Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/630 E. 2020/778 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/630 Esas
KARAR NO: 2020/778
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/08/2015
KARAR TARİHİ : 24/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; — tarihinde — Plakalı araç sürücüsü, — sıralarında, — kullanmakta olduğu araçla——– kenarında yürümekte olan maktul —ve olayın tek tanığı olan —- tarihli keşif zaptındaki ifadesiyle, süratle çarparak ölümüne neden olduğu, eski, ——- dosyasına verilen —– tarihli raporunda —– plakalı araç sürücüsü 2. durum/olay tanığı —– ifadesine, istinaden asli kusurlu bulunmuştur. — raporundaki 1. durum ise, maktüle çarpıp ölümüne neden olan sürücü ifadesine dayalı olduğu için, Ceza Mahkemesi —- kararında nazara alınmamış, sürücü asli kusurlu bulunduğu, ceza davasının ve olayın tek tanığı olan —– tarihli keşif zaptındaki ifadesiyle, süratle çarparak ölümüne neden olduğu, sürücünün asli kusurlu eylemi ile kazaya sebebiyet verdiği sabit olup, eylemi mahkemece de bu şekilde kabul edildiği halde,temel cezanın asgari haddin üzerinde belirlenmesi yerine, alt sınırdan belirlenmesi nedeniyle, eksik ceza tayini, ve —– şekilde seyir halinde iken, karşıdan karşıya geçmekte olan yayaya çarparak ölümüne neden olan sanığın cezasının bilinçli taksir nedeniyle arttırılması yerine, mahkemece bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmaması, aleyhe temyiz olmadığından, bozma nedeni yapılmadığı, ceza Mahkemesi Kararına yönelik onama kararı tesis eden, bilinçli taksir ve asli kusur nedeniyle sanığa eksik ceza verildiği, ve sanık/sürücünün asli kusurlu olduğunun sabit olduğu belirlemesini yapan bu —- üzerine ekleyecek bilgi bulunmadığı, trafik kazasında ölen —-Liseden terk, ve boşanmış olup, davacı oğlu ile aynı evde oturmakta ve olay tarihinde 16 yaşında ve, velayeti kendisine verilmiş, davacının oğluna baktığı,——-emekli olmuş bulunan davacının babası, bazı elektrik ve elektronik tamirlerini bir iş yerine bağlı olmaksızın yapmakta, emekli maaşına ek olarak bir takım kazançlar elde ederek, kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu davacının geçimini sağladığı, davacının velayetinde bulunmakta ve henüz 16 yaşında iken, kendisine bakan babasının ölümü ile, madden ve manen büyük yıkıma uğradığı, açıklanan nedenlerle şimdilik —-Maddi – destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden işletilecek merkez bankası avans faizi ile birlikte tüm davalılardan, —– Manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek —– avans faizi ile birlikte, işleten ve sürücüden, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin tüm davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalılar adına dava dilekçesi, tensip zaptı ve duruşma gününün usulune uygun olarak tebliğ edildiği, ancak dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında davalılardan — sürücüsü olduğu ve davalı sigorta şirketine sigortalı aracı ile yaya davacının babası —– çarpması şeklinde ölümlü trafik kazası sonucunda davacının destekten yoksun maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında —- tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Davacılara ait sosyal ekonomik durum araştırma raporları, davalı sigorta şirketi nezdinde düzenlenen hasar dosyası,—–ceza dosyası, — araca ait trafik tescil kayıtları ve —- getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Kazaya ilişkin yapılan ceza dosyasında alınan —tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu olayın meydana gelmesinde——- 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 47(d), 48 ve 52(b) maddelerinde öngörülen trafik kuralların ihlal etmiş olduğu ve olayda kusurlu olduğu ve müteveffanın ise aynı Kanunun 68(b,c) maddesinde öngörülen trafik kurallarını ihlal etmiş olduğu ve olayda kusurlu olduğunun belirtildiği, —- tarihinde —— alının kusur raporunda ise seçenekli olarak kusur tespiti yoluna gidilmiş olup toplanan tüm deliller ile birlikte dosya aktüer ve kusur bilirkişine tevdi edilmiş, — tarihli bilirkişi raporunda özetle; kusur bilirkişisi tarafından, — plakalı araç sürücüsü —- meydana gelen trafik kazasında tali Kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, müteveffa yaya— meydana gelen trafik kazasında tali kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, davacı— destekten yoksunluk zararının hesaplandığı, — kaza tarihinde Eski adının —- poliçe nolu —- tarihli olduğu belirtilen ———— sakatlık ve ölüm teminatının limiti dosyada poliçe olmadığından limiti görülememekle birlikte, davalı Sigorta Şirketinden sigorta limitiyle sınırlı olmak kaydıyla talep edilebileceği, sigorta şirketine hiçbir ihbarda bulunulmaksızın dava açılması halinde sigortacı davanın açıldığı tarih itibariyle temerrüde düşmüş sayılacağının söylenebileceği, bu konuda hukuki yorum gerektiğinden, takdir ve yorumun mahkemeye ait olduğu kanaatine varıldığına yönelik tanzim edilmiştir.
