Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1051 E. 2019/235 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1051 Esas
KARAR NO: 2019/235
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 28/04/2014
KARAR TARİHİ: 28/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu kapsamda davalı tarafa fatura keşide edildiğini, borcun 10.743,10 TLlik kısmının ödenmediğini, bu sebeple davalı aleyhine takip yapıldığını, davalının haksız ve gerçeğe aykırı bir şekilde borca itiraz ettiğini, borcun tahsilini bu şekilde imkansız hale getirmeye çalıştığını belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının müvekkiline herhangi bir hizmet vermediğini, davacıya —– tarihinde – TL ödeme yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İstanbul Anadolu 15. İcra Müdürlüğümün———– esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın safahatı incelendiğinde; mahkememizce yapılan yargılama sonunda ——— tarihli —- esas ——– karar sayılı ilam ile davanın reddine, asıl alacağın %20’si oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmiş, mahkememiz kararı davacı vekilince temyiz edilmiş olmakla, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 20/04/2016 tarih, 2015/17800 esas ve 2016/6916 sayılı kararında “Taraflardan herhangi birinin delille ilgili kesin mehile riayetsizliğinin yaptırımı sadece o delilden vazgeçmeye yönelik olarak değerlendirilmelidir. Davacı bunun dışında dayanmış olduğu delillerle davasını ispatlayabilir. Nitekim dosyada görüldüğü üzere delil listesinde yemin deliline de dayanmış olup bu hakkı hatırlatılmadan doğrudan davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi takipten sonra ve davadan önce takip borcuna mahsuben yapılan ödemelerle ilgili davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gözetilmeden bu miktar bakımından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmemiş olmasının bozmayı gerektirdiği” ifadesi ile hükmün bozulmasına, bunun dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak bozma doğrultusunda gerekli inceleme ve araştırma yapılmış, dosyaya yeni esas verilmek suretiyle taraflara duruşma davetiyesi tebliğ edilmiş ve bozma ilamına ilişkin beyanlar alındıktan sonra söz konusu bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılama yapılmıştır.
Bozma ilamı gereğince mahkemece davacının yemin deliline dayanmış olduğu gözönüne alınarak bu delilini kullanıp kullanmayacağı yönünde beyanda bulunması için süre verilmiş, davacı yan yemin deliline dayanarak davalı şirket yetkilisine bu yönde tebligat yapılmasını talep etmiştir. Mahkememizce dava konusu talep hususunda yemin metni hazırlanarak davalı şirket yetkilisine usulüne uygun yemin davetiyesi tebliğ edilmiştir. Davalı şirket temsilcisi usulüne uygun yemin davetine icabet etmemiştir. Bilindiği üzere yemin teklifi HMK 225 ve devam eden maddelerinde yer almış, yemin teklifi olunan kimsenin yemin teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamayacağı ve yeni bir delil de gösteremeyeceği belirtilmiştir. Yine HMK 229 maddesinde yemin etmemenin sonuçları açıklanmıştır. Buna göre “Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup ta yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır” denmektedir. Davalı şirket temsilcisi bu çerçevede yemini eda etmekten kaçınmış olmakla itirazın iptali davasında davanın kısmen kabulü ile davadan önce yapılan ödeme nede-ni ile davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeni ile bu miktar yönünden davanın reddine, İAA 15. İcra Müdürlüğünün————–sayılı takip dosyasında, davalının ——– TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, her ne kadar kısa kararda Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verilmiş ise de; verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün yasal süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-Davadan önce yapılan ödeme nedeni ile davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeni ile bu miktar yönünden davanın REDDİNE,
İAA 15. İcra Müdürlüğünün———- sayılı takip dosyasında;
2-Davalının ———TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
3-Asıl alacak —— TL ye takip tarihinden itibaren yıllık 11,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
4-Alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 İcra inkar tazminatı tutarı—— TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 665,55 TL’den peşin olarak yatırılan 129,80 TL’nin mahsubu ile 535,75 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 129,80 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 29,60 TL ilk dava masrafı, 223,50 TL tebligat, müzekkere ve gideri olmak üzere toplam 253,10 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre(%91 kabul) 229,54 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan 23,56 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça sarfedilen 50,00 TL yargılama giderinin 4,65 TL’sinin kabul ve red oranına göre davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, geri kalan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 1.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün yasal süre içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/02/2019