Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/556 E. 2018/74 K. 30.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/556 Esas
KARAR NO : 2018/74

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/08/2015
KARAR TARİHİ : 30/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete işyeri sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan— Ltd. Şti.’ne ait fabrikanın sevkiyat bölümündeki — kapıya davalılardan —’ın maliki olduğu diğer davalı —’ın sürücüsü olduğu ve diğer davalı şirkete sigortalı olan — plakalı aracın çarparak hasarlanmasına sebep olduğunu, davalıların meydana gelen hasardan müştereken ve mütselsilen sorumlu olduğunu, Müvekkili şirketin bu hasar sebebi ile sigortalısına yapmış olduğu ödemeden dolayı davalıya gönderdiği yazı ile ödeme talebinde bulunduğunu ancak netice alınamadığını, bunun üzerine davalılar aleyhine Üsküdar —İcra Müdürlüğü — E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalılarca itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; —-’a ait — plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 07.02.2012/2013 vadeli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, kaza ile ilgili olarak hasar dosyası açıldığını ve belgeler temin edildikten sonra ekspertiz incelemesi yaptırıldığını, kazanın KTK kapsamında karayolu sayılan yerlerden olmayan bir yerde gerçekleştiğini, davacı sigortalısının fiili hakimiyet alanında gerçekleştiğini, ayrıca Müvekkili şirkete sigortalı araç şoförünün de dahil olduğu bir kaza tespit tutanağının bulunmadığını, bu nedenle kusur durumunun belirli olmadığını, kazanın iş kazası olduğu Karayolu dışında meydana geldiğini dolayısıyla sorumlu bulunmadığının tespiti ile ödeme yapma zorunluluğu bulunmayan şirketine atfı kabil kusur bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı (Araç İşleteni) — cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarını ve dava dilekçesini kabul etmediğini, davanın yetkisiz Mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İnegöl mahkemeleri olduğunu, maliki bulunduğu — plakalı araç söz konusu işyerinin sevkiyat bölümündeki sarmal kapıya hiçbir şekilde çarpmadığını, davacı tarafından dosyaya sunulan kanıtlar incelendiğinde aracın kapıya çarptığı ve hasar verdiğini kanıtlayan bir delil bulunmadığını, maliki bulunduğu aracın kapıya zarar vermediğini,—isimli tanığının dinlendiğinde bu hususun kanıtlanacağını, şirketin sahibi ile araç sürücüsü —’ ın yanında —‘in de bulunduğu görüşmede “bu işin sorumlusu siz değilsiniz konuyu halledeceğim” dediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini ve davacı tarafın alacağın %20’si oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı (Araç Sürücüsü) — cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarını ve dava dilekçesini kabul etmediğini, davanın yetkisiz Mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İnegöl mahkemeleri olduğunu, sürücüsü olduğu araç ile hiçbir şekilde bir yere çarpmadığını ve hasar vermediğini, davacı tarafından dosyaya sunulan kanıtlar incelendiğinde aracın kapıya çarptığı ve hasar verdiğini kanıtlayan bir delil bulunmadığını, —isimli tanığının dinlendiğinde bu hususun kanıtlanacağını, şirketin sahibi ile —‘in de bulunduğu bir görüşme gerçekleştirdiğini ve dava dışı şirket sahibinin kendilerine “bu işin sorumlusu siz değilsiniz konuyu halledeceğim” dediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini ve davacı tarafın alacağın %20 si oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı sigorta şirketi tarafından işyeri sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya ödenen bedelin halefiyete dayalı olarak zarara sebebiyet veren araç sürücüsü, işleten ve trafik sigortacısından tazmini için başlatılan icra takibine yapılan itirazın İ.İ.K. 67/1 maddesi uyarınca iptali davasıdır.
