit yargılama usulüne göre devam edilmesine karar verilmiş ve dava sonuçlandırılmıştır.
Davalı şirketin ———–tarihli ——————-ilişkin şirket kayıtlarıda olmak üzere tüm kayıtları, ———— sayılı dosyası ————- sayılı dosyası, ———- sayılı dosyası, ————–sayılı dosyası, ————- dosyası, ————— sayılı ———— dosyası, celp edilmiş taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
Konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması sebebiyle dosya alanında uzman mali müşavir ————- tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişi heyeti tarafından sunulan ——-tarihli bilirkişi raporunda; davacının kar payı olarak ———– tutarında alacaklı olduğu, ücret, huzur hakkı, ikramiye ile genel kurul ve mevzuattan doğan başka herhangi bir ödenmemiş alacağının bulunmadığı, davalı şirketin ———–tarihli ve ———-tarihli genel kurulları ile kar dağıtım kararı aldığı bu halde muaccel hale gelen ve tespit edilen kar payını talep hakkına haiz olduğu, davalı şirketin ödeme hususundaki iddiasını ispatlayamadığının bildirildiği söz konusu rapora yapılan itirazları karşılar mahiyette anılan bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, sunulan ———- tarihinde ——– kar payı tahakkuk etmiş ve ——— tarihinde nakit olarak kasadan ödendiği ancak söz konusu tutarın karşılığında herhangi bir makbuzun taraflarına sunulmadığı yönünde görüş bildirilmiş, iş bu rapora davalı vekilince itiraz edilmiş ise de; rapor içeriği dosya kapsamına uygun ve elverişli olduğu değerlendirilmiştir.
Her ne kadar davalı vekili tarafından sunulan dilekçelerde yemin deliline başvurulmamış ise de; mazeret dilekçesi ile birlikte yemin deliline başvurduğunu beyan etmesi üzerine davacı vekilinin bu husus belirtilerek —– nolu celsede davalının yemin deliline başvurmasına muvafakat edip etmediği sorulmuş, davacı vekilinin muvafakat etmesi üzerine davalı vekiline usulüne uygun yemin metnini hazırlayarak davalı yana tebliğine ilişkin meşruhatlı davetiye çıkartılması hususunda gerekli masrafı yatırması için ihtarat yapılmış, davalı vekilince sunulan yemin metni mahkememizce uygun bulunarak davacıya tebliğ edilmiştir.
Davacı asil ———– tarihli celse de kendisine teklif edilen yemini eda etmeye hazır olduğunu beyan ile okunan metni aynen tekrar ederek yemin etmiş ve ——– ödenmesi kararlaştırılan ———— payının ———–çeşitli tarihlerde ————almadığıma ve yine ——— ödenmesi kararlaştırılan ——— payını hiç bir şekilde ———–namusum, şerefim ve kutsal saydığım tüm değerler üzerine yemin ederim.” diyerek yemin etmiş, davacıya yemininde sebat edip etmedikları sorulmuş ve yeminde sebat ettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında davalı şirketin ——-yılları Genel Kurullarında alınan ve dağıtılmasına karar verilmesi iddia edilen kar payının davacının hissesine düşen————kar payı davacıya ödenip ödenmediği, ödenmiş ise hangi tarihte ödendiği, ödenecek ise hangi tarihten itibaren faiz talep edilebileceği hususlarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre, davacının muvafakati sebebiyle davalı tarafça başvurulan yemin deliline dair sunulan yemin metninin dosya kapsamında uygun olduğu, HMK 225. v.d. maddeleri kapsamında usulüne uygun olarak yemin prosedörünün uygulanması sonrasında davacı tarafından metin içeriği doğrultusunda yemin edildiği, davacının yemininde sebat ettiği, yeminin kat’i delil niteliğinde olduğu ve dava konusu edilen kar payı alacağının davalı tarafından davacıya ödenmediği anlaşıldığından, talep edilen alacak miktarları yönünden davacının iddiasını ispat ettiği, işletilecek faiz istemine ilişkin olarak ise kar payının muaccel olduğu tarihin genel kurul karar tarihi olduğu değerlendirilerek; davacısının muaccel olmayan dönemlere ilişkin fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile;
A-) ———— tarihli davalı şirket olağan ——— alınan karar uyarınca dağıtılmasına karar verilen ve eksik ödendiği kabul edilen ———- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-) 21/05/2014 tarihli davalı şirket olağan genel kurulunda alınan karar uyarınca dağıtılmasına karar verilen ve karar tarihi itibariyle davacıya ödenmediği kabul edilen ———— tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C-) Huzurdaki dava konusu edilen dönemler ve henüz davalı şirket genel kurul kararına bağlanmayan ve muaccel olmayan dönemler yönünden davacının kar payı taleplerine ilişkin fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına,
2-Karar harcı 5.030,00 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.257,49 -TL harcın mahsubu ile bakiye 3.772,45-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 1.286,69 TL ilk masraf, 180,40 tebligat ve müzekkere gideri, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.180,00-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 10.372,44-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak davacının ve taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———————- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/09/2020