Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/965 E. 2021/108 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/965 Esas
KARAR NO : 2021/108
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/12/2015
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı, davalı sürücünün kusuru nedeniyle meydana gelen trafik kazası sonucunda yaralandığı, malul kaldığı, davacı, sürücüsünün davalılardan —- plakalı araçta yolcu olarak bulunmakta —— tarihinde meydana gelen kaza sonucu basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ölçüde ağır şekilde yaralandığı, tedavi sürecinin devam etmekte olduğunu, meslekten kazanma gücünü kaybettiği ve eski sağlığına kavuşamayacağının aşikar olduğu, kazaya neden olan araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, davacının kazaya karışan araçta yolcu konumunda olduğu ve herhangi bir kusurunun olmadığı, trafik kazasının, tamamen sürücünün kusuru ile meydana geldiği, bu hususun kaza tespit tutanağı ile gerekse—– dosyası ile sabit olduğu, anılan ceza davasında alınan —- raporuna göre sanık sürücü —- asli kusurlu bulunduğu, Mahkemece de sanığın —— cezalandırılmasına, sürücü belgesinin 6 ay süre ile geri alınmasına karar verildiği, anılan kazanın meydana gelmesinde davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığının, davacının zararından davalıların müşterek ve müteselsil olarak sorumlu olduğu, kaza nedeniyle davacının mesleğini gereği gibi icra edemediği, gelir düzeyi asgari ücretin üzerinde olan davacının geleceğe yönelik olarak da kazanç kaybına uğrayacağının, mütercim-tercüman olan davacının çene bölgesinde meydana gelen kalıcı sekelin mesleğini icra etmesini tamamen engellediğini, bu zarardan gerek haksız fiilin faili olan sürücü, gerek araç maliki sigortalı-işleten — plakalı aracın — eden sigorta şirketi olan —— müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik maddi tazminat talebinin ——- olduğu, sigorta şirketine dava öncesinde yapılan başvurunun neticesiz kaldığından sigorta şirketinden faiz taleplerinin temerrüt tarihi itibariyle, diğer davalılardan faiz taleplerinin haksız fiil tarihi itibariyle olduğu, davacının kaza nedeniyle manevi olarak da yıprandığı, zor günler geçirdiği, bu nedenle davalı gerçek kişilerden manevi tazminat talep edildiği, davacının üniversite mezunu ve işinde başarılı genç bir birey olduğu, kaza nedeniyle oldukça zorlu bir tedavi süreci geçirdiği, tedavi sürecinin halen devam ettiği, bu süreçte çalışamadığı ve maddi olarak düştüğü zorlu durumdan psikolojik olarak da etkilendiği, özellikle yüz-çene bölgesinde meydana gelen araz nedeniyle ağzını tam olarak açamadığı, konuşma ve yeme-içme fonksiyonunu tam olarak yerine getirememektedir. Uğradığı diş kaybı nedeniyle dış görünümünü de etkileyen bu durumdan ve muhtemelen eski haline dönemeyecek olmasından dolayı manen çöküntüye uğradığı, bu nedenle sigorta şirketi dışındaki davalılardan —–manevi tazminat taleplerinin olduğunu, açıklanan nedenlerle; davacının uğradığı cismani zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik ve tedavi giderlerine ilişkin olmak üzere fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik —– maddi tazminatın davalılardan müşterek-mülcselsilen tahsilini, yargılama neticesinde belirlenecek gerçek maddi zararına sigorta şirketi için temerrüt tarihinden, diğer davalılar için haksız fiil tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini, sigorta şirketi dışındaki davalılardan ——manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsilin, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesini dava ve talep ettikleri görüldü.
