Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/757 E. 2018/249 K. 06.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/757 Esas
KARAR NO : 2018/249

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2015
KARAR TARİHİ : 06/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyası ile müvekkili banka aleyhine ilamsız takip yoluyla icra takibi başlatıldığını, davalının müvekkili bankanın —şubesi müşterisi olduğunu, İtalya’da bulunan müşterisine vesaik mukabili teslimi için mal gönderdiğini, ihracatçı bankası olarak vesaikin ithalatçı müşteri bankasına gönderilmesi ve talimat verilmesi için müvekkili bankayı yetkilendirdiğini, müvekkilinin davalı ihracatçı tarafından tayin edilen — (—) Bankasına Milletlerarası Ticaret Odasının Tahsiller İçin yeknesak Kurallarla ilgili 522 numaralı broşürüne uygun olarak ithalatçı bankaya talimat yazdıklarını ve vesaikleri talimat ekinde gönderdiklerini, ithalatçı bankanın talimatta açık bir şekilde alıcı tarafından imzalanacak ve ithalatçı bankası tarafından aval verilecek senet karşılığı vesaikin teslimi yazılı olmasına rağmen talimata uymayarak, değiştirerek senet almadan vesaiki teslim ettiğini, malların alıcı tarafından gümrükten çekildiğini, Müvekkilinin davalıya 522 sayılı broşürün 11. maddesine göre hiçbir borcu bulunmadığını, davalının talimatını kusursuz yerine getirdiğini, alıcı imalatçı bankanın davalı ithalatçı tarafından tayin edildiğini bu yüzden kusur varsa bile bundan müvekkili bankanın sorumlu olmadığını, davalının alıcının bankasına dava açması gerektiğini iddia ile icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın uluslararası ölçekte kuru meyve ticareti yapan bir firma olduğunu, yapacağı bir ihracata ilişkin olarak hesap sahibi olduğu davacı bankaya 34.800 USD bedelli ve uluslararası ticaret odasının yürürlükteki tahsil vesaiki —Kurallar broşürüne tabi olarak banka avalli promissory note karşılığında vesaik verdiğini, vesaik bedelinin %15 tutarındaki 5.220 USD’ nin davacı bankadaki USD hesabına 13/01/2015 tarihinde ödendiğini, kalan tutarın ise davacı bankanı yurtdışında çalışmakta olduğu İtalyan bankasının davacıdan talimat almaksızın vesaiki teslim şartını değiştirerek ithalatçıya teslim etmesi nedeni ile hesabına geçmediğini, davacı vekilleri ile görüşmeler yaptıklarını, İtalyan bankasına dava açtıklarını tahsil edilince bedelin ödeneceğini bildirdiklerini, buna rağmen dava açılmasını anlayamadıklarını, 522 numaralı broşürün ulusal emredici kurallara aykırılığı halinde uygulanamayacağını, bu broşürde yer alan ihracatçı bankasının sorumluluklarını kaldıran hükümlerin MK 2.maddesi, TBK nın 115.116.maddeleri ile TTK nın 18. Maddelerine aykırı olduğunu, davacı banka ile alıcı (ithalatçı) bankası arasındaki ilişkinin vekalet ilişkisi olduğunu; bunun sonucu olarak da alıcı bankanın kusurundan bu ilişkide asıl durumunda olan davacı bankanın da müvekkiline karşı sorumlu olduğunu, müvekkilinin alıcı (ithalatçı) bankasını kendisinin seçip bildirmesinin davacının sorumluluğunu etkilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK 72. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Dilekçeler teatisi tamamlanmış, usulüne uygun ön inceleme duruşması açılarak uyuşmazlık noktaları tespit edildikten sonra deliller toplanmış, icra dosyası ve davacı banka kayıtları celp edilmiş, davacı vekilin dava dilekçisi ekinde sunduğu Milletler Arası Ticaret Odasının 522 sayılı broşürü, ihracatçı davalının davacıya verdiği talimat, davacı bankanın ithalatçı bankaya yazdığı talimat ve tercümesi ile taraflarca sunulan ihtarname suretleri incelenmiş, tespit edilen hukuki ihtilaf noktalarında ve taraf iddia ve savunmalarını tartışır ve karşılar bilirkişi raporları alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
Menfi tespit istemine konu olan İstanbul Anadolu —-İcra Müdürlüğü’nün—- E. sayılı dosyasının incelenmesinde; 01/07/2015 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının —San. ve Dış Tic.Ltd.Şti., borçlusunun —- Bankası A.Ş. olduğu, takibin İzmir —- Noterliği’nin 20/05/2015 tarih —- yevmiye numaralı ihtarnamesi sebep gösterilerek açıldığı, 79.055,50 TL alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; davacı borçluya çıkarılan örnek no:7 ödeme emri tebliğinin 14/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlu vekilince 24/07/2015 tarihinde itiraz dilekçesi sunulduğu, takibe itirazın yasal süresi içerisinde olmadığı ve takibin kesinleştiği, bunun üzerine davacı yanın tedbir talebi ile huzurdaki davayı açtığı, mahkememizce 11/11/2015 tarihinde verilen ara karar ile İİK 72/3 madde hükmüne istinaden %20 oranında teminat gösterilmesi halinde icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir isteminin kabulüne karar verildiği, davacı vekilince —-bank A.Ş.’nin 13./11/2015 tarihli 16.000 TL bedelli teminat mektubunu sunduğu yine davacı vekilince icra dosyasına 13/11/2015 tarihli kapak hesabına istinaden 24/11/2015 tarihinde 96.614,79 TL ödendiği, mahkememiz tedbir kararı sebebiyle söz konusu tutarın davalı alacaklıya ödememesi sebebiyle yine mahkememizin 16/11/2015 tarihli yazısı dosya içerisinde alındığı görülmüştür.
