Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/838 E. 2018/756 K. 19.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/838 Esas
KARAR NO : 2018/756
DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 30/11/2015
KARAR TARİHİ : 19/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Ertelenmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil şirketin bilgi teknolojileri alanında faaliyette bulunduğunu, son yıllardaki dövizdeki artışın ithalat maliyetlerini arttırması yurt içinde yaşanan siyasi ve ekonomik olumsuzluklar nedeniyle yurt içi taleplerin düştüğünü, pazarlama ve genel yönetim giderlerinin gereksiz istihdam ve teknik harcamaların kontrol edilememesi nedenleriyle aşırı artmasının nedenlerden biri olup kullanılan kredilerin yüksek maliyetlerinin şirketin mali sıkıntı içine girmesine neden olduğunu, mali sıkıntıların ödeme dengelerini bozduğunu ve sonuçta 08/11/2015 tarihi itibariyle borca batıklığa sebebiyet verdiğini, temel ve tali tedbirlerin uygulanması ile şirketin borca batıklıktan çıkabileceğini, alınan ve alınacak önlemlerin iyileştirme projesinde açıkça yazıldığını bildirmiş, şirketin iflasının ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MÜDAHİL İSTEMLERİ :
Müdahil……İ vekili dilekçesinde; alacaklarının tahsili için takip yaptıklarını, müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil….. vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne ve davacı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil İsa ….. vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil … vekili dilekçesinde; davacının tedbirlerden yararlanarak vadesi gelen borçlarını ödemekten kaçınmak, ödemeleri tatil etmek, takiplerden korunmak amacıyla davayı açtığını, borca batıklıktan çıkmak ve alacaklıların alacağını ödemek gibi bir niyetinin bulunmadığını, bankaya ipotekli ve şirketin faaliyetiyle ilgisi olmayan taşınmazlar üzerindeki tedbirin kaldırılmasına, şirketin kötü niyetle hareket etmesi nedeniyle davanın reddine ve müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil ….. Bankası A.Ş. vekili dilekçelerinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil ….. vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil ….vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil …… vekili dilekçesinde; tedbirlerin kaldırılmasına, davanın reddine ve müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil …. vekili dilekçesinde; müvekkili şirkete ödeme yapılmadığını, davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini bildirmiş, tedbirlerin kaldırılmasına, muvazaalı işlemler nedeniyle şirketin kayyımlara devrine, davanın reddine ve müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil…… vekili dilekçesinde; tedbirlerin kaldırılmasına, takipleri ertelemek ve borçların ödenmesini geciktirmek için açılan davanın reddine ve müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil ….. vekili dilekçesinde; tedbirlerin kaldırılmasına, borçların ödenmesini geciktirme amaçlı davanın reddine ve müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil … vekili dilekçesinde; davacı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil ….dilekçesinde; davacı şirketten alacaklı olduklarını, davaya müdahil olarak kabullerine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil . vekili dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil .. Şirketi vekili dilekçesinde; davanın reddi ile davacının iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil . A.Ş vekili dilekçesinde; tedbirlerin kaldırılmasına ve davacının iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil . A.Ş vekili dilekçesinde; davacının borca batıklığının arttığını, iyileşme ümidinin bulunmadığını, hedefleri gerçekleştiremediğini, gerçekleştirme ihtimalinin de bulunmadığını bildirmiş, davacı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil….vekili dilekçesinde; Albaraka’ya ait alacak haklarının temlik sözleşmesi ile devraldıklarını bildirmiş, müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil .i vekili dilekçesinde; davacı şirketin iflasına ve tedbir kararlarının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil İ.vekili dilekçesinde; davacının müvekkiline olan borcun ödenmesi konusunda protokol düzenlenmediğini, alacaklıların haklarının korunması koşullarının gözetilmediğini, alacaklılar arasında ayrım yapılmasının kabul edilemeyeceğini bildirmiştir.