SAVUNMA :
Davalı ——- cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça açılan davanın, haksız ve dayanaksız olduğu, tazminat taleplerinin de haksız ve kabul manasına gelmemek üzere, son derece fahiş olduğu, kazanın oluşumuna, davacı — sebebiyet verdiğini, kazanın, ——— tarafınca kullanılan araç içerisinde, yolcu olarak bulunan ve son derece yüksek alkollü olan, —— seyir esnasında, araç sağ kapısını açmaya çalışması ve tarafınca bu duruma engel olunmaya çalışılması sebebi ile, aracın kontrolünün kaybedilerek, yol kenarında bulunan bördör taşlarına çarpması neticesi gerçekleştiği, davacı —– emniyet kemeri takmaması nedeni ile, araçtan fırlayarak, yola düşmesi sonucu yaralandığı, davalı tarafın ve aracın arka koltuğunda oturan yabancı uyruklu —– emniyet kemerlerinin takılı olması nedeni ile, herhangi bir yara almadıklarının, kazanın oluşumu, karşı tarafın iddia ettiği gibi değil, davacı —- seyir halindeyken, istifra etmek amacıyla, araç kapısını açmaya çalışması ve davalı —- tarafın da olası bir tehlikeyi önlemek için bu eylemini engellemeye çalışması ve —- emniyet kemeri de takmamasının neticesiyle meydana geldiğini, neticede, vuku bulan kazada, asıl kusurlunun davacı taraf olduğu,——– dosyasında yapılan yargılama esnasında alınan, kusur raporunda, davalı tarafa asli kusur yüklenerek, yargılama neticesinde, adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiyse de, söz edilen dosyada, tarafın savunmalarının yeterince dikkate alınmayarak, delillerin toplanmayarak, eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini ve söz konusu usul ve yasaya aykırı ceza mahkemesi kararının, davalı tarafça temyiz edildiğini, kusur raporunda, davalı tarafa asli kusur atfedildiyse de, davacı —— “emniyet kemerini takmayarak, kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü anlaşılmakla, kendi yaralanması ile neticelenen kazanın oluşumunda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile tali kusurlu” bulunduğu, sadece davacının emniyet kemerini takmayarak kendi can güvenliğini düşürmesi hususu değil, davacının seyir halinde giden aracın kapısını açmaya teşebbüs etmesi neticesi kaza meydana gelmiş olduğu, söz edilen eylemi gerçekleştirmeseydi, kazanın hiçbir şekilde oluşmayacağının, ceza mahkemesinin eksik inceleme ile ve davalı tarafın delillerini dikkate almayarak, söz konusu usul ve yasaya aykırı kararını ihdas ettiğini, davada, hakimliğin, ceza mahkemesinin sorumluluk kuralı ile bağlı olmadığını, ceza mahkemesinden ayrı ve bağımsız olarak, değerlendirme yapması gerektiğini, mahkemece, eylemin, hukuka aykırı olup olmadığı, ceza mahkemesinin kararına bağlı olmaksızın yeniden araştırılıp saptanması gerektiğini, meydana gelen tarafik kazasında, kusurun davacı tarafta olmakla birlikte, tazminat talebine dayanak teşkil ettiğini iddia ettikleri zarar kalemlerinin de hiçbirinin, davacı bakımından gerçekleşmediğini, kaza sonrasında, davacı——-, derhal davalı tarafça hastaneye götürüldüğünü ve en kısa sürede ilk müdahalesinin yapılmasının sağlandığını, bu esnada meydana gelen giderlerin davalı tarafça karşılandığını, ceza yargılaması esnasında, davalı tarafça uzlaşma talebinde bulunularak, tedavisi için gerekebilecek diğer masrafların davalı tarafça karşılanması talep edilmişse de, davacı taraf ve ailesinin, kabul etmediği, davacı tarafın, her ne kadar söz edilen kaza sonrası, kalıcı maluliyetinin doğduğunu, tercümanlık mesleğini yaptığını ve kaza nedeni ile, meslekte kazanç kaybına uğradığını iddia etmekteyse de, davacı yanın , kaza nedeni ile oluşan yaralanmasının, iyileşebilir nitelikte olduğu, davacı yanın, tercümanlık mesleğini ifa ettiğini iddia etse de, kendisinin, bir turizm şirketinde, sekreter olarak çalıştığını, kaza nedeni ile, herhangi bir maluliyeti oluştuysa dahi, bu durumun, meslekte kalıcı olarak gelir kaybına sebebiyet vermeyeceğini, bu bakımdan, haksız ve mesnetsiz maddi ve manevi tazminat talebinin reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle tüm kusurun davacı