Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/697 E. 2018/248 K. 06.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/697 Esas
KARAR NO : 2018/248

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 24/10/2015
KARAR TARİHİ : 06/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı — arasında 28.05 2013 tarihinde Tüketici Kredi Rehin sözleşmesi imzalandığı ve — plakalı araca rehin şerhi işlendiğini, kredi borçlusunun söz konusu aracı davalı sigorta şirketine sigorta ettirdiğini, kredi borçlusunun sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediği için İstanbul — İcra Müdürlüğünün — E. sayılı dosyası ile rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takip dosyasından ödeme emri gönderildiğini, işlemler esnasında aracın hasara uğradığını, hasar dosyası açıldığını, davalı Sigorta Şirketi tarafından, hasar bedelinin rehin alacaklısı olarak dain ve mürtehin sıfatına haiz oldukları için ödemenin kendilerine yapılması gerektiğini, davalıya, İstanbul Anadolu—- İcra Müdürlüğünün — E. Sayılı dosyasından bildirimde bulunulduğunu, davalının 03.11.2014 tarihinde araç sahibine 35.000.00 TL. ödeme yaptığını ve bankadan muvafakat alınmadığına dair bildirimde bulunulduğunu, mahkemece tespit edilecek sigorta kasko poliçe teminat bedelinin temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile dain-i mürtehin olarak ödenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu —- plakası aracın 29/05/2014- 2015 tarihleri arasında — numaralı Akkasko Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigorta teminatının alındığını, söz konusu araç üzerinde davacı tarafından öncelikli alacaklı olduğunu gösteren bir not ya da özel şart olmadığını, bu şekilde bir şart bulunmadığından ödenmesine karar verilen bedelin dava dışı sigortalıya ödendiğini, aracın sigortalıya terk edildiğini, Sigorta Şirketinin sigorta sözleşmesinden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirdiğini, davacının; dava dilekçesinde dava dışı sigortalıdan ne miktarda alacağı olduğu belirtilmediğini, — plakalı araç hasarlı olsa da satıp alacağını tahsil etme imkanının bulunduğunu, davacının talep ettiği avans faizinin haksız olduğunu, yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; davacı banka tarafından verilen kredi kapsamında rehinli aracın uğramış olduğu hasar bedelinin ödenmeyen kredi borcu sebebiyle rehin kaydına rağmen dava dışı kredi kullanan sigortalıya ödenmesi sebebiyle söz konusu tutarın tahsili için açılan alacak davasıdır.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçelerin teatisi tamamlandıktan sonra, usulüne uygun ön inceleme duruşması yapılmış ve uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, deliller toplanmış ve bilirkişi incelemesi yapılmak ve rapor alınmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Davacı banka tarafından dava dışı kredi borçlusu aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyası, dava dışı sigortalı ile yapılan kredi sözleşmesi kayıtları, kasko sigorta poliçesi örneği ile hasar dosyası, davaya konu araç üstünde davacının rehin hakkını gösterir kayıtlar ile taraflar arasındaki yazışma suretleri celp edilerek incelenmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından, davanın dava dışı sigortalı —‘a ihbarı talep edilmiş ve dava söz konusu şahsa ihbar edilmiştir.
İcra dosyasının incelenmesinde davacı banka tarafından dava dışı kredi borçlusu — aleyhine 25/09/2014 tarihinde 51.526,84 TL asıl alacak ve 55,055 TL işlemiş faiz ve gider vergisi toplamı 51.582,39 TL alacağın tahsili için taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin 20/10/2014 tarihinde tebliğ edildiği, her hangi bir itiraz olmaması sebebiyle haciz işlemlerine başlanıldığı, dosyada 20/03/2015 tarihinde 25.778,88 TL aracın satılması sebebiyle tahsilat yapıldığı, 27/03/2015 tarihi itibariyle kalan alacak miktarının 43.814,68 TL olduğu, bu tarihten sonra her hangi bir tahsilat yapıldığına ilişkin icra dosyası içeriğinde kayıt yer almadığı anlaşılmıştır.
