Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/486 E. 2019/1315 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/486 Esas
KARAR NO: 2019/1315
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/07/2015
KARAR TARİHİ: 18/12/2019
Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin .——- iş akdi ile çalışmalarını ——tarihinde sonlandırdığını ve taraflar arasında —– Noterliği’nin ——– yev. nolu tercümeli evrakı ile ——– tarihli sözleşmenin imzalandığını, bu sözleşmede davacıya şirket hisse devri karşılığında ——- ödeme yapılması ve işçilik alacakları için——– ödenmesinin kararlaştırıldığını, bu sözleşme gereği davalı … ünvanlı şirketler tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi, şirket yetkilisi —– imzası ile —–İcra Müdürlüğü’nün —- esas sayılı dosyasında ——- bedelli bir bononun müvekkili aleyhine icra takibine konu edildiğini, takip sonrasında —— Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ———– nolu dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, bu davanın ret ile sonuçlanarak icra takibinin kesinleşme işlemlerinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararının, karar günü olan ——— tarihinde kaldırıldığını, bu tarih sonrasında mülkiyeti müvekkiline ait bulunan—————-nolu taşınmaz ile ———- taşınmazların, müvekkilinin aynı zamanda işvereni olan davalı ——— tarafından ihaleye girilerek satın alındığını, açılan ihalenin feshi davasının reddedilmesi üzerine,——– Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ———– nolu davasının da yolsuz tescil istemi ile tapu iptali talebi niteliğinde iken ret ile sonuçlandığını ve halen temyiz aşamasında olduğunu, özellikle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasından sonra müvekkilinin mülkiyetindeki evi ve dükkanı kaybettiğini, önce annesinin yanına sığındığını, içine düştüğü maddi sıkıntılar nedeni ile annesinden intikal edecek olan miras payından peşinen feragat etmek zorunda kalarak büyük bir maddi kayıp yaşadığını, iş yönünden de bir türlü düzene giremediğini, iş vereni olan ——— açmış olduğu dava ve icra takiplerinden dolayı lojistik sektöründe adının duyulduğunu ve itibar kaybettiğini, bu nedenle son işvereni olan ——– tarafından işten çıkarılınca tekrar gerçekleştirdiği başvuruların cevapsız kaldığını, davalı ————hakim ortaklarının aynı şahıslar olduklarını,——— hakim ortağının ———- olup, bu şirketler arasında organik bağ bulunduğunu,——– davacı arasındaki bono ihtilaflarını en başından beri bilmesine rağmen ihaleye girdiğini, açılan menfi tespit davasına müdahil olduğunu ve ——müşterek hareket etmek suretiyle müvekkilinin ekonomik mahvına sebebiyet verdiğini, açılan menfi tespit davasının temyiz incelemesi neticesinde ———Hukuk Dairesi’nin ————nolu ilamı ile bozularak iade edildiğini, Yargıtay bozma ilamında davalının savunmaları neticesinde bonodan alacaklı olunduğuna ilişkin ispat yükünün yer değiştirdiği ve böylece bononun talil olup, bono vasfını yitirdiği hususlarının tespit edildiğini, yargılamanın halen ——– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —— Esasında derdest olduğunu belirterek; ileride artırma hakkı saklı kalmak kaydı ile ——TL ile —- maddi tazminatın fiili ödeme günündeki kur üzerinden TL karşılığının ——- tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizleri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı …vekili sunduğu cevap dilekçesinde; davaya konu vakıalarla müvekkili firmanın hiçbir baglantısının olmadığını, davacı ve diger davalılar ile ilgili olundugu iddia olunan olaylarla, bahsi geçen akitlerle müvekkili firmanın hukuki ve filli ilgisinin olmadığını, bu nedenle davanın müvekkili açısından husumet yönünden reddi gerektigini, dava dilekçesinde iddia olunan vakıalara ilişkin deliller sunulmadığını, dava dilekçesi ekinde davanın dayandırıldığı belgelerin sunulmadığını, dava konusu tazminatın, davacının iddiasında bahsedilen işçilik alacağını kapsadığını, davacının işçilik alacaklarına ilişkin olarak işverene karşı iş mahkemesinde dava açması gerekirken işçilik alacagı ve diger alacaklarını içeren tazminat davasını birleştirerek huzurdaki davayı açmasının yersiz