Davanın safahatı incelendiğinde Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde 02/10/2013 tarih 2012/1454 E.; 2013/330 K. Sayılı karar ile davalıların yetki itirazlarının kabulü ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine ve dosyanın yetkili İnegöl Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi Sıfatı ile) Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, anılan kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi sonucunda, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/206 E. 2015/5590 K sayılı ilamı ile davalılardan —- Sigorta A.Ş.’nin adresinin mahkememiz yetkisi alanına girdiği, diğer davalılar tarafından sırf kendi yerleşim yeri mahkemelerinden başka bir yere getirtilmeleri amacıyla iş bu davanın mahkememizde açıldığı ispatlanamadığı gerekçesi ile bozulmuş ve dava mahkememizce yeni bir esasa kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçelerin teatisi tamamlandıktan sonra, usulüne uygun öninceleme duruşması yapılmış ve uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, deliller toplanmış ve bilirkişi incelemesi yapılmak ve rapor alınmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası, malik kayıtları ile hasar dosyası ve poliçeler celp edilmiş, hasar kaydını gösterir kayıtlar, fatura ve ödemenin yapıldığına dair hesap hareketlerinin yer aldığı banka kayıtları dosya içerisine alınmış ve incelenmiştir.
İtirazın iptaline konu İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü (Kapatılan Üsküdar —-İcra Müdürlüğü) — E. sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklının dosyamız davacısı, borçlunun ise davalılar olduğu, borcun sebebinin sigortalıya işyeri sigortası sebebiyle ödenen hasar bedeli olarak gösterildiği, 27/09/2012 tarihinde girişilen takibin 4.849,00 TL asıl alacak 391,11 TL işlemiş faiz toplamı 5.240,11TL üzerinden başlatılan örnek 7 nolu ilamsız icra takibi olduğu, ödeme emirleri sırası ile davalı —- Sigorta A.Ş.’ye 09/10/2012, —‘a 09/10/2012 ve son olarak —‘a 09/10/2012 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular — ve —‘ın 16/10/2012 tarihinde yetkiye, borca ve ferilerine, borçlu — Sigorta A.Ş.’ nin ise vekili aracılığıyla 12/10/2012 tarihinde borca ve faize itiraz dilekçesi sunduğu, tebliğ tarihleri esas alındığında itirazların süresinde yapıldığı, dosyada icra müdürlüğünce 31/10/2012 tarihli durdurma kararı bulunduğu aynı zamanda itirazların 07/11/2012 tarihinde davacı alacaklıya tebliğ edildiği, davanın 06/12/2012 tarihinde ve İİK 67. Maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı Sigorta Şirketinin dava dışı sigortalısı — San. Tic. Ltd. Şti. ne ait — adresinde kain işyerinde bulunan — Grubu kapsamında 12.500.00 TL Sigorta Bedeli üzerinden İşyeri Paket Sigorta Poliçesi ile teminatı altına aldığı, Davalı — Sigorta A.Ş.’nin de sigortalısı —- adına kayıtlı — plakalı kamyon vasfındaki ticari nitelikte aracı — sayılı zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası poliçesiyle 07/12/2012 -2013 tarihleri arasında, kazanın meydana geldiği tarihi kapsayacak şekilde trafik sigorta teminatı altına aldığı, poliçede maddi teminat limitinin kaza başına 45.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan ve davalı tanıklarının ifadeleri talimat mahkemesi tarafından alındıktan sonra dosya hukuki ihtilaf noktalarında rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiştir. Sigorta hasar ve sorumluluk uzmanı öğretim görevlisi — tarafından hazırlanan 10/01/2017 tarihli bilirkişi raporundaki tespitler Mahkememizce HMK.282. maddesi uyarınca serbestçe değerlendirilmiş, denetime elverişli görülerek benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık; davacı yanca sigortalısına ödenen hasar bedeline ilişkin zarara ve kazanın oluşumuna davalıların sebebiyet verip vermediği, oluşan hasardan davalıların sorumlu olup olmadığı, kazanın olduğu yerin Karayolları Trafik Kanunu kapsamında olup olmadığı, ödenen bedelin iadesi için başlatılan takibe itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
TTK’nın 1472 md. düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’i halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açıklanacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Bu madde uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intila eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücu davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsi nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsi ve rücuu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’i haleftir. Sigortacının sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanuni halefi olacağı, sigorta ettirenin, ne hakkı varsa bunların şartları gerçekleşince sigortaya geçeceği; sigortacının sigorta ettirenin bütün def’ilerini 3. şahsa karşı ileri sürebileceği açıklanmıştır.
