Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/72 E. 2019/332 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/331 Esas
KARAR NO : 2019/334
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 01/08/2014
KARAR TARİHİ: 21/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirket ile davalı arasında imzalanmış olan taşeronluk sözleşmesi gereğince, davacı şirketin davalı şirketin taşeronu olarak çalıştığını vc iş yaptığını, taşeronluk sözleşmesinin davalı şirket tarafından 31.12.2012 tarihi itibariyle tek taraflı olarak feshedildiğini, taraflar arasında 31.12.2012 tarihinde akdedilen fesih protokolünde, davacının, sözleşmenin fesih tarihi itibariyle, 268.481,39 TL bedelinde “ödenmemiş iş bedeli” alacağının olduğunu, ——- TL bedelinde “hakkedişlerden yapılan nakdi teminat kesintisi” alacağı olduğunu, —– TL, bedelinde “Teminat Çeki” olduğunu, ——- TL bedelinde ———- için tutulan teminat olduğu, bu teminatın —–dan alınacak borç ilişkisiz belgesi akabinde ödenebilir hale geleceğinin taraflarca tespit ve kabul edildiğini, davalı şirketin, ——- tarihli Fesih Protokolüne istinaden davacının ————— TL değerindeki teminat çekini iade ettiğini, davacının iş bedeli alacağını da ödediğini, ancak KDV hariç ———- TL tutarında davacının nakdi teminat alacağı kesintisi ile —— Prim borçları için nezdinde tuttuğu nakdi teminat alacağı kesintilerini ödemediğini, davacı şirketin, Fesih Protokolünde belirtilen KDV hariç —– TL tutarındaki teminat kesintisi anapara alacağının tahsili için davalı şirket hakkında İstanbul 25. İcra Müdüdüğü’nün —— E. sayılı dosyası ile icra takip işlemi başlattığını, davalının itirazı üzerine İstanbul Anadolu 14. İcra Hukuk Mahkemesinin ——— E. Sayılı dosyası ile itirazın kaldırılması davasının açıldığını, yapılan yargılama neticesinde davalı borçlunun itirazın kaldırılmasına ve davalının %20 oranında icra inkar tazminatı mahkumiyetine karar verildiğini, mahkemenin bu kararının taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleştiğini, davalı şirket hakkındaki icra takibinin kesinleşmesinden sonra İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü’nün————-1 E. Sayılı takip dosya borcunun, davalı şirket ile haricen yapılan 17.01.2014 tarihli protokol gereğince tahsil harcının davalı borçlu tarafından ayrıca ödenmek kaydı ile ——– TL nakit, ————– TL çek karşılığı olmak üzere davalı şirket tarafından ödendiğini, davacı şirketin İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü’nün ———– E, sayılı takip dosyasına konu olan ve haricen tahsil etliği KDV hariç 180.744,56 TL tutarındaki teminat kesintisi anapara alacağı ile ilgili olarak davalıya———— sayılı faturayı düzenlediğini ve bu faturayı ———– Noterliğinin—- tarih ve ————-yevmiye numaralı ihtarnamesi ekinde davalıya tebliğ ettiğini, ihtarnamede, davacı şirketin İstanbul Anadolu 25.İcra dosyasından tahsil ettiği 180.744,56 TL miktarında anapara alacağı ile ilgili olarak düzenlediği fatura nedeniyle tahakkuk eden 32.534,02 TL miktarındaki KDV alacağının derhal ödenmesini ihtar ettiğini, davalı şirketin, davacının ihtarnamesine verdiği cevapta, davacı şirket tarafından düzenlenen faturayı tebliğ aldıklarını ve KDV’si ile birlikte kayıtlarına işlediklerini, ancak 17.01.2014 tarihi itibariyle davalı şirketin kayıtlarına göre, davalı şirketin davacı şirketten ———TL alacaklı olduğunu, davacı şirketin 02.05.2014 tarihli KDV dahil (180.744,56+32.534,02) 213.278,58 TL alacağının düşüldükten sonra bile davalının——— TL alacağının kaldığının iddia edildiğini ve———- tarihli fatura ile tahakkuk eden 32.534,02 TL miktarındaki KDV borçlarını ödemediklerini, davalı sirketin İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü’nün ———- E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın kaldırılmasından sonra kesinleşen dosya borcu ve mahkeme tarafından hüküm altına alınan yargılama giderleri ve icra inkar tazminatının ödenmesi konusunda davalı şirket ile davacı şirket adına vekaleten 17.01.2014 tarihli çek teslim protokolünün imzalandığını, davalının bu protokol gereğince İstanbul Anadolu 14. İcra Hukuk Mahkemesinin —————- esas sayılı dosyasından verilen yargılama masrafları ve icra inkar tazminatı karşılığı olmak üzere davalı tarafından toplamda 242.866,00 TL ödeme yapılması karşılığında bu dosya alacaklarına mahsus olmak üzere ibralaşıldığını, bu ibraname kapsamı içerisinde 02.05.2014 tarihli fatura ile tahakkuk eden davacının ———- TL KDV alacağının mevcut olmadığını ileri sürerek davalının İstanbul Anadolu 21. İcra Müdürlüğü’nün————- esas sayılı dosyasına vaki tüm itirazlarının iptaline ve takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalının taşeronluk sözleşmesi fesih protokolü gereği ödemeyi taahhüt ettiği tüm alacaklarını ödediğini, borcu bulunmadığını,———2 tarihli fesih protokolü ile hüküm alana alınan hakkediş alacaklarının davacıya ödendiğini, 26.02.2013 tarihinde yapılan 65.000,00 TL’lik ödeme ile davalı şirketin davacı şirketten 39.054,44 TL alacaklı hale geldiğini, İstanbul Anadolu 14.