Müdahil .Şirketi vekili dilekçesinde; davacı şirkete satışı yapılan araç için kredi kullandırıldığını, ödenmemesi üzerine menkul rehininin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğini, tedbir kararı nedeniyle takibin durduğunu, aracın her geçen gün değer kaybettiğini, … model aracın ticari vasıflı olmayıp şirket faaliyetinin devamıyla bağlantısı bulunmadığını, şirket sahiplerinin tedbir kararı ile aracı kullanmaya devam ettiklerini, lüks araç üzerindeki tedbirin kaldırılarak satışı konusunda izin verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil . vekili dilekçesinde; alacaklarının tahsili için icra takibi yaptıklarını, tedbir kararı nedeniyle takibin durduğunu bildirmiş, müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil .. vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil. müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil .vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil .Şirketi vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil .Şirketi vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne, tedbir kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil . vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil .vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil .vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne, tedbir kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil .ekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne ve davacı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil . dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil . vekili dilekçesinde; müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava, İİK’nun 179, 179 a-b ve TTK’nun 376 ve 377 maddelerinde düzenlenen iflas erteleme istemine ilişkindir.
İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yolu olup, alacaklıların durumunu zorlaştırma ve bir şirket tasfiyesi yolu değildir.
İflasın ertelenmesi için; şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsımında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine ilişkin somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir.
Borca batıklık; şirketin aktifinin şirketin borçlarını karşılayamaması hali olup, TTK’nun 376. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nun 178(1) madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlenmelidir. Borca batıklığın tespitinde aktiflerin satış değeri dikkate alınmalıdır.
İflasın ertelenmesi projesinin ciddi ve inandırıcı sayılabilmesi için proje unsurlarının şirketin borca batıklıktan kurtularak sürdürülebilir bir mali yapıya kavuşmasına imkan verecek nitelikte olması zorunludur.
İyileştirme projesi sadece şirketin mevcut işleyişinin devamı ve tedbir kararlarıyla borca batıklıktan kurtulabileceğine ilişkin olmamalı, TTK’nun 376(2) maddesindeki nakit sermaye konulması, dış kaynaktan nakit girişi, sermaye artışı, yeni ortak alınması, şirketin mevcut işleyişi sonucu şayet mümkün ise kar ve nakit akışı gibi nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri içermeli, İİK’nun 179. maddesinde aranan ciddi ve inandırıcı özellikleri haiz olmalıdır.
Borca batıklığın ve iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tespiti, özel ve teknik bilgiyi gerektirmekle bu konuda bilirkişi görüşüne başvurulması zorunlu olduğu gibi projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve karlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tespit edilmelidir.
Erteleme isteyen davacı şirketin mali durumu yargılama sonuna kadar her aşamada mahkemece incelenmeli ve iyileştirme projesinin uygulanabilir olup olmadığı denetlenmelidir.
Somut davada davacı şirket iflas erteleme talebi ile 30/11/2015 tarihinde başvurmuş, İİK’nun 179/b maddesinde belirtilen tedbirlerden 04/12/2015 tarihli karar ile yararlandırılmıştır.