tarafta olduğunu, davacı tarafça ikame edilen haksız ve dayanaksız davanın reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin, davacı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu — plaka sayılı araç davalı şirket nezdinde — —– teminat altına alındığı, davayı kabul manasında olmamak üzere, davalı şirket sigortalısının kusuru bulunmadığının, işbu nedenle davanın reddinin gerektiği, ceza mahkemesinin kararı kusurun takdirinde ve zarar miktarının tayininde hukuk hakimini bağlamayacağını, davayı kabul manasında olmamak üzere kusur oranının tespiti bakımından dosyanın —– gerektiğini, davacının talebi içerisindeki geçici iş görmezlik, tedavi giderleri, bakıcı giderlerinin bulunması durumunda——– olduğundan davanın reddinin gerekeceğini, tedavi ve bakım giderilerinin birlikte anıldığı, bakım giderinin maluliyeti karşılayan veya kompanse eden bir harcama olmadığı,——- tazminatı taleplerinin de hem 6111 sayılı kanun gereği hem de trafik sigortası genel şartları uyarınca tedavi teminatı içerisinde değerlendirildiğinden teminat dışında olduğu, ——— nedeniyle çalışma sucunun kısmen veya tamamen azalmasına başlı giderler sağlık giderinin teminatı kapsamında sayıldığı, davacının çalışma gücünü kısmen veya tamamen yitirmesi sonucunda kalıcı işgöremezlik tazminatı içerisinde değerlendirilmeyen giderlerin, yani geçici iş göremezliğe ilişkin taleplerin gideri kapsamında bulunmadığı ve işbu giderlerden davalı şirketin sorumluluğunun olmadığını, davacının —— tedavi masraflarına ilişkin tazminat bedeline ilişkin talebinin de reddinin gerektiğini, işbu sebeple davanın reddinin gerektiğini, —- gereğince, geçici is görmezlik tazminatı, bakıcı giderleri, tedavi giderleri kapsamında olduğundan —— tarafından karşılanmasının gerektiğini, bu sebeple davacının talepleri içerisinde geçici iş görmezlik, tedavi giderleri ve bakıcı giderleri olması durumunda —- sorumluluğunun kalmadığından reddi gerektiği, dosyada bulunan ——– belirtildiği üzere sürücü ve davacının alkollü olduğu, bu nedenle müterafik kusur oranın indirilmesinin gerektiği, davacının alkollü sürücünün aracına bilerek bindiği, kendisinin de alkollü olup aracın seyri esnasında kapıyı açmaya çalıştığı, bu nedenle hesaplanacak tazminat oranından müterafik kusur oranının tenzilinin gerektiği, davayı kabul manasında olmamak üzere hesaplanacak tazminattan hatır taşımasının tenzilinin gerektiği, davacı tarafın araca herhangi bir ücret ödemeksizin hatır karşılığı bindiği, işbu nedenle hatır taşıması oranının tenzil edilmesi gerektiği, davayı kabul manasında olmamak üzere, davacının ceza dosyasında şikayetçi olup olmadığı hususunun tespitinin gerektiğinin, davacının şikayetçi olmaması durumunda dava açma hakkının ortadan kalkacağından davanın reddinin gerekeceği, işbu sebeple ceza mahkemesi dosyasının işbu dava dosyasına getirilmesini talep ettiklerini, ——— gereğince tarafların uzlaşmış olması durumunda zarar görenin tazminat davasının ortadan kalkmış olacağının, dava açılmış olsa dahi davacının davasından feragat etmiş sayılacağını, işbu sebeple ceza dosyasının dosyaya getirilmesi ve tarafların uzlaşmış olması durumunda davanın reddinin gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere gelirin asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiğinin, söz konusu kazanın iş kazası olup olmadığı, —- tarafından davacıya gelir bağlanıp bağlanmadığı hususunun sorulmasının gerektiği, işbu sebeple —– tezkere yazılarak davacıya gelir bağlanıp bağlanmadığının sorulması ve kabul manasında olmamak üzere söz konusu miktarın hesaplanacak tazminat miktarından düşülmesini talep ettikleri, davayı kabul manasında olmamak üzere sürücünün alkollü olup işletene rücu haklarının bulunduğunu, işbu nedenle rücu haklarını saklı tuttuklarını bildirme zaruretinin doğduğu, ——- ancak gerçek ve doğrudan olan zarar kalemleri için teminat verdiğini, davacı tarafın taleplerinin bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğinin, davalı şirket söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğu, kabul