Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/801 E. 2019/1275 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/801 Esas
KARAR NO: 2019/1275
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/09/2014
KARAR TARİHİ: 10/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı ———tarafından ——– Asliye Hukuk Mahkemesinin ——– Esas sayılı dosyasına kayden davalı ———— idare müteahhidi olarak yaptığı bir çalışmadan dolayı gördüğü maddi ve manevi zarar nedeniyle müvekkil idareye karşı tazminat davası açtığını, ilama bağlanan alacak için ——- vekili tarafından —- İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı dosyası ile takibin başlatıldığını ve müvekkil idarenin davacı alacaklıya asıl alacak, işlemiş faizi, vekalet ücreti, mahkeme ve icra masrafları toplamının yarısına tekabül etmek üzere toplam ——– idarelerinde bloke tutulan kısmından karşılanmak üzere ödeme yaptığını, dosyaya yapılan ödemeden —— ise müteahhit firmanın idarelerine herhangi bir alacağı bulunmadığından yasal yoldan tahsili zorunluluğunun hasıl olduğunu, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile taraflarına ödemek zorunda kalınan toplam — TL’nin ödeme tarihinden ———- itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idare tarafından müvekkili aleyhine açılan alacak davasında, talebin dayanağı olarak —- Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ——— E. Sayılı dava dosyasından hükmolunan maddi ve manevi tazminat bedelinin rücuen hüküm altına alınması olgusuna dayanıldığını, ——– Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ——— E. Sayılı dava dosyasında müvekkili şirketin müteahhit olarak yaptıkları işte meydana gelen kaza nedeniyle 3. şahısların uğramış oldukları zararların tazminine yönelik taleplerini kapsadığını, bu dava dosyasından toplamda hükmolunan tazminat tutarın —– TL’sinin tazminat alacaklılarına ödendiğini, dava dışı tazminat alacalılarına ——— ayında fiilen ödenen bu —— bu tutarın, —- bölümünün müvekkili şirketin davacı idare nezdinde doğmuş ve —— tarihi itibariyle davacı idare——– tarafından müvekkile ödenmeyerek üzerine bloke uyguladığı paradan ödendiğini, davacının bu talebinin yasaya, sözleşmeye ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenle de müvekkilinin davacı ———- borçlu olmadığını, davacıdan alacaklı olduğunu, ayrıca, tazminat konusu olayın müvekkilinin sözleşmeyle üstlendiği imalat ve taahhüt işlerinin icrası esnasında meydana gelen bir fiil veya kazadan ortaya çıkmadığını tam tersine imalatı bitmiş ve faaliyeti, gözetim ve denetimi davacı idareye geçmiş bir işten ötürü yaşandığını, bu nedenle davacının talebini, sözleşmenin 28. maddesine dayandıramayacağını, buna dayanarak müvekkiline rücusunun mümkün olmadığını müvekkilinin davacı nezdinde ——— davacı tarafından bloke edilmek suretiyle kendi uhdesinde tuttuğu——– yasal faiz işletilmek suretiyle ———— ulaşan müvekkilinin alacağından,——–Asliye Hukuk Mahkemesi’nin — E. Sayılı dava dosyasından yapılan bilirkişi incelemesi raporunda tespit olunan kusur oranları dikkate alınarak, Müvekkili——-ait %27,5, —— ait %10, —— aait %5, ve——ait % 5 olmak üzere toplamda %47,5 oranındaki kusura isabet eden ——- tenkisi ile davacıya borçlu olmaması ve dava dışı 3. şahsa ödenen tazminat tutarının tamamından müvekkilini sorumlu kılan ve davacının müvekkiline rücu hakkını doğuracak hiçbir akti veya hukuki dayanak olmaması nedeniyle davanın reddine, yargılama masraf ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle , haksız fiilden kaynaklanan zararın tahsili için açılan dava sonucunda, davacı kurum tarafından ödenen paranın, rücuen davalı şirketten tahsili için açılan alacak davasıdır. Davacı kurum, ——— tarihinde dava dışı —————– çocukların atık su kanalizasyon çukuru üzerindeki kolektör bacasının tıkanması ve tıkanıklığın giderilmesi için açılan baca kapağının açık bırakılması ve ardından gölet oluşarak çocukların gölete düşüp boğularak öldükleri olayda ölen çocukların yakınları tarafından ————–Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ——— karar sayılı dosyasında açılan maddi ve manevi tazminat davası sonucunda ——– İcra Dairesi’nin— esas sayılı dosya borcunun tamamı —– —– tarihinde ödemiş olup, bu ödemenin — davalının davacı kurum nezdinde blokede tutulan hesabından karşıladığı, bakiye ———- davalı müteahhit firmadan tahsili istemiyle bu davayı açtıkları, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereği davacının asıl işveren davalı şirketin alt işveren olduğu anlaşılmıştır.