Konunun uzmanlık gerektiren yönleri olması sebebiyle hukuki ihtilaf konularında rapor tanzimi için dosyanın uluslararası ticaret hukuku uzmanı bir bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmasına karar verilmiş, hukukçu bilirkişi —tarafından sunulan 23/06/2016 tarihli bilirkişi raporuna karşı davalı vekilince sunulan itirazlar doğrultusunda bu kez bankacı ve hukukçu bilirkişilerden heyet oluşturmuş, Bankacı bilirkişi —- ve hukukçu bilirkişi Prof.Dr. — tarafından sunulan 05/01/2018 tarihli rapor HMK 282. Maddesi uyarınca denetime elverişli görülmüş ve hükme esas alınmıştır.
Her iki bilirkişi raporunda da, taraflar arasındaki ilişkinin vesaik suretiyle teslimden doğan hukuki uyuşmazlık olduğu, vesaik mukabili işlemlerde uygulanacak kuralların Uluslararası Ticaret Odası (ICC) tarafından düzenlenen “Tahsiller için örnek kuralları” ifade eden — (—) isimli kitapçıkta yer aldığı, söz konusu yayının vesaik karşılığı işlemlerde tarafların hak ve yükümlülüklerinin sınırlarını belirlediği, bu kurallar uyarınca dış ticarette malın alıcıya vesaik karşılığı tesliminde amirin, kendisi adına bedel tahsilini gerçekleştirmesi için gönderi bankasını görevlendirdiği, bu görevlendirmenin aynı zamanda yetkilendirmeyi de içerdiği, gönderi bankasının yapmış olduğu tüm işleri, amir adına ve hesabına yaptığı, gönderi bankasının amirin seçimine istinaden veya kendiliğinden bir tahsil bankasını seçebileceği, tahsil bankasının da, aynen amir ile gönderi bankası arasındaki ilişkide olduğu gibi, talimatlar doğrultusunda bir hizmeti görmek amacında olduğu, işlemin yürütülmesi sağlayacak olanın, amirin gönderi bankasına verdiği talimatlar olduğu, gönderi bankasının bir nevi, amirin iradi temsilcisi olduğu bu temsilin tüm sonuçlarını amirin üzerinde sonuç doğuracağı açıklanmıştır.
