Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/592 E. 2021/1102 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/592 Esas
KARAR NO : 2021/1102
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 14/08/2015
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; — davacı yaya —sürekli sakat kalacak şekilde yaralanmasına neden olduğu, sürücü —kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, davacı yaya —– tedavi gördüğü, açıklanan nedenlerle; davacı da oluşan cismani zarar nedeniyle oluşacak maddi tazminat nedeniyle, sürekli ve geçici maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarının, bakıcı giderinin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, öncelikle 6100 sayılı yasanın 107. Maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —- tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği ancak davaya cevap dilekçesi sunmadıkları anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile haksız fiilden doğan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı — tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde ağır şekilde yaralandığını belirterek kazaya karışan — plaka sayılı aracın —– düzenleyen davalı —- şirketinden maddi tazminatının tahsili istemiyle dava açmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporları alınmış, yargılama sırasında — tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesiyle 6102 sayılı T.T.K. nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek yargılama sonlandırılmıştır.
Davacıya ait hastane dosyaları, davalı — düzenlenen hasar dosyası, —- soruşturma dosyası getirtilerek dosya içine alınmış, davacıya meydana gelen trafik kazası nedeniyle rücuya tabi bir ödeme almadığı —- gelen cevap ile anlaşılmıştır.
Hasar dosyasının incelenmesinde, kaza tarihi itibariyle — plakalı aracın —- —tarafından düzenlendiği, poliçenin kaza tarihini kapsadığı, davalı —- tarafından davacıya dava tarihinden önce herhangi bir ödeme yapılmadığı, sigortalısının dava dışı —- olduğu, aracın kullanım şeklinin hususi olduğu, kaza anındaki sürücünün dava dışı — olduğu anlaşılmıştır.
Kazaya ilişkin—- soruşturma dosyasının incelenmesi neticesinde, soruşturma dosyasında düzenlenen kaza tespit tutanağının bulunmadığı, polis memurlarının çizdiği basit bir krokinin olduğu, davacı ile dava dışı sürücünün ifade tutanaklarının bulunduğu, yine polis memurunun — hitaben düzenlediği —tarihli tahkikat evrakının yer aldığı, herhangi bir bilirkişi raporunun olmadığı, —- tarihinde savcılık tarafından şikayet yokluğu nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği ve soruşturma dosyasının bu şekilde neticelendiği görülmüştür.
Mahkememizce ön inceleme duruşmasında hastane evraklarının toplanmasından sonra davacının maluliyetinin değerlendirilmesi bakımından —– tarihli rapor alınmış, üç kişilik heyet tarafından düzenlenen raporda kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ——- düzenlenen raporda davacının sürekli maluliyet oranının % 20 olduğu, olay tarihinden itibaren iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceği, bakıcı yardımına ihtiyaç duymadığı belirlenmiştir. Davalı ——- tarafından raporun yetkili kurum tarafından düzenlenmediği —– rapor alınması gerektiği yönünden itirazda bulunulmuştur. Mahkememizce —— tarihli ara karar ile kusur raporu alınmaksızın ve maluliyet raporuna ilişkin itirazlar değerlendirilmeksizin dosya hesap yapılması için aktüer bilirkişisine tevdi edilmiş ve bilirkişi tarafından —— seçenekli olarak bilirkişi raporu tanzim edilmiştir. Davanın niteliğinin haksız fiilden kaynaklı tazminat davası olması ve davalının sorumluğunun ancak sigortalı aracın sürücüsünün kusuru oranında olması göz önüne alınarak her ne kadar davacı vekilinin dava dilekçesinde kusur oranları hususunda ihtilaf bulunmadığı yönünde iddiada bulunulmakla birlikte davalı tarafından cevap dilekçesinin sunulmamış olması yine incelenen hasar