Dava ilk olarak Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, dosya daha sonra görevsizlik kararı verilerek mahkememiz esas sırasına kayıt olmuş, davanın niteliği ve tarafların tacir konumunda olduğu göz önünde bulundurularak mahkememiz görevli olduğu anlaşıldığından yargılamaya devam edilerek ——– İcra Dairesi’nin — esas sayılı dosyası, ——-Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ——— — esas, ——— karar sayılı dosyası celp edilerek incelenmiş ve mahkememiz dosyası içine alınmış, bilirkişi raporları alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
—- Asliye Hukuk Mahkemesi’nde alınan —— tarihli bilirkişi raporunda özetle,” tazminata esas mahkeme dosyasında bu dosyanın kesinleştiği de göz önünde bulundurulduğunda yapılan kusur tespiti doğrultusunda davalılara % 87,5 oranında kusur yüklendiğini, iş bu kusurun % 40 lık kısmının davacıya % 47,5’lik kısmının davalı şirkete ait olduğu, görülen rücuen tazminat davasında oranlama yapıldığında davalı şirket yetkililerinin % 54,29 oranında kusurlu olacağı ve ödenen tazminatın bu orana tekabül eden kısmından davalı şirketin sorumlu olduğunu, kalan —- kusur oranında davacı şirketin sorumluluğunun bulunduğunu, ——-TL tutarında davalı şirket sorumlu olup, davalı şirketin ———- alacağına davacı talebi doğrultusunda tedbir konulduğu, ——– tarihli mahkeme ilamı uyarınca bu tutara bir kamu bankasında hesap açılarak üçer aylık faiz hesabı işletilmesine karar verildiği, ancak bu doğrultuda yapılan işlem olup olmadığının belirsiz olduğu, davanın haksız fiilden kaynaklandığı ve icra takip dosyasında ödeme tarihinden ve hüküm tarihinden sonra yasal faizin hüküm altına alınmış olması ve davalı vekilinin talepleri birlikte değerlendirilerek —— karar tarihi —— tarihinden —tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerektiği ve faiz miktarının ——davacı uhdesindeki davalıya ait faizli teminat toplamının —– olduğu, davalının sorumlu olduğu ——- düşümüyle birlikte davacının ——bakiye alacağının kaldığı, eğer davalının tazminattan tek başına sorumlu olduğunun mahkeme tarafından kanaatine varılması halinde davacının ——-bakiye alacağının bulunduğu ve ödeme tarihi —— tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği ” yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Bilirkişi raporuna davalı vekili tarafından bloke uygulandığı tarih itibariyle faizin hesaplanması gerektiği yönünde itiraz edilmiş ve itirazların değerlendirilmesi için bilirkişiye tevdi edilerek ——- tarihli ek rapor alınmış, bilirkişi tarafından kök rapordaki tespitlerin aynen korunduğunu ancak davalının itirazları mahkemece haklı görülür ise faiz başlangıç tarihinin en erken tedbir tarihi olabileceği ve bu doğrultuda yapılan hesaplamada davalının % 54,20 oranında kusurlu olduğu kabul edilir ise davacının davalıdan alacağı kalmadığı , davalının davacıdan——TL alacaklı konuma geçtiği, davalı şirketin kusursuz sorumluluğu esas alınırsa davacı şirketin davalıdan ———- alacağı olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş, davalı vekilinin talebi doğrultusunda——-gelen yazı cevapları üzerine dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş , bilirkişi tarafından ——- tarihli ikinci ek raporda özetle kök rapordaki görüşlerin aynen korunduğu , gelen müzekkere cevaplarından ——– hangi tarihte bloke altına alındığının tespit edilemediği belirtilmiştir.
