Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/744 E. 2018/121 K. 06.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/744 Esas
KARAR NO : 2018/121

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/11/2015
KARAR TARİHİ : 06/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile 5 yıldır kömür alışverişi yaptıklarını, davalının ısıtma amaçlı olarak kömür gönderdiğini, davacının da o yöreye satış yaptığını, davalının, davacı şirketi geçmişe dönük olarak borçlandırdığını ve davalının daha önce almış olduğu —- Bank —n 26.08.2014 tarih — Nolu 50.000,00 TL bedelli banka teminat mektubunu 19.08.2015 tarihinde paraya çevirdiğini, bunun üzerine Antalya —- Noterliğinin — yevmiye nolu 02.09.2015 tarihli ihtarnamesi ile bedelin iadesinin talep edildiği fakat davalı tarafından ödenmediğini, davalının alacağı olmadığı halde 31.07.2015 tarihli 597824 nolu 30.841,09 TL bedelli faturayı gönderdiğini, dolar/kur farkı gerekçeleri ile para istediğini, taraflar arasında kur farkı anlaşması olmadığını, 2015 yılında davalıdan kömür alınmamasına rağmen haksız olarak gönderilen faturanın iade edildiğini, davacının hesap kayıtlarına göre 17.980,44 TL olan borç miktan düşüldükten sonra bakiye 32.019,56 TL nin 19.08.2015 tarihinden geçerli olmak üzere en yüksek banka faizi oranıyla davalıdan alınıp davacıya verilmesi gerektiğini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kömür sektörünün ithalata dayalı olarak yapıldığından dolayı toptan satışların döviz olarak USD cinsinden muavin hesapların tutulduğunu, faturaların ise TL cinsinden düzenlendiğini, kur farkından kaynaklanan cari farkların sezon sonu veya çeşitli tarihlerde kur farkı faturası düzenlenerek mali kayıtlara aktarıldığını, davacı şirkete 31.07.2015 tarihli 597824 nolu kur farkı faturasını haksız olarak iade ettiğini, bunun üzerine Kadıköy —-Noterliği 08.09.2015 tarih — yevmiye no ile faturanın tebliğ edildiğini, davacının Antalya—-Noterliği 02.09.2015 tarih —yevmiye nolu ihtarnamesini gönderdiğini, bu ihtarnameye Kadıköy —-Noterliğinin 15.09.2015 tarih — yevmiye nolu ihtarname ile cevap verildiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, davacı ile davalı arasındaki kömür alım satımı ticaretinde davalı tarafın davacı taraftan haksız olarak tahsil ettiği iddia olunan 32.019,56 TL alacak miktarının davalıdan tahsili istemine yönelik davadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ,ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile , uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından alınan 04/10/2016 tarihli raporda ,” Davacı şirkete ait 2012-2013-2014-2015 yıllarına aît ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı, 2012 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yasal sürede yapılmadığı, 2013-2014-2015 yevmiye defterleri kapanış tasdiklerinin TTK Madde 69- 70/son 72/3 ve V.U.K. madde 220-226 uyarınca yasal sürelerde ve usulüne uygun şekilde yaptınldığı fakat 2014-2015 yılı Yevmiye-Kebir ve Envanter defterlerinin noter tasdikli sayfalara yazdırılmadığı, bunun yerine boş sayfalara yazdırıldığı, noter tasdikli sayfaların iptal edilmediği ve boş olduğu hususlan inceleme esnasında tespit edilmiş olduğundan; bu nedenle ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilmesi hususlarının mahkemenin takdirinde olduğu ,davalı şirkete ait 2010-2011-2012-2013-2014-2015 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığından ibraz edilmiş ticari defterlerin TTK, m,82 ve müteakip maddelerinde belirli kanuni şartlan taşıdığı anlaşılmakla, sahibi lehin delil vasfına sahip olduğu, dfavalının kural olarak geç ödemeler nedeniyle kur farkı isteyebileceği, ancak bunun hesaplanabilmesi için kur farkının hangi geç ödemelerden kaynaklandığının, ne şekilde hesaplandığının detaylı olarak davalı tarafça açıklanması, ödenmesi gereken tarihlerin bildirilmesi, buna ilişkin belgelerin sunulması, ödeme belgelerinin sunulması gerektiği, bunlar olmadan hesap yapmanın mümkün olmadığı “görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından alınan 21/03/2017 tarihli ek raporda ,” Taraflar arasındaki teamüle göre daha önce davalının kur farkı faturası düzenlemesi ve davacının defterlerine kayıt ederek ödemiş olmasının, davacının davalıya kur farkı ödeyeceğinin kanıtı olarak değerlendirildiği, davalı şirketçe; kur farkı faturasının hesaplanmasında hangi faturalara ilişkin ödemelerin gecikmesinden kaynaklandığına ve davacının temerrüdüne ilişkin belgeler sunulmamış olduğundan, cari hesap kaydındaki fatura tarihi ve yapılan kısmi ödemelerin mahsubu ile sonuca gidilerek hesaplama yapıldığı, davalı şirketin 01.01.2014-31.07.2015 dönemi arasındaki geç ödemeden kaynaklanan kur farkı alacağının, TCMB Efektif Döviz Kuru esas alınarak, 13,576,34 TL hesaplandığı, davalı şirketin 31.07.2015 tarihi itibarı ile 17.980,44 TL hesap bakiyesi ve 13.576,34 TL kur farkı olmak üzere toplam 17,980,44 