dosyasında davalı ——- gerek kaza tespit tutanağının bulunmaması ve kusur durumunun belirsiz olması karşısında ödeme yapmadığına ilişkin belgeler incelendiğinde kusur durumunun belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla dosya kusur yönünden orantısal kusur durumunun tespiti için trafik uzmanı bilirkişinin de içinde yer aldığı bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından ——- tarihli rapor tanzim edilmiştir. Düzenlenen bilirkişi raporunda kusur durumuna ilişkin özetle, ”Dosya kapsamında ifade tutanakları ile basit kroki dışında başka bir veri bulunmaması ve olay yeri karayolunun fiziki yapısının bilinmemesi nedeniyle kusur yönünden sağlıklı bir sonuca ulaşılması mümkün olamayacağından ve yerinde inceleme yapılması gerektiğinden dosyada mevcut bilgiler yanında internet üzerinden bulunan olay yeri ——- adresiyle ilgili görsellerden de yararlanılarak ve olayın oluş şekliyle ilgili olasılıklara göre kusur durumunun seçenekli olarak verilmesinin uygun olacağı, olay günü mahalli karakol görevlisi tarafından çizilen çok basit krokide olay yeri olarak —– yakın bir kesimi olduğunun anlaşıldığı, internet üzerinden indirilen iki adet olay yeriyle ilgili fotoğrafta; —-yaklaşık —- girişin sağ tarafından yaklaşık —–olarak ayrıldığı ve çizgilerle sınırlarının belirlendiği, geriye kalan—– yolunun iki yönlü ve iki şeritli olarak kullanıldığının kavşaktan girişte düşey trafik işaretlemesi olmaması ve yolun ileri kesimlerinde araçların iki yönlü olarak hareket ettiğinin görülmesinden anlaşıldığı, resimlerde görülen—- —- numaralı telefonla arandığından olay tarihi itibariyle taksi durağının burada olmadığı, bu kesimde —–park ettiği, yükleme ve boşaltma yaptıkları belirtildiğinden, olay günü davacının — plakalı —– — girişe göre sağ tarafta olduğu, olay yerinin ise park halindeki —– sonra geriye kalan—- metrelik kesimde meydana geldiğinin anlaşıldığı, ancak araç sürücüsü —– ifadesinde yayanın yolda dengesini kaybettiği ve aracının sağ arka teker kesimine çarptığını söylediği halde davacı yaya —– dengesini kaybettiği ve düşerken aracın kendisine çaptığını beyan ettiği bu durumu göre seçenekli değerlendirme yapıldığı, sayın mahkeme,—– kendi gidiş şeridinde kurallara uygun olarak hareket halinde iken taşıt yolu içinde dengesini kaybeden yaya —– plakalı aracın sağ arka teker kesimine düştüğüne kanaat getirirse, olayda davacı yaya —- %100 (TAM) kusurlu olacağı, sürücü —- hareketine devam ederken dengesini kaybederek düşmekte olan yaya —- aracın ön kesimiyle çarpmış olduğunun kabulü halinde, olayda davacı yaya —- % 75 ( Yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olacağı, sürücü —- tedbirsizliği nedeniyle önleyemediği olayda % 25 (Yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olacağı, —– yönünde hareket halinde olması, yada yükleme yapılan —– plakalı kamyonun yolun diğer tarafından park etmiş ve burada yükleme yapılmış olduğunun ispatlanması halinde verilen seçeneklerin ikisinin de geçerli olmayacağı, o zaman olay yerinde inceleme yapılmasının zorunlu olacağı ” yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Alınan bilirkişi raporunun ihtimallere dayalı olarak ve dosya üzerinde inceleme yapılarak hazırlanması sebebe ile hükme elverişli olmaması ve taraf vekillerinin itiraz ve beyanları göz önüne alınarak , yerinde inceleme yapılmak suretiyle rapor tanzim edilmesi için dosya tekrar bilirkişiye tevdi edilmiş ise de bilirkişinin şehir dışında bulunması sebebi ile dosyayı teslim alamaması göz önüne alınarak, dosya yeni bir bilirkişiye tevdi edilmiş, mahkememizce incelemenin yapılacağı gün ve saat belirlenerek her iki taraf vekiline de tebliğ edilmiş, gerekli hususlar ihtar edilmiş ancak inceleme gün ve saatinde taraflardan yahut taraf vekillerinden birinin hazır bulunmaması üzerine bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek raporu hazırlayıp mahkememize ibrazı istenmiştir.