— tarihli ek raporda özetle; kusur bilirkişisi tarafından, —– plakalı araç sürücüsü —– meydana gelen trafik kazasında tali kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, müteveffa yaya — meydana gelen trafik kazasında tali kusurlu olduğu kanaatine varılmış olup, kök rapordaki kanaatimizde bir değişiklik olmadığı, davacı —– destekten yoksunluk zararının hesaplandığı, —- kaza tarihînde — olduğu, — poliçe nolu — tarihli olduğu belirtilen ——– poliçesinin sakatlık ve ölüm teminatının limiti dosyada poliçe olmadığından limiti görülememekle birlikte, davalı ——- sigorta limitiyîe sınırlı olmak kaydıyla talep edilebileceği kanaatine ilişkin rapor sunulmuş olduğu görülmüştür.
Davacı vekili tarafından—– tarihinde mahkememize gönderilen bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde; bilirkişi raporu kusur yönünden eksik ve hatalı olduğu, teknik üniversite düzeyinde olmak üzere, ceza dosyasındaki ——raporu ile çelişen rapor yerine yeniden bilirkişi kusur incelemesi yaptırılmasını talep etmiş olduğu, rapora itiraz dilekçesi doğrultusunda dosya ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişiye gönderilmiş olduğu anlaşılmıştır.
— tarihli ek raporda özetle; kazanın oluşumunda sürücü —-asli oalrak %75 oranda kusurlu bulunduğu, kaza oluşumunda maktül—— tali olarak %25 oranında kusurlu bulundğu, nörolojik açıdan mütalaa sonucu, kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelmediği kanaatine varılmış olduğu bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından mahkememize —- tarihinde göndermiş olduğu feragat dilekçesinde; davanın maddi tazminat talebinin yöneltildiği —- vekilinin sulh teklifinin kabul edildiğini, anlaşılan miktar maddi tazminat miktarı davalı — tarafından ödendiğini, bu nedenle davalı ——— tüm davalılara yönelik maddi tazminat davasından sulh nedeniyle feragat ettiğini beyan ettiği ve vekaletnamesinde feragat yetkisinin olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, alınan bilirkişi rapor ve ek raporu ile——sayılı dosyası hep birlikte değerlendirildiğinde; — tarihinde —- Plakalı aracın———- yol kenarında yürümekte olan maktul —– çarparak ölümüne neden olduğu, yukarıda belirtildiği şekilde dosyada birden fazla kusur raporu bulunmakla birlikte mahkememizce yapılan değerlendirmede dosyamızda kusura yönelik 2. bilirkişi raporunda 2 ayrı kusur bilirkişisi yer aldığından ve alınan rapor ceza dosyasındaki ——- raporu ile uyumlu olduğundan uyumlu olan 2. rapora kusur yönüyle itibar edilmiş tek kusur bilirkişinin yer aldığı ilk rapora itibar edilmemiş ve kazanın oluşumunda davalı —– %75, mütevaffanın ise %25 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Yapılan yargılama sırasında davacı vekili tarafından mahkememize — tarihinde göndermiş olduğu feragat dilekçesinde davalı —–tüm davalılara yönelik maddi tazminat davasından feragat ettiklerini bildirdiği ve HMK 307. vd maddeleri gereğince davadan feragatin, davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran taraf işlemlerinden olduğu, hüküm ifade edilmesi için karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine de bağlı olmadığı hükme bağlanmış olduğundan maddi tazminat talebi yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Manevi tazminat davası yönünden yapılan değerlendirmede; Türk Borçlar Kanunu’nun 56/2 maddesi hükmüne göre hükmedilecek tazminat bedelinin emsal içtihatlarda belirtilen hususlar gözetilerek takdir edilmesi gerektiği, bu hususların tarafların mali ve sosyal durumları, paranın alım gücü, ölüm olayının davacı uhdesinde meydana getirdiği acı ve ızdırap boyutları ile olayın meydana gelmesinde tarafların kusur oranları olduğu, olayı oluş şekli, tarafların üzerinde yarattığı etki dikkate alınarak; davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile — manevi tazminatın davalılar ——— kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
A- Maddi tazminat talebi yönünden
1-HMK 307. maddesi gereğince davacının davasının feragat nedeni ile REDDİNE,
B-Manevi tazminat talebi yönünden ,
1-Kazanın oluşu, tarafların kusur oranı, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durum araştırmaları ile, tıbbi ve adli raporlara göre TMK’nın 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de birlikte değerlendirildiğinde manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile — manevi tazminatın davalılar ——- kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-a-Maddi tazminat istemi yönünden alınması gereken 54,40-TL karar harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 273,74-TL harcın mahsubu ile artan 218,84-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
b-Manevi tazminat istemi yönünden alınması gereken 54,40-TL karar harcının davalılar ——— alınarak hazineye irat kaydına,
c-Maddi tazminat istemi yönünden peşin yatırılan harcın davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan 27,70-TL başvuru harcı, 355,40-TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.000-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.383,10-TL yargılama giderinden davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre 2.029,86-TL nin davalılar ——- alınarak davacıya verilmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-a-)Davacının manevi tazminat istemine yönelik davasının kabul edilen bölümü için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 6.000,00 TL vekalet ücretinin davalı —— alınarak davacıya verilmesine,
b-)Davalı —– manevi tazminat istemine yönelik reddedilen bölüm için AAÜT ilgili maddeleri uyarınca takdir edilen 4.500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —– verilmesine,
b-)Davacının feragat nedeniyle reddine karar verilen maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak davalı sigorta şirketinin talebi bulunmadığından lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan gider avansından harcanmayan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı —– vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde ——– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..24/11/2020