17/12/2015 tarihli birinci kayyım raporunda; şirketin 08/11/2015 tarihi itibari ile kaydi olarak 109.320,52 TL tutarında borca batık olduğu, şirket ortaklarının şirkete toplam 1.836.692,55 TL borçlu bulundukları, iki nolu kayyım raporunda; şirket yetkililerince 2015 yılı kasım ve aralık aylarına ait verilerin teslim edilmemesi nedeniyle raporun hazırlanamadığı, üç nolu kayyım raporunda; şirketin kaydi değerlere göre borca batıklığının 31/12/2015 tarihi itibari ile 3.208.277,92 TL’ye ulaştığı, şirket ortaklarının şirkete 915.001,80 TL borçlu oldukları, 2016 yılı ocak ve şubat aylarına ilişkin mali verilerin sunulmaması nedeniyle bu döneme ait raporun hazırlanamadığı, dört nolu kayyım raporunda; borca batıklığın 30/06/2016 tarihi itibari ile 2.570.312,18 TL olduğu, 2016 yılı ilk altı ayı içinde 13.965,74 TL dönem karı elde edildiği, şirketin sermayesinin iki milyon TL arttırılmasına karar verilerek ilan edildiği, bazı bankalarla ve şirketlerle borç yapılandırma protokollerinin imza edildiği, beş nolu kayyım raporunda; 30/09/2016 tarihi itibari ile borca batıklığın 2.157.910,91 TL olup 2016 yılının ilk dokuz ayı için 55.867,01 TL dönem karı elde edildiği, arttırılmasına karar verilen sermayenin 873.600,00 TL’lik bölümünün ödendiği, altı nolu kayyım raporunda; 31/12/2016 tarihi itibari ile borca batıklığın 1.736.190,27 TL olup 2016 yılında 80.118,65 TL dönem karı gerçekleştiği, artırılan sermayenin 1.270.069,00 TL’lik bölümünün ödendiği, iyileştirme projesinde hedeflenen net satışlara ulaşılmamasına rağmen 2016 yılı sonu itibari ile hedeflenen zararı karlı duruma çevirdiği, yedi nolu kayyım raporunda; 31/01/2017 tarihi itibari ile borca batıklığın 1.210.316,43 TL olup ocak ayı dönem karının 70.423,84 TL olarak gerçekleştiği, ocak ayında 455.450,00 TL sermaye ödemesinin gerçekleştiği, sekiz nolu kayyım raporunda; 30/04/2017 tarihi itibari ile borca batıklığın 915.386,44 TL olup yılın ilk dört ayında 91.872,83 TL dönem karı gerçekleştiği, sermaye taahhüdünün tamamının ödendiği, dokuz nolu kayyım raporunda; 31/07/2017 tarihi itibari ile borca batıklığın 237.725,88 TL olup yılın ilk yedi ayındaki dönem karının 134.451,23 TL olarak gerçekleştiği, on nolu kayyım raporunda; 30/09/2017 tarihi itibari ile borca batıklığın 560.044,76 TL olup 2017 yılı ilk dokuz ayı içinde 447.214,51 TL dönem karı gerçekleştiği, on bir nolu kayyım raporunda; 30/11/2017 tarihi itibari ile borca batıklığın 303.297,18 TL olup 2017 yılı ilk on bir ayı içinde 703.962,09 TL dönem karı gerçekleştiği, on iki nolu kayyım raporunda; şirket mal varlığı içinde bulunan taşınmazların ve özellikle otomobil cinsi taşıtların şirketin üretimi ve faaliyeti açısından varlığının gerekli olmadığı, davacı tarafın ek iyileştirme projesinin ve 2018 yılı ilk üç aya ait mali verileri sunmadığı, 31/01/2018 tarihi itibari ile borca batıklığın 112.843,60 TL olup 2018 yılı ocak ayı dönem karının 35.697,83 TL olarak gerçekleştiği, 31/01/2018 tarihi itibari ile son on üç ayda 24.909.111,42 TL’lik alacak konusunda herhangi bir tahsilat yapılmadığı, bu alacakların tahsil edilmesinin mümkün olmadığı, buna göre borca batıklık tutarının değişim göstereceği kanaatine varılacağı, yalnız bazı alacaklarla borç yapılandırması yapılmasının alacaklar arasında eşitsizlik yarattığı, 2017 sonu itibari ile iyileştirme projesi hedeflerinin gerçekleşmediği, on üç nolu kayyım raporunda; davacı şirketin 2018 yılı ilk dört ayına ait mali tabloları sunmaması nedeniyle raporun hazırlanamadığı, son olarak 07/03/2018 tarihi itibari ile üç şirket çalışanı için onay alınıp başkaca herhangi bir onay alınmadığı, 2018 yılı nisan ve mayıs ayına ait iki aylık kayyım ücretinin ödenmediği, mal alış ve mal bedelinin ödenmesi konusunda onay alınmadığı, uyarıya rağmen bir gelişme olmadığı, yapılan toplantı ile yöneticilerin iflas erteleme süreci yönünden uyarıldıkları, on dört nolu son kayyım raporunda; 2018 yılı ilk beş ayına ait mali tabloların sunulmaması nedeniyle raporun hazırlanamadığı, kayyım heyetinden herhangi bir onay alınmadığı, 2018 yılı nisan, mayıs ve haziran ayı kayyım ücretlerinin ödenmediği bildirilmiştir.