Sigorta poliçesinin incelenmesinde; davalı —- Sigorta A.Ş. tarafından — sayılı kasko sigorta poliçesiyle davacıya ait —- plakalı hususi otomobilin, 29/05/2014- 2015 tarihleri arasını kapsayacak şekilde 50.000,00 TL sigorta bedeli ile kasko teminatı altına alındığı görülmüştür.
Konunun uzmanlık gerektiren yönleri olması sebebiyle dosya, hukuki ihtilaf konularında rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiştir. Dosyada mübrez sigorta hukukçusu bilirkişi — tarafından düzenlenen 14/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen hususlar denetime elverişli görülmüş ve hükme esas alınmıştır.
Davacının dava dışı kredi borçlusundan alacağının devam edip etmediği hususunda yazılan talimat üzere Mersin — Asliye Ticaret Mahkemesince, davacı defterleri üzerinde inceleme yapılmış ve rapor alınmış, Mali Müşavir — tarafından sunulan 30/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda davacının kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde 24/10/2015 dava tarihi itibariyle dava dışı kredi borçlusunun davacı bankaya 46.051,00 TL borçlu olduğu, incelemenin yapıldığı tarih itibariyle (11/07/2017) davacı bankanın alacağının 49.887,00 TL olduğu ve halen devam ettiği belirtilmiştir.
Davacı vekilinin 28/09/2017 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı gereğince sunmuş olduğu tarihsiz beyan dilekçesinde de davacı bankanın dava dışı kredi borçlusundan 51.603,18 TL alacağının bulunduğunu beyan ettiği görülmüştür.
Davacı vekili tarihsiz dilekçesiyle dava konusu talebinin 25.000,00 TL arttırarak toplam 35.000,00 TL ‘ye çıkartıldığı 21/12/2016 Uyap kayıtlı ıslah dilekçesi sunmuş, söz konusu ıslah davalı sigorta şirketine tebliğ edilerek ıslaha karşı beyan ve itirazları alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 08/08/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde krediye konu sigortalı — plakalı araçta meydana gelen hasar bedelinin rehin kaydına rağmen dava dışı sigortalıya ödenmesi dolayısıyla davacının rehin kaydı sebebiyle dain-i mürtehin sıfatı bulunup bulunmadığı, dava dışı şahsa ödemenin yapılması konusunda muvafakat verip vermediği, davalının dava dışı şahsa yapmış olduğu ödemenin usulsuz olup olmadığı, davacının dava dışı kredi borçlusundan alacak miktarının hasar bedelini aşıp aşmadığı, davalının talep edilen bedeli dava dışı sigortalıya ödemesi nedeniyle davacıya karşı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Sigortacılıkta sigorta sözleşmesine konulacak dain-i mürtehin kaydı, bir sınırlı ayni hak olan rehin ve rehinli alacaklı kavramının ötesinde, menkul ve gayrimenkul rehninden tamamen bağımsız olarak sigorta tazminatı üzerinde öncelikle hak sahibi anlamına gelmektedir. Yani üzerinde — kaydı bulunan bir sigorta sözleşmesinde rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacı, bir menkul veya gayrimenkul rehninin varlığı sorgulamaksızın ve araştırmaksızın, poliçe üzerinde bu hakkın tanınmış olmasına dayanarak sigorta tazminatını öncelikle — ve ancak o izin verirse sigortalıya ödemekle mükelleftir. —yazılı onay vermediği hallerde sigortalının yapması gereken şey, borç ilişkisinin sona erdiğine veya tazminatın kendisine ödenmesi gerektiğine ilişkin bir yargı kararı getirmektir. Zira poliçede dain-i mürtehin kaydının yer alması halinde, bu durum sigortacıya alt ilişkinin detaylarını inceleme, değerlendirme veya takdir etme imkanı vermediği gibi böyle bir görev de yüklememektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve denetime elverişli görülen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı banka ile dava dışı sigortalı araç maliki — arasında 28/05/2013 tarihinde Tüketici Kredi Rehin Sözleşmesi imzalandığını ve — plakalı araca rehin şerhi işlendiğini, davacı bankanın dava dışı sigortalı araç maliki aleyhine 26/09/2014 tarihinde İstanbul — İcra Müdürlüğünün — E. Sayılı takip dosyasıyla rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçtiği, aynı tarihte aracın trafik tescil kaydına İcra Müdürlüğü’nün yakalama ve rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip şerhinin düşüldüğü, icra Müdürlüğü tarafından davalı —-sigorta A.