Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1042 E. 2021/317 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1042 Esas
KARAR NO: 2021/317
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2016
KARAR TARİHİ : 16/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin mermer alım satım işi ile iştigal etmekte olduğunu, bu konuda davalı şirkete —— yaptığını, davalı şirketin müvekkili şirketin hizmetinin karşılığını müvekkili şirket adına düzenlenen bir kısım çekler ile ödediğini, bu ticari ilişki sürecinde müvekkili şirketin nakit ihtiyacı olduğu bir dönemde, davalı şirket yetkilisi—– müvekkili şirketin adına çek keşide ettiği takdirde bu çekleri — sunarak nakit ihtiyacını karşılamak için yardımcı olabileceğini belirttiğini, ayrıca davalı tarafın müvekkiline —– bulunduğunu, pisayada güvenilir olduğunu, davalı şirket lehine çek düzenlendiğinde ödemelerin daha hızlı olacağını beyan ettiğini, müvekkili şirketin de taraflar arasındaki ticari ilişkiye güvendiğini ve ——- bedelli çekleri davalı adına düzenleyerek verdiğini, yani davacının kendi çeklerini kırdırmak üzere davalı şirket adına düzenlendiğini, ancak davalı şirket yetkilisinin bahse konu çekleri müvekkili şirkete yardımcı olmak için kullanmadığı gibi bahse konu çekleri alarak ortadan kaybolduğunu, bu aşamada müvekkili şirketin davalı şirketin bahse konu — adet çeki piyasada ciro etmesi nedeniyle haksız olarak, davalı —- borçlanma tehdidi ile karşı karşıya kaldığını, oysaki müvekkili şirketin davalı şirkete ve 3. Kişilere bahse konu 2 çeke ilişkin herhangi bir borcu veya borç ilişkisi bulunmadığını, müvekkili şirketin davalının çeki kırdıracağına ve nakit ihtiyacının giderileceğine ve davalının yardımcı olacağı ümidi ile 2 adet çeki düzenlediğini, davalı şirket yetkilisi —– aleyhine soruşturma dosyası ile gerekli suç duyurusunun yapıldığını ve ceza hukuku yönünden de davacı şirketin haklarının korunduğunu beyanla, davanın kabulüne, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, çeklerin iptaline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalıya yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davaya yanıt vermediği anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulü gereği oluşturulan tensibine istinaden işlemler yapılmış ise de —— tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesiyle 6102 sayılı T.T.K. nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle usul hukuku hükümlerinin yürürlüğe girdiği andan itibaren uygulanacağına dair hükümler dolayısıyla huzurdaki davanın miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi olduğu değerlendirilmiş, basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Davacının ihtiyati tedbir talebi hakkında tensiben verilen ara karar ile dava konusu çek bedellerinin %15’i oranında teminatın yatırılması mukabilinde kabulüne karar verilmiş olup, söz konusu teminat davacı vekilince mahkememiz veznesine yatırılmış ilgili icra dairesine bu husus bildirilmiştir.
İcra dosyaları ve savcılık dosyası celp edilmiş taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
—- sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından, davacı —— sayılı kararı dayanak gösterilmek suretiyle —- alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı ve takibin kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
—–sayılı dosyasının incelenmesinde; dava dışı alacaklı ——– tarihinde, ———- faiz olmak üzere toplam —— alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı ve takibin kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
———— sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; şikayetçisinin dosyamız davacısı olduğu, şüphelilerin dava dışı —- olduğu, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlarından yapılan soruşturma neticesinde —– tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği görülmüştür.
Konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması ve taraflarca delil olarak bilirkişi deliline dayanılmış olması sebebiyle dosya Mali Müşavir bilirkişi—- tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişi tarafından —- tarihli içeriğinde; davacının incelenen ———— yılına ait defterlerinin delil vasfına haiz olduğu, dava konusu çeklerin davalıya keşide edildiğine ilişkin bir kaydın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı bildirilmiş, söz konusu rapor HMK 282. Maddesi kapsamında denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında kurulan ticari ilişki kapsamınad davacı tarafından keşide edilen çekler sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı şirket arasında mermer satışına ilişkin ticari ilişkinin kurulduğu, aynı zamanda taraflar arasında nakit ihtiyacının sağlanması açısından kambiyo ilişkisinin de kurulduğu, bu hususun davalı şirket yetkilisi tarafından savcılık aşamasında verilen ifadeler ile teyit edildiği, dava konusu edilen iki adet çekin bu kapsamda davalıya verildiğinin iddia edildiği, davalı şirket yetkilisinin de bu çekleri hangi amaçla verildiğini hatırlayamadığı belirttiği, davacının incelenen ve sahibi lehine delil vasfını haiz ticari defterlerinde dava konusu edilen çeklerin kayıtlı olmadığı ancak davalıya usulüne uygun ihtarata rağmen defterlerini hazır etmediği, uyuşmazlığın temel ilişki iddiası kapsamında çözülmesi gerektiği, genel kuralın aksine kambiyo senedine dayalı borç ilişkilerinde ispat yükünün senet borçlusunda olduğu, davacının incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan —— alacaklı olması ve davalı şirket yetkilisinin beyanları dikkate alındığında davacının temel ilişki kapsamında iddiasını ispat ettiği, söz konusu çeklerin davalı tarafından dava dışı üçüncü kişiye ciro ve teslim suretiyle devredildiği ve dava konusu edilen çeklerin dava dışı 3. kişiler tarafından icra takibine konu edildiği, bu çeklerden—– tutarlı çek ile ilgili olarak dava dışı banka tarafından başlatılan —- takibin devam ettiği, — bedelli çek yönünden ise ——- takip dosyası borcunun davacı tarafından ödeme yapılmak suretiyle kapatıldığı ve çekin davacı tarafından iade alındığı, bu çek yönünden davanın istirdat davasına dönüştüğü görülmekle davacının— bedelli çek yönünden istirdat, —- bedelli çek yönünden ise davalıya borçlu olmadığının tespiti talebinin yerinde görüldüğü kanaatine varılarak, davanın kabulü ile; davacının Muhatabı — keşidecesi davacı şirket olan —- bedelli çek yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının Muhatabı——bedelli çek yönünden davalıya borçlu olmadığının tespiti ile söz konusu çek bedelinin davacı tarafından ödenmiş olması sebebiyle davacının ödediği —– davalıdan istirdadı ile davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile;
a) Davacının Muhatabı —- Şubesi, keşidecesi davacı şirket olan —- bedelli çek yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine,
b) Davacının Muhatabı —- bedelli çek yönünden davalıya borçlu olmadığının tespiti ile söz konusu çek bedelinin davacı tarafından ödenmiş olması sebebiyle davacının ödediği —– davalıdan istirdadı ile davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 3.552,12-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 888,08-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.664,04-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 921,53 -TL ilk masraf, 240,00 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.161,53-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 7.560,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak davalı tarafın yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/03/2021