olduğunu, müvekkilinin, davacının dava dilekçesinde iddia ettiği ——– tarihli sözleşmenin tarafı olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı————— vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın hiçbir surette müvekkilinin bünyesinde istihdam edilmediğini, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğunu, müvekkili şirketin adresinin ————-olduğunu, bu yönden de davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, dava konusuna ilişkin devam etmekte olan yargılamanın olduğunu, davacının dilekçesinde mülkiyeti kendisine ait olan taşınmazların haksız şekilde satılmasına ilişkin uğradığı zararlar sebebi ile tazminat talep ettiğini, ancak davacı vekilinin dilekçesinde de beyan ettiği üzere kendisinin aleyhine hareket edenin, davalılardan—– olduğunu, müvekkili davalı ———– firmasının davacı aleyhine kötü niyetli olarak hareket ettiğine dair herhangi bir delil mevcut olmadığını, müvekkilinin davacı taşınmazlarını icra ihalesine katılmak suretiyle iktisap ettiğini, davacının mahkememizde ileri sürdüğü iddiaların benzerlerini ihalenin yapılması ile ilgili olarak ikame ettiği ihalenin feshi dosyalarında da ileri sürdüğünü ancak bu iddialarının subut bulmadığından reddedilip, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, ihalenin kesinleşmesini müteakiben bu defa davacı tarafından aynı iddia ve ithamlar ile ———– Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ——-Esas sayılı dosyası ikame edilerek ihale ile iktisap edilen taşınmazların tapusunun iptali ve tescilinin talep edildiğini, yapılan yargılama neticesinde davacının davasının reddine karar verildiğini belirterek davanın görev, yetki ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——— Vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacının işvereni olmadığını, bu hususun——- kayıtlarının celp edilerek incelenmesi ile ortaya çıkacağını, bu nedenle davaya karşı husumet itirazında bulunduklarını, dava dilekçesinde davacının müvekkili şirketin çalışanı olduğu iddiası ileri sürülmekle davanın iş mahkemesinde görülmesi gerektiğini, müvekkili şirketin adresine göre yetkili mahkemenin ———- Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, işbu davanın esas yönünden de haksız ve mesnetsiz olup reddi gerektiğini, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların geçersiz olduğunu ve müvekkili şirketin sorumluluğunu gerektirir bir durum olmadığını belirterek; müvekkili şirket aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı———-Vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde ———– maddi tazminatı davalıların davacıya vermiş olduğu hangi fiiili zararına karşı talep ettiğini açıkca belirtmediğini, dava dilekçesinden davacının talep ettiği tazminat miktarının hangi zarara karşılık olduğu, davalıların hangi eylemi ile bu zarara sebebiyet verdiğinin anlaşılmadığını, dava dilekçesinin 1. maddesinde ———– hisse devri ve ——– işçilik alacağından bahsedilmiş ise de talep olarak bunların istendiğinin anlaşılamadığını, ayrıca davacının işçilik alacağı için davasını iş mahkemelerinde açması gerektiğini, davacının dava dilekçesinin sonuç ve istek kısmında ifade ettiği ————–tarihli sözleşmeye dayalı olarak talep ettiğini iddia ettiği maddi tazminata dair taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının dava dilekçesinde dilekçesini dayandırdığı — tarihli sözleşmenin olmadığını, davalı ile davacı arasında ————- menfi tespit davasının, davacının mağduriyetini değil, tam tersine davalı müvekkilinin mağduriyetinin açık ifadesi olduğunu, davacının müvekkili firmaya milyon eurolarla ifade edilebilecek maddi zararlar verdiğini, taraflar arasındaki iş ilişkisi sonlandırıldığında müvekkili şirkete olan borçlarından ———–kısmını kabul ederek senet düzenlediğini, senedin vadesi gelmeden hayali borçlanmalarla mal kaçırma telaşına girdiğini ve müvekkili firmadan sonra çalışmaya başladığı firma adına kredi çekip kendine ait taşınmazı ipotek altına girmesine sebep olduğunu, maksadının davalı müvekkilinin alacaklarının tahsilini engellemek olduğunu, müvekkili firma tarafından yapılan —- İcra Müdürlüğü ——— esas sayılı icra takibi