Tüm dosya kapsamında ve alınan bilirkişi raporunda yapılan tespitlere göre; davanın davacı sigortacı tarafından sigortalısına ödenen bedelin TTK. nın 1472 maddesi uyarınca rücuen tahsili talebi ile başlatılan takibe itirazın iptali davası olduğu, dava konusu kazada davalı sigorta şirketine sigortalı — plakalı aracın sürücüsü —’ın hasar ile ilgili olarak zarar görenle olan diyalogu ve tanık anlatımlarından kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğinin anlaşıldığı, bilirkişi raporu ile kazanın oluşumuna davalı araç sürücüsünün sebebiyet verdiği ve %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, davacının sigortalısının işyeri adresi gerek poliçede ve gerekse ekspertiz raporunda belirtildiği üzere Mahalle/İlçe/İl sınırları içerisinde kain bir işletme olduğu ve dolayısı ile kaza yerinin KTK kapsamında kaldığı, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu 22/17. madde hükmüne istinaden eksper raporunun delil niteliğinde olduğu ve zarara konu sarmal kapı hasarının tespitinde alınan teklifler ve faturanın değerlendirilmesi neticesinde belirlenen ve dosya kapsamında yer alan banka dekontu ve ekstreler ile gerekli tenzilatlar (davacının şirket olması sebebiyle KDV indirimi yapılmadan ve % 10 hurda tenzilatı) yapılarak ödendiği anlaşılan 4.849.90 TL zarar tutarının yerinde olduğu, söz konusu zarardan davalılardan —-‘ın işleten —‘ın sürücü, davalı — Sigorta A.Ş.’ nin ZMSS poliçesi nedeniyle sorumlu olduğu, dosya kapsamı itibari ile davacının sigortalısına ödediği hasar bedeline ilişkin takibe itirazın haksız olduğu, ödeme tarihinin 27/03/2012 takip tarihinin ise 27/09/2012 olduğu; davalı sigortalıya ait aracın ticari nitelikte olduğu ve 184 güne tekabül eden işlemiş avans faizinin 439,91 TL olduğu ancak takipte 351,11 TL talep edildiği dolayısı ile taleple bağlılık kuralı gereği işlemiş faiz talebi hakkında talep gibi karar verilmesi gerekeceği değerlendirilerek davanın kabulü ile davalıların İstanbul Anadolu —İcra Müdürlüğünün (Kapatılan Üsküdar —. İcra Müdürlüğü) — esas dosyasına yapmış oldukları itirazların iptaline, takibin devamına, davalıların itirazı haksız bulunduğundan takipteki asıl alacak miktarı olan 4.849,00-TL’nin takdiren % 20’si oranında belirlenecek (969,80-TL) icra inkar tazminatının davalılardan dayanışmalı tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı yanın itirazın iptali talebi İ.İ.K. 67 maddesinde değerlendirilerek;
1-Davanın kabulü ile davalıların İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün (Kapatılan Üsküdar —İcra Müdürlüğü) — esas dosyasına yapmış oldukları itirazların iptaline, takibin devamına,
2-Davalıların itirazı haksız bulunduğundan takipteki asıl alacak miktarı olan 4.849,00-TL ‘nin takdiren %20 oranında belirlenecek (969,80-TL) icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 357,95-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 51,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 306,30-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 76,10-TL ilk masraf, 286,95-TL tebligat ve müzekkere gideri, 600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 963,05-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak davalı Sigorta şirketi vekili ile diğer davalı tarafların yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/01/2018