Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/511 E. 2023/158 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/511 Esas
KARAR NO : 2023/158

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14.07.2015
KARAR TARİHİ : 22.02.2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl Dava
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun bir taraftan —- dava dışı —–Temsilcisi sıfatıyla hareket ettiklerini ve müvekkil şirketle ticari ilişkilerinin olmadığını iddia ederken diğer yandan dava dışı ——- müvekkil şirketten alacaklı olduğunu ve kendilerinin bu alacakları devraldıklarını bu alacak tutarının müvekkil şirkete olan borçlarından daha fazla olduğunu öne sürerek borca itiraz ettiğini, ——sayılı dosyası ile yapmış oldukları ilamsız takipte asıl alacak tutarı 261.542,78 Euro ödediğini ve bu şekilde takipte 239.895,54 Euro asıl alacak tutarı ve ferileri olmak üzere alacağının devam ettiğini,——- sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının takip konusu alacağın %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ——–müvekkil şirket ile arasında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu ve müvekkil şirketin bu konudaki itirazının haksız olduğuna ilişkin beyanları tamamıyla asılsız olduğunu, ticari ilişki davacı —— ile dava dışı—— arasında olduğunu, ne var ki tamamen davacı —— kendi talebi ve çekinceleri sebebiyle hesap ve kayıtların tutulmasında ve cari hesaba yansıtılmasında Müvekkil şirket ilişkiye dahil olduğunu, bu nedenle de müvekkil şirket ile davacı ——arasında fiktif bir kayıt var ise de asla gerçek bir ticari ilişki mevcut olmadığını, sulh sözleşmesi ile de açıkça hüküm altına aldındığı üzere dava dışı —–davacı —— alacağı mevcut olduğunu, dava dışı —— davacı —— olan alacaklarının müvekkil şirkete devrine yönelik temlik sözleşmesi de geçerli bir sözleşme olduğunu, sulh sözleşmesi ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın tamamen kapatılması ve kayıtların düzeltilmesi amacıyla 151.531,21 Euronun 7 eşit taksitte, dava dışı —– tarafından müvekkil şirkete, müvekkil şirket tarafından da davacı —– ödenmesi, ——- söz konusu taksiti almasını takiben de, dava dışı —— dava dışı —— aynı tutarda ödeme yapması konusunda anlaşma sağlandığını, bu kapsamda da dava dışı —– müvekkil şirkete, müvekkil şirkette de davacı —– 21.647,32 Euro ödediğini, açıklanan nedenlerle davacının haksız ve temelsiz itirazın iptali davasının ve kötü niyet tazminat talebinin reddine ve iş bu davasında haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle dava konusunun %20sinden az olmamak üzere müvekkili lehine tazminata hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinden bırakılmasını talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
DAVA: Davacı vekilinin 06/10/2016 harç makbuz tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket ile Davalı Şirketler’in de dahil olduğu ilişki kapsamında, Davalılardan —— Müvekkili Şirket’ten aldığı ham maddeler ile boya üreterek bu boyaları Müvekkili Şirket’in müşterilerine dağıtılmak üzere dava dışı ——ilettiğini, Müvekkili Şirketin Davalı —— yapacağı ödemeler için —— kardeş şirketi olan diğer Davalı —– avans ödemesi yaptığını, —— doğacak alacaklarını, Müvekkil Şirket tarafından—–yapılan avans ödemelerinden mahsup suretiyle karşıladığını, Söz konusu ilişkiye istinaden, Müvekkili Şirket ile Davalı Şirketler’in de aralarında bulunduğu anılan dört şirket, —– dava dışı —– olduğunu ileri sürdüğü alacaklar İle Müvekkil Şirket’in Davalı Şirketler’den, muhtelif avans ödemeleri, hammadde tedariki ve/veya stoktan doğan 151.531,21 Euro tutarındaki alacağının kapatılması ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın sona erdirilmesi adına, dava dilekçesine ekli Sulh Sözleşmesinin taraflarca imzalandığını, Sulh Sözleşmesi’nin madde I hükmü uyarınca, Müvekkili Şirket, dava dışı ——- her biri 21.647,32 Euro olmak üzere 7 eşit taksit ile toplam da 151.531,21 Euro göndermeyi kabul ettiğini, Bu kapsamda da, Müvekkili Şirket tarafından 21.647,32 Euro tutarındaki ilk taksitin dava dışı——-ödendiğini ve Sulh Sözleşmesinin tarafları ödeme ile ilgili bilgilendirildiğini, Müvekkili Şirket’in ödemesini takiben dava dışı ——-, Sulh Sözleşmesi madde III uyarınca ödenen tutar olan 21.647,32 Euro’yu, Sulh Sözleşmesine uygun olarak Davalılardan —–gönderdiğini ve Sulh Sözleşmesi’nin taraflarını bu ödeme ile İlgili bilgilendirdiğini, Böylece hem Müvekkili Şirket hem de dava dışı ——Sulh Sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, Ne varki müvekkili şirket’in gösterdiği sözleşmeye bağlılık ve iyi niyet Davalı şirketler tarafından gösterilmediğini beyan ederek Mahkemece tespit edilecek diğer nedenlerle, fazlaya ilişkin her türlü haklarının saklı kalması kaydiyla davanın kabulü’nü, şimdilik 21.647,32 Euro’nun temerrüt tarihinden itibaren işleyen ve ödeme tarihine kadar işlemeye devam edecek temerrüt faizi de birlikte Davalı Şirkeder’den alınarak Müvekkili Şirket’e verilmesini, yargılama giderleri de vekalet ücretinin davalılar uhtesinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı ——vekilinin 24/02/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Hukuk Muhakemesi kanunu’nun 114/h maddesine göre davacının dava açmakta hukiki yararının bulunması dava şartı olarak düzenlendiğini, ancak davacının iş bu davayı açmakta hukuki bir yararı bulunmadığını bu nedenle davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini savunmuştur.
—– iş bu davaya cevap vermemiştir. ,
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri tarafından uyap üzerinden e-imzalı olarak gönderilen feragat ve beyan dilekçeleri gönderilmiş olduğu görülmüştür.Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu feragat dilekçesinde özetle; asıl dava ve iş bu dava ile birleşen dava ile ilgili olarak tarafların anlaşmış olmaları nedeniyle davadan feragat ettiklerini, ayrıca karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama giderleri taleplerinin bulunmadığını beyan eden dilekçe gönderdiği görüldü.Davalı vekili tarafından mahkememize gönderilen dilekçede özetle; dava dosyasındaki (hem asıl dava hem de birleşen dava dosyasındaki) taleplere ilişkin olarak, tarafların anlaşmış olduğunu ve işbu davayı sonlandırma kararı aldıklarını, bu doğrultuda, davadan feragat ettiklerini ve yargılama gideri ile vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan eder; bu doğrultuda karar verilmesini arz ve talep ettikleri görüldü.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu 307. vd maddeleri gereğince davadan feragatin, davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran taraf işlemlerinden olduğu, hüküm ifade edilmesi için karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine de bağlı olmadığı hükme bağlanmış olup davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat etmeye yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Asıl davada Karar harcı 179,90-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 8.300,76- TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 8.120,86‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Birleşen davada Karar harcı 179,90-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.270,86- TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 1.090,96‬‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Vekâlet Ücretleri; Taraflarca talep edilmediğinden, asıl ve birleşen davada, davalılar yararına vekâlet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Yargılama Giderleri; Taraflarca talep edilmediğinden, tarafların leh veya aleyhlerine yargılama gideri taktirine yer olmadığına, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-Asıl ve birleşen davada, taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca yatıran tarafa iadesine,Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.