Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/729 E. 2022/568 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/729 Esas
KARAR NO : 2022/568
DAVA :Hisse Devrinin İptali (Sahte İmza Nedeniyle )
DAVA TARİHİ: 04.11.2015
BİRLEŞEN DAVADA;(——–)
DAVA : :Hisse Devrinin İptali (Sahte İmza Nedeniyle )
DAVA TARİHİ: 04.11.2015
KARAR TARİHİ: 22.06.2022
Mahkememizde görülmekte olan Mülkiyet (Tespit İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının—- babası olan muris—– vefat ettiğini, davacının —- numarası ile kayıtlı—– eski ünvanı—– ortaklarından olduğunu, şirketin ——— oranına sahip olduğu, murisin de bu firmanın kurucu üye sıfatında en üst düzey yetkilere haiz kişilerden olduğunu, hem murisin hem de davacı müvekkilinin hissedarı olduğu davalı şirkette mevcut bulunan hisselerinin usulsüz işlemler ile ortadan kaldırıldığını, davacı müvekkilinin kimseye vekalet yetkisi vermediğini ve hiçbir ——- imzalamadığını, alınan hiçbir karardan da haberdar olmadığını, müvekkilinin isminin olduğu tüm davalı şirket belgelerinin sahtecilik suçuna konu işlemler ile yapıldığına dair şüphelerinin olduğundan bahisle davalıların şekil ——- aykırı ve suça konu işlemler ile iktisap ettikleri hisse devri işleminin iptaline ve davacı adına tespiti ile pay defterine tesciline, aksi takdirde davacının uğradığı zararların rayiç şirket hisse değerleri üzerinden hesaplanarak davalılardan tahsiline, yönetim kurulu kararı ile alınarak pay defterine kaydedilmesi sıhhat şartı olan hisse devrinde yönetim kurulu üyesi olan —- imzasının bulunmadığı kuvvetle muhtemel olup, sahtecilik suçuna konu hisse devri işleminden sonra alınan yönetim kurulu kararında batıl olmasından dolayı iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —— ilişkin olarak ortaya atılan asılsız iddialara dayanan bu davanın; hak düşürücü süre, zaman aşımı, dava şartlarının bulunmaması, -açılan davanın iyi niyet ve dürüstlük kuralı ile bağdaşmaması, davacıların miras bırakanı —– gerçek pay sahibi olmaması, yeni pay sahiplerinin iyi niyetle mülkiyetleri iktisap etmiş olmaları, nedenleri ile reddinin gerektiğini, davacıların iddia ve taleplerinin tamamıyla kötü niyetli, gerçeklerle uzaktan yakından alakası olmayan iddialar olduğunu, —- mirasçıları sıfatıyla dava açan —–miras bırakanları —- şirketteki hissesinin usulsüz bir şekilde devredildiğini, yapılan pay devrinin geçersiz olduğunu ve iptalini talep ettiklerini, —- yapılan bir hisse devri olmadığından hisse devrinin geçersizliği ile —- husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, ileri sürülen iddia ve talepler yönünden —- pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, açılan davanın ——Yönünden husumet nedeniyle reddini talep ettiklerini, davacıların iddia ve taleplerinin, hak düşürücü süreler ve zaman aşımı nedeniyle reddi gerektiğini, güvene dayalı olarak ve yönetimdeki görevi sona erdiğinde iade edilmek üzere pay sahibi gösterilen —–tarihinde yapılan ——— ile pay sahibi olarak görüldüğünü, ancak, —–günü yapılan —-haziran cetvelinde—- pay sahibi olarak görülmediğini, bu durumdan da anlaşılacağı üzere, —— şirketin yönetim kurulunda görev alabilmesi için o günkü mevzuatın getirdiği zorunluluk nedeniyle verilmiş olan payların —– tarihinde yapılan genel kurul toplantısından önce iade edildiğini, dolayısıyla, olaydaki hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin bu tarih baz alınarak değerlendirilmesi gerektiğini, huzurda görülmekte olan davanın —–sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ettiklerini, —- seçilebilmesi adına yapılmış olan bir inançlı işlem söz konusu olduğunu, bu nedenle davacıların miras bırakanı—- gerçek bir pay sahibi olmadığını, davalılardan —– yılında ——– kurulduğunu, ilgili —— bu hükümleri uyarınca, üç kişi olması gereken idare meclisi için öngörülen asgari sayıyı