Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1036 E. 2021/573 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1036 Esas
KARAR NO : 2021/573
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 22/03/2012
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin —— sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalıya faaliyet kapsamında birçok kez un satılarak teslim edildiğini, davalı şirketin cari hesap alacağına mahsuben müvekkiline çeşitli senetler verdiğini, bu senetlerin ödenmemesi üzerine icra takibine konulduğunu, davacı tarafın senet bedellerini ödediğinden bahisle İcra Hukuk Mahkemesine müracaat ettiğini, yargılama sonunda müvekkilini % 40 oranında tazminata mahkum edildiğini, verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin senetlerden dolayı alacaklı olduğunu belirterek — davalıdan ticari faizi ile birlikte tahsiline ancak davalı —– ile sınırlandırılarak müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen —— sayılı dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin unlu mamuller sektöründe faaliyetler gösterdiğini, bu konuda davalıya satış yaptığını, davalının borcunu ödememesi üzerine cari hesap alacağına istinaden davalı aleyhine——- dosyası ile takip yaptıklarını, davalının takibe itiraz ederek durmasına sebep olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, senet bedellerinin ödenmesi sebebiyle İcra Hukuk Mahkemesi tarafından takiplerin iptal edildiğini, kararın temyiz edildiğini, senetlerin takip tarihinden önce ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen ——- sayılı dava dosyasında davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili ile davacı arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, cari hesapta gözüken bir kısım faturaların müvekkili şirket ile ilgisinin olmadığını, istenen faizin haksız olduğunu belirterek davanın reddi ile davacının % 40 tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava, davacı ——– tarafından dava konusu senetlerin davalılardan tahsiline yönelik alacak davası olup birleşen dava ise, davacı tarafça cari hesap alacağının tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında mal satımından kaynaklı alacağın bulunduğunu, söz konusu alacağa karşılık ödeme olarak senetler verildiğini, verilen senetlerin takibe konulması üzerine davalı şirket tarafından itfa sebebine dayanılarak——– açılan davalar ile icra takiplerinin iptali yönünde karar alınmış ise de, söz konusu senetlerin ödenmediğini ileri sürerek, ——— tutarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olarak davalılardan tahsiline, birleşen dava yönünden ise asıl davada belirtilen ticari ilişki nedeniyle talep edilen miktarın düşümü ile bakiye kalan —–cari hesap alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalı şirketin haksız itiraz ettiğini itirazın iptaline ve %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı ——— vekili, daha önce bedelleri ödenen senetlerin davacı tarafından takibe konulduğunu, bunun üzerine açılan dava ile takiplerin iptaline karar verildiğini, taraflar arasında TTK anlamında cari hesap ilişkisinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı —- uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Yapılan yargılama sonucunda mahkememizin —– Karar sayılı ilamı ile; “-Davacının —- esas sayılı dava dosyasındaki alacak davasının REDDİNE,
-Mahkememiz iş bu dosyası ile birleşen ——— sayılı dava dosyasındaki davacının itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜ ile ; davalı borçlunun —– dosyasında yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin —- üzerinden devamına, faizin takip tarihinden itibaren yürütülmesine,… ” karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen dosya davacı vekili tarafından mahkememiz kararının temyiz edilmesi üzerinde dosya —— gönderilmiş ve yapılan temyiz incelemesi sonucunda——– karar sayılı ilamı ile; “Asıl dava, alacak davası; birleşen dava ise cari hesap esas bakiyenin tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece alınan kök ve ek bilirkişi raporu yetersiz olup, hüküm kurmaya elverişli değildir. Dosya içeriğinde asıl davaya ilişkin icra dosyaları ve belgeler bulunmamaktadır. Mahkemece söz konusu belge ve dosyaların ibrazı sağlanarak oluşturulacak yeni bir bilirkişi kurulu aracılığıyla tarafların defter ve belgeleri incelenerek, daha önce alınan rapora itirazlar da dikkate alınmak suretiyle alınacak rapor doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması” şeklinde bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamı sonrasında dosyanın ——– sayılı ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yeniden yapılan yargılama neticesinde;
Mahkememizce dosya eksik evrakla ve belgeler celp edildikten sonra dosya yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilerek bilirkişi heyet raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
—- tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle;…”Davacı ile davalı şirket arasında ——- tarihinde, adi yazılı olarak, karma ve isimsiz nitelikteki——– kurulduğu, buna göre davalı şirketin davacıdan aldığı şirket çalışanı, temsilcisi, acentesi olmaksızın kendi nam ve hesabına malları satacağının kararlaştırıldığı, Davacı şirket tarafından ibraz edilen ———–yılları yıllarına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226’ ve —– Elektronik Defter Genel Tebliğine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırılmadığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olmadığı, Davacı şirket lehine delil kabiliyetinin bulunmadığı, Davacı şirket tarafından ibraz edilen ———– yılları yıllarına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226′ ve 1 Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırılmadığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olmadığı, ancak aleyhine delil kabiliyetinin mevcut olduğu, —- Savılı Asıl Dava (alacak davası1 Yönünden: Davacının davalıdan davalıların İcra Hukuk Mahkemesine müracaat ederek senet bedellerini ödediğini iddia ettiğini, İcra Hukuk Mahkemesi’nin ise davalıların borçlu olmadığı yönünde karar verdiğini beyan ederek takibe konu senet bedelleri toplamı olan — faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davalı ——- sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ettiği, ancak yukarıda detaylı açıklandığı üzere davacı şirketin senet bedellerini tahsil ettiği, bu hususta kesinleşen mahkeme kararının bulunduğu, borcun ödenmesi —- ile birlikte borcun sona erdiği, —- ödeme yaptığı ve bu ödeme sonrasında davalının — kaydı olarak borçlu göründüğü, Davalı şirket ticari defter kayıtlarında ise —- bedelli —adet fatura bedeline istinaden —-tutarında ödeme yapıldığı, kalan bakiye borcunun ise——olarak borçlu göründüğü, Dosyada mevcut bulunan bilgi ve belgelere göre mali açıdan başkaca bir tespitin yapılmasının mümkün bulunmadığı, hesaplamanın yapılmadığı yönündeki —- tarihli bilirkişi ek raporundaki tespitlere katıldıkları…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Asıl Dava yönünden;
Her ne kadar davacı ——— dava konusus senetlerin ödenmediğini beyan ve iddia etmiş ise de; dosya kapsamında alınan bilirkişi heyet raporu, icra dosyaları ve ödeme dekontları dikkate alındığında dava konusu senetlerin ödendiği, ödeme nedeniyle borcun sona erdiği anlaşıldığından asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen Dava yönünden;
Davacı —– dava da bakiye cari hesap alacağını talep ettiği anlaşılmaktadır.
Davalı——– dava konusu alacak yönünden davacı ile cari hesap ilişkisi ve mal teslimi bulunmadığını iddia etmektedir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ——–
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Eldeki birleşen dava bakımından, davalı tarafça cari hesap ilişkisi ve mal teslimi inkar edildiğinden davacının ilk olarak davalı ile arasındaki akdi ve hukuki ilişkiyi sonrasında davaya konusu alacağın miktarını ispat etmesi gerekmekte olup, ispat yükü birleşen dosya davacısındadır.
Yargıtay bozma ilamı gereğince tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmış ve bilirkişi heyet raporu alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; alınan bilirkişi heyet raporunda tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olmadığı, taraflar arasındaki borç alacak uyuşmazlığının hangi fatura ve/veya faturalardan kaynaklandığının davacı ve davalını ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olmaması sebebiyle tespit edilemediği, davacı tarafından gerekli belge, dekont istenilmesine rağmen aradan uzunca zaman gemesi sebebiyle evrak sunulamayacağının belirtildiği, bu hususun bilirkişi heyet raporunda ayrıntılı ve açıkça izah edildiği, davacı tarafından açıkça yemin deliline dayanmaması sebebiyle yemin hakkının hatırlatılmadığı anlaşılmakla HMK 222/4 md gereği usulüne uygun tutulmayan ticari defter ve kayıtlar tarafların aleyhine delil olması dikkate alınarak ispat yükü üzerinde olan davacının cari hesap alacağını yöntemince ispat edememesi sebebiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davalı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davacı/alacaklının takip yapmakta haksız ve alacaklının kötüniyetli olması şarttır. ——— anlaşıldığından, davalı/borçlunun şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl dava yönünden;
1-Asıl davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 59,30-TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 328,85-TL harcın mahsubu ile artan 269,55-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Birleşen dava yönünden;
3-Birleşen davanın REDDİNE,
4-Davalının şartları oluşmayan kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
5-Karar harcı 59,30-TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.470,25-TL harcın mahsubu ile artan 1.410,95-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Birleşen dosya davalı şirketin kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 19.653,53-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak birleşen dosya davalı şirkete verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/06/2021