Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/103 E. 2019/1298 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/103 Esas
KARAR NO: 2019/1298
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/01/2016
KARAR TARİHİ: 17/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin alacağının tahsili amacı ile davalı/borçlu şirket hakkında ——— İcra Müdürlüğü’nün ———— Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını ve ödeme emri tebliği üzerine davalı/ borçlunun icra takibi konusu borca ve işlemiş faize itiraz etmek sureti ile takibi durdurduğunu, davalı borçlunun kötü niyetli olarak sırf zaman kazanmak amacı ile borca itiraz ettiğini, davalı/borçlu şirketin itirazında ayrıca alacaklı olduğunu beyan ederek borcun tamamına itiraz ettiğini, müvekkil şirketin davalı şirketten alacağının ———- hizmetine ilişkin olarak ekte fotokopisini sunmakta oldukları, müvekkil şirketin keşidecisi olduğu ——– Şubesine ait ——- keşide tarihli——– TL bedelli çeki davalı şirkete teslim ettiğini, davalı şirketin çek bedeli kadar müvekkili şirkete mal veya hizmet tesliminde bulunmadığı gibi çekin vade tarihinde çekin yazdırılacağı tehdidi ile müvekkili şirketten tahsilat yapıldığını, müvekkil şirketin çekinin ibraz edileceği tehdidi altında çekin keşide tarihinden sonra———— tarihinde ———-çeke ilişkin olarak davalı şirkete ———– TL ödeme yapmış olduğunu, buna ilişkin banka dekontunu da ekte sunduklarını, davalı/borçlu şirketin almış olduğu ——— TL. bedele karşılık olarak müvekkili şirkete sadece ——– TL. değerinde sigorta işlemi sunmuş olduğunu, bakiye ——– TL’nin tüm şifahi talepler ve icra takibine rağmen müvekkili şirkete ödemediğini, söz konusu çekin de halen müvekkiline iade edilmemiş olduğunu, davalı şirketin haksız ve kötü niyetli olarak müvekkili şirkete ait çeki ve bedeli elinde tuttuğu ve yine kötü niyetli olarak icra takibine itiraz etmiş olduğunun açık olduğunu, müvekkili şirketten almış olduğu bedel karşılığında sigorta hizmeti verecek olan davalı şirketin buna ilişkin olarak müvekkili şirkete yapmış olduğu ———- ve bunların değerlerini sunmasını talep ettiklerini, haksız ve hukuka aykırı işlemler nedeni ile müvekkili şirkete ait ——— TL’nin ödenmemekte olduğunu, bu haksız tutum ve davranışlar nedeni ile müvekkili şirketin davalı şirketle olan ticari faaliyetine de son verdiğini, icra dosyasına ilişkin itirazın tamamı ile haksız ve kötü niyetli olduğunu beyanla; davalı/borçlu şirketin ——– İcra Müdürlüğü’nün ———- Esas sayılı dosyasına vaki haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeni ile davalı şirketin % 20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı şirkete tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın çekin tarihinde çekin yazdırılacağı tehdidi ile kendilerinden tahsilat yapıldığını iddia ettiğini, davacının bu yöndeki iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının iddia ettiği söz konusu çekin müvekkile şirkete cari hesap bakiye borcuna karşılık olarak verildiğini, davacının iddiasına göre tehdit ile ödedikleri parayı kendileri tarafından çekin bankaya ibraz edilmesi ile de müvekkili firmanın aynı tahsilatı sağlayacağını, bu durumda müvekkili firmanın davacı firmayı tehdit etmesinin hiçbir mantığı bulunmadığını, davacı tarafın tacir olduğunu, bu durumda çek bedeline karşılık bir ödeme yapmış ise bu ödemeyi çeki geri almak suretiyle yapması gerektiğini, nitekim davacı tacirin basiretli davranma yükümlülüğü altında olduğunu, ayrıca davacı firmanın ödeme yaptığı bedele ilişkin çeki, kıymetli evrakı geri almayacak kadar bilgisiz bir tacir olmadığını ki basiretli davranma yükümlülüğü altında