tamamlamak ve Davacıların miras bırakanı —- yönetimde görev alabilmesi için şirketin—–durumunda olan —–, kendi payının küçük bir kısmını—– kuruluş aşamasında, yönetim kurulundaki görevi bittikten sonra iade edilmek üzere—– adına gösterdiğini, yani,—— sırf yönetim kurulunda görev alabilmesi amacıyla güvene dayalı bir işlemle ve sonradan iade edilmek üzere —- payından bir kısım payın sahibi olarak gösterildiğini, nitekim Davacıların miras bırakanı —- kurulundaki görevinden ayrıldıktan sonra —— bu amaçla güvene dayalı olarak kendisine verilen—- payı iade ettiğini, şirket bu şekilde kurulduktan sonra,—— sahip olan diğer grup——sonunda ortaklıktan ayrıldığını ve hisselerini şirketin —— devrettiğini, diğer ortaklar—-hisseyi devrettiğinde şirket ortak sayısı altıdan ikiye düşeceğinden ——cüzi bir kısmını, şirket ortak sayısını —– asgari sayı olan beşe tamamlayabilmek için, gerçek bir hisse devri işlemi olmadan davacılardan —– adına gösterildiğini, nitekim, —- ayrıldığında,—- görev alabilmesi için — adına gösterilen hisseler hem de asgari ortaklık sayısının tamamlanabilmesi için davacılardan —–görünen hisseler gerçek sahibine iade edilerek —- tarihten sonra şirketle ilişkilerinin kesildiğini, —– yönetimdeki görevi bittikten sonra, vefat ettiği —–yıllık süre boyunca hem kendi hem de eşi adına gösterilen hisselerin asıl sahiplerine iade edilmesi işlemine karşı hiçbir şekilde itirazda bulunmadığı gibi, bu işlemlerle ilgili herhangi bir hak talebinde de bulunmadığını,——- sermaye koyma işlemine dayalı gerçek birer pay sahibi olsaydı ve iddia edildiği şekilde payları ellerinden usulsüz bir şekilde alınmış olsaydı, payların iadesinin gerçekleştiği —- tarihine kadar herhangi bir hak talebinde bulunulmaması hayatın olağan akışı içerisinde kabul edilemeyeceğini, bu bakımdan Davacıların; —— hissedar olduğu ve hisselerinin kendi bilgisi dışında usulsüz işlemlerle el değiştirdiği yönündeki iddiaları doğru olmadığını, TMK’NUN 777. Maddesi uyarınca, davacılar tarafından, hâlihazırda pay sahibi olan kişilere karşı herhangi bir hak ve talepte bulunulmasının mümkün olmadığını, Davacılar, dava dilekçelerinde müvekkil şirket ——– hisselerinin rayiç değerlerinin hesaplanmasını ve miras bırakanlarının hisse payı oranında tazmin edilmesini talep ettiklerini, ancak davacıların bu taleplerinin kabul edilmesinin de mümkün olmadığını, davacıların gerçek bir pay sahipliğine dayalı hakları bulunmadığı gibi, buna ilişkin taleplerin zamanaşımına uğramış olması hususu da göz ardı edilerek, bahse konu paylar için hisselerin devir tarihi itibariyle kendilerine bir bedel ödenmesi gerektiği yönünde bir karar verilecek olursa, hisselerin iadesinin yapıldığı —– talep edilebileceğimi, talep edilebilecek——-yılından bugüne işletilecek yasal faiz sonucunda ortaya çıkacak rakam talep edilebileceğini, davacıların miras bırakanı ve ——— hisseleri iade ettiği —— sonra şirketteki diğer hissedarlar tarafından yapılan nakit sermaye artışlarından davacıların yararlandırılması düşündürülemeyeeğini, aksi halde davacıların mal varlığında haksız bir artış söz konusu olacağı gibi, mevcut hissedarların malvarlığından da haksız bir şekilde azalma meydana gelerek davacılara geçmiş olacağını, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddinin gerektiğini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE;
Dava, asıl dava müvekkillerin murisi —— davalı şirkette mevcut bulunan hisselerinin ——-yapılan bütün genel kurul toplantılarında sahte imzalar ile alınan kararlar uyarınca murise ait hisselerin davalılar tarafından iktisap edildiği gerekçesi ile yapılan hisse devrinin iptali ile davacılar adına veraset ilamları uyarınca payları oranında tespitine, pay defterine tesciline, mümkün olmaması halinde ise mirasçıların uğradığı zararların rayiç bedel üzerinden hesaplanarak tahsiline talebidir.