Davacı şirketin mal varlığının rayiç değerlerle belirlenmesine ilişkin raporun alınmasından sonra şirketin borca batık olup olmadığı ve iyileştirme projesinin iflasın ertelenmesini sağlayıcı nitelikte bulunup bulunmadığı konusunda bilirkişi kurulundan rapor alınmış, bilirkişi kurulu 17/12/2016 tarihli raporunda; davacı şirketin 08/11/2015 tarihi itibari ile kaydi değerler üzerinden 109.320,52 TL, mal varlığının muhtemel satış değerleri esasına göre rayiç değerler üzerinden 2.520.898,94 TL tutarında borca batık olduğunu, karşılıksız çeklerle ilgili riskin varlığı ve mutabakatların bulunmaması nedeniyle borca batıklık miktarının daha yüksek çıkma ihtimalinin bulunduğunu, iyileştirme projesinin gerek kar planı gerekse varlık ve kaynak değişimi hedefleri itibari ile ciddi ve inandırıcı nitelikte bulunmadığını, 21/11/2016 tarihli (bilirkişi Doç.Dr. …..muhalif kalarak ayrık rapor sunduğu) ek raporda ise; iyileştirme projesine dayalı somut adımlar atıldığını, buna bağlı olarak iyileşme ümidinin artmış durumda göründüğünü, projenin borca batıklıktan kurtulma için yeterli olduğundan söz edilebileceğini, bilirkişi Doç.Dr. . 21/11/2016 tarihli ayrık ek raporunda şirketin performa gelir tablosundaki hedeflerini yakalayabilmesinin mümkün gözükmediğini, sermaye artırım tutarlarının ödenmesinin şirketin borca batıklıktan çıkarak yapısal iyileşmeye kavuşmasına tek başına imkan sağlamayacağını, revize iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığını, ikinci ek raporda bilirkişi kurulu oy birliği ile iyileşmede alacaklılar ile yapılacak mutabakatların ve yapılandırma sözleşmelerinin önem taşıdığını, atılan somut adımların iyileşme ümidini arttırdığını değerlendirilmekle birlikte ek kaynak planlaması ve projedeki aşırı düzeylerdeki net satış hedeflerinin revize edilmesinin önem kazanmış durumda göründüğünü, sermaye arttırım önleminin yeterli gelmeme olasılığının bulunduğunu, 03/07/2018 tarihli üçüncü ek raporda bilirkişi kurulu oy birliği ile; satış değerleri esas alınmak üzere rayiç değerlere göre düzenlenen ara bilanço sonuçlarına göre şirketin 31/03/2018 tarihi itibari ile borca batık durumdan çıkmış olduğunu, ancak bu konuda net bir değerlendirme yapılabilmesinin ticari alacaklar bakiyesinin tahsil kabiliyetine bağlı göründüğünü, kayyım raporunda belirtilen yaklaşık yirmi beş milyon TL tutarındaki alacakların tahsil kabiliyetinin bulunduğuna yönelik olarak davacı şirketçe somut dayanaklar sunulmadığı taktirde şirketin borca batık durumdan çıktığı gibi net bir sonuca ulaşılmasının mümkün görülmediğini, en son sunulan iyileştirme projesinin gelinen aşama itibari ile uygulanabilir bir proje olduğundan söz edebilmenin de güç göründüğünü bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı, iyileştirme projesi örneği, kayyım raporları, mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen denetime elverişli nitelikteki bilirkişi kurulu rapor ve ek raporları ile özellikle hükme esas alınan bilirkişi kurulunun 03/07/2018 tarihli üçüncü ek raporu ve on iki, on üç ve on dört nolu kayyım raporları ile; her ne kadar üçüncü ek raporda yirmi beş milyon TL civarındaki şirket alacaklarının