neticesinde bu bahsi geçen ipotekli taşınmazın satıldığını ve tahsilat bedelinin öncelikle kendi sebep olduğu ipotek bedeline mahsup edildiğini, bakiye bedelin de müvekkilinin alacağının 1/4’ü kadar olup tahsilatın kısmen yapılabildiğini, yasal yollarla alacağın tahsil edilmesinde davacının zararının doğmasının davacının kendi eyleminden kaynaklandığını, maddi tazminat davasına konu edilemeyeceğini, yukarıda bahsi geçen senede ilişkin olarak davacının borçtan kurtulma çabasını öteye taşıdığını, müvekkil firmanın yetkilisi ——– hakkında açığa imzanın kötüye kullanılması, belgede sahtecilik suçlaması ile suç duyurusunda bulunduğunu ve müvekkili firma yetkilisi şahsın haksız yere basit bir iftira nedeni ile 10 yılı aşkın süredir yargılanma olduğunu, neticede müvekkili firmanın eski çalışanı tarafından —— zarara uğratıltığını belirterek; görev ve zamanaşımı yönünden itirazların kabulü ile öncelikle ———– Asliye Ticaret Mahkemesi ——— esas sayılı dosyanın bu dava açısından bekletici mesele yapılmasını devamla esasa dair savunma ve sunduğumuz ve sunacakları delillerin değerlendirilmesi neticesinde davanın müvekkili firma yönünden reddine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, davalılardan —— şirketi yönünden hisse devri ve işçilik alacağına ilişkin olarak sözleşmeye dayalı, diğer davalı ——— ile birlikte aynı organik bağ içerisinde haraketle haksız hukuki girişimlerle yaptıkları eylemleri nedeniyle haksı fiilleri ve ayrıca diğer davalıların da aralarındaki organik bağ içerisinde hareketle, haksız hukuki girişimlerini bilerek kendilerinin de haksız hukuki gişimlerde bulunmaları suretiyle uğradığını iddia ettiği zararlarının tazmini isteminden ibarettir.
Davacı vekili, ———– tarihli uyap ortamından e-imza ile gönderdiği dilekçesi ile davalı … şirketleri yönünden davadan feragat ettiklerini bildirmiş, feragat beyanlarını duruşmada da tekrar etmişlerdir.
Davacının feragat beyanı, davalılar ————– şirketi yönünden açılan davaya ilişkin olup, davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
HMK’nun 311/1 maddesi uyarınca, feragatın kesin hüküm gibi sonuç doğurması yanında aynı yasanın 309/2 maddesi uyarınca feragat, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatına da bağlı olmamakla ve taraf vekillerinin dilekçeleri dikkate alınarak, davalı … şirketleri yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı, diğer davalıların da, aleyhlerine feragat nedeniyle davası reddedilen ——– isimli şirketler ile danışıklı olarak hukuki süreçlere haksız müdahale işlemleri nedeniyle kendisini zarara uğrattıklarından bahisle feragat ettiği davalılar dışında diğer davalılar yönünden zararlarının tazminini talep etmiş ise de; bu davalılara atfedilen icra dairesinde yapılan ihaleye katılma ve davacının açtığını beyan ettiği müdahalenin men’i davasına davalı yanında davaya katılımı, yapılan ihaleyi kazanmış olması, bu ihaleyi ilgilendiren dava sürecine müdahale eyleminde davalıların haksız ve hukuk dışı kabul edilebilecek her hangi bir durumun olmadığı, davacının ileri sürdüğü diğer iddalarının sübut bulmadığı anlaşıldığından bu davalılar yönünden de davanın sübut bulmaması nedeniyle esas yönünden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalılar —————– aleyhine açılan davanın FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Davalılar ————– aleyhine açılan davanın SÜBUT BULMAMASI NEDENİYLE REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan 7.333,95 TL’den mahsubu ile bakiye 7.289,55 TL harcın davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılarca masraf yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalılar ———— kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte AAÜT. hükümlerince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak belirtilen davalılara verilmesine,
7-Davalılar —————- kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte AAÜT. hükümlerince hesap edilen 30.833,53 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere; davacı ile davalı ————– vekilinin yüzüne karşı, diğer davalılar vekillerinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/12/2019