Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/95 E. 2018/656 K. 28.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/95 Esas
KARAR NO : 2018/656
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/03/2015
KARAR TARİHİ : 28/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …… nolu can sağlığı sigortası kapsamında sigortalı bulunan davalı ….. adına teminat dışı olarak ödenmiş bulunan toplam 7.636,09 TL tedavi giderinin, davalının sigorta yaptırma esnasında hemoroid rahatsızlığından bahsetmemesi nedeniyle temerrüt tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faiziyle birlikte davalı yandan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin rahatsızlığını sigorta yaptırma esnasında unutmasının hayatın olağan akışına aykırı olmadığını, bu nedenle bu durumun teminat dışı hallerden olmadığını, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, sağlığı sigortası kapsamında davalı adına haksız yere ödenen tedavi giderlerinin davalıdan tahsili istemine yönelik davadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ,ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile , uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından alınan 30/03/2016 tarihli raporda ,”tıbbi delillerin değerlendirilmesi neticesinde 2009 yılında ki sigmoidoskopi raporundaki bulgular çok hafif olmaları sebebiyle Türk Ticaret Kanunu’ nun beyan mükellefiyetim düzenleyen 1435, maddesinde belirtilen önemli hususlardan biri olarak değerlendirilemez olsa da, 21.05.2014 tahlili sigorta sözleşmesinden yaklaşık altı ay soma ameliyat gereksinimi ortaya çıktığı düşünüldüğünde, davalının hastalığının beş yıl içerisinde ilerlediği ve sigorta yaptırdığı sırada ileri bir aşamada olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla davalının sigorta yaptırdığı sırada bildirmesi gereken ileri aşamadaki bîr hastalığını sigortacıya bildirmediği kanaatinin hasıl olduğu, davalı sigorta ettiren/sigortalının tıbbi geçmişine ilişkin tespitleri uyannca davalı sigorta ettiren/sigortalının TTK nun 1435 ve devamı , SSPGŞun.6 ve SSPÖŞ.m.17 hükümlerinde düzenlenen sözleşmenin kuruluşundaki beyan yükümlülüğünü ihlal ettiğini söylemenin mümkün gözüktüğü, bunun doğal sonucu olarak da sigorta şirketinin SSPÖŞun.18 hükmü uyannca rücu hakkım kullanmasının doğru ve yerinde olduğu, bu bağlamda davalı sigorta ettiren/sigortalının kendisine yapılmış olan sağlık giderlerine ilişkin tazminat ödemesini iade etmesi gerektiği, somut olayda temerrüt tarihinin 27.01.2015 olduğu, Sağlık Sigortası Poliçe Genel Şartlan’ mn 2/h hükmü ve poliçe özel şartlarının 15/9 hükmü uyannca somut uyuşmazlığa konu olan hastalığa ilişkin tedavinin poliçe teminatı kapsamı dışında olduğu yönünde “görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından alınan 26/04/2017 tarihli ek raporda ,”Süreç dikkate alındığında İlk teşhis edilişinden beş yıl sonra operasyon gerektirecek düzeye gelen hastalığın, bu teşhisten dört yıl sonra ki bir tarih olan 11/03/2013 tarihinde de ileri bir düzeyde olduğunun çok kuvvetle muhtemel olduğu; davalı sigortalının bu denli İlerlemiş hemoroidal hastalığın semptomlarının özellikleri sebebiyle farkında olmamasının da mümkün olmadığı; bu sebeplerle davalının sigorta yaptırdığı sırada bildirmesi gereken ileri aşamadaki bir hastalığım sigortacıya bildirmediği kanısının oluştuğu, heyetin uzman üyesinin davalı sigorta ettiren/sigortalının tıbbi geçmişine ilişkin tespitleri uyarınca davalı sigorta ettiren/sigortalının TTK..m.l435 ve devamı, SSPGŞ.m.6 ve SSPÖŞ.m.l7 hükümlerinde düzenlenen sözleşmenin kuruluşundaki beyan yükümlülüğünü ihlal ettiğini söylemenin mümkün gözüktüğü, sigorta ettirenin sözleşmenin kuruluşundaki beyan yükümlülüğünü kasten değil kast derecesinde olmayan kusur ile ihlal etmiş olduğu bu nedenle TTK.m.1439/2 hükmü uygulanarak kusur oranında tazminattan indirim yapılarak ödeme yapılmasının gerektiği, davacı sigorta şirketinin özel şartlar uyarınca rücu hakkının mevcut olup olmadığı ve sigorta ettiren/sigortalının iade yükümlülüğünün olup olmadığının tespit edilebilmesi için uyuşmazlığa esas teşkil eden ve 28.02.2013 – 28.02.2014 dönemine ilişkin …….. no’ lu Can Sağlığı Sigortası Poliçesinin eki olan özel şartların