tamamının tahsili halinde rayiç değerlerle şirketin borca batıklıktan çıktığı bildirilmiş ise de; davacı şirketin borçtan kurtulmayı sağlar nitelikte satış ve karlılık hedeflerini gerçekleştiremediği gibi 31/03/2018 tarihi itibari ile 42.110.601,05 TL borcu bulunmasına rağmen bu borcun yaklaşık %10’dan daha az miktarda 4.066.125,98 TL borcu yapılandırdığı, kalan borcun ödenmesi bir yana yaklaşık iki buçuk yılı aşan dava süreci boyunca yapılandırılmasının dahi yapılmadığı, bu durumun alacaklılar arasında eşitsizlik yarattığı gibi davacı şirketin on üç ay boyunca tahsil edemediği alacaklarının 31/01/2018 tarihi itibari ile 24.909.111,42 TL olup bunun 19.315.348,65 TL’sini karşılıksız çeklerin oluşturduğu, on üç ay boyunca tahsil edilemeyen ve herhangi bir işlem yapılamayan bu alacakların tahsilinin mümkün olduğu konusunda davacı tarafça dosyaya hiçbir delil ve belge sunulmadığı gibi borca batık ve iflas erteleme talep eden bir şirketin böylesine bir dönemde bunca uzun zaman içinde bu alacakları hakkında tahsile geçmemesinin, bu konuda hiçbir çaba göstermemesinin, sonuç elde edici sürekli ve ivedi eylemlerde bulunmamasının ticari hayatın olağan akışına uygun olmaması nedeniyle tahsil edilebilir kabul edilmesinin mümkün bulunmadığı, kayyım ve bilirkişi raporlarında da bu alacakların tahsilinin mümkün görülmediğinin kabul edilmesi ve davacı tarafça bu alacakların tahsil edilebilir olduğuna dair hiçbir açıklama, bilgi ve belge sunulmaması karşısında bu alacakların tahsilinin mümkün olmadığı açıklanan nedenlerle açıkça anlaşılmış olmakla bu alacakların tahsil imkanının bulunup bulunmadığı yönünden bilirkişi incelemesine gerek görülmemiş, şirketin hüküm tarihi itibari ile tahsil edilemez ve şüpheli nitelikteki 24.909.111,42 TL tutarındaki alacakları nedeniyle her ne kadar bu alacakların tahsil kabiliyeti bulunduğunun kabul edilmesi halinde 3.176.337,06 TL miktarında şirketin borca batıklıktan kurtulduğu bildirilmişse de, davacı şirketin 31/03/2018 tarihi itibari ile 21.732.774,36 TL tutarında borca batık olduğu kabul edilmiş, sunulan iyileştirme projelerinin davacı şirketin borca batıklıktan kurtulmasını sağlar ciddi ve inandırıcı niteliğinin bulunmadığı, gerek kayyım raporları gerek bilirkişi rapor ve ek raporları ile bildirilmekle, hedeflenen satış ve kar oranlarının gerçekleştirilememesi ile birlikte davacı şirketin 24.909.111,42 TL tutarındaki alacağının tahsili konusunda on üç ay boyunca hiçbir işlem yapmamış olması, kayyım raporunda da dile getirildiği üzere bilişim sektöründe çalışmasına rağmen sahip olduğu çok sayıda taşınmaz ve özellikle şirketin faaliyet alanıyla ilgili olmayan …… gibi lüks otomobil niteliğindeki araçların satılarak üretime kaynak aktarılması ya da borçların ödenmesi yerine elde tutularak dava tarihi itibari ile 109.320,52 TL gibi küçük miktarda bir borca batıklık bulunmasına rağmen bu otomobillerin tek bir tanesinin dahi bu miktarı karşılama imkanına rağmen iflas erteleme talebi ile tedbirlerden yararlanma yoluna gidilerek dava tarihinden hüküm tarihine kadar iki buçuk yılı aşkın süre geçmesine rağmen borç miktarının %10’undan daha aşağıda bir miktarın