olduğunu, davacının söz konusu ödemesinin bu çek bedeline ilişkin olmayıp cari hesap borcuna ilişkin olduğunu, zaten çek bedelinin——— TL. olmasına rağmen, davacı müvekkiline———-TL ödeme yaptığını, bu durumda yapılan ödemenin çek bedeline ilişkin olduğunun söylenemeyeceğini, tüm bu hususların yanı sıra davacı tarafından kesin, likit ve muaccel olmayan bir alacaktan bahisle icra takibine girişildiğinden takibe müvekkil davalı şirketçe itiraz edildiğini, iki taraf arasında birden fazla farklı borç var ise ve ödeme yapılırken özellikle ödemenin hangi borca ilişkin yapıldığı belirtilmemiş ise; cari hesap işleyişine göre ödemenin en eski tarihli borçtan başlamak üzere yapılmış sayılacağını, bu durumda davacının yapmış olduğu ödemenin, müvekkil şirketçe cari hesap gereği yapılmış olarak işlem gördüğünü, zaten söz konusu çekin bankaya ibraz edilmemiş ve tahsil edilmemiş olduğunu, çekin ibraz süresinin de geçmiş olduğunu, artık çekin kambiyo senedi vasfında kalmadığını, bu nedenle davacının çek bedelinin tahsil edildiğine ilişkin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, ayrıca çekin dayandığı hukuki ilişkiden soyut bir kıymetli evrak olduğunu, davacı tacirin çek keşide edip bunu müvekkiline vermiş ise artık bu çekin dayandığı ilişkinin varlığına bakılmayacağını, bu nedenlerle davacı firmanın müvekkil firma lehine çek keşide ettiğinden artık bu çekin dayandığı hukuki ilişkinin mevcut olmadığı gibi bir savunma ve iddiada bulunamayacağını, bu durumda davacının çekin avans çeki olarak verildiğine ilişkin iddialarının yargılama esnasında önem arz etmeyeceğini, aksi takdirde çekin hukuki niteliklerine aykırı bir durum ortaya çıkacağını, davacının iddia ettiği gibi çek bedeline ilişkin müvekkil davalı şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle davacı tarafın çekin ödendiğini iddia ederek çek bedelinin istirdadını talep edemeyeceğini beyanla; davacının davasının reddine, davacının aleyhine davalı müvekkil lehine % 20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama harç ve masraflarının ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, kısmi bedelsiz kaldığı belirtilen çeke ilişkin yapılan kısmi ödemenin bedelsiz kalan kısmının iadesine ilişkin başlatılan icra takibine itirazın İİK 67. Maddesi kapsamında iptali davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporları alınmış, yargılama sırasında ——– tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası,——–şube kayıtları celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu ——— İcra Müdürlüğü’nün ———– Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kısmi bedelsiz kalan çek bedelinin istirdatı açıklamasıyla ——– TL asıl alacağın tahsili için——— tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, TTK.83-85 ve HMK.222.maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde ve belirlenen hukuki ihtilaf noktalarında bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve dosya Mali Müşavir ————– tevdi edilerek rapor ve ek rapor alınmış, anılan bilirkişi tarafından sunulan rapor içeriklerine göre; davacının alacağını resmi defter ve belgeleri ile ispatlayamadığı, tarafların ticari defterlerinde yer alan kayıtlara ilişkin delillerini sunmaları gerektiği belirtilmiş söz konusu bilirkişi rapor içeriği HMK 282. Maddesi kapsamında denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasında sigortacılık hizmeti verilmesine ilişkin ticari ilişki kurulduğu, bu kapsamda davalının davacıya sigorta sözleşmeleri yapılmasına aracılık ettiği ve bir kısım hizmetleri verdiği; davacının davalıya bu ve diğer hizmetlere dair bedelin karşılığı olarak çek keşide ettiği