manasında olmamak kaydıyla işbu dava tarihine kadar davalı şirkete herhangi bir başvuru yapılmadığı, işbu nedenle faiz başlangıç tarihinin dava tarihi itibariyle yasal faiz olmasının gerektiği, dilekçede açıklanan tüm nedenlerle; haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Davalı —– cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarını kabul etmediğini, araç ruhsatı tarafına ait olsa da davalılardan —– oğlu olduğunu, davacının ise oğlunun o dönemdeki kız arkadaşı olduğu, beraber ——- gittiklerini, davacının bir akşam oğlu ile birlikte —– bir klübe eğlenmeye gideceklerini ve kendisinden arabasını vermesini istediğini, ancak akol alacaklarını, araç kullanmalarının tehlikeli olacağını söyleyerek isteklerini reddettiğini, bunun üzerine aracının anahtarını rızası dışında alarak evden ayrıldıklarını, —– evde akrabalarla kaldıklarını, davacı ve oğlunun ayrı bir yerde kaldığını, arabasının anahtarını alınmış olduğunu evdeki kalabalıktan dolayı fark etmediğini, davacının sonuçlarını bilerek arabayı aldığını, davacının, oğlu —— bulunan diğer arkadaşlarının da anlatımına göre olay esnasında aldığı yüksek alkolün neticesinde diğer davalı —— seyir halindeyken kapıyı açmaya ve araçtan inmeye çalışarak dikkatini dağıttığının ve kazanın meydana gelmesinde bizzat kendisinin sebep olduğunun, — davacıyı zorla araca bindirmediğini, kendisi ile birlikte gitmeye zorlamadığını, davacının, —– aldığını bilerek onun kullandığı araca bindiğini, çok daha yüksek alkol almasından dolayı aracın seyir halindeyken araçtan inmeye çalışarak —- kaza yapmasına sebep olduğunu, davacının bildikleri kadarıyla ——-bir yat kiralama şirketinde çalıştığını, kaza sonucunda malul olduğunu ve bu durumun işini engellediğini beyan etmiş ise de bu beyanının gerçekle örtüşmediğini, zira davacının hali hazırda çalıştığının taraflarınca haricen bilindiğinin, yine kaza sonucu davacının işini yapmasına engel bir durum oluşmadığı, manevi anlamda bir tazminat talebinin kötü niyetli olduğunu, dilekçede açıklanan nedenlerle; davacının haksız ve kötü niyetli davasının reddini, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, davalı sigorta şirketine ——— yaptığı kazada davacının yaralanması neticesinde açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin tazminat davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında ——- tarihli duruşmada 7251 Sayılı Yasanın 58. maddesi ile TTK’nın 4/2 maddesinde yapılan değişiklik neticesinde yargılamaya basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
—- sayılı dosyası sureti ile hastane evrakları celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller incelenmiştir.
—– tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı çene hareketlerinde kısıtlılığına neden olan arızası, —— hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği ‘’mütercim-tercümanlık’’ olarak bildirilmekle birlikte yönetmenlikte yer almadığı cihetle; meslek grup numarası——- oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme iş göremezlik süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceğini kanaatini bildirir rapor tanzim edildiği görülmüştür.
——- oranında kusurlu olduğu, davacı —–%10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirir müşterek rapor tanzim ettikleri görüldü.
———– cetvelleri ve meslek grupları bölümünü içermediğinden, sadece çalışma gücünün en az —– kaybetmediğine ilişkin olduğu——, bu nedenle bu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği cihetle; mevcut belgelere göre; — doğumlu—- tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı çene hareketlerinde kısıtlılığına neden olan arızası, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği “mütercim-tercümanlık” olarak bildirilmekle birlikte yönetmenlikte yer almadığı cihetle; meslek grup numarası ——– oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme iş göremezlik süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceğini bildirir rapor tanzim ettikleri görüldü.
