Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/728 E. 2018/128 K. 06.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/728 Esas
KARAR NO : 2018/128

DAVA : Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2015
KARAR TARİHİ : 06/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı firma ortakları ve davalılar ile 01/07/2013 tarihli Ortaklık ve Hisse Devri Protokolü imzalandığını, davalıların sözleşme gereği müvekkiline taahhütte bulunduğunu ancak bu taahhütlerini yerine getirmediklerini ve sözleşmeyi haksız ve gerekçesiz olarak fesih ettiklerini müvekkilinin aralarındaki sözleşme gereği şirkette her ne kadar sigortalı olarak gösterilmişse de şirketin ortağı olduğu, kanun gereği hisse devri, gayrimenkul devri araç devri gibi hususlar her ne kadar şekil şartına bağlanmış ise de sözleşmenin geçerli bir sözleşme olduğunu dava açarken talebinin önceliği şirket hisse devri ve ortaklığının konusunda devrin geçerli olduğu noktasında ve diğer devirlerin geçerli olduğu konusunda lehine karar verilmesi gerektiğini belirterek öncelikle vaad edilen hisse devirlerinin gerçekleştirilmesini bu mümkün olmaz ise şirketin tüm malvarlıkları ile gayrimenkulün değerinin ve araç karşılığı belirlenecek değerin % 40’ının ve son olarak sözleşmede belirtilen cezai şartın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın ortaklık ve hisse devir isimli protokole dayandığını, talepler ve davanın niteliği gözetildiğinde davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, hisse devrini gerçekleştirmesi söz konusu olmayan hissedara ve taraf olmayacak şirkete dava yöneltilmesi hukuken olanaklı olmadığını, dava konusunun belirsiz alacak davası açılmasına engel olduğu, dava değeri belirlenmesi gerektiği, limited şirket ortaklık pay devirlerinde mutlak surette pay devrinin noter huzurunda yapılmadıkça geçersiz sayılacağı, gayrimenkul satış ve satış vaadine dair sözleşmeler de resmi şekilde yapılması gerektiği, davacı sözleşme kapsamında herhangi bir edimde bulunmadığını, ödeme yapmadığını belirterek haksız ve dayanıksız davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi sebebi ile ortaklık hisse devrinin gerçekleştirilmesi, bu mümkün görülmez ise şirketin malvarlığı değeri ile birlikte sözleşme konusu gayrimenkul ile araç değerinin % 40’ı oranındaki bedel ile birlikte cezai şartın ödenmesi talebine ilişkin alacak davasıdır.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçeler teatisi tamamlanmış, HMK.140. maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı olarak yapıldıktan sonra uyuşmazlık noktaları tespit edilerek tahkikata geçilmiştir.
Taraflar arasında imza edilen sözleşme ve tapu senedi suretleri ile yapılan ödemelere ilişkin dekont suretleri ve elektronik postalar dosya içerine alınmış ayrıca —- plaka sayılı aracın kayıtları ile davalı şirkete ait sicil kayıtları celp edilmiştir.
Mahkememizin 18/04/2017 tarihli duruşmasında verilen 1 nolu ara kararı gereği davacı vekiline, delil listesinde belirtmiş olduğu bilirkişi deliline uygun olarak, davasının ispatı için takdir edilen bilirkişi ücretini yatırması için kesin süre verilmiş ve bilirkişi ücretinin süresinde yatırılmaması halinde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağına yönelik usulüne uygun ihtaraat yapılmıştır. Davacı taraf bilirkişi incelemesi için gerekli olan ücreti verilen sürede ve sonrasında yatırmamış ve bu nedenle bilirkişi incelemesi yapılamamıştır.
Mahkememizce yapılan sonraki celsede davacı taraf bilirkişi ücretinin yatırılmasına ilişkin ek süre talep etmiş ise de davalı taraf buna muvafakat etmemiş ve HMK 324/2 md si gereğince de bilirkişi avansı yatırmak istemediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, ispat yükü kendisine ait olan davacı tarafça dosyaya sunulan belge ve bilgilerin davacının dava konusu ettiği hisse devir ve alacağının varlığının kanıtlamaya yeterli olmadığı, bilirkişi incelemesi için gerekli olan ücret de yatırılmadığından bilirkişi incelemesi yapılamadığı, davacının ek süre talebine yönelik isteğine davalı vekilinin muvafakat etmediği gibi bilirkişi ücreti yatırmak istemediğini belirttiği, somut olayda iddiasını ispat etmesi gerekenin davacı taraf olduğui dosyaya sunulan belgelerin davacının iddiasını ispatlamaya elverişli olmadığı değerlendirilerek davacının davasını kanıtlayamadığı kanaatine varılmakla ispatlanamayan davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İspatlanamayan davanın reddine karar verildi.
2-Karar harcı 35,90-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 27,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 8,20 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak davacı asıl ve davalılar vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunu, usulen anlatıldı. 06/02/2018