Bilirkişi tarafından kazanın meydana geldiği yerde inceleme yapılarak ve fotoğraflanarak —— tarihli bilirkişi raporu ibraz edilmiştir. Düzenlenen bilirkişi raporunda özetle, ”Mahkeme kararına uygun olarak —– tarihinde kaza mahallinde keşif yapıldığı ve ve polis memurlarının hazırladığı kroki kaza mahalline uygulandığı ve doğru olduğunun görüldüğü, —— olduğu ancak —— tali yol olduğu, ——- bulunduğu,—— kısmın taksi durağı olarak kullanıldığı, tüm bu hususların fotoğraflandığı, kazadan sonra yaklaşık —–geçtiği için işbu raporda kazadan hemen sonra polis memurlarının hazırladığı krokinin esas alındığı ve yeniden kroki çizilmediği, yeniden kroki çizilse de aynı olacağı, çarpma noktasında yol hakkı hangi taraftaysa, diğer tarafın asli kusurlu olacağı , yol hakkına sahip tarafın tali kusurunun olup olmadığı kazanın analizi yoluyla anlaşıldığı,——-yayaların uyacakları kuralların açıklandığı ve taşıt yolu üzerinde yaya yolu, banket veya yaya geçidi varsa yayaların kullanmak zorunda oldukları, taşıt yolu üzerinde, yaya yolunun, banketin veya yaya geçidinin olmadığı haller istisna olarak kabul edilmiş ve istisna hallerinde de yayaların taşıt yolu üzerinde bulunma şartları tek tek sayılmaya çalışıldığı, ilave olarak da, taşıt yolu üzerinde yaya yolu, banket, yaya geçidi olmadığı hallerde, zorunlu olarak taşıt yolu üzerinde bulunmak zorunda olan yayaların yaklaşan araçların hızlarını ve mesafelerini dikkate alarak kendi güvenliklerini emniyet altına aldıktan sonra taşıt yoluna girmeleri gerektiğinin belirtildiği, yayaların kendi güvenliklerini emniyet altına almadığı sürece sürücülerin yayaları koruyabilmeleri mümkün olamayabileceği, önce yayaların taşıt yoluna girerken kendi güvenliklerini emniyet altına almaları, sonra da sürücülerin zorunlu olarak taşıt yolu üzerinde bulunan yayalara yaklaşırken yavaşlamaları ve saygı göstermeleri gerekeceği, ——–yükledikten sonra yola çıkmadan önce aracını yıkadığı; aracın kasasının kilitlerini kontrol etmek için arka kısmına doğru yöneldiği sırada, ayağının kaydığı ve tam düşeceği sırada yükleme alanına yakın geçen —— plakalı —- kendisine çarptığı ve durduğu; sonra sürücünün kendisini —— götürdüğü; tedavisi yapıldıktan sonra da birlikte karakola geldikleri beyan edildiği, Yaya —-yükleme alanına yakın geçen —– plakalı otomobilin yükleme alanına girmediği ve çift yönlü trafiğin seyrettiği taşıt yolunda kazanın meydana geldiğinin anlaşıldığı, yaya—— alanının kıyısında olduğu ve —– aracının arkasına gitmek için aracının yanında ve çift yönlü trafiğin aktığı taşıt yolu üzerinde yürüdüğünün anlaşıldığı, bu durumda, öncelikle yaya —– yaklaşan araçların hızlarını ve mesafelerini dikkate alarak kendi güvenliğini emniyet altına aldıktan sonra taşıt yolu üzerinde yürümesi gerekeceği,—– kendi aracı park alanının kıyısında ve taşıt yoluna sıfır durumdaysa, gelen —–dikkate alarak ve araçların arasında sıkışabileceğini düşünerek trafiğin uygun hale gelmesini beklemesi gerekeceği, kazanın meydana geldiği yerin—– döndükleri anda yaya—–ve öncesinde tarafların birbirlerini görme ve önlem alma imkanları olmadığının düşünülebildiği, bu durumda, yaya —– diğer tarafından yürümesi gerekeceği çünkü öncelikle yayaların kendi güvenliklerini emniyet altına almaları gerektiği, yayalar kendi güvenliğini emniyet altına almadığı sürece sürücülerin yayaları koruması mümkün olamayabileceği, sürücülerinde