yapılandırılması ile yetinilmesi, borcun tamamının ya da büyük bölümünün yapılandırılması konusunda bir gayret gösterilmemesinin yanında alacaklılar arasında eşitsizlik yaratılması ve borcun tamamına yakınının geçen uzun yargılama süreci içinde ödenmemesi, 2018 yılı şubat ayından hüküm tarihine kadar mali tabloların kayyımlara sunulmadığı gibi 07/03/2018 tarihinde şirket çalışanı 3 kişiye ödeme için onay alınması dışında kayyımlardan hiçbir onay alınmadığı, 2018 yılı nisan, mayıs ve haziran ayı kayyım ücretlerinin dahi ödenmediği birlikte değerlendirildiğinde kayyımlar ve bilirkişi kurulunca da tespit edildiği üzere iyileştirme projelerinin ciddi ve inandırıcı nitelikte olmadığı gibi davacı şirketin iflas erteleme ve borçtan kurtulma ve yeniden sağlıklı nitelikte ticari hayata devamı konusunda davanın başından hüküm tarihine kadar samimiyetinin bulunmadığı, davanın sonlarına doğru gösterdiği kayyımlara mali tabloları sunmama, onay için başvurmama, kayyım ücretlerini ödemememe gibi tavırdan da anlaşılacağı üzere tedbir kararlarından yararlanarak borçların ödenmesinin ertelenmesi ve engellenmesi amacıyla erteleme talebinde bulunduğu, bunun doğal sonucu olarak dava tarihine göre hüküm tarihinde alacaklarının durumlarının daha kötüye gittiği, tedbirlerin devamının ve yargılamaya devam edilmesinin alacaklıların durumlarının daha da kötüleşmesine yol açacağı, davanın hiçbir aşamasında iflas erteleme koşullarının oluşmadığı, buna karşın gerek dava tarihi itibariyle gerek yargılama süreci ve gerekse hüküm tarihi itibariyle iflas koşullarının oluştuğu anlaşılmakla davacı şirketin iflas erteleme isteminin reddi ile şirketin iflasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı şirketin iflasın ertelenmesi isteminin reddi ile, borca batık olduğu belirlenen istanbul ticaret sicil müdürlüğünün ….. sicil numarasında kayıtlı .. İFLASINA,
2-İİK.nun 165(1)maddesi uyarınca iflasın 19/07/2018 gün ve saat 09:54 itibariyle açılmasına,
3-İİK.nun 166(1)maddesi uyarınca iflasın açıldığının derhal İstanbul Anadolu Adliyesi İflas Müdürlüğü ile ilgili yerlere bildirilmesine,
5-İİK.nun 166(2)maddesi uyarınca iflas müdürlüğünce gerekli bildirim ve ilanların derhal yapılmasına,
6-Mahkememizce bu dava nedeniyle alınan tüm ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına,
7-Atanan kayyımların görevine son verilmesine,
8-Kısa karardan sonra gerekçeli kararın bir örneğinin de iflas müdürlüğüne gönderilmesine,
9-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 27,70 TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 8,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
10-Davacı ve müdahil taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
11-Davacı tarafça ve müdahil taraflarca peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333.md uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 gün içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekili ile hazır bulunan müdahiller vekillerinin yüzüne karşı diğer müdahillerin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/07/2018

Başkan 30860
¸e-imzalıdır
Üye 33511
¸e-imzalıdır
Üye 211499
¸e-imzalıdır
Katip 205307
¸e-imzalıdır