Mahkememizin ——- tarihli ara kararı ile dosya bilirkişi heyetine tevdi edilerek, bilirkişi heyetinden —–tarihli rapor alınmış, alınan raporda özetle; ”Davacı işsahibi —– eğer sahada yapılan denetimlerle riskli alanların tespit edilmesini ve sonrasında saptanan çukurun kapatılmasını veya riskli alana girilmesini önleyecek şekilde çevrilmesini veya tedbirler alınmasını sağlasa idi davalı yüklenici de ———–nolu baca etrafını dışarıdan girilmeyecek şekilde kapatılsaydı, konu olan bacanın etrafında meydana gelen su birikmesini önceden saptansaydı [öngörebilseydi] ve bunun için önlem alsaydı kazanın meydana gelmeyeceği, olayın gerçekleşmesinde davacı işsahibi ——— aynı oranda ağır kusurlu olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin, TBK m. 470 vd. Hükümlerinde düzenlenen “eser sözleşmesi” olduğu, buna göre davacı ——- davalı şirketin ise”yüklenici ———sıfatını haiz olduğu, sözleşmenin 28. maddesi, TBK m, 115 hükmünde düzenlenen “sorumsuzluk anlaşması” bakımından değerlendirildiğinde emredici hüküm olan TBK m. 115/1 hükmünce borçlunun ağır kusurundan sorumlu olmayacağına ilişkin önceden yapılan anlaşma kesin olarak hükümsüz olacağı, TBK m. 115/1 hükmünün emredici hükmü gereği bu sorumluluğun bir sorumsuzluk anlaşması ile bertaraf edilmesinin mümkün olmayacağı, teknik bilirkişinin belirttiği gibi olayın gerçekleşmesinde davacının da ağır kusuru mevcut olduğundan sorumsuzluk anlaşmasının TBK m.115/I gereği kesin hükümsüz olduğu, zarar verenlerin kendi kusurları oranında sorumlu olduğu ” yönünde belirlemeler yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı toplanan deliller ve mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi raporları, kesinleşen ve tazminata esas yargılamayı yapan asliye hukuk mahkeme dosyası ile meydana gelen ve dava dışı iki çocuğun ölümü ile sonuçlanan olayda davacı ve davalı şirketin ağır kusurlu oldukları , bu doğrultuda davacı vekilinin sorumsuzluk sözleşmesi dolayısıyla davalının zarardan tek başına sorumlu olduğuna ilişkin iddiasının hukuki niteliğinin bulunmadığı gibi———- Asliye Hukuk Mahkemesi’nin————— esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucu alınan bilirkişi raporlarında davacı ve davalı şirketin kusur oranlarının belirlendiği ve kusura ilişkin oranların mahkeme tarafından esas alınmakla birlikte tazminat davasının niteliği gereği tarafların müteselsilen sorumlu tutularak hüküm kurulduğu ve kararın kusura ilişkin kısmının kesinleştiği, dolayısıyla kusur oranının mahkememiz yönünden de bağlayıcı ve —— tarihli bilirkişi raporunda yapılan oranlamanın yerinde olduğu , bu doğrultuda mahkememizde yargılama yönünden davacının —–davalı şirketin ise — oranında kusurlu olacağı ve ödenen — tazminatın — oranına tekabül eden kısmının ——ancak davacı uhdesinde davalının —– alacağına davacı talebi doğrultusunda tedbir konulmuş olup, ——— tarihli mahkeme ilamı ile tedbir talebi baki kalmak kaydıyla bir kamu bankasında hesap açılarak üçer aylık faiz hesabı işletilmesine karar verildiği, ancak bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere bu doğrultuda yapılan işlem olup olmadığının dosya kapsamı itibariyle belirsiz olduğu, her ne kadar davalı vekili bloke konulan tarih itibariyle faiz işletilmesini talep etmiş ise de dosya kapsamında toplanan deliller itibariyle —— TL tutarın hangi tarihte bloke altında olduğunun tespit edilemediği kaldı ki davalı firmanın davacı ile sürece yayılan işler yaptığı ve yapılan işlerin hak ediş tutarlarını aldığı ödeme tarihi itibariyle davacı uhdesinde bulunan teminattan aldığı göz önünde bulundurulduğunda davalının —— tarihi itibariyle faiz işletilmesi talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğu, faiz işletilme başlangıç tarihinin tedbir kararına faiz işletilmesi yönünde kararın ——- Asliye Hukuk Mahkemesi’nin———- tarihli kararı ile verildiği dikkate alınarak bu tarihten ödeme tarihine kadar yasal faiz işletilmesinin yerinde olduğu, bu doğrultuda ——-tarihli kök raporda yapılan asıl alacak ve faize ilişkin hesaplamalar mahkememizce denetime elverişli görülerek ve davanın niteliği, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı ve icra takip dosyasında ödeme tarihinden ve hüküm tarihinden sonra yasal faizin hüküm altına alınmış olması dikkate alınarak ——- davacı uhdesindeki davalı teminatına —– karar tarihinden , —— tarihine kadar yasal faiz işletilmiş ve ———— faiz olmak üzere toplam —-davacı uhdesindeki davalıya ait faizli teminat miktarı hesaplanmış olup, davalı şirketin kusuru oranında sorumlu olduğu ———— düşümüyle birlikte davacının ——- bakiye alacağının kaldığı ve bu tutar üzerinden davalı şirketi rücu etmesinde yasal koşulların oluştuğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, ————- alacağın ———— tarihinden itibaren işleyecek yasala faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne,
——-TL alacağın——– tarihinden itibaren işleyecek yasala faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 1.509,77-TL karar harcının davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 4,10-TL vekalet harcı, 287,30-TL tebligat ve müzekkere gideri 2.550,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.841,80-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 316,74-TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davanın kabul edilen bölümü için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’nin 13(1-2) mad. uyarınca takdir edilen 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanın red edilen bölümü için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’nin 13(1-2) mad. uyarınca takdir edilen 16.521,72-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereği ilgili tarafa iadesine
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/12/2019