Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/615 E. 2021/207 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/615 Esas
KARAR NO: 2021/207
DAV : Tespit
DAVA TARİHİ: 21/08/2015
KARAR TARİHİ: 23/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde; davacı——- — olduğunu belirterek kendisini arayan —- şahıstan, lehtar olarak şirketine yazılmış ve şirketinin cirosu olan bir çekin bankalarında olduğunu bu çek hakkında bilgisi olup olmadığını sorduğu, davacı şirket —- bu yana ticari faaliyeti olmayan bir şirket olduğu, çeki keşide eden —- herhangi bir ticari ilişkisi olmadığı gibi, çekin ciro edildiği ——- ile de herhangi bir ticari ilişkisi olmadığı, bahse konu çekin, dolandırıcılık amaçlı olarak davacı şirket lehine düzenlendiği yine sahte olarak yaptırılan bir kaşe basılmak ve sahte imza atılmak suretiyle üçüncü bir şirkete ciro edildiği anlaşılmadığı, belirtildiği üzere çeki keşide eden şirket ve çekin ciro edildiği şirketle davacı şirketin hiçbir ticari ilişkisi ve bağlantısı mevcut olmadığı, —- bulunan çek yaprağı incelendiğinde —-tutarlı çekin lehdarının —- olduğu arka yüzündeki ciroda kullanılan yazının —- davacının şirketin ünvanını taşıdığı —-ciro imzasının da davacı —- —-ait olmadığı anlaşıldığı, çekin cirosunda kullanılan kaşe müvekkil şirkete ait olmadığı gibi kaşe üzerindeki imza da müvekkil şirketin temsilcisi —— ait olmadığı, mevcut sahtecilik nedeniyle çeki düzenleyen —–yetkilileri hakkında ——- kayıtla suç duyurusunda bulunduğu, davacı şirket ile bir ticari ilişkisi olmaksızın düzenlenen ve sahte yazı ve imza ile davacı şirket tarafından ciro edilmiş gibi gösterilerek kullanılan çekin sahteliğinin tespitine karar verilmesi talebiyle mahkemenize başvuruda bulunulduğu, açıklanan nedenlerle şubesince verilmiş ——- tutarlı çekin sahteliğinin tespitine ve iptaline, öncelikle çekin herhangi bir İşleme esas alınmaması ve davacı şirket aleyhine takibe konulmaması yönünde HMK md. 209 delaletiyle teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı—– vekilinin cevap dilekçesinde özetle;—— bedelli çek, daval—– borçlusu olan diğer davalı ——tarafından ciro edilmek suretiyle davalı —- verildiği, davalı —–söz konusu çekin iyi niyetli yetkili hamili ve son cirantası olduğu, bu nedenle çek takas aracılığı ile muhatap Bankaya ibraz edilmiş, ancak karşılıksız çıktığı ve çek bedeli ödenmediği için tarafımızca icra takibine konu edilmiş ve hem çekin keşidecisi diğer davalı ———aleyhine, hem de çekin lehdarı ve ilk cirantası davacı aleyhine icra takibi başlatıldığı, söz konusu icra takibinin müstenidatı çek yasada kambiyo senetleri arasında sayılmış olduğundan ve davalı bankanın işbu çekin yetkili son hamili, son cirantası olduğundan, Ticaret Kanunu, İcra İflas Kanunu ve bilcümle yasal mevzuat ile —— kapsamında, davacı sayın Mahkemeniz huzurundaki işbu tespit davasını ve tüm iddialarını ancak kendi cirantası olan diğer davalılar——- karşı husumet yönelterek ileri süreleceği, davalı banka işbu çekin yetkili hamili, son cirantası konumunda olduğu, yasal olarak da icra takibi başlatarak çek bedelinin ödenmesini talep etme hakkı bulunduğundan, icra takibi başlatılmış ve ödeme emri gönderildiği, ödeme emrini tebliğ alan davacı bu güne kadar icra mahkemesinde imzaya itiraz, borca itiraz, takibe itraz davası açmadığı, davanın davalı Banka yönünden reddi gerektiği, davacı tarafın dava konusu çekteki imza itirazı ise incelemeye muhtaç olduğu, davalı bankanın davaya konu icra takibinin müstenidatı olan çeklerde yetkili hamil olduğu ve hukuken gerekeni yapmak konusunda yetkili bulunduğu, hukuken dava konusu çekteki keşideci ve ciranta imzalarının kontrolünü yapma sorumluluğu bulunmadığı, açıklanan nedenlerle davacının davalı bankaya karşı kötü niyetli olarak husumet yönelterek davaya dahil etmiş olduğunun ortaya çıkması halinde, davacı hakkında %20 oranında tazminata hükmedilmesi gerektiği, bu durumda müvekkil bankaca başlatılan——–sayılı icra takibi işbu dava neticesinde zarar görebilecek olduğundan İİK ve Yargıtay uygulamaları gereği davacı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği ve öncelikle davanın husumet nedeniyle reddine ve bu talep kabul görmez ise imza incelemesinin sonucuna göre davanın esas yönünden de reddine karar verilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalılar ——– tebligatların yapılmış olduğu cevap dilekçesi sunulmamış olduğu anlaşılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile — nolu hesabına ait, ——- bedelli çekte davacının çekin ön yüzünde isminin bulunduğu ve arka yüzünde cirosunun bulunduğu, davacının çekteki ciro üzerindeki imzanın davacı şirket yetkililerine ait olmadığı iddiası ile borçlu bulunmadığının