Ş.’ye 09/02/2015 tarihinde muhtıra çıkarılarak —-’a hasar dosyasından herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulduğu, söz konusu muhtıranın 11/02/2015 tarihinde davalı sigorta şirketine tebliğ edildiği, davalı sigorta şirketinin 31/03/2015 havale tarihli 27/03/2015 tarihli dilekçesiyle 03/11/2014 tarihinde onarım konusunda mutabık kalınarak araç sahibine 35.000,00 TL ödeme yaptığını ve bankadan muvafakat alınmadığına dair bildirimde bulunduğu, davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçede daini mürtehin kaydının yer almadığı, TTK. nın “Sınırlı ayni hak” başlıklı 1456. maddesi hükmüne göre; davacının ayni hakkının araç üstünde devam ettiği ve anılan madde de sigortacıya yüklenen ödev sebebiyle poliçede dain-i mürtehin kaydı bulunmayan ancak sınırlı bir ayni hakkın söz konusu olduğu mal sigortalarında sigortacı, TTK. nun 1456. Maddesi ile kendisine yüklenen ödevleri yerine getirmek ve tazminat ödemesini madde hükmüne uygun olarak sigortacının muvafakatini almak suretiyle yapmak durumunda olduğu, zira maddenini 2. fıkra hükmüne göre ayni hakkın sicille alenileştiği veva sigortacının bunu bildiği durumlarda bildirime gerek bulunmadığı, hasar dosyasının incelenmesinde de içeriğinde Emniyet Genel Müdürlüğü araç sorgulaması sonuç belgesi çıktısının yer aldığı, bu belgeye göre sigortalı — plakalı araç üzerinde hak mahrumiyeti bölümünde “REHİNLİ (R) “ kaydının, karşısında ise “— Kredi bankası A.Ş. — Şubesi” kaydının yazılı olduğu, davacı bankanın dava tarihi itibariyle dava dışı kredi borçlusundan 46.051,00 TL alacaklı olduğu, karar tarihi itibariyle alacak miktarının bu miktardan fazla olduğunun bilirkişi raporlarıyla sabit olduğu, davalının, davacının muvafakatini almadan sigortalısına ödeme yapmaması gerektiği ve hukuken davacının sigorta tazminatı üzerindeki yasal talep haklarını ihlal ettiği, davalı sigortacının, rehinli alacaklı davacının sicille alenileşmiş rehin hakkını yasa hükmüne aykırı olarak ihlal edip davacı rehinli alacaklıyı zarara uğrattığı, davalı sigortacının davacıya karşı azami sigortalısına ödediği tutar olan 35.000,00 TL bedelle sınırlı olarak sorumlu olacağı ve bu sorumluluk tutarının davacının kredi borçlusundan olan bakiye alacak tutarını geçemeyeceği taraflar tacir olmakla ve uğranılan zararın da ticari olduğu anlaşılmakla istenebilecek faiz türünün de avans faizi olduğu kanaatine varıldığından dava ve ıslah dilekçeleri birlikte değerlendirilerek davanın kabulü ile, davacı yanın 35.000,00-TL alacağının 10.000,00-TL sinin 24/10/2015 dava tarihinden 25.000,00-TL sini 21/12/2016 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, davacı yanın 35.000,00-TL alacağının 10.000,00-TL sinin 24/10/2015 dava tarihinden 25.000,00-TL sini 21/12/2016 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 2.390,88-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.22,01-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 522,58-TL ilk masraf, 192,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.915,08-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/03/2018