ve çekin davalı tarafından bankaya ibraz edilmediği hususlarında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında sigortacılık hizmeti verilmesine ilişkin kurulan ticari ilişki kapsamında kısmi bedelsiz kalan çek bedelinin ilgili kısmının istirdatı istemi ile başlatılan takip tarihi itibariyle davacı yanın davalıdan muaccel bir alacağı olup olmadığı varsa miktarı bu kapsamda itirazın iptali ve icra inkar/ kötü niyet tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve bilirkişi raporlarındaki tespitler kapsamında; taraflar arasında yazılı olmayan sözleşme kapsamında sigortacılık hizmeti verilmesine ilişkin ticari ilişki kurulduğu, davacının sahibi lehine delil vasfını haiz ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibari ile ———TL alacaklı olduğu, davalının sahibi lehine delil vasfını haiz ticari defterlerine göre ise takip tarihi itibari ile davacıdan——– TL alacaklı olduğu, davacının takip sonrasında davalıyı ——– TL tutarlı dekont ile borçlandırdığı ve—— TL alacaklı olduğunu iddia ettiği, tarafların ticari defterlerindeki ——— TL’lik (———- TL=) ———— farklılığın sebebinin davalı ticari defterlerinde yer alan çekin iade işleminin davacı defterlerinde işlenmemiş olmasından ve tarafların ticari defterlerinde yer alan birbirini doğrulamayan muhtelif kayıtlardan kaynaklandığı, davalı ticari defterlerinde yer alan ——– tarihli ——– TL tutarlı işlem ile davacı borçlandırılmış ise de ———- tarihli aynı tutarlı işlem ile davacının alacaklandırıldığı yine aynı şekilde dava konusu edilen çeke ilişkin yapılan ——- tarihli ——– TL tutarlı alacak kaydının da iade işlemi sebebi ile —— tarihli borç kaydına alındığı dolayısı ile davalı yan ticari defterlerine istinaden her iki işlemin muhasebe tekniği açısından doğru olduğu ve bu işlemler dolayısı ile davacının herhangi bir borç ve alacağının olduğunun söylenemeyeceği bu kayıtların haricinde kalan ve bilirkişi ek raporunda belirtilmesi sebebiyle davacı yanın ticari defterlerinde yer alan ———-TL tutarlı dekont ile davalı yanın kayıtlarında yer alan muhtelif işlemlere ilişkin delillerin sunulması için her iki tarafa verilen süre içerisinde bu işlemler yönünden herhangi bir delil sunulmadığı, davanın kısmi bedelsiz kalan çeke ilişkin yapılan ödeme sebebiyle verilmeyen hizmet bedelinin iadesine ilişkin olduğu ve temelinde sebepsiz zenginleşme iddiasının bulunduğu, ispat yükünün davacı tarafta olduğu, kural olarak, çek bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun tediyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerektiği, aksini iddia eden davacının çekin verilecek hizmetlere dair avans olarak ve veya teminat amacıyla verildiğini yazılı deliller ile ispatlamak zorunda olduğu, davalının çeki cari hesap borcuna istinaden aldığı ve önceki işlemlere ilişkin oluşan cari hesap alacağı sebebiyle davacı tarafından yapılan ödemeyi cari hesap alacağından düşürdüğünü beyan etmesinin ispat yükünün yerini değiştirmeyeceği, davacının sunmuş olduğu delillerle iddiasını ispat edemediği değerlendirilerek davanın reddine; takip başlatılırken davacının kötüniyetli olduğunu gösterir bir delil sunulmamış olduğu anlaşıldığından kötüniyet tazminatı isteminin de reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İspatlanamayan davanın reddine,
2-Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
3-Karar harcı 44,40-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 712,58 TL harcın mahsubu ile artan 668,18-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 65,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 6.840,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/12/2019