dosyaya ibrazı gerektiği yönünde ” görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından alınan 29/11/2017 tarihli 2.ek raporda ,” süreç dikkate alındığında ilk teşhis edilişinden beş yıl sonra operasyon gerektirecek düzeye gelen hastalığın, bu teşhisten dört yıl sonra ki bir tarih olan 11.03.2013 tarihinde de ileri bir düzeyde olduğunun çok kuvvetle muhtemel olduğu; davalı sigortalının bu denli ilerlemiş hemoroidal hastalığın semptomlarının özellikleri sebebiyle farkında olmamasının da mümkün olmadığı; bu sebeplerle davalının sigorta yaptırdığı sırada bildirmesi gereken ileri aşamadaki bir hastalığını sigortacıya bildirmediği kanısının oluştuğu, heyetin uzman üyesinin davalı sigorta ettiren/sigortalının tıbbi geçmişine ilişkin tespitleri uyarınca davalı sigorta ettiren/sigortalının TTK.m. 1435 ve devamı, SSPGŞ.m.6 ve SSPÖŞ.m.17 hükümlerinde düzenlenen sözleşmenin kuruluşundaki beyan yükümlülüğünü ihlal ettiğini söylemenin mümkün gözüktüğü, davalı sigortalının uyuşmazlık konusu olan hemoroidal hastalığının poliçede sür prim ile teminat altına alınan hastalık türlerinden olmayıp bu hastalıklardan doğacak masrafların poliçede muafiyet kapsamında tanımlandığı, davalı sigortalının rizikoyu kıymetlendirmeye yarayan ve bildirilmesi gereken Önemli hususlardan olan rahatsızlığını belirtmeyerek yaptığı bu eksik bildirimi kasten veya kötü niyetle (=sigortacıyı zarara uğratmak amacıyla) değil ihmal derecesinde asli/tam kusuru ile gerçekleştirdiği, davacı sigorta şirketinden alman prim/alınması gereken prim miktarları sorularak, aralarındaki oranının tazminat tutarına uygulanarak ödenmesi gereken miktarı tespit etmek gerektiği ancak somut olayda sigortalının sözleşmenin kuruluşundaki beyan yükümlülüğünün ihlaline konu olan hastalık ve buna ilişkin tedavi sür prim ile teminat kapsamına alınmamış aksine Sağlık Sigortası Poliçe Genel Şartları’ nın 2/h hükmü ve poliçe özel şartlarının 15/9 hükmü uyarınca muafiyet kapsamında değerlendirilerek teminat dışı bırakılmış olduğundan böyle bir oran uygulanarak ödeme yapılmasının 6. Bu bağlamda sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğü söz konusu olmayıp, sigortacının SSPÖŞ.m. 18 hükmü uyannca rücu hakkını kullanmak suretiyle sigortalısına yapmış olduğu sağlık giderlerine ilişkin ödemenin kendisine iade edilmesinin doğru ve yerinde bir çözüm olacağı yönünde ” görüş bildirilmiştir.
Davalı sigorta şirketinin davacıya ……nolu Can Sağlığı Sigorta Poliçesi yaptırdığı, davalının geçirdiği hastalık sonucu tedavi giderinin davacı sigorta tarafından karşılandığı ,ancak davalının poliçe tanzimi sırasında geçirdiği hastalığın türünün beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığından bahisle açılan davada mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillerle birlikte genel cerrahi uzmanı bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi heyetinden alınan raporda , ilk teşhis tarihinden 5 yıl sonra operasyona karar verilen düzeye gelen Hemorodial hastalığın semptomlarının davalı tarafından bilinmesinin mümkün olduğu, bu nedenle sigorta yapıldığı sırada bu aşamadaki hastalığın sigortacıya bildirmesinin gerekli olduğu, bu nedenle sigorta ettiren davalının tıbbi geçmişine ilişkin tespitleri bildirmediğinden sözleşmenin beyan yükümlülüğünü ihlal ettiğinin belirlendiği, bu hastalıktan doğan masrafların keza poliçede muafiyet kapsamında tanımlandığı ,sağlık sigortası poliçe genel şartlarının 2/h hükmü ve poliçe özel şartlarının 15/9 madde hükmü gereğince muafiyet kapsamında değerlendirilerek teminat dışı bırakıldığından herhangi bir indirim miktarı da belirlenemeyeceğinden ;denetime uygun rapor içeriğine göre davacı sigorta şirketinin ödediği miktar karşılığı olan 7.636,09 TL miktarın 28/01/2015 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
7.636,09 TL miktarın 28/01/2015 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Karar harcı 521,62 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 130,41 TL harcın mahsubu ile bakiye 391,21 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 162,21 TL ilk masraf, 202,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.264,71 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/06/2018