İcra Hukuk Mahkemesinin —- E,———- K sayılı ilamı ile itirazın kaldırılmasına karar verildiğini, bu dava ile ilgili olarak davacı şirkete avukatlık ücreti dahil toplanı——- TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin bu davada uyuşmazlık konusu olmadığını, davacının ————– sayılı faturadan kaynaklı KDV alacağı sebebiyle takip başlattığını, davacıya yapılan fazla ödemeler sebebiyle borcunun bulunmadığını, davacı ile davalı şirket, arasındaki taşeronluk sözleşmesi, fesih protokolü, hakkediş ve davacıya yapılan ödemelere ilişkin ödeme belgelerinin cari hesap dökümü incelendiğinde davalı şirket tarafından davacıya ———– tarihi itibari ile 39.054,44 TL fazladan ödeme yapıldığını ve davalı şirketin davacıdan bu tutarda alacağının bulunduğu bu nedenle deftere işlendiğinin belirtildiğini, bu nedenlerle takas ve mahsup definin kabulüne, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, kötü niyetli takip sebebi ile davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İstanbul Anadolu 21. İcra Müdürlüğünün————– esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
İstanbul Anadolu 21. İcra Müdürlüğünün——–Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine kaynaklı icra takibine giriştiği, davalı borçlunun borcunun bulunmadığından dolayı itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi rapor içeriğine göre “dava ve icra dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davacı şirketin ibraz edilen ticari defterleri ile davalı şirketin talimatla incelenen muavin kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu, yukarıdaki açıklamalar gereğince, taraflar arasında geçerliliği inkar edilmeyen protokole göre KDV talep edilmesinin olanaklı okluğu, davalının davacının ödeme iddiasına ilişkin yapmış olduğu fazla ödeme savunmasının yapılan inceleme uyarınca davacının mali kayıtlarında görünmeyen ve dava dışı firmaya ödemesi yapılan iki adet çekten kaynaklandığı, davacının bu çekin arka yüzündeki ciroya ilişkin imzasına itiraz ettiği, bu itirazın incelenmesinin heyetimizin uzmanlık alanı dışında olduğu, bu itiraz yerinde görüldüğü takdirde davacıdan davalı ile dava dışı firma arasındaki ödemeden dolayı herhangi bir talepte bulunulamayacağı, itiraz yerinde görülmediği takdirde bu defa davacıya taraflar arasındaki protokoller uyarınca yapılan ödemelerde çek bedellerinin de dikkate alınması gerekeceği,” yönünde görüş bildirilmiştir.
Ankara 4 ATM’nin —— talimat sayılı dosyasında alınan raporda “taraflarca — tarihli Fesih Protokolü ile mutabık kalınan, —– TL tutarındaki davacı——–.Şirketi alacağının, Davalı ———–i tarafından—- tarihi itibari ile tamamının ödendiği, davalı tarafından hak edişlerden yapılan kesintiler için, davalı tarafından düzenlenen –tarih —– nolu KDV dahil 213.273,58 TL tutarındaki fatura bedelinin ——– tarihi itibariyle ödendiği.- tarihi ile —- tarihi arasında davacı şirket tarafından davalı şirket adına iş yapım bedeline ilişkin bir faturanın düzenlenmediği, bu tarih aralığında taraflar arasında ticari bir faaliyetin olmadığı, 26.02.2013 tarihi itibariyle davalının yasal defter kayıtlarına göre davalı şirketin davacı şirketten 39.054,44 TL tutarında borçlandığı, taraflarca 17.01.2014 tarihli “Çek Teslimi ve Protokolü” ile mutabık kalınan, —— TL tutarındaki davacı ———- alacağının, Davalı———tarafından ———- tarihi itibariyle tamamının ödendiği, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen —- tarih —–nolu KDV dahil 213.278,53 TL tutarındaki faturanın davalının yasal defter kayıtlarında yer aldığı, davalı—————— tarihli defter kayıtlarına göre, dava konusu —- tarih ve ———– nolu faturanın 32.534,02 TL tutarındaki KDV’sinin ödenmiş olduğu, davalı ————– yasal defter kayıt ve belgelerine göre, —- takip ve —– dava tarihi itibariyle Davalı ——— Davacı ———– 52.394,46 TL tutarında alacağının oluştuğu” yönünde görüş bildirilmiştir.