tespitine yönelik, menfi tespit davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında 7251 Sayılı yasanın 58.maddesi ile TTK’nın 4/2 maddesinde yapılan değişik sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Davacı tarafından Çekteki imza inkar edildiğinden davacı şirket yetkilisine ait çekin keşide tarihinden önceki tarihlere ait imza incelemesine esas olacak belge asılları ile takip dosyasında bulunan ve incelemeye esas olan çek aslı ilgili yerlerden getirtilerek mahkememiz kasası içine alınmış şirket yetkisinin —- tarihli duruşmada huzurda imza örnekleri alınmış ve inceleme yapılmak üzere dosya grafolog bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Dosyanın —- davacı şirket —- imzasının bulunduğu çek aslı ve ilgili kurumlardan getirtilen imza örneklerinin mukayese edilerek rapor düzenlenmek üzere gönderildiği,——- tarihli raporunda özetle; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; inceleme konusu çekteki 1.ciro imzası ile——-mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.
Tarafların defter ve kayıtları üzerinde bir Mali Müşavir eşliğinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, inceleme gün ve saatinin taraflara tebliğ edildiği, inceleme gününde davacı şirketin —–yılı yevmiye, kebir ve envarter defterlerinin incelendiği, Mali Müşavir tarafından —- tarihinde sunulan bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın —- döneme ait ticari defterlerinin açılış, kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun olarak yapılmış olduğu, davalı—– tarafın ticari defter ve belgeleri getirmediği, davalı —- tarafın ticari defter ve belgeleri getirmedigi, davalı—– ticari defter ve belgeleri getirmediği, davacı tarafın —-döneme ait ticari defterlerin açılış-kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun olarak yapılmış olduğu —- yılında faaliyetsiz olduğu anlaşılan davacı taraf defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, davacı şirketin çek baskı yılı olan —– yılına ait yasal defterlerini getirmiş olduğu, ancak keşide yılı olan —- yılına ait yasal defterlerini getirmedigi, davaya konu olan —- bedelli çek ile ilgili —- kaleminde herhangi bir kaydın olmadığı, davacı şirket-ite davali şirket; ——- ilgili defter kayıtlarında herhangi bir ticari hesap hareketinin bulunmadığı, davacı şirket ile davalı şirket; ———– ilgili defter kayıtlarında herhangi bir ticari hesap hareketinin bulunmadığı görüş ve kanaatine ilişkin rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.
Davaya konu çek yönünden davacının şikayeti üzerine başlatılan soruşturma sonunda —- Esas sayılı dosyasında davalı —– dolandırıcılık suçundan kamu davası açılmış olup yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre çek üzerindeki —- üzerindeki imzanın — ürünü olduğu, çekin ön yüzünde yer alan yazıların —- ürünü olmadığı, çekin keşideci imzasının keşideci şirket yetkilisi — eli ürünü olduğu, aynı çeke ilişkin —– sayılı dosyasında — tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen rapora göre çekteki 1.ciro imzasının şirket yetkilisi —– mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği, müşteki — eli ürünü olmadığının tespit edildiği ve sanık —— her iki suçtan ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmiş, mahkememizce yargılamanın daha fazla uzamasına mahal vermemek adına verilen hükmün kesinleşmesi beklenmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf, iddia, savunma, toplanan tüm deliller, —- mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi raporu ve —–sayılı dosyası ile davaya konu çekteki 1.ciro imzası ile ——– mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği, imza inkarının mutlak defilerden olup herkese karşı ileri sürülebileceği dikkate alınarak davacının takibe konu çek yönünden davalı bankaya borçlu olmadığı anlaşılmakla menfi tespit isteminin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KABULÜ ile;
Davacının davaya konu —– bedelli çek yönünden, davalılara borçlu olmadığının tespitine,
Mahkememizce verilen tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına,
2-Karar harcı 3.177,78‬-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 27,70-TL ve 767,00-TL olmak üzere toplam 794,70-TL nin mahsubu ile 2.383,08‬-TL harcın nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 794,70-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 27,70-TL başvuru harcı, 609,6‬0-TL tebligat ve müzekkere gideri, 600-TL bilirkişi ücreti ve 310,00-TL ———- ücreti olmak üzere toplam 1.547,3‬0-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 6.847,60-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde——- Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..23/02/2021