Mahkememiz ile birleşen —- esas sayılı dosyasında; davacı —-davalı şirket bünyesinde olan hisselerinin——–sahte imzalar ile davalılar adına hisselerin iktisap edildiği gerekçesiyle, yapılan hisse devrinin iptali ile davacıya ait olduğunun tespiti ve pay defterine tescili aksi halde uğranılan zararların rayiç değerinin hesaplanarak davalılardan tahsili talebidir.
Asıl dosyada uyuşmazlık; davacıların murisi—- davalı şirkette bulunan hisselerinin ————–sahte imzalar ile davalılar adına iktisap edilip edilmediği; birleşen —– esas sayılı dosyada ise uyuşmazlık; davacı —- davalı şirkette bulunan hisselerinin —– yıllarındaki—— sahte imzalar ile davalılar adına iktisap edilip edilmediği hususlarıdır.
Dosya içerisine sunulan—– soruşturma numaralı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair kararın incelenmesi sonucu müşteki olarak ——– yıllarında şirketin —- sahte imzalar atıldığı gerekçesiyle yapılan suç duyurusu—– tarafından ihtilafın hukuki bir ihtilaf teşkil ettiği gerekçesiyle——– tarihinde Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair karar verilmiştir.
Uyuşmazlığın vasfı gereği asıl dosyada; muris —– yıllarına ilişkin imza incelemesine örnek olabilecek imzaların toplanmasına, birleşen —— yıllarına ilişkin imza incelemesine örnek olabilecek ıslak imza örneklerinin toplanması için ara kararlar oluşturulmuş, —-kararlarına göre incelemeye esas olabilecek —– resmi kurumdan imza incelemesi gerekmesine rağmen davacı tarafından talep edilen ilgili yerlere müzekkereler yazılmış ancak incelemeye esas usulüne uygun olarak en az her bir dosya için —– örneği bulunamamıştır. Bunun yanında ——- tutanaklarının asılları imza incelemesine örnek oluşturduğundan hem davacı taraftan hem de davalı tarafından usulüne uygun olarak verilen kesin sürelere rağmen mahkememize sunulmamıştır. Çözümlenmesi gereken ihtilaf hem asıl dosyada hem de birleşen dosyadan—— yılları arasında muris müteveffa —- imzalarının sahte olup olmadığının tespiti olduğu, ancak davacı tarafından bildirilen yerlere müzekkere yazıldığı, hem asıl dosya için hem de birleşen dosya için usulüne uygun atılan ve imza incelemesine esas oluşturabilecek en az — imzanın bulunamaması, bunun yanından verilen kesin sürelere rağmen taraflarca —yıllarına ait davalı şirketin ——–tutanaklarının asıllarının mahkememize ibraz edilemediğinden atılan imzaların sahte olup olmadığı tespit edilemediğinden bu hali ile hem asıl dosyanın hem de birleşen dosyanın ispat edilememesi nedeniyle açılan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve birleşen ——— sayılı dosyasının ispat edilememesi nedeni ile REDDİNE,
2- Harçlar ;
a) Asıl davada; karar harcı 80,70-TL’den davacı tarafça yatırılan 170,78 TL harcın mahsubu ile artan bakiye 90,08‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b) Birleşen davada; karar harcı 80,70-TL’den davacı tarafça yatırılan 170,78 TL harcın mahsubu ile artan bakiye 90,08‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama Giderleri;
a)Asıl ve birleşen davada davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
b)Asıl ve birleşen davada, davalılar tarafından yapılan 180,65 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
4-Vekâlet Ücretleri;
a)Asıl davada, davalılar lehine A.A.Ü.T. uyarınca takdir olunan 5.100,00-TL vekâlet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalılara verilmesine,
b)Birleşen davada, davalılar lehine A.A.Ü.T. uyarınca takdir olunan 5.100,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca yatıran tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———–Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/06/2022