Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/843 E. 2019/559 K. 07.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/843 Esas
KARAR NO : 2019/559

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/12/2015
KARAR TARİHİ : 07/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkili şirketten mal ve hizmet satın aldığını, buna karşılık 21/05/2014 tarihli ———— seri ve sıra numaralı —– bedelli faturanın tanzim edildiğini, davalının fatura borcunu ödemediğini, bunun üzerine icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine her hangi bir sebep belirtmeksizin itiraz ettiğini, takibin durduğunu, ticari defterlerin incelenmesi sonucunda borcun ödenmediğinin ortaya çıkacağını, davalının takibi sürüncemede bırakmak için haksız ve kötü niyetli itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibine devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptına rağmen davaya yanıt vermediği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, yazılı olmayan satış akdine ilişkin kurulan ticari ilişki kapsamında düzenlenen fatura alacağı dayanak gösterilmek sureti ile başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası ve davalının çalışan listesini gösterir sosyal güvenlik kurumu kayıtları celp edilmiş ve davacı vekili tarafından sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu, İstanbul Anadolu ——–. İcra Müdürlüğü’nün ————– esas sayılı dosyasının incelenmesinde; ——-tarihinde başlatılan takibin alacaklısının … borçlusunun ———. olduğu; takibin bakiye fatura alacağı dayanak gösterilmek suretiyle 7.419,90-TL asıl alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; —– ödeme emrinin borçluya 08/09/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından ödeme emrine 14/09/2015 tarihinde Büyükçekmece ——–.İcra Müdürlüğü’nün ——Muhabere nolu dosyasından sunulan itiraz dilekçesi ile icra müdürlüğünün borca ve ferilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce 18/09/2015 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın 01/12/2015 tarihinde ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, taraflar tacir olup, delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, TTK.83-85 ve HMK.222.maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde ve belirlenen hukuki ihtilaf noktalarında bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve dosya Mali Müşavir —– ile hukukçu bilirkişi—– ———— oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişi heyeti tarafından sunulan 04/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda davacı şirketin ibraz edilen 2014-2015 yılları ticari defterleri sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan 7.419,90-TL alacaklı olduğu, takibe konu faturaların davalıya teslim edildiğine ilişkin her hangi bir kaydın dosyaya sunulmadığı, faturaya konu malın 24/05/2014 tarihinde ——– teslimi görülmekle adı geçen kişinin davalı şirket ile temsil ilişkisi hakkında dosyada bir kayıt ve delil bulunmadığı, bu husustaki takdirin mahkemeye ait olduğu bildirildiği görülmüştür.
———-Sosyal Güvenlik Merkezinden celp edilen yazı cevabında davalı şirketin çalışan listesi içerisinde yer alan isimler arasında, sunulan irsaliyeli fatura üzerinde ve kargo irsaliyesinde ismi bulunan ——- isimli bir çalışanın olmadığı görülmüştür.
Yargılamanın 11/09/2018 tarihinde 8 nolu celsesinde davalı şirket yetkilisi huzurda dinlenilmiş tutanağa geçirilen anlatımında; ———— isimli bir çalışanının bulunmadığını, dava konusu edilen malın teslim alınmadığını belirtmiş davacı vekili de 07/05/2019 tarihli celse de her ne kadar davalı şirket yetkilisinin beyanına itibar etmese de isticvap edildiğinde de aynı yönde beyanda bulunacağı için isticvaba ilişkin ara karardan rücu edilmesini talep etmiş; davalı şirket vekilinin huzurda alınan beyanı ve davacı vekilinin beyanı da dikkate alınarak davalı şirket yetkilisinin isticvabına gerek olmadığı değerlendirilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık taraflar arasında yazılı olmayan mal satışı sözleşmesine ilişkin kurulan ticari ilişki kapsamında malın davalıya teslim edilip edilmediği, fatura bedelinin ödenip ödenmediği, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan muaccel bir alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarı ile itirazın iptali ve icra inkar tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; taraflar arasında mal satışına ilişkin ticari ilişki kurulduğu iddiası kapsamında davacı tarafından düzenlenen faturanın davalıya teslim edildiğini gösterir bir delilin sunulmadığı, aynı şekilde mal teslimine dair sunulan kargo irsaliyesi üzerindeki yazılı isimde bir davalı çalışanın bulunmadığının bildirildiği, davalı şirket yetkilisinin huzurda alınan beyanında ———-isimde bir çalışanın bulunmadığı ve malın teslim alınmadığının bildirildiği, HMK 169. maddesinde isticvabın mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verileceği hükmü düzenlenmiş olsa da isticvabın davanın temelini oluşturan vakıalar ve onunla ilişkisi bulunan hususlar hakkında yapıldığı ve tüzel kişiler adına temsil yetkisine sahip kişilerin isticvap olunacağı hususları ile davalı şirket yetkilisinin huzurda alınan beyanı ve davacı vekili tarafından davalının isticvabının talep edilmemesi kapsamında isticvap yapılmasına gerek olmadığı değerlendirilmiş her ne kadar davacı şirket ticari defterlerinin sahibi lehine kesin delil vasfını haiz olduğu ve takip tarihi itibariyle davacıdan takip ile istenen tutar ile alacaklı olduğu kayıtlarında yer alsa da itirazın iptali davasının bir eda davası olduğu ve ispat yükünün davacı tarafta olduğu, yerleşik içtihatlar uyarınca davacının mal teslimini ispat etmesi gerektiği ancak sunulan deliller kapsamında davacının fatura konusu malın davalıya teslimini ispat edecek delileri sunamadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli karar harcı 44,40-TL’nin peşin olarak yatırılan 126,72-TL’den mahsubu ile 82,32-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa idesine
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— deki esaslara göre belirlenen 2.725,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İlişkin olarak; davalının vekilinin yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.