Tazminat hesap bilirkişi tarafından — tarihinde düzenlenen raporda özetle; ——– günü trafik kazasında yaralanan davacı——– işgöremezlik tazminatının, davalı tarafin %90 kusuru üzerinden; geçici tam işgöremezlik yönünden: — sürekli kısmi işgöremezlik yönünden: —- sakatlanma limitinin —– olduğunu, sigorta şirketi yönünden faiz başlangıç tarihinin sigorta şirketine başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası olması gerekmekte ise de, dosyada davacı tarafın sigorta şirketine davadan önce başvurduğu tarihi gösteren belgenin bulunmadığını, buna göre, davalı sigorta şirketi yönünden faiz başlangıç tarihi konusunda takdir ve değerlendirmenin mahkemeye ait olduğunu, tedavi giderleri talebi, uzmanlık alanının dışında olması nedeniyle tarafınca değerlendirilememiş olduğu, ——- tarafından karşılanmayan tedavi giderleri konusunda uzman hekim bilirkişiden rapor alınabileceği görüşünde olduğuna ilişkin rapor tanzim edildiği görüldü.
—– tarihli davacı vekilinin dilekçesinde özetle; Maddi tazminat taleplerini atiye bıraktıklarını, manevi tazminat için talepleri gibi karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
—- vekili beyan dilekçesinde özetle; davacı tarafla yapılan uzlaşma neticesinde— tarihli ibraname gereğince, davacı ———– ödendiğini, dolayısıyla söz konusu bilirkişi raporunda tespit edilen tutara itiraz ettiklerini, davalı şirkete yöneltilen talepler bakımından davanın konusuz kaldığını, davanın reddine karar verilmesini ve lehine çıkabilecek yargılama giderleri ile vekalet ücretinden feragat ettiklerini beyanla gereğinin yapılmasını talep ettikleri görüldü.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunmaları ile alınan bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekilinin ——– tarihli dilekçesinde maddi tazminat taleplerini atiye bıraktıklarını, manevi tazminat için talepleri gibi karar verilmesini talep ettikleri, atiye bırakma talebinin davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı ——-vekilinin atiye bırakma talebine muvafakat ettiği, davalı sigorta şirketi vekilinin —- tarihli beyan dilekçesinde özetle; davacı tarafla yapılan uzlaşma neticesinde —– adına vekili ———— ödendiğini, dolayısıyla söz konusu bilirkişi raporunda tespit edilen tutara itiraz ettiklerini, davalı şirkete yöneltilen talepler bakımından davanın konusuz kaldığını, davanın reddine karar verilmesini ve lehine çıkabilecek yargılama giderleri ile vekalet ücretinden feragat ettiklerini beyanla gereğinin yapılmasını talep ettikleri, diğer davalı ——– tebligata cevap vermediği, verilen süre içerisinde yanıt verilmemesi halinde geri almaya muvafakati varmış gibi değerlendirme yapılacağı ihtar edilmiş olup maddi tazminat bakımından karar verilmesine ye olmadığına dair karar vermek gerekmiş olup davacının manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise tTürk Borçlar Kanunu’nun 56/2 maddesi hükmüne göre hükmedilecek tazminat bedelinin emsal içtihatlarda belirtilen hususlar gözetilerek takdir edilmesi gerektiği, bu hususların tarafların mali ve sosyal durumları, paranın alım gücü, ölüm olayının davacı uhdesinde meydana getirdiği acı ve ızdırap boyutları ile olayın meydana gelmesinde tarafların kusur oranları olduğu, olayı oluş şekli, tarafların üzerinde yarattığı etki dikkate alınarak; davacının davalılar —– hakkında açtığı manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; ————— kaza tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın maddi tazminat istemini atiye bırakmaları nedeniyle bu tazminat istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
-Maddi tazminat yönünden karar harcı —davacı tarafça peşin olarak yatırılan — harcın mahsubu ile bakiye – harcın davacıya iadesine,
2-Davacının davalılar ——- hakkında açtığı manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE;
— manevi tazminatın —– tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
a-Manevi tazminat yönünden karar harcı — davalılar ——— tahsili ile hazine adına irad kaydına,
b-Davacı taraf manevi tazminat yönünden kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Davalı taraf —- manevi tazminat yönünden kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından tarafından yapılan 27,70-TL başvuru harcı, 4,10-TL vekalet harcı, 716,40-TL tebligat ve müzekkere gideri, 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.448,20-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 868,92-TL’sinin davalılar——— müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı —– vekilinin yüzüne karşı diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde————-Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/02/2021