Davalı tarafından davacıya verilen talimatta, “Uluslararası Ticaret Odasının yürürlükteki Tahsil vesaiki Yeknesak Kurallar broşürüne tabi olarak” demek suretiyle açıkça, 522 no’lu Tahsil Vesaiki Yeknesak Kurallar Broşüre tabi olarak bankacılık hizmeti almak istediğini belirttiği anlaşılmaktadır. 522 no’lu Tahsil Vesaiki Yeknesak Kurallar Broşürünün 11/a ve 11/b maddelerinde ise, “a.Amirin verdiği talimatı yerine getirilmesi amacıyla diğer bir banka veya bankaların hizmetinden yararlanan bankalar bu işi o amirin hesabına ve riski ona ait olmak üzere yaparlar. b.Bu gibi, diğer bankanın/bankaların seçiminde kendileri söz sahibi olmuş olsalar bile bankalar gönderdikleri talimatın yerine getirilmemiş olmasından dolayı yükümlülük ve sorumluluk üstlenmezler” hükümlerinin yer aldığı görülmektedir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının ihraç ettiği mal bedelinin, yurt dışında yerleşik ithalatçı firmadan tahsiline ilişkin davacı bankaya verdiği talimat gereği bankanın bu talimatı yasaya ve mevzuata uygun olarak yerine getirip getirmediği, bu işlemin — no’lu tahsil vesaiki yeknesak kurallar broşürüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı, dava dışı ithalatçı firmanın ödemeyi yapmadan malları gümrükten çekmesi ve bu suretle davalının zarara uğramasında davacı bankanın kusuru ve buna bağlı olarak sorumluluğunun bulunup bulunmadığı bu çerçevede davacı aleyhine başlatılan İAA —- İcra Müdürlüğünün — sayılı takipten dolayı borçlu olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporları ile icra takip dosyası içeriğine göre; taraflar arasında, dış ticarette malın alıcıya vesaik karşılığı teslim edilmemesine bağlı olarak verilen talimatın yerine getirilmediği iddiasına bağlı olarak hukuki uyuşmazlık oluştuğu, davalı tarafından davacıya gönderilen “Banka Talimatı” başlıklı belgede, davalının açıkça, — no’lu broşüre tabi olarak bankacılık hizmeti aldığını beyan ettiği, bu nedenle söz konusu broşürün, davacı ile davalı arasındaki bankacılık hizmet sözleşmesinin eki niteliğinde olduğu, anılan talimatta davalının, alıcı tarafından imzalanacak ve tahsil bankası tarafından aval verilecek 60 gün vadeli bononun tahsil bankası tarafından tahsil edilmesi halinde, sevk belgelerinin tahsil bankası aracılığıyla alıcıya teslim edilmesini davacıya emrettiği, davacı bankanın da bu talimat doğrultusunda, davalının talimatlarının tamamını ihtiva eden 27/01/2015 tarihli yazıyı, davalının tahsil bankası olarak seçtiği İtalyan bankasına gönderdiği fakat İtalyan bankanın, talimata aykırı davranarak, bonoyu teslim almadan sevk evraklarını ithalatçıya verdiği, ithalatçının da malı gümrükten çektiği, davalının söz konusu işlemden doğan bir zararı oluşmuşsa bile — no’lu broşürün 11/a ve 11/b maddeleri uyarınca, gönderi bankası olan davacının sorumlu tutulabilmesinin mümkün olmadığı, bunun yanında davacı banka ile davalı arasındaki vekalet ilişkisi çerçevesinde TBK m. 507 hükmüne göre, vekil başkasına vekâlet vermeye yetkili ise, sadece seçmede ve talimat vermede gerekli özeni göstermekle yükümlü olduğu, davalı tarafça, davacıya gönderilen talimat yazısında, tahsil işleminin — bankasına vekalet vermesine muvafakat gösterdiği, bu durumda davacı bankanın yasa hükmü kapsamında ancak, talimat vermede kusur göstermişse doğan zarardan sorumlu tutulabileceği, davacı bankanın, davalının talimat yazısına uygun olarak İtalyan bankasına talimat gönderdiği dolayısı ile davalının talimatına uygun olarak hareket eden ve bu kapsamda İtalyan bankaya amirin talimatlarına göre hareket etmesi için yazı gönderen davacı bankanın, talimat vermede de kusurundan bahsedilemeyeceği, buna bağlı olarak da, davalı uhdesinde doğduğu iddia edilen zarardan da sorumlu tutulamayacağı ve zararın giderimi için başlatılan icra takip dosyası konu borçtan da sorumlu olmadığı, davacı yanın tazminat istemine ilişkin yapılan değerlendirmede ise davalının takip başlatılırken kötü niyetli olduğu yönünde bir kanaat oluşmadığından bu yöndeki talebin yerinde olmadığı değerlendirilerek davanın kabulüne, davacı bankanın İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün— esas sayılı dosyasına konu borçtan borçlu olmadığının tespitine, davacı yanın tazminat istemine ilişkin yapılan değerlendirmede ise davalı yanın dosya kapsamı itibariyle takip başlatılırken kötü niyetli olduğu yönünde kanaat oluşmadığından tazminat isteminin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, davacı yanın İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyasına konu borçtan borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacı yanın tazminat istemine ilişkin davalı yanın dosya kapsamı itibariyle takip başlatılırken kötü niyetli olduğu yönünde kanaat oluşmadığından tazminat isteminin reddine,
3-Karar harcı 5.400,28-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1,350,08-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.050,20-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1,381,88-TL ilk masraf, 136,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.123,08-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.046,11-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/03/2018