TL + 13.576,34 TL = 31.556,78 TL alacaklı olduğu, davalı şirket 19.08.2015 tarihinde 50.000,00 TL tutarlı teminat mektubunu paraya çevirmiş olduğundan, 50.000,00 TL – 31.556,78 TL = 18.443,22 TL davacı şirkete borçlu durumda olduğu ” görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından alınan 18/10/2017 tarihli 2.ek raporda ,” Taraflar arasındaki teamüle göre daha önce davalının kur farkı faturası düzenlemesi ve davacının defterlerine kayıt ederek ödemiş olmasının, davacının davalıya kur farkı ödeyeceğinin kanıtı olarak değerlendirildiği, görüşümüzde değişikliğe gidilecek bir hususu bulunmadığı, davalı şirketin 01.01.2014-31.07.2015 dönemi arasındaki geç ödemeden kaynaklanan kur farkı alacağının, TCMB Efektif Döviz Kuru esas alınarak, 13.576,34 TL hesaplandığı, Davalı şirketin 31.07.2015 tarihi itibarı île 17.980,44 TL hesap bakiyesi ve 13.576,34 TL kur farkı olmak üzere toplam 17.980,44 TL + 13.576,34 TL = 31.556,78 TL alacaklı olduğu, davalı şirket 19.08.2015 tarihinde 50.000,00 TL tutarlı teminat mektubunu paraya çevirmiş olduğundan, 50.000,00 TL – 31.556,78 TL = 18.443,22 TL davacı şirkete borçlu durumda olduğu, 1. Ek raporda Cari hesap kaydındaki fatura tarihi ve yapılan kısmi ödemelerin mahsubu ile sonuca gidilerek hesaplama yapılmış olup, davalı tarafından dosyaya ibraz edilen hesaplama tablosunun kur farkı hesaplamasına esas alınamayacağı, Huzurdaki ek raporda yapılan hesaplama tekniğinin esas alınması halinde davalı şirketin; 31.07.2015 tarihindeki hesap bakiyesi + kur farkının kümülatif olarak hesaplanması neticesi, toplam alacağının 34.568,63 TL olacağı ve davacıya ait 50.000,00 TL tutarlı teminat mektubundan bu tutarın tenzil edilmesi halinde; 50.000,00 TL – 34.568,63 TL = 15.431,37 TL davacı şirkete borçlu olacağı sonuç ve kanaati ” rapor olarak sunulmuştur.
İncelenen tüm dosya kapsamına , tarafların iddia ve savunmaları , denetlenebilir bilirkişi raporları içeriğine göre, davalı şirket ile davacının dava tarihinden önce 5 yılı aşkın ticari ilişki içeriinide kömür alışverişi yaptıkları uyuşmazlık dışıdır. Cari hesaba dayalı yanlar arasındaki ticari ilişkide davacının davalıya verdiği —- Bank — şubesinin 26/08/2014 tarih 50.000 TL bedelli banka mektubunu 19/08/2015 tarihinde paraya çevirdiği , teminat mektubunun nakde çevrilme gerekçesinin ise davalının kur farkından dolayı alacağı bulunduğunu iddia ettiği , bu davada ; davacının davalıdan kur farkı bedeli talep edip edemeyeceği ve edecek ise bunun miktarı ve haksız tahsili varsa bu miktarın iadesinin tespitine yöneliktir. Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesinde verilen kök raporda kur farkının istenebileceği ancak buna ilişkin belgelerin sunulmadığının belirtildiği ,verilen ek raporda ise tarafların ticari ilişki süresince kesilen faturalarda zaman zaman kur farkının uygulandığı bu haliyle taraflar arasındaki ticari ilişkide bu yönde teamül oluştuğu , davalının kur farkı faturası düzenleyerek davacının defterlerine kayıt edip ödemiş olmasının , davacının davalıya kur farkı ödeyeceğinin kanıtı olarak değerlendirildiği, bu yönde kanaate ulaşıldıktan sonra tarafların ticari defter ve belgelerindeki fatura tarihleri ve kısmi ödemelerin mahsubu yapıldıktan sonra davalı şirketin 01/01/2014 ile 31/07/2015 dönemi arasındaki geç ödemeden kaynaklı kur farkı alacağının 13.576,34 TL olarak hesaplandığı, keza davalı şirketin cari hesap bakiyesi ile birlikte davacıdan 31.556,78 TL alacaklı olduğu kabul edildiğinden, davalı şirketin 19/08/2015 tarihi itibari ile teminat mektubunu paraya çevirmiş olduğundan teminat mektubu bedelinden davalının alacaklı olduğu miktarın çıkarılması sonucu 18.443,22 TL nin davalı tarafından haksız tahsil edildiği , bu miktarın davacıya iadesinin gerektiği , bunun dışında bilirkişi raporunun 2.ek raporunda yapılan ve farklı bir sonuca ulaşılan hesaplama tekniğinin dikkate alınmadığı da gözönüne alındığından neticeten ,davanın kısmen kabulü ile 18.443,22 TL nin davacı ihtarının davalıya tebliğ edildiğine dair belge sunulmamış ise de bu ihtara davalının verdiği cevaba göre belirlenen 15/09/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
18.443,22 TL nin 15/09/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Karar harcı 1.259,86 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 546,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 713,04 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 578,62 TL ilk masraf, 113,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.591,62 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.492,77 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davalı tarafından yapılan TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 287,90 TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına ,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.213,19 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/02/2018