———– 03/10/2018 tarihli raporunda” inceleme konusu çeklerde atılı 1. ciro imzaları ile ——————–mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla————— eli ürünü olmadığı,” yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ile yapılan yargılama alınan bilirkişi raporu,————— inceleme şubesi tarafından düzenlenen rapor gözönüne alındığında davacının, davalının taşeronu olduğu, aralarındaki sözleşmenin ———- tarihinde protoklle feshedildiği, 180.744,56 TL davalının kalan borcu için icra takibinde yapılan 17/01/2014 tarihli protkolle bu borcun ödendiği, davacının bu miktar için fatura düzenleyip davalı yana gönderdiği, 02/05/2014 tarihli faturada belirlenen KDV alacağı olan 32.534,02 TL miktarın ödenmediğinden bahisle icra takibine girişildiği, bu KDV alacağının tahsiline yönelik icra takibine girişildiği anlaşılmıştır. Davalı yan cevap dilekçesinde cari hesap kayıtlarında davacı hesabına borç olarak kaydedilen———- ve——— keşide tarihli 65.000,00 TL tutarlı 2 adet çekin davacıya verildiği ve bu çeklerden dolayı alacaklı duruma geçtiğini iddia etmiş ise de davacının bu çeklerdeki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmesi karşılığında yapılan imza incelemesinde ilgili çeklerdeki imzaların davacı şirket temsilcisi olan Aslan Nejat Aytekin’in eli ürünü olmadığı anlaşılmıştır. Davalı ticari defterlerinin incelenmesinde davalının yasal defter kayıtlarına göre davacı şirkete 39.054,44 TL tutarında borçlu göründüğü, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen 02/05/2014 tarihli KDV dahil 213.278,58 TL tutarındaki faturanın davalının defterlerinde yer aldığı, defter kayıtlarına göre 32.534,02 TL tutarındaki KDV’nin ödenmiş olduğu, neticeten davalının davacıdan 52.534,46 TL tutarında alacaklı göründüğü rapor edilmiştir. Talimat yolu ile alınan davalı ticari defterlerinin incelemesi yapıldıktan sonra davacı ticari defterlerinin incelenmesinde takip konusu KDV’nin dayanağını oluşturan teminat kesinti bedeli açıklamalı 213.278,58 TL bedelli faturanın hem davacı hem de davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, taraflar arasındaki protokole rağmen KDV talep edilmesi noktasında tereddütün bulunmadığı, fazla yapıldığı iddia edilen davalı ödemelerinin 2 adet çekten kaynaklandığı rapor edilmiştir.
İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı dava türlerindendir. İcra takibine konu faturalarla sınırlı olarak uyuşmazlığın çözümü gerekmektedir. Bu nedenle takipte dayanılan faturaların KDV’sinin talep edilebileceği anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile asıl alacağa yönelik itirazın iptaline davalı yan temerrüde düşürülmediğinden faiz alacağı yönünden talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile, İAA 21. İcra Müdürlüğünün————–9 sayılı takip dosyasında;
1-Davalının 32.534,02 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
2-Asıl alacak 32.534,02 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık 11.75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
3-Alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 İcra inkar tazminatı tutarı 6.506,80 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Alınması gerekli karar harcı 2.222,40 TL’den peşin olarak yatırılan 394,15 TL’nin mahsubu ile 1.828,25 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 394,15 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 29,60 TL ilk dava masrafı, 898,70 TL tebligat-müzekkere gideri, 1.950,00 TL bilirkişi ücreti, 385,00 TL Adli Tıp Gideri olmak üzere toplam 3.263,30 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre(%99 kabul) 3.253,87 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan 9,43 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça sarfedilen 127,10 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.904,08 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 94,26 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/03/2019