Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1030 E. 2019/268 K. 05.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1030 Esas
KARAR NO : 2019/268
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/09/2016
KARAR TARİHİ: 05/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının akraba olduklarını, davacının babasının davalıdan güvene dayalı olarak beş adet borç bilezik aldığını, borçları davacının ödemeye karar verdiğini ve iki adet bilezik borcunu ödediğini, ancak kalan üç adet altın bilezik borcunu bugüne kadar maddi imkanı olmaması nedeni ile ödeyemediğini, davalının 2012 yılında davacıyı alacağı için sıkıştırdığını, davacının sadece imzasını içeren teminat anlamında boş bir senet verdiğini, İstanbul Anadolu 12. İcra Müdürlüğü’nün ———— esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davacının süresi içinde itiraz edemediğini, söz konusu senedin kötü niyetli olarak doldurulması sebebiyle davacının İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının ———— sayılı dosyasında davalı hakkında şikayetçi olduğunu, davacının davalıya olan borcunun üç adet her biri 34 gram ağırlığında ki altın borcu olduğunu, bunun üstünde kalan bütün takip tutarına ve alacak likid olmadığından tüm borç için hesaplanan faiz oranının da takibe eklenmesinin mümkün olmadığını bildirmiş, davacının davalıya 102 gram altın değerinde Türk Lirası borçlu olduğunun tespiti ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının söz konusu baskı altında attığı imza nedeni ile savcığa suç duyurusunda bulunduğunu ancak şikayetinden vazgeçtiğini, davacının söz konusu imzayı bir cebir, tehdit altında mı değilse baskını ölçüsünün ne olduğu konularının açıklamaya muhtaç olduğunu, davacının kötü niyetli olarak senet doldurulup yine kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığına dair iddiaların gerçeği yansıtmadığını, senede karşı senet ile ispata ilişkin hiç bir yazılı belge sunulmadığını, davacının bahse konu bileziklerin 34 gram olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, icra takibi sonrası açılan, kambiyo senedi niteliğindeki ve kambiyo senetlerine özgü yolla takibe konu edilmiş bonodan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Davanın mahkememize tevzinden önce geçirdiği safahat incelendiğinde davanın ilk olarak İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, mahkemece verilen göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden red kararının taraflarca istinaf edilmemesi üzerine kesinleştiği ve gönderme talebi üzerine mahkememize tevzi edildiği görülmüştür.
Taraflarca bildirilen İstanbul Anadolu 12.İcra Müdürlüğü’nün———— esas sayılı dosyası, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının ————sayılı dosyasına ilişkin evraklar ve Kapatılan Ümraniye Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ——– Sor.Nolu dosyası (İstanbul Anadolu 2012/54887 Sor Nolu dosyası) celp edilerek incelenmiştir.
İstanbul Anadolu 12. İcra Müdürlüğü’nün———– esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı———– borçlu … hakkında ———- tarihinde 1 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile takip yaptığı icra takibinin borçlu tarafından şikayet ve itiraz yoluna başvurulmaması sebebi ile kesinleştiği görülmüştür.
Ümraniye Cumhuriyet Başsavcılığı’nın —— S. Numaralı dosyasının incelenmesinde müşteki …’nın zorla senet imzalattırıldığı iddiası ile şüpheli … hakkında soruşturma başlatıldığı, ancak daha sonra müştekinin Savcılıkta verdiği ifadesinde amacının senedin iptal edilmesinin olduğu ve yaptığının tanımının kızgınlık sebebi ile atılan iftira olduğunu belirttiği, bu sebeple soruşturma dosyasında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, ancak şüphelinin açıkça iftira suçunu işlemiş olması sebebi ile hakkında düzenlenen iddianame sonrasında açılan davada İstanbul Anadolu 38. Asliye Ceza Mahkemesi’nin (Ümraniye 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin ———– E. Sayılı dosyasının incelenmesinde aleyhine açılan iftira suçundan dolayı 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sabıkasız olması sebebi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görüldü.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ————- S. Numaralı dosyasının incelenmesinde ise dosyamız davacısı borçlu müşteki …’nın davalı … aleyhine boş olarak düzenlenen senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu ve takibe konu edildiği, bu yolla yaklaşık 22.500,00 TL asıl alacağından fazla alacak talebinde bulunan davalıdan şikayetçi olduğunu belirttiği görülmüştür.
Dava konusu uyuşmazlık davacının aleyhinde başlatılan ve bir miktar altın karşılığında düzenlenen senede dayalı başlatılan icra takibine istinaden senedin taraflar arasında anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası kapsamında davacının davalıya borçlu olup olmadığı, borçlu ise miktarının tespiti ve tazminat hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ve toplanan deliller kapsamında; davacı tarafından davalıya bir miktar altın borcuna karşılık bono imza edilerek teslim edildiği, taraflar arasında altın borcuna ilişkin olarak bono düzenlendiği hususunda ihtilaf bulunmadığı, uyuşmazlık konusunun senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasından ibaret olduğu, toplanan deliller arasında yer alan soruşturma ve ceza davası dosyalarında davacının alınan ifadelerinde senedin ödenmesini engellemek için şikayette bulunduğunu beyan ettiği, bu sebeple hakkında iftira suçundan dolayı başlatılan soruşturma neticesinde açılan davada davacının ceza aldığı ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bunun yanında TTK 680. madde hükmünce tedavüle çıkarılan ancak tamamen doldurulmayan bir senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının hamile karşı ileri sürülemeyeceğinin hüküm altına alındığı, davacının anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasını ancak yazılı delil ile ispat edebileceği, dosyaya sunulan deliller incelendiğinde davacının bu iddiasını ispat eder yazılı bir delil sunmadığı bu nedenle davacının iddiasını ispat edemediği kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Karar harcı 44,40-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 341,55-TL harcın mahsubu ile artan 297,15-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/03/2019