zorunlu olarak taşıt yolu üzerinde bulunan yayalara saygı göstermesi ve yanlarından geçerken yavaşlamaları gerektiği, sürücü —– yayanın üzerine sürdüğü veya çok hızlı olduğu için trafiği tehlikeye soktuğu benzeri tespit ve iddiaların olmadığı, sürücü ——– güvenliğine saygı göstermediği yönünde bir tespit veya iddia da olmadığı, büyük olasılıkla, yaya—– ayağı kaymasa ve dengesini kaybetmese, kazanın meydana gelmemesi ve —— normal seyrine devam etmesi bekleneceği, taşıt yolunu kullananlara saygı göstermek sadece sürücülerden beklenen bir davranış olmadığı, KTK 68/c – KTY 138/d maddelerinde, yayalarında taşıt yolunu kullanırken dikkatsiz, tedbirsiz olmaları ve trafiği tehlikeye sokmamaları da taşıt yolunu kullananlara karşı saygısızlık olarak değerlendirilmediği ve yaya—— taşıt yolu üzerinde ayağının kayması da, telaşlı olduğunu; yeterince dikkatli ve tedbirli olmadığını, trafiği tehlikeye soktuğunu göstermekte olup taşıt yolunu kullananlara karşı saygısızlık olarak değerlendirilebileceği, sürücü —– ifadelerinde, idaresindeki —- seyrederken —– dengesini kaybederek —– sağ arka teker kısmına çarparak düştüğü; yayayı —- götürdüğü, tedavilerini yaptırdığı ve birlikte karakola geldikleri beyan edildiği, Sürücü—— kavşakta hızlı olduğu veya saygısızca sürüldüğü yönünde bir tespit veya beyan olmadığı, dönüş yapan sürücü yola sıfır park halindeki kamyonun/kamyonetin arkasındaki kişiyi görme imkanı olamayabileceği, —- hızla seyreden bir araç kazık fren yapıldığında ancak —-ileride durabildiği, sürücü taşıt yolu üzerindeki yayayı gördüğünde —–yakınsa kazık fren dahi uygulasa kazanın önlenmesi mümkün olmadığı, yayanın kendi güvenliğini emniyet altına alması dışında daha güvenli önlem olmadığı, bu nedenle, sürücü —- kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığı yaya —–ayağı kaymasa ve dengesini kaybetmese, kazanın meydana gelmemesi ve —- normal seyrine devam etmesi bekleneceği, —- tarihli bilirkişi raporunu hazırlayan heyetteki teknik bilirkişinin kazayı net olarak değerlendiremediği ve gereksiz alternatifler ürettiği anlaşıldığından tespitlerine katılınmadığı, neticede davacı yaya —— taşıt yolunda yürürken kendi güvenliğini yeterince emniyet altına almadığı; yeterince dikkatli, tedbirli olmadığı ve trafiği tehlikeye düşürdüğü; —– maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; yaralanmalı ve maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu; dava dışı sürücü—— normal seyrederken, yaya —– kendi güvenliğini emniyet altına almadan dikkatsizce taşıt yoluna girmesi ve ayağının kayarak dengesini kaybetmesi sonucu yaya——çarparak kazaya karıştığı için yaralanmalı kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı” yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Bilirkişi raporu her iki taraf vekiline de tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından rapor doğrultusunda davanın reddi talepli beyan dilekçesi sunulmuş, davacı vekili tarafından ise dosyada alınan raporlar arasında çelişki olduğu gerekçesiyle —– alınmasını talep eder beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuş, mahkememizce aşağıda açıklanacak gerekçeler ile yine bir rapor alınmasına yer ve gerek olmadığından davacı vekilinin talebi reddedilmiş ve alınan —– tarihli rapor dosya kapsamına ve mahkememiz denetimine uygun görülmekle hükme esas alınmış ve rapor doğrultusunda karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, yapılan yargılama, toplanan deliller, soruşturma dosyası , alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde davaya konu kazanın —- tarihinde — sularında, davacının çalıştığı —–plakalı aracına malları yükledikten sonra yola çıkmadan önce aracını yıkadığı; aracın kasasının kilitlerini kontrol etmek için arka kısmına doğru yöneldiği bu esnada ayağının kaydığı ve tam düşeceği sırada yükleme alanına yakın geçen —– kendisine çarpması sonucu meydana geldiği hususun davacı ve sigortalı aracın sürücüsünün ifadelerinden anlaşıldığı, olayla ilgili kaza tespit tutanağı bulunmamakla birlikte basit krokinin bulunduğu, soruşturma dosyasında——- kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararda da olayın az yukarıda açıklandığı şekilde meydana geldiğinin belirtildiği, davacının bizzat kendi vermiş olduğu ifadesinde ayağının kayması neticesinde seyir halinde olan sigortalı aracın önüne doğru çıktığı hususunun belirtildiği, kazanın oluş şekli, gerçekleştiği mahal şartları göz önüne alındığında yaya —– aracının arkasına gitmek için aracının yanında ve çift yönlü trafiğin aktığı taşıt yolu üzerinde yürüdüğü hal böyle olunca davacının yaklaşan araçların hızlarını ve mesafelerini dikkate alarak kendi güvenliğini emniyet altına alması, kendi aracı park alanının kıyısında ve taşıt yoluna sıfır durumdaysa, gelen ——- dikkate alarak ve araçların arasında sıkışabileceğini düşünerek trafiğin uygun hale gelmesini beklemesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği kaldı ki ayağının kayması sonucu seyir halinde aracın önüne doğru çıktığı ve kazanın gerçekleşmesine sebebiyet verdiği anlaşılmakla kazada asli olarak ve % 100 oranında kusurunun bulunduğu, sigortalı aracın sürücüsünün ise seyir halinde iken otomobilini yayanın üzerine sürdüğü veya çok hızlı olduğuna ilişkin bir delillin dosyada mevcut olmaması karşısında sürücünün kazanın meydana gelmesinde alabileceği bir önlem olmadığı kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmış, her ne kadar davacı vekili tarafından alınan ——- Seçeneğinde belirlenen kusur oranlarına ilişkin çelişki olduğu belirtilmiş ve dosyanın —- gönderilmesi talep edilmiş ise de kusur taktirinin esasen teknik değil hukuki bir konu olması yine nihai taktirin mahkememizde olması kaldı ki düzenlenen —- raporun yalnızca dosya kapsamı üzerinden yapılan inceleme ile ve soyut verilere dayalı farklı ihtimal üzerinden hazırlandığı bu hali ile mahkememizce benimsenmediği nitekim taraflarca da kabul edilmediği ve yeniden dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek yerinde inceleme yapılmak suretiyle —- tarihli raporun alındığı anlaşılmakla bu noktada raporlar arasında çelişkiden bahsedemeyeceği anlaşılmakla davacı vekilinin itiraz ve talepleri yerinde görülmemiş, açıklanan nedenler ile kazanın meydana gelmesinde davacının % 100 oranında kusurlu olduğu, davalı sigortalı aracın sürücüsünün bir kusurunun bulunmadığı vicdani kanaati ile ve neticede davalı —- şirketinin de bir sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın reddine,
2-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 27,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 31,60-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; davalı tarafın yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/11/2021